Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Her Şey Her Yerde Aynı Anda (2022)
    Forum

    Her Şey Her Yerde Aynı Anda (2022)

    Oğuzhan Köseoğlu28 Ağustos 20225 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Bu yıl Mart ayında sinemalarda gösterime giren Her Şey Her Yerde Aynı Anda (Everything Everywhere All at Once) adlı bilimkurgu filmi izleyicilerin çoğu tarafından beğenildi. Yaşam ile ilgili temel varoluşsal problemlere göndermelerle dolu film, izleyiciyileri oldukça şaşırttı. Bütçesi düşük olmasına rağmen birçok yönden başarılı bir yapım olduğunu söyleyebiliriz.

    Film, Asyalı bir ailenin Amerika’da çamaşır işletmesiyle bitişik olan evinde başlıyor. Bu küçük ailenin bir çamaşır makinesi işletmesi vardır ve buradan gelen gelirle geçinmeye çalışıp bir yandan da vergilerini ödeme çabasındadırlar. Ancak özellikle son dönemde vergi ödemeleri iyice zorluk çıkarmaktadır.

    Filmde Evelyn isimli bir anne karakter, Waymond isminde baba karakter ve bu çiftin kızı olarak Joy vardır. Film aslında bu üçünün ilişkileri arasında geçmektedir. Yan karakterler de filmin akışına göre birçok sahnede yer alıyor. Aile küçük işletmelerinin içinde hayatlarına devam etmektedir. İşletmenin vergi borçları vardır ve bunun için vergi dairesine giderler. Vergi dairesine geldiklerinde bir şeyler değişmeye başlar. Burada Evelyn alfa evren ile iletişime geçer, kafası karışmış ve ne yapacağını bilmez bir hale gelmiştir. Waymond’un alfa evrendeki kişiliği şimdiki kişiliğine geçiş yapmış ve Evleyen’e karanlık bir gücün tüm evrenlere yayılmakta olduğunu ve durdurulmazsa çok büyük bir tehlike yaratacağını söylemiştir. Evelyn bu söylenenlere bir anlam verememiştir.

    Bu karanlık güç Jobu Tupakidir. İşler Evelyn için giderek daha da karmaşıklaşmaktadır. Vergi dairesinde yanlış anlaşılmadan dolayı karışıklık çıkar. Bundan yararlanan Jobu Tupaki isimli karanlık güç Evelyn’in karşısına çıkar, Jobu Tupaki Evelyn’nin kızı olan Joy’dur. Joy, annesi Evelyn’e her seçimin sonucunda farklı bir hayatın olduğunu gösterir. Evelyn gördükleri karşısında büyük bir aydınlanma yaşar. Kavrayamadığı kadar farklı olasılıkların olduğunu anlamaya başlar.

    Filmde Jobu Tupaki, Evelyn’e şunları söyler: “Her şeyin, aslında birbirinin üstüne binen parçacıkların hareketlerinden ibaret olduğunu anlıyorsun. Peki ya yaptığımız her şeyin diğer bütün olasılıklar denizinde sürüklendiğini anlıyor musun?”

    Filmde işlenen bu farklı evrenler konusuna, gündelik hayatımızın bir fenomeni haline gelmiş sosyal medya üzerinden bakmak geniş bir perspektif sunabilir bize. Sosyal medya sayesinde bugün pek çok insanın hayatını ve yaşadıklarını bir tuş hareketiyle görebiliyoruz. Diğer insanların yaşamları hiçbir zaman diğeri için bu kadar görülebilir olmamıştı. Kendisinden daha iyi şartlara sahip insanların yaşamlarını izleyenler, kendilerinin de o hayatı yaşayabileceklerini düşünüyor. Ya da dünyanın dezavantajlı yerlerinde doğanlar daha iyi şartlarda doğanları gördükçe kıskanma duygusuna kapılıyor. İnsanlar, var oldukları bugünkü dünyada kendisini diğerlerinden yetersiz görüyor ya da daha üstün görüyor. Bu haliyle kendisini bir performans nesnesi haline getiriyor. Hayali ben’ler yaratmaktan gerektiğinde çekinmiyor. Ancak kendisiyle baş başa kaldığında büyük bir boşluğun içinde buluyor çoğu zaman kendisini. Performans öznesi olarak kendisini isteyerek sonuna kadar sömürmekten alıkoyamıyor. Öteki karşısında hep daha başarılı, daha zengin, daha mutlu olmak istenciyle yaşıyor. Mutlu olmak, mutlu gibi görünmek artık bir yarış halini alıyor.

