[voiserPlayer]
10 Nisan 2022’de yani üç aydan kısa bir süre sonra Fransa’da başkanlık seçimlerinin ilk turu düzenlenecek. Fransa’daki büyük partilerin hepsinin adayı belli ve kampanyalarını sürdürüyorlar. Fransa Ulusal Meclisi’nin neredeyse yarısını oluşturan Emmanuel Macron’un partisi La République En Marche (LREM) ise henüz kimseyi aday göstermedi.
Kamuoyunda Macron’un da bulunduğu seçim anketleri yapılsa da ve kendisinin aday olması beklense de Macron’un hala adaylığını açıklamaması veya partisinin kimseyi aday göstermemesi kafalarda soru işaretleri oluşturuyor.
Bu yazıda LREM’in Macron haricinde birini aday göstermesinin ne kadar mümkün olduğunu ve Macron aday olacaksa adaylığını hala neden açıklamadığını değerlendireceğim.
LREM, Macron Haricinde Birini Aday Gösterebilir Mi?
Bu sorunun cevabı hem evet hem hayır. Eğer LREM seçimi kazanmak istiyorsa ki normal bir parti seçimi kazanmak ister, Macron haricinde birini aday göstermesi zor çünkü seçimlere üç aydan az bir süre kaldı. LREM haricindeki adaylar kampanyalarını uzun süredir devam ettiriyor ve kamuoyunda belirli popülariteye sahipler. LREM’deyse kamuoyunda Macron kadar tanınan ve popüler olan başka bir aday yok. Yani yeni aday için seçim kazanacak ve etkili kampanya yürütecek kadar vakit bulunmuyor. Bu açıdan bakarsak Macron haricinde birinin aday gösterilmesi zor.
Diğer yandan ise Macron’un aday olmaması ihtimaller dahilinde. Kimi anketlerde merkez sağ aday Valerie Pécresse, Macron ile ikinci tura kalıyor. İkinci turdaysa Pécresse seçimleri kazanıyor.[1] Anketlerin hepsini inceleyerek güvenilir olanların ortalamasını okuyucuya sunan Politico bile ikinci turda Macron’u en fazla 5-6 puan önde gösterebiliyor.[2] Yani Macron’un seçimi kazanma ihtimali 2017’den daha az. Macron, 2017’de ikinci turda yüzde 66 oy alarak seçimi rahat bir şekilde kazanmıştı ama şu an için aynı rahatlıktan söz edemeyiz.
Bana kalırsa Macron adaylığını açıklamadan önce anket sonuçlarından emin olmak istiyor çünkü kendisi bir dönem başkanlık yapıp ikinci dönem yarışmayan bir politikacı olmayı bir dönem başkanlık yapıp ikinci dönem için yarışa giren ama kaybeden bir politikacı olmaya yeğliyor. Bu yüzden de olabildiğince bekliyor ki sonuçlardan iyice emin olabilsin.
Ben yine de Macron’un aday olacağını bekliyorum. Anketlerin geneli onun lehine. Macron’un başkanlığını onaylayanların oranıysa geçmiş başkanların kendi dönemlerindeki oranlarından daha fazla. Örneğin Hollande’ın görevinin sonlarına doğru onaylanma oranı yüzde 4[3], Sarkozy’nin yüzde 20’lerdeydi.[4] Macron’un onaylanma oranıysa yüzde 44.[5] Kendisi ayrıca bir başkan adayı gibi hareket ediyor. Peki o halde niçin adaylığını açıklamıyor? Benim tespit edebildiğim kadarıyla bunun dört ana sebebi var.
Macron Başkan Adayı Kimliğinden Ziyade Başkan Kimliğini Kullanmak İstiyor
Eğer Macron adaylığını açıklarsa muhalefetin ve kamuoyunun nezdinde resmi olarak başkan adayı muamelesi görecek. Vaatlerini açıklaması ve muhalefet liderleriyle tartışma programlarına çıkması beklenecek, muhalefet buna göre eleştirilerini yapacak, kampanyaları sürdürecek. Bunlardan kaçınmak için adaylığını olabildiğince geç açıklamak istiyor.
Şu anda başkan adayları televizyonlara kısıtlı süreler için çıkabiliyor. Kampanya süreçlerini de aynı oranda sınırlı seviyede yürütebiliyorlar yani her an her istediklerini yapamıyorlar. Macron’un elindeyse başkan olmanın getirdiği bir güç var. Başkan olarak devlet kaynaklarını da arkasına alarak her an istediği kanala çıkabilir, istediği yere gidip halkla buluşabilir. Bu sayede resmi olarak aday olmadan kendi propagandasını yapabilir. Demokratik toplumlarda devlet kaynaklarının seçim kampanyalarında kullanılması elbette kabul edilemez ama kendisine yöneltilecek bir eleştiride “ben başkanım, başkan adayı değilim” bahanesine sığınabilir ki zaten bu konularda eleştiriliyor.
