[voiserPlayer]
Ekonomos Haftalık Ekonomi ve Finans Bülteni (25-31 Temmuz)
İş Dünyası Sesini Yükseltmeye Devam Ediyor
İstanbul Sanayi Odası (İSO) Meclisi’nin 2022 Temmuz ayı olağan toplantısına, ekonomi yönetimine yapılan açık ve sert eleştiriler damgasını vurdu. İş dünyasında özellikle son dönemde öne çıkan krediye erişim problemi bu toplantının da gündemine geldi. Açılış konuşmasında İSO Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Bahçıvan, “Finansman kaynaklarına erişimde ciddi sıkıntıların yaşandığı son yıllarda Eximbank, ihracatçı sanayicilerimizin en güçlü finansal iş ortağı ve tedarik kaynağı konumuna gelmiştir. İhracatımızın 250 milyar dolar seviyesine ulaşmasında şüphesiz Eximbank’ın uygulamış olduğu dinamik ve yeni nesil projelerin çok büyük katkısı olmuştur. Dolayısıyla Haziran ayı itibarıyla reeskont kredisi kullanmak için döviz gelirinin yüzde 40’ını Merkez Bankası’na, yüzde 30’unu bankalara satma zorunluluğu getirilmesi ve izleyen bir aylık dönemde döviz almama taahhüdünün şart koşulması şeklindeki adımlar ihracatçılarımızı gerek kaliteli finansmana erişimi zorlaştırması gerekse de kur zararı yaratması ve yine gerekse de ciddi anlamda operasyon yükü getirmesi nedeniyle oldukça olumsuz yönde etkilemiştir” diyerek krediye erişim problemini dile getirdi.
Erdal Bahçıvan ayrıca “Yüksek kur ve faizlerin işletmelerimize getirdiği yükün özellikle son yıllarda arttığı açıkça görülmektedir. 2021 yılında İSO 500 şirketleri elde ettiklerin faaliyet karının yüzde 60’ından fazlasını finansman giderlerine ayırmak durumunda kalmıştır” sözleriyle hem kurdaki ve finansman maliyetlerindeki artışa dikkat çekti hem de buralardaki artışın şirketleri ne kadar etkilediğini verilerle ortaya koydu.
Benzer şekilde Ankara Ticaret Odası Başkanı Rıfat Hisarcıklıoğlu da 28 Temmuz tarihinde attığı tweetlerle firmaların kredi taleplerinin karşılanmadığını veya çok yüksek maliyetler çıkarıldığını belirttikten sonra üretim, istihdam ve yatırım için bankaları daha duyarlı ve yapıcı olmaya davet etmişti. Hatırlayacak olursak daha öncesinde de TÜSİAD iktidarı eleştirerekten gidişatın oldukça kötü olduğunu açıkça dile getirmişti. Böylelikle iktidara olumsuz bakışları yeni olmasa da iktisadi kuruluşlar olumsuz gidişata dair uyarılarını daha açık ve sert bir dille vurgulamaya devam ediyor.
Toplantıya damga vuran bir diğer olay ise Merkez Bankası Başkanı Kavcıoğlu ile İSO başkanı Erdal Bahçıvan arasındaki tartışma idi. Kavcıoğlu firmaları uygun faizden kredi çekerek döviz almakla ve stokçuluk yapmak ile suçladı. Buna karşılık Bahçıvan “kendini enflasyondan korumak için stok yapmış sanayiciyi bu kapsama sokarsanız bu tehlikeli bir bakış açısına dönüşür” diyerek cevap verdi. Aslında bu tartışma Merkez Bankası’nın yüksek enflasyon ortamının doğal olarak beraberinde getirdiği olumsuzluklara karşı herhangi bir öngörüsünün olmadığını da göstermiş oldu.
Enflasyonun yüksek olduğu fakat kredinin ucuz olduğu yerde doğal olarak bu ucuzluktan başta firmalar olmak üzere herkes faydalanmak ister. Ve elde edilen o ucuz TL kredinin değerini korumak için TL dışı varlıklara yönelir. Bunlardan birisi döviz iken bir diğeri ise firmaların fiziki varlık olarak stok yapmasıdır. Verilen ucuz kredinin bu şekillerde kullanılmasının hiçbir sürpriz tarafı yok, ama teşvik eden bir Merkez Bankası var.