    “Hepimiz küçük, aptal insanlarız. Bizi biz yapan bu. Tarih boyunca dünyanın, evrenin merkezinde olduğunu biliyorduk. Sırf aksini iddia ettiler diye insanlara işkence edip öldürdük. Dünyanın Güneşin etrafında döndüğünü keşfedene kadar tabi. O da milyarlarca güneşten yalnızca biri. Şu halimize bak, bütün bunların daha birçok evren içinden yalnızca bir tanesinde gerçekleştiğini anlamakla cebelleşiyoruz. Her yeni keşif bize şunu hatırlatıyor. Hepimiz küçük ve aptalız. Kim bilir, daha ne büyük keşifler olacak da kendimizi daha da küçük ve bok gibi hissedeceğiz.”

    İnsanın kendisini tek ve biricik bilinç sahibi, düşünebilen bir canlı olduğunu görmesi onu hep daha değerli kılmıştır. Yeri geldiği zaman, kendisi gibi olmayanları “hilkat garibesi” olarak görerek onları ötekileştirmiştir. Kendi gibi düşünmeyene karşı hep bir yok etme içgüdüsüyle hareket ederek benliğini hep güçlendirmek ve tek söz sahibi olarak görme duyularıyla hareket etmiştir.

    Her şeyin içinde olmak, her şeyle beraber olmak denen hali deneyimlemiş birinin yaşadıklarını düşünün. Tüm ihtimalleri yaşamış olmanın korkutuculuğunu düşünün. Bunları yaşamış birinin yalnızlığı bulması ve hayatın anlamsız olduğunu düşünmesinden daha normal ne olabilir? Bu kişi Jobu Tupaki’dir. Simit şeklinde bir tür kara delik tasarlar ve her şeyi onun içine yerleştirir. İçerisinde her şey yok olmaktadır. Ancak bir kişinin daha onum yaşadıklarını yaşamasını, onun gördüklerini görmesini ister. Bir tek annesi(Evelyn) vardır bunu yapabilecek. Bunu gerçekleştirir. Artık Evelyn’de Jobu Tupaki gibi tüm ihtimalleri görmeye başlar, gördüklerinden büyük bir dehşet duyar. Ancak yine de hayat karşısında umutsuzluğa düşmez. O şöyle düşünür: Her ne kadar her şey anlamsızlıklardan ibaret olsa da insan, hayat karşısında hep yeni duygular yaşamlı ve hayatını güzelleştirmelidir. Yaşamış olduğu hayatın tek ve biricik olduğu bilinciyle zamanını kullanmalı, olabileceği en mutlu halde olmalıdır.

    Youtube’de Kurzgesagt kanalının Optimistik Nihilizm (İyimser Hiççilik) videosunda da değindiği hayat felsefesi, bu filmin ana felsefesine uymaktadır. Optimistik Nihilizm felsefesi, evrendeki her şeyin bizim için olmasının pek mümkün olmadığını ve bu durum karşısında insanın “eğer evrenin amacı yoksa, bu amacı biz belirleriz” felsefesiyle karşılık vermesi gerektiğini söyler. Bir zaman sonra “tüm eylemlerim ve edimlerimin yok olması karşısında şu an yaşadığım hayatın ne anlamı var” diyerek zamanımızı kaybetmek yerine yaşanabilecek güzel duyguları yaşamalı, yeni şeyler keşfetmeli, kitaplar, filmler izleyerek hayatımızı sürdürmemizi hedefler. Kendimizi iyi hissettirecek eylemlerde bulunmamız gerektiğine değinir. Filmde dünyada hiçbir şeyin anlamı olmadığına pek çok kez değinildiğini görmekteyiz.

