[voiserPlayer]
Joe Biden, Şubat 2019 tarihinde 28 başkan aday adayıyla başlayan Demokrat Parti Başkanlık Ön Seçim sürecinde başkan adaylığından çekilmeyen ve yarışta kalan tek aday. Koronavirüs salgını nedeniyle ön seçimler ve Biden’ın Demokrat başkan adaylığının resmileşeceği aday belirleme kongresi her ne kadar ileri tarihlere ertelense de olağan dışı bir gelişme yaşanmadığı takdirde Joe Biden, Donald Trump ile Kasım 2020 başkanlık seçimlerinde yarışacak olan Demokrat başkan adayı.
Eski Başkan Yardımcısı Biden, adaylığını Nisan 2019 tarihinde, Trump’ın Charlottesville’de gösteri yapan beyaz ırkçılara “iyi insanlar” demesini merkeze alan ve Amerika’nın ruhunu kurtarmak için aday olduğunu vurgulayan bir video ile açıkladı.
Kim?
78 yaşında olan Biden, sırasıyla Delaware Üniversitesi ve Syracuse Üniversitesi’nden mezun oldu. Kısa bir süre özel sektörde avukat olarak çalıştıktan sonra 1972 yılında 30 yaşında Delaware Senatörü seçildi ve ABD tarihinin en genç senatörlerinden biri oldu. 28 yıl boyunca 7 kez senatörlük seçimini her seferinde yaklaşık %60 oyla kazanan Biden, 2008 yılında Demokrat başkan adayı Obama’nın başkan yardımcısı adayı oldu ve 2008 ile 2012 yıllarında başkan yardımcısı seçildi. Her ne kadar kürtaj ve eşcinsel evlilik konusundaki görüşleri nedeniyle kiliseden tepki görse de Biden dindar bir Katolik ve ABD’nin ilk Katolik Başkan Yardımcısı sıfatını haiz bir siyasi.
Senatör seçildiği sene ilk eşini ve 1 yaşındaki kızını bir trafik kazasında kaybeden Biden, bu kazadan kurtulan ama ağır bir şekilde yaralanan iki oğluyla yakından ilgilendi. Ailesiyle vakit geçirmek için her hafta daha sonraları kendisiyle özdeşleştirilecek olan Amtrak treniyle başkentten evinin bulunduğu Wilmington’a gitti. Biden 2015 yılındaysa, beyin kanseri teşhisi konulan 46 yaşındaki oğlu Beau Biden’ı kaybetti. Biden’ın yaşadığı acılara, verdiği kayıplara rağmen hayatı boyunca ABD halkı için mücadele etmesi kamuoyu tarafından oldukça takdir edildi.
Biden 48 yıldır siyasi arenada. Bu nedenle tanınırlığı yüksek ve özellikle 8 sene boyunca başkan yardımcılığı görevini icra etmesi nedeniyle dış politika tecrübesine sahip bir isim. Fakat bu 48 yıllık siyasi tecrübe aynı zamanda taşıması güç bir bagaj.
Daha önce 2 kez başkan adaylığı için yarışan Biden, 1988 yılındaki kampanyasını konuşmalarında intihal yapması nedeniyle, 2008 yılındaki kampanyasını ise Obama’nın siyahi olmasıyla ilgili yaptığı gaf başta olmak üzere birçok ırksal konuda kırdığı potlar ve yeterince destek bulamaması nedeniyle sona erdirmişti.
Biden’ın 48 yıl içinde unutulmayan bir siyasi hatası ise Anita Hill’e davranış şekli oldu. 1991 yılında, Cumhuriyetçilerin ABD Yüksek Mahkemesi yargıç adayı olarak gösterdiği Clarence Thomas, eskiden ofisinde çalışan Anita Hill tarafından cinsel taciz iddiasıyla suçlandı. Thomas’ın senato tarafından onaylanma sürecinde, Anita Hill iddialarını dile getirmek ve Thomas’ın yargıç olarak onaylanmasını engellemek amacıyla Senato’da ifade verdi. Biden ifade boyunca Hill’e oldukça kötü davrandı ve Hill’in tanık gösterme hakkını kullanmasını aktif bir şekilde engelledi. Biden her ne kadar 2019 yılında başkan adaylığını açıklamadan önce Hill’i telefonla arayıp özür dilese de Hill özrün yeterli olmadığını belirtti.
