Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Bir Ahlakçının Anatomisi
    Forum

    Bir Ahlakçının Anatomisi

    Fatih Bora Ekim27 Aralık 20206 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Bay A. bir taşra şehrinde doğup büyümüştür. Muhafazakar bir aileden gelir. İlk ergenliğinde kadınlara ilgi duymuş ancak bu ilgiden dolayı utanmıştır. Televizyonda gördüğü güzel kadınlara duyduğu ilgiye şaşırmış, hatta korkmuştur. Ne yaşadığı cinsel arzuları, ne de yaşadığı dönüşümü kimse ona anlatmamıştır. Büyüklerinden sadece günah ve ayıp öğrenmiştir. Bu arzuları günah ve ayıptır. Utana sıkıla din kültürü hocasına bir arkadaş soruyor diye mastürbasyonu sormuş ve günah olduğunu öğrenmiştir. Bu arzularını, hayallerini bastırmış, daha doğrusu bastırmaya çalışmış ve kendini derslerine adamıştır. Durmadan ders çalışıp başarılı olmak, ailesine layık bir çocuk olmak için uğraşmıştır. Hedeflediğini de başarmış, istediği üniversitenin istediği bölümünü kazanmıştır.

    Üniversite ile Bay A. ilk defa ailesinin yanından ayrılır ve üniversiteye, bir başka şehre gider. Ailesinin maddi gücü yetmediği için bir eve çıkamaz, dayısının bağlantılı olduğu bir cemaat evine yerleşir. Hem ailesi de, çocukları yoldan çıkmasın, dindar ve Müslüman bir çocuk olsun diye düşündüklerinden, Bay A.’nın bu cemaat evinde kalmasından memnundur. 

    Üniversite ise bambaşka bir yerdir. Burada hiç görmediği tip insanlarla karşılaşır. Okula arabası ile gelen gençler de vardır, özgürce çimenlerde gitar çalan da, hayatında görmediği güzellikte kızlar da. Hatta kampüsün içinde öpüşenler bile vardır. Kendisi sekiz erkeğin bir arada yaşadığı cemaat evine dönerken, kız arkadaşı ile yaşayanlara önce imrenerek bakar, sonra bu ahlaksızların cehennemlik olduğunu hatırlar. Tıpkı evde abilerinin söylediği gibidir. Bu kızlar adamı yoldan çıkarır. Dikkatli olması gerekmektedir. Derslerini çalışmalı, başarılı olmalı ve günahtan da, günahkârlardan da Allah’a sığınmalıdır.

    Dışarıdan bakınca mutlu gördüğü gençlere duyduğu imrenme zamanla nefrete dönüşür. Onlar kendisini yoldan çıkaracak Allahsızlar, küçük şeytanlardır. Bu yoz kültür nefret edilesi bir şey olmuştur. Zamanı gelince münasip, helal süt emmiş bir kızla elbette evlenecektir. 

    Bay A. üniversitede de başarılı bir öğrenci olur. Kendisini yanında rahat hissettiği arkadaşları ve kendisini takdir eden hocaları vardır. İyi bir notla mezun olup bu hocalardan birinin yanında asistanlığa ve yüksek lisansa başlar. Yüksek lisans ve doktora böyle geçerken artık evlenme zamanı gelmiştir. Ailesi münasip bir kız bulur memleketten. Uzak bir akrabanın komşusunun kızı ile evlenir. İçten içe bu kızın okulda gördüğü kızlara ne kadar benzemediği gelir aklına ancak, bunlar sadece şeytanın vesveseleridir. Bu vesveselerden uzak durmak, hakkında hayırlısıdır.

    Kıt kanaat üç kuruş maaş ile evini geçindirmeye çalışır ve üstelik karısı da hamiledir. Bu hamilelikten başlayarak, bir kaç yıl karısına yaklaşamaz. Sonra da asla eskisi gibi olmaz. Artık Bay A. ile eşi, karı-kocadan ziyade evlatlarının anne-babalarıdır. 

    Zaman geçtikçe Bay A. akademik olarak iyi kötü bir başarı yakalar. Kendince çok çalışır. Özgün hiçbir eseri olmasa da literatüre hakimdir. Bol bol yeni eser üretir. Yeni unvanlar, yeni makamlar elde etmeye başlar.

    Bu süreçte ülkede yönetim de değişmiştir. Üniversite yıllarından tanıdığı, takip ettiği insanlar ülkenin ve akademinin kilit pozisyonlarına gelmeye başlamıştır. Artık kıt kanaat maaşla geçinmiyor, milli eğitime, bakanlıklara projeler hazırlıyor, arada katıldığı televizyon kanallarından dolgun maaşlar alıyordur. İyi bir muhitte evi, afili de bir ofisi vardır artık. İsminden önce en az üç dakika unvanları okunuyordur. Ayrıca yüksek mevkilerde tanıdıkları, ahbapları da vardır.

    Bu ahbapları da ekseriyetle kendi gibi kişilerdir. Benzer ailelerden gelmiş, benzer çevrelerde yetişmiş, benzer hayatları olan kişiler. Ara ara dedikodular duymaya başlar. Bu ahbaplarından bazıları ikinci, hatta üçüncü evliliklerini yapmış, imam nikahlı eşler almaya başlamıştır. Zaman geçtikçe bu mesele dedikodu olmaktan çıkar. Dost meclislerinde bir övünç, erkeklik göstergesi haline dönüşür. Bu imam nikahlı eşler de genelde ilk eşlere pek benzemezler. Ekseriyeti ya karşı mahallenin daha süslü ve havalı kadınlarıdır, ya da kendi mahallelerinin daha genç güzel kadınlarıdır. Bir tarafı bu durumdan da rahatsız olur ama ses edemez. Zaten yaptıkları günah ve ayıp de değildir hani. Üstüne üstlük bu kadınları günahtan da koruyorlardır. 