    “ – Hakikat ne peki?
    – Hiçbir Şeyin önemi yok.”

    “Güzel bir şeyler hissettin. Birden umutlandın. Seni zaman israfından kurtarayım. Er ya da geç hepsi geçip gidiyor.”

    İnsan zaman zaman derin bir umutsuzluk kuyusuna düşüyor, oradan kurtulmak kolay olmuyor. Neden umutsuzlandığını da unutuyor bir süre sonra. Hayatta hiçbir şeyden zevk alamamak, her şeyin anlamsızlıklarla dolu olduğunu düşünmek ve bunun sonucunda hayatın çekilmezliğine katlanamayıp hayattan vazgeçmek de bir tercih haline geliyor. Ancak filmde bunu tercih etmek yerine yaşamayı tercih etmemiz gerektiğini, hayattaki birkaç mantıklı anın kıymetini bilerek ve doya doya zamanımızı geçirmemiz gerektiği bizlere son sahnelerde veriliyor.

    “Simidi neden inşa ettim, söyleyeyim mi? Her şeyi yok etmek için değil. Kendimi yok etmek için. İçine girersem kaçıp kurtulabilir miyim diye düşündüm. Ölmek gibi.”

    Joy, kendisinin kimse tarafından anlaşılmaması, ailesinin kendi isteklerine karşı sürekli olarak önyargı beslemesi ve kendilerince ‘onun iyiliğini isteyerek’ hareket ettiğini ifade ederek onun isteklerine hiçbir zaman önem vermemesi karşısında büyük bir umutsuzluğa düşüyor. Joy aslında bir nebze bundan dolayı kendini bu simidin içine atarak yok olmayı arzuluyor.

    Filmden bu alıntıyla yazımı bitirmek istiyorum: “Korktuğunuz ve kafanız karıştığı için dövüştüğünüzü biliyorum. Benim de kafam karışık. Bütün gün neler olduğunu anlamadım bile… Bilmiyorum. Tek bildiğim nazik olmamız gerektiği.”

    Fotoğraf: Jacob Granneman 

    Sinema
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikNope | Sinekritik #57
    Sonraki İçerik Bankacılık Hisselerinde Sert Yükseliş

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Oscar Ödül Töreni: Kazananlar, Sinema Sektörü ve 2024’ten 2025’e Yansımalar

    3 Mart 2025 Ayçe İdil Ağca
    Yazılar

    Film Yorum | Konsey: Şimdinin Gücüyle Gelen Aydınlanma

    2 Mart 2025 Su Sertdemir
    Yazılar

    Film Yorum | Hayat Ağacı: Derin Kökler ve Göğe Uzanan Dallar

    25 Ocak 2025 Hakan Çevik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Batık Maliyet mi, Gemileri Yakmak mı? İktidarın İzlediği Yolun Mantığı

    22 Mayıs 2025 Yazılar Alper Yağcı

    Gençlerin Sandıktan Uzaklaştığı Türkiye: Seçime Katılım Düşerken Umut Nerede?

    21 Mayıs 2025 Yazılar Deniz Gün Eraslan

    19 Mayıs 1919: Bağımsızlık Ruhunun Uyanışı ve Türk Gençliğine Bırakılan Emanet

    19 Mayıs 2025 Yazılar Erdal Kesin

    Fesih Kararı ve Türkiye’de Siyasetin Yönü | Burak Bilgehan Özpek Fesih Kararını Değerlendirdi

    19 Mayıs 2025 Röportajlar Daktilo1984

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}