Altüst: Yeni Teknolojiler ve Değişen Endüstriler Bülteni (23 Eylül – 6 Ekim 2024)
Ne zaman yeni teknolojilerden bahsetsek Çin, yükselen bir güç olarak karşımıza çıkıyor. Özellikle elektrikli araçlar ve yenilenebilir enerji altyapısında Çinli şirketlerin önlenemez bir yükselişi var. Tüm bunları ve Çin’in dış politikasını bu alanın önde gelen isimlerinden Prof. Dr. Çağdaş Üngör ile çok detaylı bir şekilde konuşmuştuk.
Fakat Çin’in hemen yanında, çok fazla konuşmadığımız yeni bir yükselen güç daha var: Vietnam. Altüst’ün bu sayısında, Vietnam’ı ve Vietnam’a yapılan teknoloji yatırımlarını inceliyorum.
Diğer konumuz ise teknoloji devlerinin, yapay zekâ teknolojisiyle beraber gittikçe büyüyen enerji ihtiyaçlarını karşılamak için nükleer enerji santrallerine yönelmeleri. Ancak bu konu beraberinde üzerine düşünülmesi gereken şu soruyu da getiriyor: İklim değişikliğini durdurmanın yolu, nükleer enerji olabilir mi?
Doğuda Yükselen Yeni Güç Vietnam mı?
Eylül ayının sonunda enerji, havacılık, yapay zekâ ve veri merkezleri sektörlerinde Vietnamlı ve ABD’li firmalar büyük bir mutabakat anlaşması imzaladı. Anlaşmaya göre bu sektörlerdeki ABD’li şirketler, Vietnamlı iş ortaklarına teknoloji transferleri sağlayacaklar ve işbirliklerini daha da derinleştirecekler.
Vietnam, ABD’nin “piyasa ekonomisi olmayan ülkeler” listesinde bulunuyor. Bu listede Rusya, Çin, Gürcistan, Azerbaycan ve Ermenistan’ın da dahil olduğu 12 ülke yer alıyor. ABD, listede olan ülkelerdeki ekonomilerde devletin etkisinin çok yüksek olduğunu savunuyor ve bu ülkelerden gelen ithal malların ABD piyasasını düşük fiyatlı ithal ürünlerle etkilemesini engellemek için ekstra gümrük vergileri uyguluyor. Ayrıca yarı iletken çipler ve savunma sanayii gibi stratejik sektörlerde ticareti ve işbirliklerini çeşitli ölçülerde kısıtlıyor.
Vietnam, özellikle Çin’le yaşadığı tarihsel anlaşmazlıklar sebebiyle aslında Soğuk Savaş döneminde bizatihi işgaline uğradığı ABD ile yakın ilişkiler yürütüyor. Yakınlaşan ilişkiler neticesinde Vietnam uzun zamandır ekonomisini daha açık hale getirmeye çalışarak bu listeden çıkmaya çalışıyor.
Nitekim Eylül ayının son haftasında ABD Başkanı Joe Biden ve Vietnam’ın Cumhurbaşkanı To Lam, iki ülke arasındaki ilişkileri daha da derinleştirmek için New York’ta bir araya geldi. Toplantıda ABD’nin dile getirdiği ana konular, Vietnam’ın özellikle iletişim altyapısında Çinli şirketlerle olası işbirliklerini önlemek ve Vietnam’daki çeşitli insan hakları ihlalleriydi. Vietnam’ın Cumhurbaşkanı To Lam, 2024’te ülkenin başına geçmeden önce çok katı bir şekilde üzerine gidilen yolsuzlukla mücadele kampanyasını yürüten Kamu Güvenliği Bakanlığı’nın başındaki polis müdürüydü.
To Lam’ın bakanlığı sürecinde 200 binden fazla memur yolsuzluktan dolayı yargılandı. Ancak To Lam’ın döneminde birçok muhalif isim de tutuklandı, sivil toplum örgütleri bastırıldı ve internet sansürlerinin kapsamı genişletildi. Ayrıca 2021’de COVID-19 pandemisi sırasında Vietnam’da sokağa çıkma yasakları uygulanırken To Lam, Londra seyahati sırasında önce Karl Marx’ın mezarını ziyaret etmiş ve sonrasında da Nusret Gökçe’nin Londra’daki restoranına uğramıştı. Nusret, To Lam’a kendi elleriyle 2 bin dolarlık altın kaplı biftek yedirmiş ve bu videoyu da kendi TikTok hesabında paylaşmıştı.
