Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Altılı Masaya Samimi Eleştiriler
    Forum

    Altılı Masaya Samimi Eleştiriler

    Canboray Soykan30 Aralık 20228 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    2023 Güzel Gelsin

    Yeni bir yıla girmek üzereyiz, 2023 herkese huzur, mutluluk ve sağlık getirsin. Yeni seneyi karşılamaya hazırlanırken en büyük arzularımızın başında 2023’ün memlekete demokrasi, özgürlük ve adalet getirmesi geliyor. Evet, bir toplumsal dönüşüm meydana gelmeden her şey sihirli değnekle çözülüvermeyecek ama bu dönüşüm için lazım gelen siyasi kurum ve siyasal sistem değişikliğinde bir eşik aşılmış olacak.

    2016’dan Beri…

    2016 Senesinden bu yana yazılarla, programlarla, partilerle ortak çalışmalarla, doğrudan siyasi parti içindeki görevlilerle, sivil toplum alanındaki çalışmalarla bu iktidara karşı mücadele ediyorum. Bu iktidarla ve bu iktidarın dayattığı ideolojiyle, bu iktidarın dayattığı Yeni Türkiye’yle mücadele ediyorum. Kusurlu demokrasiden, hibrit rejime ve 14 Aralık 2022 kararıyla birlikte de resmen rekabetçi otoriterliğe geçişe karşı mücadele ediyorum. Bunu bir vatandaşlık vazifesi olarak görüyorum.

    Endişeliyim, Endişeliyiz

    Bu kapsamda tüm muhalif aktörlerin ortak bir irade koyması gerektiği hususunu yazılarla, programlarla savunan ve bugün altılı masa olarak anılan ortaklığın oluşmasının gerekliliği konusunda masada bulunan tüm partilere kurmaylar hatta kimilerinde liderler düzeyinde bireysel diyalog kurarak süreci destekleyen, kuruluşunun ardından davet edildikçe çalışmalarına destek veren bir Türkiye Cumhuriyeti genci olarak bugün endişeliyim. Sadece benim değil, milyonlarca vatandaşın endişeli olduğunu biliyorum.

    Eğri Oturup Doğru Konuşalım

    İşte bu yüzden daha geç kalınmış, duyarlı eşik geçilmiş değilken eğri oturup doğru konuşalım diyorum. Bu yazıyı bunun için kaleme alıyorum. Altılı masadaki tüm liderlere, kurmaylara, altılı masanın çalışma sürecine dahil olan tüm paydaşlara ulaşması umuduyla kaleme alıyorum. Konuşmamız gereken, gözden geçirmemiz gereken meseleler var. Bu geribildirimleri sağlamadan, muhasebe ve eleştiri yapmadan demokrasiye yeniden dönüş için sağlıklı, sürdürülebilir ve işlevsel bir sürecin inşa edilebileceğine inanmıyorum.

    Konuşmak Zorundayız

    Bugün altılı masanın hataları var ve bu hataları konuşmak mecburiyetindeyiz, bu hataları konuşmak demek masanın varlığını yıkmaya yönelik bir girişimde bulunmak demek değil; bu hataları konuşmak demek iktidarı desteklemek demek değil. Bu hatalar doğru zeminde, doğru dille ve doğru bağlam içerisinde samimi eleştirilere döküldüğü takdirde buradan yalnızca altılı masanın birlikteliğini güçlendirecek sentezler doğar, bu sentezler filizlenmenin pekiştiricisi olur. Bu çerçevede beş başlıkta altılı masaya samimi ve yapıcı eleştirilerimi paylaşacağım. 

    Diyalog ve İletişim Stratejisi

    Altılı masada birbirinden farklı partiler, birbirinden farklı görüşler uzlaşmak için bulunuyor, bu fevkalade kıymetli. Burada bir aynılaşmanın mecburiyetinden bahsetmiyorum ve fakat aynılaşmamanın alternatifi dağınık bir görüntü vermek değildir diyorum. Altılı masanın aktörleri yer yer orta yerde atışıyor, birbirlerini üstü açık ya da kapalı yeriyor ve bundan da kötüsü ortak görüş beyanının hayati olduğu konularda birbirinden farklı perdeden sesler yükseliyor. Ortak bir dil, tutarlı bir söylem işletilemiyor. Bunlar ittifakın seçmen nezdindeki mobilizasyonunu zedeleyecek meseleler, bunlar güven motifiyle hareket eden seçmenleri itecek meseleler. Liderlerin televizyondan birbirlerine ayar vermeye kalkması öyle geçilecek bir mesele değil.

