Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (27 Şubat-4 Mart 2024)
Son dönemde bu köşede sık sık Ukrayna ve Gazze Savaşı’nda yaşanan gelişmeleri ve bu gelişmelerin uluslararası ilişkiler bağlamındaki yansımalarını değerlendiriyorum.
Değerli Daktilo1984 okurları bu köşede Ukrayna ve Gazze Savaşı gündemlerini okumaktan sıkılmış olabilir. Ancak bu iki savaş küresel sistemin geleceği açısından iz bırakacak değişimleri de beraberinde getiriyor ve küresel siyasetin gündeminin sınırlarını çiziyor.
Bu savaşlar ülkelerin dış politikalarını etkilemelerinin yanı sıra iç siyaset gündemlerinde de birçok tartışmayı tetikliyor, yeni söylemlerle siyaset yapmanın yollarını açıyor.
Dolayısıyla Ukrayna ve Gazze’de olanlar o bölgelerde kalmıyor. Öncelikle kendi bölgelerini ardından çevre bölgeleri ve nihayetinde ise küresel siyasetin tartışma eksenini belirliyorlar.
Bu nedenle bu hafta hem Ukrayna hem de Gazze Savaşı’nda yaşanan son gelişmeler ışığında dünya gündeminde neler konuşulduğuna bakacağız.
Ukrayna Savaşı: Açmaz Devam Ediyor
Ukrayna Savaşı iki yılını doldurup üçüncü yılına girerken Daktilo1984 yazarlarında Cem Özen bu iki yılı tüm yönleriyle değerlendiren bir analiz yayınladı. Rusya’nın Ukrayna’yı topyekûn işgale kalkıştığı bu savaşın başlaması ve gelişimini merak edenler Cem Özen’in analizine bakabilirler. Ben bu yazıda savaşın insani maliyetine dair verileri sunduktan sonra son gelişmelere değineceğim.
II. Dünya Savaşı’ndan bu yana Avrupa’da yaşanan en büyük savaş olan Ukrayna Savaşı, insani açıdan Hem Ukrayna hem de Rusya’ya çok büyük maliyetler getirdi. İki yıl süren Rus işgali, Ukrayna’nın başarılı savunması ve yazın başlayan ancak başarılı olamayan taarruz girişimi süresince kesin olmayan verilere göre her iki tarafın can kaybı ve yaralanan insan sayısı 600-700 bin civarında bir rakama ulaştı.
Tahminlere göre savaş sırasında 27 binden fazla sivil hayatını kaybetti ya da yaralandı. 23 bin kişinin ise kayıp olduğu düşünülüyor. Elbette bu korkunç savaş göçlere de neden oldu. Ukrayna’da yurt dışına kaçan ve ülke içinde yer değiştiren insanların sayısının 11 milyonu geçtiği hesaplanıyor.
Mevcut durumda yaklaşık 18 milyon Ukraynalı yardıma muhtaç durumda ki bu rakam Ukrayna’nın savaş öncesi nüfusunun yüzde 40’ına tekabül ediyor. Rusya’dan da tam sayısı bilinmeyen birçok insan ve özellikle de eğitimli nüfus yurt dışına kaçtı.
Devam eden ve ne zaman biteceğine dair bir öngörüde bulunulamayan bu savaşın insani maliyeti savaşan taraflar için artmaya devam ediyor. Çok uzun sürecek bir yıpratma savaşının iki ülke için de tarihlerinde iz bırakacak yaralar açması işten bile değil.
Cephede ise Bakmut ve Avdiivka’yı geri alan Rus ordusunun Donetsk bölgesinde bu iki önemli kentten Ukrayna içlerine doğru ilerleme çabasında olduğunu görüyoruz. Ukrayna azalan cephanesi nedeniyle Batı’dan gelecek yardımları beklerken ABD’nin söz verdiği yardım da henüz onaylanarak Ukrayna’ya gönderilmiş değil.
Ukrayna bu durumda gelecek yeni silah yardımları ile Rusya’nın son dönemde elde ettiği ilerlemeyi durdurarak bugüne kadar başarılı olan savunmasını yarabilir. Ancak bu durum da savaşın sonlanmasına yetmeyecek ve belirsiz bir süre daha yıpratma şeklinde sürmesine neden olacaktır.
Dün Ukrayna’nın Karadeniz’de deniz droneları ile Rus gemilerine yaptığı saldırılara bir yenisi daha eklendi. Ukrayna istihbaratına göre Karadeniz’de insansız deniz araçlarının saldırısına uğrayan Rus devriye gemisi Sergei Kotov, Salı sabahı erken saatlerde vuruldu ve hasar gördü. Kremlin ise konu hakkında henüz bir açıklamada bulunmadı.
