[voiserPlayer]
Ekonomos Haftalık Ekonomi ve Finans Bülteni (14 – 20 Kasım 2022)
Geçen haftaki bültende borsada yatırımcı sayısındaki artıştan bahsetmiştim. Bu hafta itibarıyla hisse senedi piyasasında yatırımcı sayısı 3,12 milyona yaklaştı ve geçen haftadan bu yana yaklaşık olarak 170 bin yeni yatırımcı borsaya gelmiş oldu. Sermaye piyasalarının gelişimi açısından bu artış olumlu olmakla birlikte sıkıntılı bir durum da gözüküyordu. Yine geçen hafta gelen yatırımcıların bir kısmının sürekli yükselme eğiliminde olan hisse senetlerine yönelmiş olabileceğinden ve bunun da endişe verici bir durum olduğundan bahsetmiştim. Çünkü çok hızlı bir şekilde artan bazı hisselere zirve noktalardan girenlerin büyük kayıplarla karşı karşıya kalabileceği bir durum söz konusuydu. Bu hisse senetlerinde Perşembe gününden itibaren sert satışlar gerçekleşmeye başladı.
Bu hisse senetlerinin en çok konuşulanı Sasa Polyester Sanayi A.Ş. idi. Şirket; polyester, elyaf, filament iplik, polyester, bazlı polimerler, özel polimerler ve ara ürünlerde dünyanın önde gelen üreticilerinden. 13 Eylül tarihinde hisse 52 TL civarında fiyatlanırken bir ay sonrasında 88 TL civarına gelerek kabaca yüzde 70 artış gösterdi. Buradan sonra hareketler daha da hızlandı ve hisse geçtiğimiz Perşembe günü 189 TL’ye ulaştıktan sonra sert satışlar gerçekleşti. Hisse Perşembe ve Cuma gününü taban kapatarak zirve seviyelerden alanlar için iki günde yaklaşık yüzde 20’lik bir kayba yol açtı. Hissenin Cuma gününü taban kapatması ise satışların bir süre daha devam edeceğine işaret ediyor. 2015 yılında Sasa Polyester şirketinin Sabancı grubundan Erdemoğlu grubuna geçmesiyle şirketin çehresi değişti ve yapılan yatırımlarla karlılığını oldukça artırdı. Bu karlılık artışı ve son dönemdeki hareketleriyle hisse fiyatı son yedi yılda yaklaşık 650 kat arttı. Sasa Polyester, Yumurtalık’ta rafineri tesisi kurulması gibi 2032 yılına kadar yapmayı planladığı yüklü yatırımlar nedeniyle yatırımcıların oldukça gözde şirketi.
Hisseleri sert satışlar gören bir diğer şirket ise Hektaş oldu. Hektaş, Türkiye’nin bir numaralı zirai ve tarım ilaçları üreticisi konumunda. Daha önceleri sadece bahar aylarında yüksek satışlar yapabilen bir şirketken son yıllarda yapılan yatırımlarla yılın dört mevsimi yüksek satış yapabilen bir şirkete dönüştü. Burada özellikle geliştirilen yeni ürünlerle gübre ve tohum alanında karlılığı arttı ve bu durum hisse fiyatının hızlı artışında etken oldu. Hisse fiyatı son 5 senede 25 kuruştan 51 TL’ye kadar çıktı. 13 Eylül tarihinde hisse fiyatı 16 TL iken geçtiğimiz Perşembe günü 51,30 TL’yi gördükten sonra o da sert satışlara maruz kaldı ve haftayı 41,54 TL taban fiyattan kapattı. Sasa’daki gibi hissenin son iki aylık sert yükselişi sert satışlarla sonlanmış oldu.