    Seçimi Belirleyecek Olanlar

    Oy alınması beklenen seçmen grubu özellikle birkaç seçimdir AKP’ye oy vermiş, genellikle ailesi AKP seçmeni olan, güvenlik, istikrar gibi temalar etrafında parti aidiyeti sıkı tutulmuş ama ekonomik gelişmeler, hukuksuzluklar, patronaj vb. gelişmelerle aidiyeti gevşemiş kendilerini milliyetçi-muhafazakar olarak tanımlayan, genellikle düşük-orta sosyoekonomik düzeye mensup banliyö yerleşimlerindeki seçmenler. Seçimin istikbalini belirleyecek olan seçmen koalisyonu bu seçmenlerden, gençlerden ve Kürt seçmenlerden oluşuyor. Bu koalisyonu azami düzeyde bir arada tutan ve sandığa taşıyan ittifak seçimin galibi olacak. Ve bu seçmen koalisyonunu oluşturmak için güvenlik, istikrar temaları, kararlı lider profilleri ve tutarlı bir söylem önemli bir mesele.

    Harekete Geçmek ve Çözüm Önerisi Sunmak

    Diğer mühim başlık en başından beri söylediğim gibi harekete geçmek ve çözüm önerisi sunmak. Harekete geçmekten kastım sahalara inip miting yapmak olarak algılanmasın lütfen. Mitingin giderek demodeleştiği bu dönemde kastım, altılı masanın çözüm önerilerini anlaşılabilir bir dille kamuoyuna ilan etmesi. Kamuoyu araştırmalarında baskın şekilde görülen hayati sorunların, kampanyanın gidişatını etkileme potansiyeline sahip olan sorunların, sözgelimi ekonomi gibi, sözgelimi sığınmacıların akıbeti gibi, sözgelimi EYT gibi, sözgelimi tarım gibi konulara ilişkin somut, anlaşılabilir, tutarlı bir şekilde kamuoyuna altı partinin temsilcilerinden müteşekkil heyetler tarafından ilan edilmesi. Bu ilanların ardından da altı partinin, şemsiye tema kabul edilecek çözüm önerileriyle çelişmeyecek şekilde kendi kurumsal kampanyalarını çeşitlendirmeleri.

    Cumhurbaşkanı Adayı Meselesi

    Evet, biliyorum bu ittifak diğer taraftaki gibi teslimiyet üzerine bina edilmiş değil ve bu altı parti içinde de aynı seçmen gruplarının oyuna talip olanlar, birbiriyle anlaşılabilir bir rekabet içinde olanlar var. Var ama bunun sınırlılıkları belirlenmeli ve aynılaşmayla dağınıklık arasındaki o denge bulunmalı. Bir diğer önemli mesele Cumhurbaşkanı adayı meselesi. Her lider adaylığı düşünebilir, siyaset bir iddia işidir ve iddialı olmak, bir hedefe sahip olmak öyle korkulacak şeyler değildir ama bu sürüncemenin artık sona ermesi icap ediyor. Cumhurbaşkanı adayını açıklamamanın iktidarı bocalattığı iddiasına karşın bu tartışmanın kamuoyuna açık kanallar üzerinden sürdürülüyor olması da muhalefetin tabanını aşındırıyor artık. Bunu görmek gerekiyor.

    Seçmeni ve Toplumu Sürece Entegre Etmek

    Adayın hangi kriterleri karşılaması gerektiği, aday belirlemenin hangi metotla yapılacağı, aday belirlemede sürecin nasıl işletileceği gibi konular hala bilinmiyor, aday halen bilinmiyor ama bitmeyen bir tartışma aylardır muhalefetin alternatif üretme kapasitesini dibe çöktürüyor. Adayı önemsizleştirme eğiliminin de tehlikeli olduğu kanaatini taşıyorum. 6 Mayıs ve 14 Aralık hadiselerinin ardından nasıl bir yapıya karşı seçime gidildiğinin farkında olmak mecburiyetindeyiz. Adaylık niyeti ya da önerisi olan bunu masaya gerekçeleriyle bildirmeli, bu karar akademisyenlerin, sivil toplum temsilcilerinin ve seçmen gruplarının da en azından asgari düzeyde temsil edileceği istişarelerle belirlenmeli. Kampanyanın hangi konular çerçevesinde yükseleceği, nasıl bir kampanya izleneceği de bu yöntemle kararlaştırılmalı. Seçmeni ve toplumu sürece entegre edememenin nasıl sonuçlara sebebiyet verebileceği de tipolojik olarak en doğru kesişimi sunmasa da Macaristan üzerinden okunabilmeli.

    Ahlakçılık Tülü Ardında

    Bir başka mevzu da seçimi ahlaki bir sınırlılık içine sokmak için verilen üstün çaba. Evet, bu seçim sadece yürütme ve yasamanın yürütücülerinin belirlenmesinden öte derin anlamları içeriyor. Ayrıca muhalefetin birlikteliğini sadece bir seçim ittifakı olarak değil, ülkeyi geniş kapsamıyla düze çıkaracak bir konsensüs olarak görmesi de kıymetli. Ve fakat yazılıp çizilen, menzil olarak işaretlenen hiçbir şey ama hiçbir şey seçimi kazanmadan yapılamayacak. Bu yüzden etik bir gelecek tahayyülünün tüm süreci kuşatır bir tüle dönüşmeye başlaması, siyasetin ve seçimin doğasıyla bağdaşmayacak bir söylemi ve işleyişi dikta etmeye başladı. Eşgüdüm Kurulu gibi, yönetmeyecek cumhurbaşkanı adayı gibi zannımca hayli garip vaatleri karşımıza getirmeye başladı. Toplumun beklentilerinden uzaklaşan bir masayı karşımıza getirmeye başladı. Masanın seçim kazanmaktan çok ahlak ödevini genişletmek misyonu varmışçasına davranması, masanın süreci okumasını ve gelişmeleri doğru değerlendirmesini engelleyecektir, hatta engellemeye başladı bile.