Ukrayna bu tür saldırılarla Karadeniz’de ve özellikle de Rusya’nın 2014 yılında işgal ettiği ve donanmasını konuşlandırdığı Kırım’da Rusya’yı tehdit etmeye çalışıyor. Rus donanmasının Karadeniz’deki 4 devriye gemisinden biri olan Sergei Kotov, Eylül 2023’te de saldırıya uğramıştı. Ayrıca diğer bir Rus donanması gemisi Moskova da 2022 yılında Ukrayna tarafından batırılmıştı.
Mr. Putin bol bol tarih okuyarak Ukrayna’nın ayrı bir ülke olmadığını ve Rusya’nın bir parçası olduğunu iddia ededursun bu savaş Rusya’yı da görünen ve bilinenden daha çok yıpratıyor. Ancak 2022 Şubatı’nda girilen savaş patikasından çıkmak ise hem savaşın tarafları hem de diğer aktörler açısından kolay görünmüyor.
Gazze Savaşı: Ateşkes ve İnsani Kriz Arasında Sıkışmış Uluslararası İlişkiler
Gazze Savaşı artık uluslararası siyasi bir olay olmaktan çok vicdanları yaralayan bir katliam ve felakete dönüştü. Birleşmiş Millet kurumları Gazze’de insani kriz konusunda savaşın başından bu yana uyarılarına devam ediyor.
Son olarak Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) Genel Direktörü Tedros Adhanom Ghebreyesus yaptığı açıklamada Gazze’nin kuzeyinde çocukların açlıktan öldüğünü söyledi. Gazze’nin kuzeyine riskli olduğu için yardım kuruluşları yardım götüremiyor.
Bu riski bertaraf ederek insanlara yardım ulaştırabilmek için geçtiğimiz hafta Ürdün, Gazze’nin kuzeyine havadan yardım ulaştırdığını açıklamıştı.
Ghebreyesus ayrıca, DSÖ’nün geçtiğimiz hafta sonu Al-Awda ve Kamal Adwan hastanelerine ziyaretler yaptığını ve bu ziyaretlerin Ekim başından bu yana yapılan ilk ziyaretler olduğunu söyledi.
DSÖ’nün bulgularına göre gıda eksikliği 10 çocuğun ölümüne ve “ciddi düzeyde yetersiz beslenmeye” neden oluyor. Hastane binaları ise harap durumda.
Gazze’de Hamas tarafından yönetilen sağlık bakanlığı Pazar günü Kamal Adwan hastanesinde en az 15 çocuğun yetersiz beslenme ve susuzluktan öldüğünü bildirmişti. Filistin resmi haber ajansı Wafa’nın Pazartesi günü bildirdiğine göre on altıncı çocuk da Pazar günü güneydeki Refah kentindeki bir hastanede hayatını kaybetti.
Gazze’de insani kriz büyük bir felaket şeklinde yeni canlar almaya devam ederken ABD Başkan Yardımcısı Kamala Harris’ten de önemli açıklamalar geldi. “Gazze’deki acıların boyutu göz önüne alındığında, derhal ateşkes sağlanmalıdır.” açıklamasında bulunan Harris, Hamas’ın ateşkes koşullarını kabul etmesi gerektiğini, İsrail’in ise Gazze’ye daha çok yardım ulaştırılmasını sağlaması gerektiğini belirtti.
ABD kamuoyundan gelen tepkiler ve ABD’li asker Aaron Bushnell’in Gazze’deki insanlık krizine dikkat çekmek için kendisini yakması, iç siyasette Biden hükümetinin Gazze Savaşı’nda ateşkesin sağlanması için baskıya uğramasına neden oluyor. Bu nedenle Biden hükümeti Ramazan ayının başlamasına kadar ateşkesin sağlanmasına çabalıyor.
Ramazan ayı 11 Mart’ta başlıyor. Kalan 6 günlük sürede ateşkesin sağlanabilmesi için önce Paris’te ardından Katar’da toplanan taraflar bu sefer Kahire’de toplanıyor.
Mısır medyasına göre ateşkes anlaşmasının sağlanması için Katar, ABD ve Hamas yetkilileri Kahire’ye vardı. Ateşkes anlaşmasında ciddi ilerleme kaydedildiği ancak halen pürüzler olduğu anlaşılıyor.
Umarım bir sonraki yazıda sağlanacak ateşkes anlaşmasının detaylarını konuşuruz ve Gazze’nin yaşadığı bu korkunç dram en azından bir süreliğine durur. Ateşkes sırasında diplomasinin açacağı yeni yollar ile savaşın bitirilmesi de mümkün olabilir.