Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Erdoğan’ın Başarısı Aslında Çöküşü Olabilir
    Çeviriler

    Erdoğan’ın Başarısı Aslında Çöküşü Olabilir

    Medeni Sungur31 Aralık 20194 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Türkiye’nin modernleşme süreci iki asırdır elitlerin başı çektiği, tepeden inme bir proje olageldi. Fakat durum artık böyle değil. Recep Tayyip Erdoğan’ın önce başbakan şimdi cumhurbaşkanı olarak sürdürdüğü 15 seneyi aşkın süren iktidarının ardından, zamanla kamusal hayata hâkim olan İslamcılık ve yandaşçılık, Türk vatandaşlarını giderek daha fazla yıldırıyor. Tarihsel bir ironi olarak Erdoğan, Türkiye’de önceki liderlerin yapamadığını yaparak kitleleri, Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucu ilkelerinden laikliğin yanı sıra temiz, modern hükümete destek etrafında toplamayı başardı.

    Bu yakın zamanlı gelişmenin önemini idrak edebilmek için önce Türk tarihi boyunca standart olan, elitlerin başı çektiği modernleşme örüntüsünü anlamamız gerekiyor.

    Osmanlı devlet adamlarının Batı tarzı devlet yönetiminin temellerini öğrenmek üzere Londra, Paris, Berlin, Viyana ve St. Petersburg’a gönderildiği 1790’lardan itibaren, bugün Türkiye olarak bildiğimiz topraklardaki reformun ön saflarında halktan ziyade elitler yer aldılar. Elitler mühendislik okulları gibi yeni kurumlar oluşturdular ve Osmanlı Devleti’nin sallantıdaki kurumlarını, en önemlisi orduyu ıslah edecek yöntemler tesis ettiler. İmparatorluğun görece geri kalmışlığının farkına varan öğrenci-elçiler, kendilerini en güncel teknik ve toplumsal-bilimsel bilgiyle donatmak üzere Fransa ve İngiltere’deki seçkin üniversitelerde eğitim aldılar. Reformcuların amacı, modern bir devlet inşa etmekti. Bunun ardından modern toplumun da kendiliğinden oluşacağını varsayma hatasına düştüler.

    Osmanlı Devleti’nin son dönemlerinde gerçekleşen bu reformlar, Türkiye Cumhuriyeti’nin izinden gideceği örüntüyü meydana getirdi: Yönetici elitlerin kucak açtığı, yaşça daha genç ve profesyonel eğitim almış ordu mensuplarının desteklediği tepeden inme bir girişim olarak modernleşme. Türkiye Cumhuriyeti’nin kurucusu Mustafa Kemal Atatürk (1881-1938), Osmanlı ordusunun, modern bir devlet inşa etme hayali kuran hırslı genç subaylardan biriydi. Osmanlı teamüllerinden birçok bakımdan ayrılıyordu fakat kendisinin yeğlenen reformlarının tasarlanma ve hayata geçirilme şekli, değişimden ziyade devamlılık içeriyordu. Atatürk’ün buyurgan tarzı, Osmanlı seleflerininkinden pek farklı değildi. Atatürk de onlar gibi uysal devlet memurlarının süratle tatbik ettikleri tepeden inme emirleri tercih ediyordu.

    Bu yaklaşımın önemli bir kusuru vardı: Toplumun geniş muhafazakar kesimlerini dışarıda bırakıyor, halk ile reformcular arasında gittikçe büyüyen bir kopukluk ortaya çıkarıyordu. Atatürk’ün ardından onun karizması ve kayda değer siyasi becerilerine sahip olmayan askerî ve siyasi elitler, muhafazakar Türkleri tehdit olarak görmeye başladı. 20. yüzyılın büyük kısmı boyunca devlet, ekonomide öncü rol oynadı. Devlet alımları, ödenekler ve ithal ikameci politikalar, sayıca çok olan görece muhafazakar küçük işletme sahiplerinden ziyade sayıca az olan görece seküler ailelere yarar sağladı.