Video, Vietnam’da büyük bir tepki yarattı ve yarım saat içerisinde Nusret, videoyu hesabından kaldırdı. Bu olayın ardından Vietnam’da bir seyyar noodle satıcısı, Nusret’in o ünlü tuz dökme hareketini yaptığı zaman daha önceden içerisinde yer aldığı birçok muhalif aktivite gerekçe gösterilerek beş buçuk yıllık hapis cezasına çarptırıldı.
Vietnam hükümeti, Biden ile görüşmeden kısa bir süre önce birkaç muhalif ismi serbest bıraktı. Toplantıda zaten Vietnam tarafının en büyük talebi de ABD’nin “piyasa ekonomisi olmayan ülkeler” listesinden çıkmaktı. Şimdilik bu yönde olumlu bir adım atılmadı, fakat yakın zamanda bu listede bir değişiklik görebiliriz. Çünkü Vietnam’a yatırımlar akmaya devam ediyor.
Teknoloji Devleri Vietnam’a Yöneliyor
To Lam, Biden ile görüşmek için New York’tayken Meta, Apple, Google ve SpaceX şirketleriyle de görüşmeler gerçekleştirdi. Görüşmelerin ardından Meta, özellikle Quest 3S sanal gerçeklik başlıklarının üretimi için 2025’te Vietnam’da büyük bir tesis açacaklarını duyurdu.
SpaceX de Vietnam’da Starlink ile uydu interneti hizmeti sağlamak için hükümetle görüşmeler yürüttüğünü açıkladı. Fakat, Vietnam yasaları gereği iletişim sektöründeki şirketlerin en fazla yarısı yabancılara ait olabiliyor. SpaceX ise 1,5 milyar dolarlık bir yatırımla Vietnam pazarına girmeyi planlıyor, ama Vietnam’da kuracağı şirkette kontrol sağlayabilmesi için %50’den fazla hisse sahibi olmak istiyor.
Ayrıca Vietnam’da internet sıkı bir şekilde kontrol ediliyor ve hükümet, tüm verilerin ülke içerisinde depolanmasını talep ediyor. Geçtiğimiz aylarda Brezilya Yüksek Mahkemesi nefret söylemi ve yalan haber barındıran içeriklerin X platformundan kaldırılmasını talep etmişti ve anlaşmazlığın sonunda Brezilya’da X yasaklanmış ve Elon Musk’ın diğer bir şirketi olan Starlink’in banka hesapları dondurulmuştu. Dolayısıyla Vietnam hükümeti ile Starlink’in bu koşullar üzerinde anlaşıp anlaşamayacaklarını takip etmek gerekiyor.
Samsung da halihazırda Vietnam’a yaptığı 22,4 milyar dolarlık yatırımlarına 1,8 milyar dolar daha ekleyerek Vietnam’da OLED ekran üretimi için yeni bir fabrika açacağını açıkladı. Geçtiğimiz Altüst bülteninde, Samsung’un Hindistan pazarında oynadığı büyük rolden bahsetmiştim. Samsung, Vietnam için de çok önemli bir ekonomik aktör. Çünkü Samsung’un ürettiği cep telefonlarının %40’a yakını Vietnam’da üretiliyor ve Vietnam’ın yaptığı tüm ihracatın %15’ini Samsung ürünleri oluşturuyor.
100 milyon nüfuslu Vietnam hâlâ yüksek doğum oranlarına sahip. Gayrisafi yurt içi hasıla açısından Vietnam şu anda 33. büyük ekonomi ve hızlı büyüyen ekonomiler arasında. Çin ile ABD arasında yaşanan ticaret savaşı, birçok yatırımın ucuz iş gücü sayesinde Vietnam’a kaymasını sağladı. Samsung ve Foxconn gibi teknoloji devlerinin zaten önemli bir üretim üssü olan Vietnam, kalkınmasını daha da hızlandırmak için yapay zekâ teknolojilerinde de yatırımları çeken bir merkez olmak istiyor.
Fakat Vietnam’ın önündeki en büyük sorunlar nitelikli işgücünün kısıtlı olması ve enerji altyapısının yetersizliği. Özellikle yarı iletken çip yatırımlarını çekebilmek ve bölgede Malezya, Filipinler gibi diğer rakipleriyle rekabet edebilmek için Vietnam, enerji altyapısına büyük yatırımlar yapmayı hedefliyor. Önümüzdeki Altüst bültenlerinde Vietnam’a dair tüm gelişmeleri takip etmeye devam edeceğim.
