Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
      • Kitap Yorum
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • ABD Gündemi
      • Avrupa Gündemi
    • daktilo2
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Babacan ve Davutoğlu AKP’ye Döner mi?
    daktilo2

    Babacan ve Davutoğlu AKP’ye Döner mi?

    Armağan Öztürk2 Kasım 20254 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Yasama yılı açılışları Cumhur İttifakı bileşenlerinin siyasi geleceği belirlediği, söz ve davranışlarıyla yeni bir gündemi kamuoyuna dayattığı dönemlere dönüştü. Geçen yıl Bahçeli, DEM’li vekillerin elini sıkarak ikinci açılım sürecinin fitilini ateşlemişti. Bu yıl ise CHP dışındaki muhalefet partilerini Erdoğan güneşinin etrafında ısıtan tartışmalı bir fotoğraf ortaya çıktı. CHP’li muhalif medyanın korktuğu, ama bir anlamda da istediği şey oldu. Kürtler ve diğer sağ partiler AKP’yle anlaşmaya hazır veya zaten anlaşmış olan iktidarın muhalefet içindeki uzantılarına dönüştü. Özgür Özel’in ortamı yumuşatmak için açtığı telefonlara rağmen DEM, Gelecek ve DEVA karşıtı yayınlar aldı başını gitti. CHP’lilere göre tek gerçek muhalefet partisi CHP. Diğer partiler muhalif siyasetin sarı sendikaları. Bu yazıda bahsi geçen suçlamanın Davutoğlu ve Babacan ayağını tartışmak istiyorum. Gerçekten de durum öyle mi? Ya da tam olarak neyi deneyimliyoruz? AKP karşıtı sağ muhalefetin anlamlı bir oy artışını organize edememesi iktidar-muhalefet ilişkilerini nasıl etkileyecek?

    Öncelikle DEVA ve Gelecek Partilerinin siyaseten başarısız olduğunu kayıt altına alalım. Bu iki oluşum seçmenlerden beklenen desteği görmedi. AKP kitlesi Babacan ve Davutoğlu’nu Erdoğan’a alternatif liderler olarak algılamadı. Siyasal sosyolojik bir boşluğu da dolduramadı bu iki parti. 6’lı masa seçimi kazansaydı şüphesiz ki başka bir tabloyu tartışıyor olacaktık. Ama kaybedilen seçim ve geri çekilen CHP desteğinin yokluğunda tabela partisine döndü DEVA ve Gelecek. Vekillerin bir kısmı ayrıldı. Tabii sorun sadece politik mobilizasyon değil, aynı zamanda gündem yaratma kapasitesindeki eksiklikti. Ne Davutoğlu dış politikada ne de Babacan ekonomide alternatif bir söylem seti yaratabildi. Şüphesiz ki bu sınırlılık bir ölçüde kullanılan üslupla da ilgiliydi. Hakan Fidan’ın anti-tezi değildi Ahmet Davutoğlu. Babacan ise Mehmet Şimşek programını yerden yere vurmadı. Çünkü AKP’nin yaptıklarına prensip olarak karşı değil bu bürokrat siyasetçiler. Enflasyonu azaltmak için daraltıcı bir program gerekliydi. Ayrıca Türk dış politikası, özellikle de Ortadoğu siyaseti bakımından çok yönlü ve aktif olmalıydı. Babacan ekonomin, Davutoğlu ise dış politikanın başında olsa şüphesiz ki şu anki durumdan daha farklı bir içerik söz konusu olacaktı; ancak bahsi geçen o fark devasa bir değişimi içinde barındırmıyor ne yazık ki.

    Bu iki aktör arasında Davutoğlu zayıf halka. Çünkü partisi çöktü, kendisi ise dönmek istediğini çok belli ediyor. Erdoğan telefon etse, o an Gelecek Partisi tarihe karışacak. Ancak Ahmet hocanın beklediği o telefon gelir mi? Davutoğlu bir iadeyi itibar süreci istiyor. Partiden ayrılmadan önce genel başkanlık ve başbakanlık yapmış biri olarak yeni sisteme cumhurbaşkanı yardımcısı pozisyonunda dönmek, tekrar bürokrasiye yerleşmek Davutoğlu’nun yegane politik amacı. AKP’nin ise Davutoğlu’na sadece kalan birkaç milletvekili için kısmi bir ihtiyacı var. Anayasa süreci başlarsa o ihtiyaç somut bir zemine oturacak. Bir nedenden dolayı anayasa hazırlıkları gerçekleşmez veya geç kalınırsa Davutoğlu’nu kendi doğal tükeniş ritmine bırakacak Erdoğan liderliği. 