Biden aynı zamanda, Trump’ın azil sürecini de dolaylı olarak başlatan kişi oldu. Ukrayna devletine ait bir doğal gaz şirketinin yönetim kurulu üyesi olan Hunter Biden (Joe Biden’ın oğlu) hakkındaki yolsuzluk iddialarını araştırması için Ukrayna Cumhurbaşkanı’na baskı kuran ve başkanlık yetkilerini 2020 seçimleri için kötüye kullanan Trump, Temsilciler Meclisi tarafından itham edildi ve azil süreci başladı. Biden bu olayı her ne kadar Trump’ın kendisinden ne kadar korktuğunu göstermek için kullansa da, nepotizm eleştirilerinin hedefi oldu ve oğlunun böyle bir görevde bulunmasının bir hata olduğunu kabul etmek zorunda kaldı.
Çocukluğundan beri kekeme olan Biden, yıllardır kekelemeden konuşmaya çalışsa da özellikle son yıllarda yaşlılığın da etkisiyle konuşmalarında sık sık kekelemeye başladı. Bu nedenle Cumhuriyetçilerin sert ve etik olmayan eleştirilerine maruz kalan Biden kekeme olduğunu açıkladı ve bu açıklamanın ardından, kendisine bu özelliği nedeniyle saldıranlar teker teker özür diledi.
Siyasi Görüşü
Merkez kanada yakın, genellikle ılımlı sol politikaları savunan bir Demokrat olan Biden, orta sınıf bir aileden gelmesi ve basit, net, akla ilk gelen kelimelerle konuşması nedeniyle mavi yakalı seçmenin de desteğine sahip bir siyasetçi. Bu nedenle partinin sol ve merkez kanadının tam ortasında yer almayı amaçladığı söylenebilir.
2020 Demokrat Başkan Adaylığı Ön Seçimini Nasıl Kazandı?
Joe Biden, adaylığını açıkladıktan kısa bir süre sonra gerçekleştirdiği etkinliklerde, düzenlediği mitinglerde sık sık nerede olduğunu unutmasıyla, kurduğu cümlelerin sonunu getirememesiyle özellikle sosyal medyada dalga konusu oldu ve ABD başkanlığı görevine hazır olmadığı inancı özellikle sol ve genç seçmen nezdinde pekişti.
Özellikle Pete Buttigieg, Amy Klobuchar, Kamala Harris ve Cory Booker gibi merkez kanada yakın genç isimlerin adaylığını açıklaması ve yoğun bir şekilde kampanya yapmasıyla Biden’ın tartışmalı geçmişi, eskiden sarf ettiği gaf niteliği taşıyan sözleri tekrar gündeme geldi. Özellikle 2019 yazında düzenlenen münazaralardaki neredeyse tek gündem maddesi, Biden’ın geçmişteki skandalları, gafları ve eskiden verdiği oylar, desteklediği tartışmalı konular oldu.
Biden’ın uzun ve tartışmalı geçmişinin gündeme gelmesiyle ve merkez kanadın genç ve çeşitli başkan adayı alternatiflerine sahip olması nedeniyle zaman içerisinde Biden anketlerde düşüşe geçti ve kampanyasına yapılan bağışlar oldukça azaldı.
2019 yılının son çeyreğinde, Sanders 34.5 milyon dolar, Buttigieg 24.7 milyon dolar bağış toplarken, Biden sadece 22.7 milyon dolar bağış toplayabildi. Yoğun bir şekilde bireysel bağış alan Sanders ve Buttigieg ; hem oldukça fazla bireysel bağış alan hem de 2018 yılındaki senato kampanyasından kalan parayı kullanan Warren ve kişisel servetini kaynak olarak kullanan Bloomberg’in aksine, Biden ülkenin çoğu eyaletinde seçim ofisi açamadı, miting düzenleyemedi ve reklam veremedi.
İlk ön seçim 3 Şubat 2020 tarihinde Iowa’da gerçekleşti. En çok oyu Bernie Sanders almasına rağmen, Pete Buttigieg eyalet delegelerinin %26.17’sini kazanarak seçimin galibi oldu. Joe Biden ise; Buttigieg, Sanders, Warren’in gerisinde kalarak %13.7 oyla 4. oldu ve sadece 6 delege kazanabildi.