Burada üçüncü bir şirket ise Kontrolmatik Teknoloji Enerji ve Mühendislik adlı şirket. Web sitesinde yazan bilgilere göre Kontrolmatik’in temel faaliyet alanı enerji, üretim, iletim ve dağıtım tesisleri, santral yan tesisleri, operasyonel teknolojiler, endüstriyel yazılımlar, kontrol ve güvenlik sistemleri, haberleşme, veri işleme ve nesnelerin interneti ile güç sistemleri ve anahtar teslim çözümler üretmek. Şirket açıkladığı bilançolarla, aldığı ihale ve yaptığı sözleşmelerle, ABD’ye açılmada beklediği teşviklerle ve faaliyet raporunda sunduğu geleceğe dair beklentilerle hisse senedi piyasasının gözde bir şirketi. Yaklaşık iki sene önce halka arz edilen şirket bu iki senelik süreçte 2,11 TL’den 229,90 TL’ye kadar çıkarak ilk günden bu yana elinde hisseyi bulunduranlara benzeri az görülür bir kazanç sağladı. Fakat Kontrolmatik şirketi de 229,90 TL’yi gördükten sonra iki gün boyunca sert satışlar yiyerek 174,70 TL taban fiyatla haftayı kapattı. Bu şirketlerin yanında yine son dönemde aldıkları ihalelerle ve iş sözleşmeleriyle oldukça dikkat çeken ve enerji sektöründe faaliyet gösteren Yeo Teknoloji Enerji ve Endüstri AŞ ve Smart Güneş Teknoloji şirketleri de bu taban hareketine katıldılar. Yenilenebilir enerji tarafında faaliyet gösteren ve son dönemde belki de borsaya açık şirketler arasında en çok ihale ve yeni iş ilişkisi açıklayan Girişim Elektrik Sanayi Taahhüt ve Ticaret A.Ş. de ilk gün taban olmasa da sert düştü ve ikinci gün o da taban hareketine eşlik etmiş gözüküyor.
Bu şirketlerin ortak özelliği bilançolarının güçlülüğü ile oldukça yüksek getiri imkanı sunmuş ve bu nedenle daha da yüksek getiri beklentisi oluşturan şirketler olmaları. Bu beklenti bir yandan şirketlerin geçmiş performansı kaynaklı olurken, bir yandan da gelecekteki yatırımları ile de oluşmuş durumda. Yenilenebilir enerji ve tarım gibi geleceğin önemli sektörleri arasında faaliyet göstermeleri bu beklentiyi güçlü tutmada bir diğer önemli faktör. Dolayısıyla bu şirketler aslında oldukça beğenilen ve gelecekte de başarılı performans göstermesi beklenen, bir hikayesi olan şirketlerdi.
Geçmişte yüksek performans göstermeleri ve gelecekte de yüksek performans oluşturacağı beklentisi bu hisselerin daha fazla talep görmesine ve borsadaki diğer şirketlerden ayrışmalarına yol açıyordu. Yeni gelen yatırımcının da bu beklentiye paralel olarak artık fiyatın geldiği noktaya bakmadan alımlar yapmasına yol açmış olabilir. Çünkü geleceğin hissesi olarak gördüğünde ya da mevcut durumda çok kazandırdığında geldiği fiyat seviyesine bakmadan bu hisseleri alan bir kesim var. Sosyal medyada bazı hesaplar da bu yönde tavsiyeler vermekte. Dolayısıyla birilerinin bu hisseleri bugünkü ederinden daha yüksek fiyatlarla birilerine satmayı amaçlaması muhtemel. Tabi bu şirketlerin bugünkü ederinin ne olduğu ayrı bir tartışma konusu. Piyasada bu şirketleri oldukça pahalı bulanlar olmakla birlikte içlerinden en azından birkaçını ayıran ve diğerleri kadar pahalı olmadığını iddia eden veya geleceği fiyatladığı için ederlerinin bu olduğunu iddia edenler de bulunmakta. Fakat şurası kesin ki son iki üç aydaki yükseliş hareketleri oldukça sert, (bazılarında) temel anlamda bir gelişmeye dayandırmanın zor olduğu hareketlerdi ve bu hareketler tam da yüksek sayıda insanın kripto ya da KKM gibi yatırım araçlarını bırakıp hisse senedi piyasasına rağbet gösterdiği dönemde gerçekleşti.
