Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Bugün için Nurettin Topçu
    Forum

    Bugün için Nurettin Topçu

    Tarık Çelenk6 Kasım 20205 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Merhum babam “feylesof” tabirini Rıza Tevfik ile birlikte kullanırdı. Dr. Rıza Tevfik’in feylesof lakabını ne kadar hak ettiğini kestiremiyorum ama bu saatten sonra feylesof veya filozof tabirinin önemli bir şey olduğunu idrak etmiştim.

    Nurettin Topçu’nun hocası Maurice Blondel 1930’da “Doğu’da 100 yıl felsefe yapılamaz” demiş. Türk düşünce tarihimizde ise son 200 yılda ne kadar filozof yetiştirdik bir tartışma konusudur. Eğer filozof tanımını felsefe yapan kişi olarak tanımlarsak Beşir Fuat’tan (ö. 1887), Ferit Kam’dan, Hilmi Ziya Ülken’den, Nurettin Topçu’dan bugün Dücane Cündüoğlu’na kadar birçok isim sayabiliriz.

    Eğer filozof tanımını Nietzsche, Spinoza, Kant veya Bergson gibi düşünceleriyle çığır açanları veya paradigma üretenleri kast ediyorsak, düşünce tarihimizde filozoflara rastlamamız pek mümkün gözükmemektedir.

    Ancak, bu gerçekliğin bizleri karamsarlığa sevk etmemesini gerektirecek nitelikte insanlar düşünce tarihimizde mevcut olmadı da değil. Nurettin Topçu yaşadığı dönem, kişiliği ve fikirleriyle belki de bu insanların en başındaydı.

    Nurettin Topçu’ya bugünden bakabilmek, teşhis, yaklaşımları ve örnek ahlakıyla Topçu’yu adeta gözümüzde bir zaman gezgini haline getirecektir.

    Aslen Erzurumlu bir aileden gelen Topçu 1909’da İstanbul Süleymaniye’de doğuyor. İstanbul Erkek Lisesi’ni bitirdikten sonra, Atatürk’ün başlattığı özel bir proje[1] kapsamında devlet bursuyla Fransa’da öğrenim hakkı kazanıyor. Aix Lisesi’ne kaydediliyor. Topçu burada Türk sağının eğitimde ihtiyacı olan, felsefe, ahlak, psikoloji, sanat felsefesi, tarih, mantık, sosyoloji, arkeoloji alanlarında eğitim alıyor.

    Hareket felsefesinin kurucusu Maurice Blondel’i burada tanıyor. İki yıl sonra Strazburg Üniversitesi’ne geçerek felsefe öğrenimini tamamlıyor. Topçu bu esnada tasavvuf tarihçisi Louis Massignon  ile tanıştı. Doktorasını da Sorbon’da Türkçemize “İsyan Ahlakı” diye geçen teziyle de tamamladı. Felsefesi Sezgicilik olarak bilinen Henri Bergson’dan Fransa’dayken etkilenmişti. Doçentlik tezini Bergson üzerine verdi.  Hıristiyanlığa geçip papaz olan Girit asıllı Türk Paul Molla’da yakın görüştüğü kişilerdendi.

    Topçu, Türkiye’ye dönünce kentli Gümüşhanevi dergahı şeyhi olarak tanımlanan Nakşibendi Şeyhi Abdülaziz Bekkine efendiye intisap ediyor. Denizli’deyken Saidi Nursi ile görüşmeleri oluyor. Ali Fuat Başgil’in Cumhurbaşkanlığı adaylığını destekliyor ancak hayal kırıklığına uğruyor.

    Topçu düşünce dünyasını iki sütun üzerine inşa eder. Bunlardan birisi “Hareket felsefesi” bir diğeri de Sorbon doktora tezi olan “İsyan Ahlakı”dır. Aslında ikisi de bir bakıma birbirini tamamlamaktadır. Hareket felsefesi bir bakıma insana doğuştan verilen iradenin varlık içinde kaçınamayacağı sorumluluğu ifade eder. İsyan ahlakı da adeta sol anarşizme nazire yaparak ve tembel sofu tevekkül anlayışına karşı, yaratılıştan gelen iradenin hiçbir engel tanımadan hakikate ulaşabilmek için sorgulama özgürlüğünü ifade eder.

    Topçu’nun Anadoluculuk veya Anadolu sosyalizmi tezleri de dikkat çekicidir. Devletçidir, antisemitisttir ve antikapitalisttir. Ama tüm bunları savunmaya içkin bir tutarlılık ve ahlak sahibidir de.

    Doğal olarak Topçu’nun fikirleri ve hayatının detaylarına burada giremiyorum. Zira, bu konuda uzmanlarınca hazırlanmış çok miktarda kaynak var. Yazımızın ana amacı Türk sağı ve düşünce dünyasının bugünü için Nurettin Topçu üzerinden bazı çıkarımlar veya dersleri hatırlatabilmek üzerinedir.

    Son 200 yıllık reform tarihimize bakınca, Tanzimat, Abdülhamit ve Atatürk dönemi dahil devlet, mevcut imkanlarıyla yetenekli memleket gençlerini Batı’ya görgü ve öğrenime göndermiştir. Bu gençlerin bürokrasi ve düşünce dünyamızdaki katkıları çok belirgindir. Ancak, yeni bir kavramsal medeniyet paradigması oluşturma iddiaları, Nurettin Topçu gibi birkaç istisna dışında olamamıştır.