İkinci ön seçim ise 11 Şubat 2020 tarihinde New Hampshire’da gerçekleşti. Seçimleri az bir farkla Bernie Sanders kazandı, Buttigieg 2. , Klobuchar 3. ve Warren 4. oldu. Joe Biden ise seçim kampanyasının en büyük yenilgisini yaşadı. Biden bu seçimde sadece %8.4 oy alarak 5. oldu ve %15 barajının altında kaldığı için hiçbir delege kazanamadı.
Medyada özellikle Iowa ve New Hampshire seçimlerinden sonra Biden kampanyasının başarısız olduğu ve sona ermesi gerektiği söylemi artmaya başladı. Biden’ın giderek düşen bağışları iyice azaldı. Biden’ı destekleyen bazı isimler Biden’dan desteğini çekip Bloomberg, Buttigieg gibi kazanma olasılığı yüksek görülen diğer merkez adaylara yöneldi.
Biden kampanyası, bu ağır seçim yenilgilerine yönelik eleştirilere karşılık olarak Iowa ve New Hampshire’in %90 oranında beyaz nüfusa sahip ve Hispanik ile siyahi seçmen oranının az olduğu, ABD’nin genel demografik yapısını temsil etmeyen eyaletler olduğu ve Biden’ın etnik açıdan çeşitli olan eyaletlerde sahip olduğu yoğun siyahi seçmen desteği nedeniyle ön seçimi kazanacağını şeklinde cevap verdi.
22 Şubat 2020 tarihinde yapılan ve üçüncü ön seçim olan Nevada seçimlerinde ise, Sanders yoğun bir şekilde Hispanik seçmen desteği alarak %40.5 oy oranıyla seçimi kazandı. Biden ise siyahi seçmenlerin desteğini alarak %18.9 oy oranıyla ikinci oldu, daha önceki yarışlarda kendisinden yüksek oy alan Buttigieg, Warren, Klobuchar gibi adayları geride bıraktı. Nevada ön seçiminde ikinci olması ve eyaletteki siyahi seçmenin oyunu yoğun bir şekilde alması Biden’ın seçilme şansını seçmen ve bağışçılar nezdinde arttıran bir unsur oldu.
Biden, hedefinin 29 Şubat 2020 tarihindeki South Carolina ön seçimleri olduğunu açıkladı. South Carolina eyaletinin %28’i ve Demokrat ön seçiminde oy kullanan seçmenin %60’i siyahi olduğu için Biden, bu ön seçimden büyük bir zafer elde edeceğini ve yaşadığı ağır yenilgilerden sonra sahaya tekrar döneceğini açıkladı, bütün stratejisini South Carolina seçimlerini temel alarak oluşturdu.
South Carolina seçimleri öncesinde gerçekleşen münazarada oldukça başarılı bir performans sergileyen ve herhangi bir gaf yapmayan Biden, South Carolina’nın en etkili ismi olan ve Demokrat Parti içinde en üst konumda aktif görev alan siyahi siyasi olan Temsilciler Meclisi üyesi Jim Clyburn’ın açık desteğini aldı. South Carolina ön seçiminde oy kullanan seçmenlerin önemli bir kısmı bu destekten sonra sandığa gidip Biden’ı destekleme kararı aldı. Bunun sebebi Jim Clyburn’ın 27 senedir temsil ettiği South Carolina’da bağlantıları kuvvetli, siyahi seçmen tarafından oldukça sevilen ve sayılan bir isim olmasıydı.
Bu kritik desteğin ardından Biden lehine konsolide olan siyahi seçmen oyu sayesinde, Biden oyların %48.7’sini alarak büyük bir zafer elde etti. Sanders %19.8 oy oranıyla 2. oldu. Warren/Buttigieg/Klobuchar gibi adaylar ise %10’dan düşük oy aldılar ve büyük bir hezimet yaşadılar. Biden’ın büyük bir oy farkıyla kazandığı South Carolina zaferinin ardından siyahi seçmenin yoğun bir şekilde Biden’i desteklediği ve destekleyeceği gerçeği belirginleşti.