Borsaya rağbetin arttığı dönemde bu kadar sert yükselişlerin gerçekleşmesi ve devamında zirve noktalardan sert satışlara maruz kalmaları CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun da dikkatini çekti ve kendisi twitter’dan bazı açıklamalar yaptı. Kılıçdaroğlu’nun yaptığı açıklamalar şu şekilde:
“Belli aracı kurumlar üzerinden bazı şirketlerin değerini bilerek şişiriyorlar. Farkında değiller ama Bay Kemal onları izliyor. Bu işledikleri suçların hesabı sorulacak. Sonra ‘emir geldi, yaptım’ demek yok. Benden söylemesi. Küçük yatırımcıyı da uyarıyorum. Tasarrufunuz enflasyona ezilmesin diye borsaya giriyorsunuz ama asıl yem, bu gördüğünüz şişirilmiş değerlerde. Maalesef avlanan siz olacaksınız. Sizlere şişirilmiş fiyatlarla hisse satılıyor, yabancılar da bu fiyatlardan sürekli hisse satıp payını azaltarak kaçıyor. Uyarıyorum, küçük yatırımcı büyük zarar görecek. Küçük yatırımcıyı soymaya hazırlanıyorlar.”
Kemal Kılıçdaroğlu hisse senedi piyasasındaki bu son hareketlerin iktidar gözetiminde olduğunu ima ederken yatırımcılara da borsada yem olabilecekleri uyarısında bulunuyor. Kılıçdaroğlu’nun bu açıklamaları açıkçası oldukça özensiz açıklamalar. Ana muhalefet partisi liderinin finansal piyasalar hakkında konuşurken piyasaların hassasiyetini göz önünde bulundurması beklenir. Açıklama hem herhangi bir kanıta dayanmaması, hem de piyasaları daha tedirgin edebilecek açıklamalar olması nedeniyle oldukça sıkıntılı. Yine bu beş altı hisseden bahsetmeden daha genel konuşması hisse senedi piyasasındaki diğer şirketlerin sağlıklı fiyat gelişimini engelleme açısından da sıkıntılı. Zamanlama açısından bakıldığında küçük yatırımcıların soyulması olayı eğer gerçek bir amaç ise o amaç artık işleme sokulmuş durumda. Yani bu hisseler zaten taban fiyattan işlem görüyorlar artık ve satmak istediğinizde alıcı bulamıyorsunuz. Dolayısıyla mevcut durumda dikkatli olunabilecek pek bir durum yok. Üstelik olayın büyümesi daha da fazla insanın panik yapmasına ve daha fazla tabana satış yazılmasına ve sonuç olarak da daha sert düşüşlere yol açabilir. Ya açıklama kanıtlara dayandırılarak daha erken yapılabilirdi (ki bu durum da piyasalara zarar vereceği halde en azından bazı yatırımcıların henüz hisse almadığı bir zaman dilimi olurdu) ya da mevcut satışlar bittikten sonra durumu anlatmak adına yine kanıtlara dayanaraktan yapılabilirdi. Şu an yapılan açıklamalar en kötü zamanlamayla yapılmış açıklamalar oldu ve sorunun çözümüne dair herhangi bir katkısı olmaktan da uzak görünüyor.
Bitirirken şunu da belirtmek gerekir ki hisse senedi piyasası görece yüksek riskler barındırdığı için her yatırımcının yatırım yapmaması gereken bir piyasa. O nedenledir ki yatırım yapmak isteyenler hesap açmak istediğinde uygunluk testi yapılarak risklilik algıları ölçülmeye çalışılır. Hisse senedi piyasasında, işlem yapmasının uygun olmadığı yatırımcıların bulunduğunu varsaydığımızda aslında ortada çelişkisel bir durum var. Mevduat faizi ya da döviz gibi enflasyona karşı insanların kendilerini korumak için kullandığı yatırım araçlarını kamu müdahalesiyle oldukça düşük kazanç getirici yatırım araçları haline getirmek, yatırımcıların birçoğunu mecburen borsaya yöneltiyor. İnsanların son çare olarak buraya gelmesi, aslında hisse senedi piyasası için uygun olmayan vatandaşların da mecburen buraya gelmesine ve böylece hatalı işlemler yapma ve zarara uğrama riskiyle karşı karşıya kalmalarına neden oluyor. O nedenle sorun, en başta iktidarın yatırımcılara hisse senedi piyasası dışında bir yatırım aracı bırakmamasıyla başlıyor.