Yapay Zekâyı Besleyen Nükleer Santraller
Yapay zekâ teknolojilerinin güç ihtiyacından bahsetmişken, yıllardır durgunluk içerisinde olan nükleer enerji sektörü yeniden bir atılım yapmanın eşiğinde. 1990’lı yıllarda nükleer enerjinin, dünyadaki elektrik üretiminin payı %17’idi. Günümüzde bu oran %10’a düşmüş durumda.
2006 yılına kadar dünyada nükleer enerjiden üretilen elektrik yavaş da olsa düzenli bir şekilde artış gösteriyordu, fakat 2011 yılından itibaren sert bir düşüş yaşadı ve günümüzde de hâlâ 2006 seviyesinin biraz altında seyrediyor. 2011’de yaşanan Fukuşima Nükleer Santrali kazası ve yenilenebilir enerji altyapılarının gittikçe ucuzlaması gibi faktörler, nükleer enerjinin payını azaltan etkenler arasında yer alıyor.
Geçtiğimiz yıl yapılan Birleşmiş Milletler İklim Değişikliği Konferansı’nda (COP28) aralarında ABD, Fransa, Japonya, Güney Kore ve İngiltere’nin de olduğu 20’den fazla ülke, 2050’de net sıfır karbon hedeflerine ulaşabilmek için 2050’ye kadar nükleer enerji kapasitelerini üç katına çıkarmak için ortak bir bildiriye imza atmıştı. Geçtiğimiz ay ABD hükümeti ve finansal kurumlar arasında New York’ta yapılan bir toplantıda da dünyanın en önde gelen bankaları, 2050’ye kadar nükleer enerji kapasitesini üç katına çıkarma hedefini desteklediklerini açıkladı.
Daha öncesinde Microsoft’un Avrupa’ya yaptığı veri merkezleri yatırımlarından bahsetmiştim. Sonrasında Amazon, Microsoft’un yatırımlarını unutturacak derecede devasa yatırımlarla Avrupa’da veri merkezleri kurmaya başlamıştı. Bu veri merkezlerinin gittikçe artan elektrik ihtiyacı ve nasıl soğutulacakları da en büyük problemlerden biri olmuştu.
Çok düşük karbon salınımı ve 24 saat elektrik üretebilmesi nedeniyle nükleer enerji santralleri, yapay zekâ teknolojileri ve veri merkezleri için popüler hale gelmeye başlıyor. Çünkü geçtiğimiz Mart ayında Amazon, Pensilvanya’daki Susquehanna Nükleer Santralinin hemen dibinde bir veri merkezi kurdu. 20 Eylül’de ise Microsoft, 2019 yılından beri kapalı durumda olan Three Mile Island Nükleer Santralini işleten şirket ile 20 yıllık bir anlaşma imzaladığını ve nükleer santralin üreteceği tüm elektriği yapay zekâ veri merkezleri için satın alacağını açıkladı.
Three Mile Island Nükleer Santrali, 1979 yılında ABD tarihindeki en ciddi nükleer sızıntının yaşandığı santral. Sızıntıda herhangi bir ölü veya yaralı olmasa da santraldeki iki reaktörden biri o tarihten beri kapalı durumda. Diğer reaktör de finansal açıdan kârlı olmadığı için 2019 yılında kapatılmıştı. Ama Microsoft’un satın almasıyla beraber santralin 2028 yılına kadar tekrar aktif hale gelmesi planlanıyor.
Benzer şekilde Google ve Meta şirketleri de daha küçük modüler reaktörlerle veri merkezlerine elektrik sağlama planları olduğunu açıkladılar. Dolayısıyla yapay zekâ devriminin, veri merkezlerine olan talebi daha önce hiç görülmemiş şekilde artırmasıyla ve elektriğe talebin yükselmesiyle durgunluk içerisinde olan nükleer enerji tekrardan hayatımıza hızlı bir giriş yapabilir.
Özellikle Microsoft’un Three Mile Island Nükleer Santraline yaptığı yatırım, hem teknoloji sektörünün hem de kamuoyunun nükleer enerjiye bakışını olumlu veya olumsuz yönde etkileme potansiyeline sahip.