Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Kamunun Yemek Hizmetleri Faaliyetinde Ne İşi Var? Lezzet Ankara Tartışmaları
    Forum

    Kamunun Yemek Hizmetleri Faaliyetinde Ne İşi Var? Lezzet Ankara Tartışmaları

    Güneş Aşık18 Haziran 20216 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Geçtiğimiz günlerde Ankara Büyükşehir Belediye Başkanı Mansur Yavaş’ın COVID-19 salgını nedeniyle zor günler geçiren işletme sahiplerine katkı amacıyla “Lezzet Ankara” adında bir yemek siparişi uygulaması başlatması sosyal medyada büyük tartışmalara yol açtı. Ankara’daki restoranların uygulamaya ücretsiz olarak kaydolabileceği ve komisyon alınmayacağının açıklanması temelde iki perspektiften eleştirildi. İlk eleştiri, bu tür uygulamaların özel sektörün inovasyon yapma yönündeki teşviklerini azaltacağı, ikinci eleştiri ise kamunun özel sektör ile rekabet etmesinin yanlış olduğu yönündeydi. Ben bu eleştirilere katılmayan bir iktisatçı olarak görüşlerimi özetlemeye çalışacağım.

    İlk olarak şunun altını çizerek başlamakta fayda var; iyi bir iktisat eğitimi, sorunlara tek bir çözüm perspektifinden bakmamayı öğretir. Özellikle de 1980’lerde Washington Consensus adıyla bilinen tek tip politikaların gelişmekte olan ülkelerde neredeyse topyekûn başarısızlığa uğraması ve gelir adaletsizliğini daha da derinleştirmesi neticesinde “herkese aynı beden (one size fits all)” yaklaşımının yanlışlığı konusunda uzun zamandır bir mutabakat söz konusu. Dani Rodrik’in dediği gibi herhangi bir iktisat sorusuna verilecek en iyi cevap “duruma bağlı (it depends)” cevabıdır. Aslında söylemeye bile gerek yok ancak, bu Lezzet Ankara adı verilen “kamu müdahalesini” de içinde bulunulan koşullar içinde değerlendirmek en sağlıklısı.

    Eleştirileri yukarıdaki çerçeve içinde şimdi daha detaylı ele alalım. Kamunun müdahaleleri özel sektörün inovasyon yapma motivasyonunu olumsuz etkiler mi? Lezzet Ankara uygulaması özel sektörün inovasyon hevesini kırar mı? İnovasyon teşvikleri, optimal patent süreleri, monopoller ve rekabet konuları iktisat literatüründe neredeyse yüz yıldır tartışılıyor. Bu literatüre en önemli katkıları yapan iktisatçıların başında gelen Nordhaus’un 1969 yılında gösterdiği üzere inovasyon yapmanın bir bedeli var. Patentler ya da istisnalar vasıtasyla bu inovasyondan elde edilecek kar miktarı ve süresi uzadıkça özel sektörün inovasyona yaptığı yatırım miktarı ve neticesinde ortaya yeni teknolojilerin çıkma olasılığı artıyor. Ancak, monopol kârlarının tüketici bakımından yarattığı bir refah kaybı da söz konusu. Bu refah kaybından dolayı iktisadi modeller optimal patent/korumacılık süresinin sonsuz olmaması gerektiğini gösteriyor. Hatta mevcut teoriler talep esnekliğine, inovasyonun ve imitasyonun maliyetine ve yeni teknolojilerin mevcut teknolojileri tamamlayıcı nitelikte olup olmamasına bağlı olarak optimal patent sürelerinin kısa olması gerektiğine işaret ediyor (Norhaus (1969), Scherer (1972)).

    Gelelim Lezzet Ankara uygulamasına. Bu uygulama aslında daha sofistike hizmetler sağlayan iki özel sektör firmasına rakip olacağı kaygısı ile eleştiriliyor. Bir çevrimiçi platform vasıtasıyla restoranlar ile müşteriler arasında aracılık hizmeti sağlayan bu iki şirketin aracılık inovasyonunun asıl sahipleri olup olmadığı ya da bu fikrin patentini alma konusunda çaba harcayıp harcamadıkları konusuna vakıf değilim. Ancak, bu iki şirket piyasadaki oligopol pozisyonları sayesinde yıllar içinde büyük kârlar elde etti. Hatta bir tanesi geniş kâr marjı ile Avrupa’ya dahi açıldı ki bu gayet güzel bir gelişme. Diğer taraftan bu fikir, örneğin bir kanser ilacı, Covid-19 aşısı gibi çığır açan (ground breaking) bir inovasyon değil. Bu nedenle bu fikre dair kâr ufkunun kısıtlı olması son derece doğal ve muhtemelen toplam refah bakımından da optimal.