    Nurettin Topçu Fransa’da doğal olarak Rene Geunon, Massignon ve Blondel’den oldukça etkilenmiştir. Giritli bir bürokrat ailenin medrese eğitimi almış, sonradan da Katolik olup Kardinal seviyesine ulaşmış Paul Molla ile de sıkça istişare ve münazara etmesi de dikkat çekicidir. Söz konusu şahısların ortak özelliği Katolik mistisizm, İslam varlık teorisi ve tasavvuf arasında sıkça mekik dokumalarıdır. Topçu, Vahdeti-Vücut doktrini ve Hallacı Mansur yakınlığını bu süreçlerde benimsemiştir.

    Topçunun Sorbon’da yaptığı doktora tezi çok özgün ve bir doktrin niteliğinde geliştirilmişti. M. Akif Ersoy’un arayışlarını hatırlatır gibi idi. Türkçesi İsyan Ahlakı olarak çevrilen bu tez bugünün teslimiyetçi ve sorgulamadan kaçınan Türk sağı açısından bir ilaç niteliği taşımaktaydı.

    Topçu hayatı boyunca 5 vakit namaz kılmasına rağmen çevresindekiler onu bilemedi. Derin bir muhabbet ve teslimiyetle bağlı olduğu Abdülaziz Bekkine Efendi’den bir makalesi hariç hiç söz etmedi.

    Yaşamı içkin bir Nakşibendi dervişi gibi aykırılığı Melami meşrepli bir Hallac gibiydi. Tasavvuf anlayışını, hayata ve sosyolojiye adapte etmişti. Ancak, felsefenin ve düşüncenin gerekliliğini savunur, Gazali-Eşari anlayışını eleştirirdi. Topçunun dünyasında bilginin kaynağı olarak “ya akıl ya felsefe ya da keşif(sezgi) bunlardan sadece birini seçme hakkın var” yaklaşımı yoktu.

    Abdülaziz Bekkine Topçunun mizacına göre bir Mürşitti. Kazanlı olarak, Kazan aydınlanmasından etkilenmişti ayrıca Prof. Hilmi Ziya Ülkenin kuzeniydi. Topçu onda çok şey buluyordu. Bekkine vefat ettikten sonra yerine geçen hoca efendiyi bir defa dinledikten sonra talebelerini geriye çekiyor ve bizim buradan alacağımız bir şey yok diyor ve bir daha dergaha uğramıyordu.

    Bu durum bize yeni yetişen geleceğe yürüyen genç jenerasyonun tasavvufla ilişkilerinin sadece maneviyatla açıklanamayacağını da bizlere göstermişti. Ülkemizde birçok eğitimli genç, tarikatlarda maneviyatın sarhoşluğu ile gerçek dünyadan kopartılarak doğru yönlendirilememektedir[2]. Esat Erbili ve Abdülaziz Bekkine gibi mürşitlerin yetişeceği alanlar taşraya hapsolmuştur.

    Hakikatı ararken kesinlikle ayrım yapmazdı. Siyasilere karşı dik duruşu vardı. Bu yüzden I. Meclis üyesi Topal Osman’a karşı Ali Şükrü beyin hesabını soran sonra CHP’li  Hüseyin Avni Ulaş’ı çok sever, takdir ederdi.

    İslam dünyasındaki atalet, Türk sağının taşralılığı onu isyan ettirmişti. Bunu -bütün eserleri 20- Amerikan mektupları, düşünen adam aranızda eserinde görebilirdiniz. Topçu milliyetçilik ve İslamcılığı felsefi derinlik üzerinden sentezleyip parantez açmaya çalışmıştır.

    Topçu’nun da tabii ki eleştirilecek yanları vardı. Cevat Rıfat Atillan gibi dönemin aydınları tarzında o zamanın ruhu olan Alman romantizmi, Nasyonal Sosyalizm ve antisemitizmden etkilenmişti. 1960’dan sonra demokrasiyi sorgulamaya başlamıştı. Endüstriye karşı tavrı tutarlıydı ama bir sentez yapmaya ihtiyaç vardı.

    Bugün birtakım taşra aydınları dil öğrenmeye veya kullanmaya karşılar. Kendi şehirlerinin bile dışına çıkmadan dil öğrenmeden memleket hakkında reçetelere ilişkin kitaplar ve yazılar yazıyorlar. Yüzyıllar önce Beytül hikme veya Ihvanı safanın kadim dillerden en az 4-5 ni kullanarak tercüme hareketiyle İslam dünyasına büyük medeniyet ivmesinin kazandırdıklarını unutuyoruz.

    Dürüst konuşmak gerekirse H. Bergson, Massignon ve Blondel gibiler olmasa bugün Topçu’yu böyle konuşabilir miydik? Yetenekli Anadolu gençlerinden maalesef bugün Topçular yetiştirecek “yerli ve milli” eğitim kurumlarımız yok. Bunları finanse edecek zenginlerimiz ve paramız oldu ancak zihniyetimiz hiç olamadı.

    Düşünün bir Sezai Karakoç, Topçu gibi Sorbon’a gidip felsefe eğitimi alıp entelektüellerle tartışabilseydi, dil öğrenebilseydi neler olabilirdi acaba ?


    [1] İlk kez Tevhidi Tedrisat Kanunu ile ele alınan uygulama, 29 Ekim 1924’te yapılan bir sınav ile başlamıştır. Yurtdışında eğitim görme hakkı kazanan 22 genç; Fransa, Almanya ve Belçika’ya öğrenim görmek üzere gönderilmiştir

    [2] http://faraszade.com/turk-tasavvufunun-bugunku-meselesi/

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikYolsuzluk ve Kötü Yönetim Arasında Türkiye | Bahadır Özgür & Enes Özkan | Varsayılan Ekonomi #22
    Sonraki İçerik ABD Seçimleri

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}