    Seküler elitler, muhafazakar Türkleri adalet sistemi, askerî ve diplomatik teşkilat dahil olmak üzere yeni cumhuriyetin bazı en önemli ve prestijli kurumlarının dışına itti. Bunun bir sonucu olarak çoğu Türk, reformları özünde Batılı olarak gördü. Bu yabancılık algısı, reformların etkisini köreltti.

    1990’ların sonunda Erdoğan, dışlanmış bir siyasi isim olarak yükselişe geçti. Kendisini, görmezden gelinen muhafazakarların temsilcisi olarak pazarlayıp iktidarı halka geri vermeyi vadetti. Genç bir İslamcı olan Erdoğan, yaptığı siyaseti barlara taşıyıp “öteki taraf” ile etkileşim kurdu. Bu hamle sayesinde muhafazakar tabanın dışından şaşırtıcı oranda destek sağladı. Erdoğan, partisinin iktidarının ilk on senesi boyunca -2002 yılından 2012 yılına kadar- bu geniş desteği büyük oranda muhafaza etti. Ekonomist Dani Rodrik, bu dönemde gerçek kişi başına gayrisafi yurt içi hasılanın %43’ün üzerinde artış gösterdiğini tahmin ediyor.

    Fakat Erdoğan’ın ekonomik başarısı, zamanla kendisinin İslamcı platformunun altını kazan bir çelişki barındırıyordu: Yeni zenginleşen Türk orta sınıfı, yalnızca tüketim kapasitesi bakımından değil, aynı zamanda özgürlük ve iyi yönetim talepleri bakımından da küresel orta sınıfa giderek daha çok yaklaşıyordu.

    Türkiye’de faaliyet gösteren 260 sivil toplum örgütünü bir araya getiren Denge ve Denetleme Ağı’nın yayımladığı bir rapor, Türk vatandaşlarının gelecek hayallerini ortaya koyuyor. Raporu hazırlayanlar, 12 ilde katılım çağrısı yapıp 515 kişiyle görüştüler. Araştırmacılar yaş, cinsiyet ve eğitim seviyesi gibi harici değişkenleri denetlediler. Katılımcıların istekleri şu şekilde özetlenebilir: Daha yeşil şehirler, bilimsel eğitim, iyi yönetim, hukukun egemenliği ve en önemlisi herkesin korkmadan konuşabileceği bir ülke.

    Katılımcıların vizyonu, dünyanın her yerindeki orta sınıf halkın vizyonuna benziyor ki bu da Türkiye’nin Erdoğan tarafından belirlenen yörüngesinin, yakında son bulacak bir sapma olduğunu düşündürüyor. Modernleşme başladığından beri ilk defa toplum, modern bir ülke talepleri noktasında yönetici elitlerden önde yer alıyor.

    Erdoğan’ın ikilemi bu. Kendisinin erken dönem ekonomi politikalarının harekete geçirdiği süreç, artık onun otoriteryen rejimiyle uyumlu olmayan bir toplum ortaya çıkardı. Ve Erdoğan’ın zamanı azalıyor. Türkiye’de, modern bir ülke taleplerini programlarının merkezinde konumlandıran yeni bir lider kuşağı yetişiyor. İstanbul’un yeni belediye başkanı Ekrem İmamoğlu ve Erdoğan’ın eski vekilleri-yeni rakipleri Ali Babacan ve Ahmet Davutoğlu bu kuşağa örnek teşkil ediyor.

    Bu yıldızı parlayan liderler kendisiyle ve komşularıyla barış içinde olan, modern devlet sayesinde güçlü ve dayanıklı kılınmış, dinamik bir sivil toplumun öncülük ettiği ve özgür yurttaşlarıyla yücelen bir Türkiye’yi savunuyorlar.

    Fotoğraf: Umit Okan

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerik10 Yılın Muhasebesi
    Sonraki İçerik İran-Irak Savaşı’ndan 2020’lere: Süleymani Suikasti Sonrasında İran’ın Olası Hamleleri

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}