    Ancak, burada bir nüans var. Gözlemlediğim kadarıyla eleştiriler diğer özel şirketlerin bu fikri kopyalayarak piyasaya girmesinden çok kamunun piyasaya girmesinin yaratacağı haksız rekabete odaklanıyor. Kamunun piyasaya aktör olarak girmektense düzenleyici olarak faaliyet göstermesi gerektiğinin altı çiziliyor. Bu eleştirileri anlıyorum ancak, katılmıyorum. Kamunun düzenleyici ve denetleyici rolü elzem ve tartışmaya gerek yok. Ancak, neredeyse hiçbir zaman piyasalar gerçek rekabet altında işlemiyor ve neredeyse her zaman çeşitli dışsallıklar söz konusu.  Dolayısıyla, belli koşullar altında, kamunun düzenleme ve denetleme ötesine giden müdahaleleri toplam refahı arttırabiliyor. Ankara Büyükşehir Belediyesi, Lezzet Ankara uygulamasını salgından etkilenen esnafa destek olmak için hayata geçireceğini duyurdu. Bu son derece meşru bir gerekçe. Kapatmalar nedeniyle kan ağlayan küçük esnafı kısıtlı nakit yardımlar ile ayakta tutmaktansa komisyon maliyetini azaltmak istihdamı korumak bakımından da maliyet etkin (cost effective) olabilir. Üstelik salgından etkilenen sadece esnaf değil. Tüketicilerin de önemli bir kısmı refah kaybı yaşadı. Restoranlar komisyon maliyetlerini ister istemez tüketiciye yansıtıyor. Dolayısıyla, aracılık maliyetlerinin düşmesi tüketici refahı bakımından da olumlu bir gelişme. Bu koşullar altında belediyenin toplum refahını gözeterek bir aktör olarak piyasaya girmesini yadırgamıyorum.   

    Bu tartışmalar çerçevesinde kimsenin gündeme getirmeyi lüzumlu görmediği benzer bir kamu müdahalesi örneği de var aslında önümüzde. Sadece Türkiye’de değil, neredeyse tüm gelişmiş ve gelişmekte olan ülkelerde kamu, iş ve işçi bulma faaliyetlerinde aracılık yapıyor. Türkiye’de bu görevi üstlenen kamu kurumu İŞKUR. Hatta devlet daha da ileri giderek, özel sektörün bir takım istihdam teşviklerinden faydalanabilmesi için işe aldığı kişileri İŞKUR’a kayıtlı işsizler havuzundan seçmesini şart koşuyor. Ben şu ana kadar neden İŞKUR gibi bir kurum var, kamu neden özel firmalar varken bu aracılık faaliyetine devasa bir kaynak ayırıyor diye sorgulayan bir kişi görmedim. Elbette sorgulanabilir de ancak, dezavantajlı grupların refahını doğrudan etkileyen, bilgi asimetrilerinin, yoğun dışsallıkların olduğu alanlarda kamu müdahalelerinin gerekliliği konusunda hem toplumsal hem de bilimsel bir mutabakat söz konusu.