Demokrat Parti’nin en önemli seçmen gruplarının başında gelen siyahi seçmenlerin desteğini almadan yarışı kazanamayacakları anlaşılan merkez kanada yakın başkan adayları Amy Klobuchar ve Pete Buttigieg, eski başkan Barack Obama ve partinin merkez kanadına mensup Harry Reid gibi güçlü kanaat önderleri ve tecrübeli siyasetçilerin de tavsiyeleriyle, South Carolina seçimlerinin hemen ardından ve Süper Salı seçimlerinin hemen öncesinde adaylıktan çekildiklerini ve Joe Biden’ı desteklediklerini açıkladılar.
3 Mart 2020 tarihinde yapılacak olan ve ön seçim sürecinin en önemli seçimi Süper Salı seçimlerinin bir gece öncesinde eski başkan adayları Klobuchar, Buttigieg ve Texas’ta oldukça popüler bir isim olan eski başkan adayı Beto O’Rourke, Texas’ın Dallas kentinde Joe Biden ile ortak bir miting düzenleyerek Biden’i desteklediklerini açıkladılar ve Biden’ın en büyük rakibi Sanders’i gerçekçi olmayan politikaları savunan ve Trump’ı genel seçimde yenemeyecek bir siyasi olduğu gerekçesiyle eleştirdiler. Böylece partinin merkez kanadı birlik içinde olduğunu gösterdi.
Süper Salı seçimleri öncesi yapılan münazaralarda Elizabeth Warren’ın Mike Bloomberg’e yönelik ağır eleştirileri ve özellikle siyahi ve kadın hakları konusundaki tartışmalı geçmişini gündeme getirmesi, Bloomberg’in güçlü ve alternatif bir merkez aday olma olasılığını azalttığı için zaman içerisinde Bloomberg’e yönelen siyahi ve merkez seçmen oyları da elde ettiği zaferlerle, aldığı desteklerle beraber Biden’a yöneldi.
3 Mart 2020 tarihinde 14 eyalette aynı anda yapılan ve milyonlarca seçmenin oy verdiği, 1.344 delegenin belirlendiği Süper Salı seçimlerinde Biden, 14 eyaletin 10’ununda seçim kazandı. Süper Salı ön seçimlerinin ardından hiçbir eyalette seçim kazanamayan Bloomberg ve Warren adaylıktan çekildi, merkez kanada yakın aday Bloomberg, Biden’i desteklerken, sol kanada yakın aday Warren ise kendisiyle oldukça benzer bir platforma sahip sol aday Sanders lehine desteğini açıklamadı ve nötr kalmayı tercih etti. Bu gelişmelerin ve zaferlerin ardından Mart ayı boyunca yapılan 9 eyaletteki ön seçimin 8’ini büyük oy farklarıyla Biden kazandı.
Biden, özellikle 2016 ön seçiminde Sanders’in zafer kazandığı Michigan, Washington, Maine gibi eyaletlerde Clinton’ın aksine mavi yakalı beyaz seçmenin de desteğini alarak Sanders kampanyasının beklenmedik yenilgiler yaşamasına neden oldu.
Aktif kampanya yapan başkan adayı Tulsi Gabbard’ın 19 Mart 2020’de adaylıktan çekilip Biden’i desteklediğini belirtmesiyle ve 8 Nisan 2020 tarihinde de yeterli miktarda delege kazanma şansı kalmayan Bernie Sanders’in adaylıktan çekildiğini açıklamasıyla Joe Biden yarışta kalan tek aday ve varsayılan Demokrat başkan adayı oldu.
Biden’a Önemli Ölçüde Destek Veren Seçmen Koalisyonu
- Orta yaş üstü Siyahi seçmen- Özellikle orta yaş üstü siyahi seçmenler %50–60 oranında Biden’i desteklemektedir ve sandığa yoğun bir şekilde gitmektedir. Her ne kadar genç siyahi seçmenler Sanders’i desteklese de sandığa gitme oranları orta yaş üstü siyahi seçmenler kadar yüksek olmadığı için Biden siyahi nüfusun fazla olduğu eyaletlerde büyük oy farklarıyla ön seçimleri kazanmaktadır. Siyahi seçmen desteğinin Biden lehine oldukça fazla olmasının sebepleri, Biden’ın ilk siyahi başkan olan Obama’nın başkan yardımcısı ve yakın dostu olması, yıllardır siyahi seçmenlerle bir gönül bağının ve iletişiminin bulunması, etkili siyahi siyasilerden aktif destek almasıdır. Biden, özellikle Güney eyaletlerinde yaşayan dindar siyahi seçmenlerden yoğun bir şekilde destek almıştır. Siyahi seçmen desteğinin fazla olmasının bir diğer sebebi de, orta yaş üstü, dindar siyahi seçmen nezdinde kendini “demokrat sosyalist “olarak tanımlayan Sanders’in fazla radikal görülmesi ve Trump’ı yenme ihtimalinin düşük olarak algılanmasıdır. Çoğu orta yaş üstü siyahi seçmen Trump’ı 2020 seçimlerinde yenerek Obama dönemi politikalarına dönmenin, radikal ve sistematik değişimlerden daha önemli bir öncelik olduğunu belirtmektedir.