    Babacan’ın başında bulunduğu DEVA için ise durum, koşullar ve konjonktür farklı. Öncelikle Babacan partiden Davutoğlu’ndan farklı olarak sorunlu ayrılmadı. Davutoğlu dönmek istese çok kişi itiraz eder. Ama Babacan için negatif algı yok denecek kadar az. Bir diğer önemli husus ekonomi. Mehmet Şimşek’in ekonomiyi toparlama hızı beklentilerin altında kaldı. AKP’nin bir sonraki seçime, seçim ekonomisi uygulayacak bir kapasiteyle girmesi gerek. Toplumun alt ve orta kesimlerinin ekonomik programa olan güveni ise yerlerde sürünüyor. Yeni Şafak gibi gazeteler sürekli bir şekilde manşetten Şimşek’i eleştirmekte. Dahası dışarıdan para gelmiyor ülkeye. Bu son hususta anlamlı bir ilerleme olmazsa program, tüketimi ve ücretleri baskılayarak insanları zor bir hayata mahkum etmek ve sonu belirsiz bir gelecek için sabır istemek dışında hiçbir işe yaramayacak. Ezcümle, Erdoğan’ın Babacan’a ekonomi alanında ihtiyacı var. Ancak Ali Bey ve ekibi belki de bu avantajı hissettikleri için daha ilkeli bir dönüş istiyor. Babacan ısrarla hukuk-ekonomi ilişkisini vurguluyor. Başkanlık sistemi özellikle hukuk alanında ciddi bir keyfiliğe yol açtı. Ülke öngörülemiyor. Böylesi bir düzende yabancı yatırımcının Türkiye’ye sıcak para dışında kaynak getirmesi imkansız. Dolayısıyla ekonomi toparlanacaksa önce hukukun toparlanması gerek. İşte Babacan meselesindeki kritik nokta bu. Erdoğan iktidarı ekonomiyi düzeltmek için hukuk alanında reform yapmaya hazır hissediyor mu kendisini? Bu sorunun muhtemel yanıtı DEVA’nın da geleceğini belirleyecek.

    Tüm bu olasılıklar karşısında geriye yanıtlanması gereken tek bir soru kalıyor? Davutoğlu ve Babacan’ın partiye döndüğü veya Cumhur İttifakına katıldığı yeni iktidar iç mimarisinde CHP ne yapacak? Özel’in muhalefete liderlik etme noktasında çok geç kaldığı, İmamoğlu, davalar ve yolsuzluk gibi başlıklarda iç meselelere fazlasıyla zaman harcadığı sıklıkla dile getiriliyor. Hiç kimse 6’lı masanın tekrar kurulmasını beklemiyor. Ama diğer muhalefet partileriyle yapısal bir ilişkinin tesis edilememesi büyük bir sorun. AKP’nin sağ muhalefete doğru esaslı bir hamle yapması durumda siyasi kutuplaşmanın sağ-sol ikiliğine hapsolacağı ise açık. Tüm sağın AKP içinde veya çevresinde topladığı bir konjonktürde CHP’nin Erdoğan’a karşı seçim kazanması mümkün mü? Türkiye’nin siyasal sosyolojisi böyle bir olasılığa izin vermiyor. Sonuçta beklenen, CHP elitleri açısından siyaset alanının biraz daha daralması, politik muhalefetin belli bir mahalleye hapsolmasıdır. 

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikRefah Devletlerinin Sonu mu Geliyor?
    Sonraki İçerik Enflasyon Düşmüyor: Günü Kurtar(a)mamak!

    Diğer İçerikler

    daktilo2

    “Lost in Translation”: Merz’in Türkiye Ziyaretinden Geride Kalanlar

    2 Kasım 2025 Ayşe Yürekli
    daktilo2

    Osmanlı’da Okuryazarlık Gerçekten Yüzde 54 müydü? Kemal Karpat’ın Rakamlarının Şifresi

    2 Kasım 2025 Alper Yağcı
    daktilo2

    Z Kuşağı Neden Seviş(e)miyor?

    2 Kasım 2025 Umut Dağıstan

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Refah Devletlerinin Sonu mu Geliyor?

    31 Ekim 2025 Çeviriler Daktilo1984

    Yapay Zeka Demokrasileri Yıkabilir

    28 Ekim 2025 Yazılar Cem Özen

    Kitap Yorum: Eski Fikirler İçinde Yenilerini Bulmak, Brad Lips

    28 Ekim 2025 Yazılar Selim Yıldırım

    Ahmet Sözen: Kıbrıs meselesinde resmi müzakere sürecinin başlayabilmesi için dışsal dinamiklere de ihtiyaç var

    26 Ekim 2025 daktilo2 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Kasım 2025
    • Ekim 2025
    • Eylül 2025
    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • daktilo2
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}