    Yukarıdaki örneği verme nedenlerimden biri de aslında İŞKUR tarafından sağlanan hizmetlerin “monopolistik rekabete” uygun bir örnek olması. Yüksek nitelikli işgücüne yönelik aracılık faaliyetleri genellikle özel sektördeki malum firmalar tarafından sağlanırken, daha düşük nitelikli pozisyonlarda İŞKUR daha aktif. Dolayısıyla, aslında piyasadaki kamu ve özel sektör aktörleri niş, özelleştirilmiş hizmetler sunuyor. Lezzet Ankara için de durum böyle olabilir. Zaten Lezzet Ankara herkesin bildiği zincir restoranlardan ziyade küçük esnafı hedefliyor. Dolayısıyla, Lezzet Ankara ve diğer firmaların sunduğu hizmetlerin mükemmel ikame olduklarını söylemek güç. Belki de bu alandaki özel şirketler rekabetten şikâyet etmek yerine, “hizmetlerimizi ikame etmesi güç hale nasıl getirebiliriz?” diye kendilerine sormalılar. Eğer cevabı bulamıyorlarsa, ya bu piyasanın doğası böyle demektir ya da şirketler iyi yönetilmiyordur. Dolayısıyla, kâr marjlarının düşmesi kaçınılmazdır. Bence buradaki esas soru belediyenin hizmet sağlayıcısı olarak girip girmemesinden ziyade, elindeki kısıtlı kaynaklar ile etkin bir platform kurup kuramayacağı. Diğer bir deyişle toplumsal faydasının maliyetinden yüksek olacağı bir iş modelini tutturup tutturamayacağı ile ilgili. Bunu ise zaman gösterecek.    

    Son olarak, Lezzet Ankara eleştirilerinin “piyasa dostu-piyasa karşıtlığı” eksenine indirilmesinin yanlış olduğunu düşünüyorum. Belli bir yaşın üzerindeki kişilerin formasyonu geçmişte bu eksenlerde oluştuğu için tartışma belki bu ikilemde yürüdü. Ancak, dünya başka bir yöne doğru gidiyor. Kötü ve riskli yatırımlar sonrasında 2008’de batan bankaların vergiler ile kurtarılması, en zengin yüzde 1’lik kesimin yıllar içinde toplam gelirden aldığı payın daha da artması, küresel ısınma gibi problemlerin yarattığı sosyal hoşnutsuzluklar göz ardı edilemeyecek kadar büyük. Özellikle genç nüfusun sürdürülebilir bir ekonomik düzene ve adil gelir dağılımı yönünde ciddi talepleri var. Çoğumuz farkında değil ama onlar çevreye duyarlı, büyüme saplantısı olmayan, insani çalışma koşulları vaat eden donut ekonomi modellerini tartışıyor. Biz belki göremeyeceğiz ama ileride çalışanlarının haklarını gasp etmek, zaman baskısı altında günde 16 saat çalıştırmak, dünyayı kirletmek, anormal kar marjları ile faaliyetlerini sürdürmek muhtemelen bu kadar kolay olmayacak. Geleceğin tüketicileri seçim yaparken bu kriterleri ön plana çıkaracak.  Adil gelir dağılımına talep git gide artıyor. Bu kapsamda ben iktisat politikalarının mutlak “piyasa dostu-piyasa karşıtlığı” fetişizminden değil, içinde bulunulan koşullar ve toplam refah bakımından fayda-maliyet etkinliği çerçevesinde değerlendirilmesi gerektiğini düşünüyorum. 


    Referanslar

    Bertran, F. J. L., & Turner, J. L. (2017). Welfare-optimal patent royalties when imitation is costly. Journal of Economic Behavior & Organization, 137, 457-475.

    Mansfield, E., Schwartz, M., & Wagner, S. (1981). Imitation costs and patents: an empirical study. The economic journal, 91(364), 907-918.

    W. D. Nordhaus, Invention, Growth, and Welfare; A Theoretical Treatment of Technological Change, Cambridge, Mass. 1969, ch. 5.    

    Scherer, F. M. (1972). Nordhaus’ theory of optimal patent life: A geometric reinterpretation. The American Economic Review, 62(3), 422-427.

    Ekonomi Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikSPQRCAST #5 | Roma’da Cumhuriyetin Kurulması ve İlk Darbe Girişimi
    Sonraki İçerik Serhat Güvenç: Bu tercih, ABD’ye ‘‘Artık seninle iş yapmıyorum’’ demektir

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Videolar

    Parlamenter Sistem için Yol Ayrımında mıyız? | Berk Esen | Çavuşesku’nun Termometresi ÖZEL #255

    28 Mayıs 2025 Berk Esen, Burak Bilgehan Özpek, İlkan Dalkuç ve Melis Konakçı
    Yazılar

    Lozan Anlaşması, 1924 Anayasası ve Komisyon

    23 Mayıs 2025 Armağan Öztürk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Yazılar Elif Menderes

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}