    Dar Elit Mi Doğuyor?

    Sıradaki konu sancılı. Belki de en tehlikelisi. Bu husus bugün fazlaca tartışılmıyor olsa da bence düşünüldüğünden tehlikeli. Muhalefet partileri içinde bulunan ya da kurdukları kişisel ilişkilerle muhalefet partileriyle hareket eden belli şahıslar ve belli gruplar daha seçimi kazanmadan, daha iktidar değişmeden kabuklaşmaya, yerini sağlamlaştırmaya ve post-AKP statükosunu inşaya başladı. Bir başka deyişle muhalefet, dar elitini olması gerekenden çok daha erken oluşturmaya başladı.

    Bugün altılı masaya ilişkin en ufak eleştiriyi yapanların iktidar destekçiliğiyle etiketlenmeye başladığını, bir adayı değil de öbürünü tercih ettiğini dillendirenlerin yandaş trol ilan edildiğini, altılı masadaki aktörlerin kutsanmaya başladığını görmeye başlıyoruz. Aydınlık Türkiye’yi imleyen bir ahlaki tül ve bu tülün ardında olanlara ilişkin eleştiride bulunan herkesin bu yüce birlikteliğe karşı gelip, neredeyse sürece ihanetle itham edilmesi… Şimdi küçük örneklerini gördüğümüz bu davranış örüntüsü, bu söz edimi, geleceğe dair endişe duymamız gereken en mühim konulardan biri. Öyle ki demokrasi dışı her rejimin inşasında ve kurumsallaşmasında siyasi otorite etrafında kümelenen ayrıcalıklı bir dar elit vardır ve bu dar elit belli ödüllendirmelerle çarkın içinde tutulur; çarkın genişlemesi hoş karşılanmaz. Bu dar elitin inşası için liderlerin tabulaştırılmasını mı istersiniz, masanın kutsanmasını mı istersiniz, gizli AKP’li ilan edilmek mi isterseniz, olmayan yok.

    Yapmayın, bugün fedakarlık zamanı. Biliyorum AKP tarafından örselendiniz, örselendik. Muhalefette olmanın yıpratıcılığına maruz bırakıldınız, belki de haksızlıklara uğradınız, dövüldünüz.

    Dövüldünüz, dövüldük ama bugün dem rövanşı almak için köşe kapma demi değil, bu iktidarın kazasız belasız uğurlanması ve Türkiye’nin yeniden normalleştirilmesi için fedakarlıkta bulunma günü.

    Buradaki kastım, iktidarda olma moral üstünlüğünü ve bunun belli avantajlarını hukuk çerçevesinde kullanmamak değil; buradaki kastım kemik kemik batan bir ağın oluşmaması gerekliliği.

    Bu tehlikenin liderler tarafından görülmesi, liderler tarafından gerekli rötuşların yapılması gerekiyor.

    Post-AKP statükosunun inşası için sürecin liderler tarafından yanlış okunmasına, parıldayan alternatif siyasi figürlerin ışığının söndürülmesine ve efektif kampanyanın inşasında zafiyetlere isteyerek ya da istemeyerek sebebiyet verirsek, sürece katkı sunmaya çalışanları alanımız daralmasın diye dirseklersek, bunun vebali hem bizler için hem de bu toplum için ağır olur.

    Bugün entelektüel olma çabasında bir genç olarak nasıl altılı masayı desteklemeyi bir sorumluluk olarak görüyorsam ve elden geleni yapıyorsam, eleştirilmesi gereken hususları eleştirmeyi de günün sorumluluğu olarak görüyorum.

    Halen elimizdeki en büyük umudun altılı masa olduğuna inanıyorum, halen altı liderin sağduyusuna güveniyorum. Halen kazanacağımızı düşünüyorum, kazanacağımıza inanmak istiyorum. Bunu istediğim için bu yapıcı eleştirileri, sürece karınca kararınca katkı sunması için paylaşmaya çalışıyorum.

    Bu şartlarda AKP’nin bir seçim daha kazanamayacağını ama muhalefetin seçimi kaybedebileceğini düşündüğüm, bu ihtimali düşündükçe içim daraldığı için yazıyorum bunları.

    Hoş gel 2023, hoş gel…
    Sağlık, sevgi, aşk, huzur ve bereket getir.
    AKP’siz Türkiye’yi getir 2023.
    Eski Türkiye’yi geri getir.
    Lütfen geri getir.
    Ferah, mavi, mor bir yaz getir.
    Bir yaz barıştığımız.
    Getir o yazı, getir…

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikMuhalefet Meclis’i Kazanabiliyor mu? | Nabız #116
    Sonraki İçerik 2022’ye Hukuki Bir Veda

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}