- Önceliği Trump’ı yenmek olan seçmenler- Partinin merkez kanadı ve merkez kanada yakın medya mensupları ve kanaat önderleri özellikle South Carolina zaferinden sonra Biden’ın Trump’ı yenebilecek tek aday olduğunu ve Sanders’in Trump’ı yenemeyecek kadar radikal bir aday olduğunu, hatta gerçek bir Demokrat olmadığını vurgulamıştır. Bu algı özellikle tek önceliği Trump’ı yenmek olan Demokrat seçmen nezdinde pekişmiştir ve bu önceliğe sahip seçmen grupları Biden lehine oy kullanmıştır. Biden kampanyası da özellikle bu seçmen grubunu ikna etmek için reklamlarında ve içeriklerinde Biden’in fikirlerinden çok, Trump’ı yenme ihtimalini vurgulamıştır.
- Mavi yakalı Beyaz seçmenler- 2016 yılında Hillary Clinton’ı çok sevmeyen ve tepki oylarını Bernie Sanders’a veren mavi yakalı beyaz seçmenlerin önemli bir kısmı Joe Biden’i desteklemektedir. Bu nedenle Sanders 2016’da seçim kazandığı Michigan gibi önemli eyaletlerde seçim kaybetmekte veya kazansa bile oy oranında düşüş yaşamaktadır. Mavi yakalı beyaz seçmenlerin önemli bir kısmının Joe Biden’ı desteklemesinin sebebi Biden’ın yıllardır kendini halkın içinden, yoksul bir geçmişe sahip, samimi ve halden anlayan bir aday olarak sunmasıdır.
- Kent banliyölerinde (suburban) yaşayan orta sınıf seçmen- 2016 yılında Donald Trump’a oy vermesine rağmen 2018 ara seçimlerinde merkez politikaları savunan ılımlı Demokrat adaylara oy vererek Demokratların Temsilciler Meclisi’nde çoğunluğu yeniden kazanmasını sağlayan büyük kentlerin yeni gelişmeye başlayan banliyölerinde yaşayan orta sınıf seçmenler ve özellikle Trump’ın politikalarından rahatsız olan kadınlar, 2020 ön seçimlerinde yoğun bir şekilde ön seçime katılmış ve Biden lehine oy vermiştir. Çoğu araştırmacı seçime katılım oranlarının Sanders’in seçim kazandığı bölgelerde değil, Biden’ın ve Buttigieg, Klobuchar gibi diğer merkez adayların seçim kazandığı bölgelerde arttığını belirtmekte ve merkez adayların partiye yeni seçmen kazandırdığı teorisini dile getirmektedir. Bunun bir sebebi de Sanders’a yoğun bir şekilde destek veren genç seçmenin sandığa gitme oranının oldukça düşük olmasıdır.
Karşı Çıktığı Politikalar
- Özel sağlık sigortalarının mevcut olmadığı bir “Medicare for All” (Herkes için ücretsiz sağlık hizmeti) politikası
- Free College for All (Herkes için ücretsiz üniversite)
- Öğrenci borçlarının tamamen silinmesi
Başlıca Savunduğu Politikalar
- Asgari ücretin saatlik 15 dolara çıkartılması
- Yıllık 125 bin doların altında gelire sahip ailelerin çocukları için ücretsiz üniversite eğitimi (Biden, Sanders’in yıllar önce önerdiği bu planı benimsemiş ve platformuna dahil etmiştir.)