Merkez Bankası Enflasyon Tahminini Yine Değiştirdi
Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu bu yılın üçüncü enflasyon raporunu açıkladı. Kavcıoğlu 2022 yılı enflasyon tahminini 17,6 puan yükselterek %42,8’den %60,4’e yükseltti. Kavcıoğlu ayrıca “Hedefi yüzde 60,4 verdik, gerçekleşmeyi onun altında bir noktada bekliyoruz” dedi. Böylelikle Merkez Bankası’nın 2022 yılı için enflasyon hedefi %5 olurken, açıkladığı enflasyon tahmini %60,4 olmakla birlikte aslında %60,4’ün de altında. Hedef ve öngörüler oldukça çelişkili ve anlamlandırılması zor rakamlar içeriyor.
Enflasyon tahminlerinin güvenirliğine bakacak olursak bu yılın Ocak ayında Merkez Bankası, enflasyon tahminini %11,8’den %23,2’ye çıkarmıştı. Bu tahminden üç ay sonra Nisan ayında ise %23,2’den %42,8’e çıkarmıştı. Ve yine bu tahminden üç ay sonrasında enflasyon tahminini %42,8’den %60,4’e çıkarmış olduğunu görüyoruz. Böylelikle Merkez Bankası’nın enflasyon konusunda piyasaları yönlendirmekten ziyade oluşan enflasyonu takip ederek tahminlerini bu oluşan enflasyona göre düzenlemekte olduğu görülüyor. Böylesi bir duruma düşmüş bir Merkez Bankası’nın da enflasyonla mücadele konusunda herhangi bir kredibilitesinin olduğunu söylemek mümkün değil.
Banka Karlılıkları Son Sürat
Borsada ikinci çeyrek bilançoları gelmeye başladı. İlk gelen bilançolardan özellikle bankacılık sektörü karları oldukça dikkat çekici. Bilançosu açıklanan bankalar geçen senenin aynı dönemine göre aşağıdaki oranlarda karını artırmış durumda:
QNB Finansbank %412
Garanti Bankası %292
Akbank %412
Yapı Kredi Bankası %420
Türkiye’nin kendine özgü sorunlarından kaynaklı bankacılık karlılıklarındaki artış yanında enflasyon ortamının getirdiği genel bir durumu da not etmekte fayda var. Gelişen enflasyon dalgasında bankaların karlılıkları dünyada da hızla artıyor. Buradaki ana neden enflasyon ortamında bankaların kredi faizleri ile mevduat faizlerini aynı hızla artırmaması.
Merkez Bankası faizlerindeki artış öncelikle kredi faizlerine yansırken, mevduat faizine daha sonraki dönemde yansıyor. Üstelik Covid-19 salgını ile birlikte uygulanan karantinalar ve teşvikler neticesinde dünyada mevduata yatırılan para miktarı oldukça yüksek. Bu durum da bankaların mevduat faizlerini yukarı çekmede daha hantal davranmasına yol açıyor. O nedenle de faiz marjında bir artış görülüyor. Türkiye’de yüksek bankacılık karları elbette mevduat faizlerinin özellikle baskılanmasıyla da alakalı bir durum.
Fed Beklendiği Gibi Faiz Arttırdı
FED çarşamba günü yaptığı toplantıyla yüksek enflasyonla mücadelede kapsamında art arda ikinci kez faiz oranlarını 75 baz puan artırdı. Böylelikle Covid-19 salgını sonrası enflasyondaki yükselişi yanlış değerlendirdiği ve yükselen enflasyona yanıt vermede yavaş davrandığı için eleştirilen FED, ekonomiyi resesyona sürükleme riskine rağmen ekonomiyi soğutmak için faiz oranlarını yükseltmeye devam etiş oldu.
Bu artan faizler aslında şimdiden ABD ekonomisini de etkiliyor. Etkiler, özellikle satışların yavaşladığı konut piyasasında belirgin şekilde görülmeye başlandı. Başkan Jerome Powell, verilerin nasıl geleceğine bağlı olarak 2022 Eylül ayında yapılacak bir sonraki toplantı için aynı hamlenin tekrar masada olduğunu belirtti. Powell, FED’in bir noktada faiz artış hızını da yavaşlatacağını söyledi. Powell’ın güvercin bulunan açıklamaları ABD hisse senetlerinde bir ralliye yol açarken hazine getirileri dolar ile birlikte düştü.