Macron Tehlikeli Politikaları Aday Olarak Değil Başkan Olarak Uygulamak İstiyor
Tehlikeli politikadan kastım sonuçlarının oylara nasıl yansıyacağının kestirilemediği politikalar ve söylemlerdir. Bu politikalar ile söylemler kamuoyu nezdinde çok olumlu da karşılanabilir, ters de tepebilir. Bunun en güzel örneği pandemi politikaları. Geçtiğimiz haftalarda Macron aşı olmayan insanlara argo sözcüklerle hitap ederek onlarla sonuna kadar uğraşacağını ve kamusal alandan kısıtlanmaları için elinden geleni yapacağını dile getirmişti. Bir başkanın vatandaşlara böyle şeyler söylemesinin ne kadar doğru olduğu Fransa kamuoyunda oldukça tartışıldı. Kamuoyunun çoğunluğu bu söylemi desteklese[6][7] de ters de tepebilirdi. Şimdiyse aşı pasaportu uygulaması hayata geçiriliyor. Aşı sertifikası olmayanlar restoran, kafe, sinema gibi alanlara artık giremeyecek. Eskiden negatif test sonucu giriş için yeterliydi. Bunun gibi sert uygulamaların seçmen nezdinde nasıl etkisi olacağını kestirmek zor bu yüzden bu politikaları aday olarak uygulamamak Macron için daha avantajlı. Macron resmi olarak aday olmadığı için aday olarak kampanya sürecini bunun gibi konulara ayırmamış ve bu sayede daha rahat hareket etmiş olacak. Ayrıca yukarıda da belirttiğim gibi Macron anketlerden emin olmaya çalışıyor. Adaylığını açıkladıktan sonra tehlikeli politikaları hayata geçirerek oy kaybetmesi demek kazanamayacağı seçime girmesi demek.
Macron AB Konseyi Başkanlığını Lehine Kullanmak İstiyor
Yılın başında Fransa AB Konseyi Başkanlığını devraldı. Başkanlığı altı ay sürdürecek. Seçim sürecinde Fransa AB Konseyi Başkanı olacak.
Fransa, 76 sayfalık bir program yayınlayarak[8] dönem başkanlığında yapmak istediklerini kamuoyuna duyurdu. Programın içerisinde Fransa seçmeninin en çok ilgilendiği göç, göçün kontrolü, savunma, hayat koşulları, maaşlar gibi konular bulunuyor. Ayrıca altı ay içerisinde yüzlerce etkinlik, toplantı ve konferans yapılması planlanıyor. Bu süreçte oluşacak medyayla etkileşim fırsatları da cabası. Bu sayede Macron doğal olarak kendi propagandasını yapabilecek.
Fransa, AB Konseyi Dönem Başkanlığını devraldığında muhalefet partileri, “AB Konseyi Başkanlığını Fransa veya Avrupa için değil, kendi menfaatleri için kullanıyor. Macron’un seçim zamanında AB Konseyi başkanlığını kabul etmemesi ve devretmesi gerekiyordu. Seçim sürecinde böyle bir olayın yaşanması adil bir seçim sürecinin yürütülmesine engel” eleştirilerinde bulunmuştu. Macron ise henüz adaylığını açıklamadığı için bu tarz eleştiriler karşısında Macron’un eli güçleniyordu.
Macron’un Uzun Kampanya Süreçlerine İhtiyacı Yok
Diğer adayların veya LREM’den çıkacak herhangi bir adayın seçimi kazanmak için etkili bir kampanyaya ve bunun için de zamana ihtiyacı varken Macron için bu önemli değil. Elbette seçim kampanyaları önemli ve Macron’un da bu süreçte bir şeyler yapması gerekir ama Macron adaylığını açıklamadığı halde bile ilk tur anketlerinde yüzde 25 oya sahip birisi. Bu oy oranıyla beraber ilk tur anketlerinde birinci sırada. İkinci turda kaybetme ihtimali olsa da anketlerin ortalaması onu 5-6 puan önde gösteriyor. Yani Macron’un diğer adaylar kadar kampanyaya vakit ayırmasına gerek yok. Önceki başlıklarda bahsettiğim gibi Macron’un adaylığını açıklamamasının diğer bir deyişle yoluna sadece başkan sıfatıyla devam etmesi onun lehine. Böyle yaparak kampanya süreçlerinden uzak kalıyor ama devlet desteğiyle beraber kendi propagandasını yapabiliyor. Kampanya yürütememesi bir eksi ama diğer nedenler ve nedenlerin getirileri göz önüne alındığında hoş görülebilir.
[1] https://www.ft.com/content/51aff277-bb70-41be-9b9f-f8f0400dc25c
[2] https://www.politico.eu/europe-poll-of-polls/france/
[3] https://www.france24.com/en/mediawatch/20161025-record-low-hollande-with-4-approval-rating
[4] https://www.france24.com/en/20110411-approval-sarkozy-sinks-new-lows
[5] https://www.politico.eu/europe-poll-of-polls/france/
[6] https://twitter.com/ElectsWorld/status/1479193199176564737?s=20
[7] http://www.odoxa.fr/sondage/emmanuel-macron-trahi-par-sa-com-sa-petite-phrase-a-abime-son-image-sur-le-fond-les-francais-sont-daccord-avec-lui-pour-emmerder-les-non-vaccines-mai/
[8] https://presidence-francaise.consilium.europa.eu/media/qh4cg0qq/en_programme-pfue-v1-2.pdf