- Özel sağlık sigortalarının korunarak ve Obamacare’in kapsamının genişletilerek maddi durumu yetersiz olanlara ve arzu edenlere kamu sağlık sigortası seçeneğinin sunulması (Biden ülkenin %97’sinin bu planla sağlık sigortasına kavuşacağını belirtmektedir. Özellikle sol kanat %3’ün plan dışında bırakılmasını eleştirmektedir.)
- İflas rejiminde tüketiciyi ve çalışan kesimi koruyucu düzenlemeler yapılması (Biden, Warren’in iflas politikasını benimsemiş ve böylece sol kanada olumlu bir mesaj vermeye çalışmıştır.)
- Karbon salınımının vergilendirilerek azaltılması
- Öğretmen maaşlarının arttırılması
- Yeni uluslararası ticaret antlaşmalarının yapılması
- Öğrenci borçlarının yeniden yapılandırılması
- Zenginlerin ödediği mevcut vergilerin oranlarının arttırılması
Her ne kadar savunduğu politikalar Elizabeth Warren ve Bernie Sanders gibi sol kanada yakın başkan adaylarının savunduğu politikalara nazaran merkez politikalar olsa da, çoğu siyaset bilimci Joe Biden’ın yakın zaman ABD siyasetinin sol politikaları en çok benimseyen Demokrat başkan adayı olacağını belirtmektedir. Bernie Sanders’in adaylıktan çekilmesi üzerine özellikle genel seçimde seçime katılımı arttırmak ve Demokrat Parti’yi konsolide etmek amacıyla Biden, genç ve sol seçmeni ikna etmek için gün geçtikçe sol politikaları benimsemekte ve platformuna dahil etmeye çalışmaktadır. Bu çabası bazı sol kanaat önderleri tarafından takdir edilse de, önemli sayıdaki sol kanada yakın isim bu çabayı samimi ve uzun vadeli bulmamaktadır.
Güçlü Özellikleri
- Dış politika tecrübesi
- Sade ve anlaşılabilir bir söyleminin olması
- Partinin önde gelen isimleri ve tecrübeli siyasiler tarafından desteklenmesi
- 2008 ve 2012 yıllarında Obama-Biden’a , fakat 2016’da Trump’a oy veren seçmenin desteğini 2020 seçimlerinde alabileceğini ve Trump’a karşı zafer kazanacağını belirtmesi
- Merkez kanada yakın orta sınıf üstü seçmenlerden, Trump’ı yenme önceliğine sahip seçmenlerden, mavi yakalı beyaz seçmenlerden, siyahi seçmenlerden ve tutucu Demokratlardan oluşan bir seçmen koalisyonuna sahip olması
Zayıf ve Tartışmalı Özellikleri
- Genç ve sol kanada yakın seçmenden yeterince destek alamaması
- Her ne kadar sonradan görüşlerini değiştirse de zamanında Irak Savaşı’na aktif destek vermesi, siyahi çocukların beyazların okuduğu okullara servisle taşınmasına karşı çıkması ve sosyal güvenlik harcamalarının kısılması gerektiğini savunması ve bunun rakipleri tarafından sık sık hatırlatılması
- Kadınlarla konuşurken rahatsız hissettirecek şekilde fiziksel temas kurması (Çok sayıda kadın rahatsızlığını dile getirince Biden bu konu özelinde adaylığını açıklamadan önce özel eğitim aldı ve yayınladığı bir video ile kişisel alanının önemini anladığını belirtti, özür diledi.)
- Hakkında dile getirilen cinsel taciz iddiası (1992–1993 yılları arasında 6 ay boyunca Joe Biden’ın senatörlük ofisinde çalışan Tara Reade, Biden tarafından cinsel tacize uğradığını belirtmiş ve bunu geçtiğimiz Mart ayında çeşitli platformlarda dile getirmiştir. Reade’nin demeçleri koronavirüs salgını ve bazı medya kuruluşlarının politikası nedeniyle yoğun bir şekilde dile getirilmemiştir, fakat özellikle sosyal medyada yoğun bir şekilde Reade’in açıklamaları gündeme getirilmiştir. Reade, Time’s Up gibi kadın hakları örgütlerinin kendisine avukat desteği gibi konularda suçladığı kişinin federal bir ofise aday siyasi olduğu ve sürecin siyasi açıdan tarafsız işlemeyeceği gerekçesiyle destek vermediğini iddia etmiştir ve bu süreçte yalnız bırakıldığını açıklamıştır. Özellikle Cumhuriyetçilerin bu cinsel taciz iddiasını seçim sürecinde dile getirmesi ve Trump hakkındaki iddiaların halk nezdinde etkisini azaltmak için kullanacakları tahmin edilmektedir.)