    Ancak Bay A. bu ilişki tipine de bir türlü cesaret edemez. Arkadaşının asistanın bakışlarından evvelden beri etkilenmektedir. Bir ara niyeti bozmaya karar verir. Küçük küçük sohbetleri de olmuştur. Hatta 1-2 defa buluşmuşlardır ama nafile. Cesaretini bir türlü toplayamaz. Yeni bir ev, yeni bir hayat daha kurmaya, bu olanları ailesine, akrabalarına anlatmaya cesaret edemez.

    Çalıştığı üniversite ortamı da değişmiştir. Eski çamur, toprak yolların yerini bakımlı bahçeler, güzel kafeler almıştır. Kendi öğrencilik yıllarındaki cemaat, tarikat evleri azalmış yerine lüks öğrenci apartmanları yapılmıştır. Artık öğrenciliğinde nadiren gördüğü, el ele kol kola sevgililer daha da artmıştır, en azından kendisine öyle geliyordur. Kendisi gibi gariban öğrenciler bile daha bir rahat hareket etmekte, özgür yaşamaktadır. Saygı bitmiş, utanma, arlanma bitmiş diye düşünür. Hatta türbanlı kızlardan bile sevgilisi ile gezenleri görüyordur artık. Onlar bile değişmiştir.

    Tüm bu birikim bir noktada taşar, artık dayanamaz. Bu kadar ahlaksızlığa da artık bir dur demesi gerekir. Topluma bu durumun vahametini anlatabilmesi gerekir. Kesin etrafta kendi gibi düşünenler çoğunluktadır. Herkes bu ahlaksızlıktan rahatsız durumdadır. Elbette imam nikahlı, helal ilişkileri tenzih etmek ancak fuhuşa, ahlaksızlığa dikkat çekmek, bunu engellemek gerekir. Elinden ne geliyorsa yapmaya hazırdır. Ve itirazını artık kısık sesle değil, yüksek sesle söylemeye başlar. 

    Bay A. hayal ürünü bir kişidir. Ancak hayal olduğu kadar da gerçektir. Etrafımızda sıkça gördüğümüz “ahlakçılardan” bir derlemedir. Kendi mutsuzluğunu, hasetini, başka insanların tercihlerini sorgulayarak, onların hayatını kısıtlayarak gidermeye çalışan sıradan bir bireydir. Melanie Klein’ın dediği gibi, haset içerisinde olan bu kişinin bitmek bilmeyen, doyumsuz bir açgözlülüğü vardır. Toplumda ne kadar görünürse görünsün, hangi makama gelirse gelsin, hangi servete kavuşursa kavuşsun bu açgözlülük dinmez, dinemez. Kendi haset duygusuyla yüzleşmedikçe nefreti de öfkesi de açlığı da bitmeyecektir.

    Bu yazıda “muhafazakar”, “dindar” bir ahlakçının portresini çizmeye çalıştım. Elbette her muhafazakar ve dindar bu yazıda bahsi geçen “ahlakçı” değildir. Ahlakçıların her ideolojiden, her akımdan varyasyonları vardır. Dindarı, ateisti, komünisti, kapitalisti, feministi, aktivisti, azınlık milliyetçisi, çoğunluk milliyetçisi fark etmez; her ideolojinin “ahlakçıları” bulunur. Bu kişileri dinlerken konuşmalarının arkasına bakmaya çalışın. Bir problemi mi çözmeye çalışıyorlar, yoksa kendi patolojilerini mi yansıtıyorlar?

    Bu patolojik tipler, kendi mutluluklarını aramak yerine, kendi ahlaki normlarını topluma zorla kabul ettirmeye çalışan kişilerdir. Bu kişileri akılları değil, kırılmış narsisizmleri yönetir. Hele de kendileri gibi kişiler ile bir araya gelirlerse, yakaladıklarını linç etmekten çekinmezler. Makam mevkiye gelirlerse, dünyayı haset duyduklarına zindan etmekten çekinmezler. 

    Yazıyı toparlarsak, tarih bize şunu göstermiştir; daha huzurlu ve müreffeh bir toplum için, her birey mutluluğunu aramakta özgürdür, özgür olabilmelidir. Ancak hiçbir birey özgürlüğe; toplumu kendi mutlu olacağı şekilde biçimlendirme, başkalarının mutluluk arayışlarını engelleme pahasına sahip değildir. Özgürlüğün toplumsal sınırı tam da buradadır. Bu sınırı aşmaya çalışanın temel enstrümanı ise ahlakçılıktır. Karşısındakini gayrı ahlaki olmakla, hainlikle, yozlaşmışlıkla suçlar. O yüzden ahlakçılık meselesine de, ahlakçılık yapana da çok dikkatli yaklaşılması gerekir.

    Fotoğraf: Paul Wong

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikGüncel Gelişmeler Işığında Türkiye-ABD İlişkileri |Konuk: Namık Tan| Üsküdar Motoru #10
    Sonraki İçerik Zombiler: Bir Politik Okuma Denemesi

    Diğer İçerikler

    Röportajlar

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz
    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}