- Özellikle ırk, cinsiyet gibi konularda yanlış anlaşılabilecek şakalar ve gaflar yapması
- Son yıllarda sıklıkla ne söyleyeceğini unutması, konuyla alakasız hikayeler ve anılar anlatması (Eylül ayındaki münazarada başkan adaylığından geçtiğimiz günlerde çekilen Julian Castro, “2 dakika önce söylediğiniz şeyi mi unutuyorsunuz?” diyerek Biden ile dalga geçmişti.)
- Seçilirse ABD’nin en yaşlı başkanı sıfatını alacak olması
Trump’a Karşı Zafer Elde Etme Şansı
Koronavirüs salgını ABD’yi etkisini altında almadan ve ABD ekonomisine ciddi zararlar vermeden önce ekonomik verilerin oldukça iyi olması ve işsizliğin azalması nedeniyle Donald Trump’ın Joe Biden’a karşı zafer elde etmesi çoğu araştırmacı tarafından yüksek bir olasılık olarak değerlendiriliyordu. Fakat korona salgınının getirdiği öngörülemezlik ve belirsizlik Kasım 2020’de yapılacak ABD başkanlık seçimlerinin de sonuçlarını tahmin etmeyi oldukça zorlaştırdı. Kasım 2020 seçimlerinin sonucu artık neredeyse tamamen Donald Trump’ın korona salgınını idare etme, gerekli önlemler doğru zamanda alma ve ekonomiyi tekrardan rayına oturma konularında gösterdiği başarısına bağlı.
Donald Trump’ın korona salgını krizini yönetiminden tamamen bağımsız olarak Joe Biden, Kasım 2020 seçimlerine kadar Demokrat Parti seçmenini birleştirmek ve özellikle Sanders’i ön seçimde yoğun bir şekilde desteklemiş olan 18–40 yaş arası genç seçmenlerin ve sol kanada yakın seçmenlerin, sivil toplum örgütlerinin, seçmen gruplarının desteğini almak zorunda. Bu seçmen gruplarının sandığa katılımı ve destekleri düşerse Biden’ın 2020 seçimlerini kazanma olasılığı oldukça azalır. Bu nedenle Biden, özellikle bu seçmen gruplarına ulaşmaya çalışmakta ve parti içindeki desteğini konsolide etmeye çalışmaktadır.
Biden, doğduğu ve büyüdüğü yer olan ve 2016’da Trump’ın kazandığı Pennsylvania eyaletinde ve Biden’ın bağlarının kuvvetli olduğu mavi yakalı beyaz seçmenin etkin olduğu, yine 2016 seçimlerinde Trump’ın kazandığı Wisconsin ve Michigan gibi eyaletlerde seçimi kazanabileceğini düşünmekte ve böylece 2020 seçimlerinde oldukça iddialı olduğunu belirtmektedir.
Biden’ın 2020 seçimlerini kazanacağına dair inancının temelinde, hem Demokrat Parti seçmenlerini sahip olduğu geniş koalisyonla birleştirebileceği hem de küskün Trump seçmenin oyunu merkez politikalarla ve ılımlı bir kampanyayla kazanabileceği iddiaları yer almaktadır.
Biden başkan adayı seçilmesi durumunda, kadın bir başkan yardımcısı seçeceğine söz verdi. Muhtemel kadın başkan yardımcısının eski başkan adayları ve senatörler Elizabeth Warren, Kamala Harris, Amy Klobuchar, adil seçimler konusunda çalışmalarıyla bilinen ve aday olduğu seçimde sandığa katılımı ciddi bir şekilde arttıran eski Georgia Vali adayı Stacey Abrams, korona virüsüyle mücadele etme çabasıyla gündeme gelen Michigan Valisi Gretchen Whitmer ve Illinois senatörü Tammy Duckworth gibi isimlerden biri olması beklenmektedir.