Altüst: Yeni Teknolojiler ve Değişen Endüstriler Bülteni (14-29 Ocak 2025)
ChatGPT’nin 2022’nin sonunda çıkışıyla başlayan yapay zekâ heyecanı hız kesmeden devam ediyor. Trump göreve gelir gelmez Stargate adında 500 milyar dolarlık bir yapay zekâ ortak girişimini duyurdu. Altüst’ün bu sayısında OpenAI, Oracle ve SoftBank’in başını çektiği Stargate projesini inceliyorum.
Fakat Stargate girişiminin Amerika’da yarattığı olumlu hava çok uzun sürmedi, çünkü Çinli bir startup şirketi olan DeepSeek, yayınladığı yapay zekâ modeliyle hem bir global fenomene dönüştü hem de global piyasalarda devasa kayıplara neden oldu. Yapay zekâ sektörünü alt üst eden DeepSeek’in nasıl ortaya çıktığını ve bu başarısını devam ettirebilme ihtimalini mercek altına alıyorum.
Stargate: Amerika’nın Yapay Zekâ Atılımı
Donald Trump’ın 20 Ocak 2025’teki yemin töreni bu yılın siyasi açıdan en önemli olaylarından biri olmasının yanı sıra teknoloji dünyası ve teknolojinin siyasi ekonomisi açısından da önümüzdeki dönemin ipuçlarını veren bir etkinlikti.
Dünyanın milyarder elitlerinin bir araya geldiği yemin töreninde en öne çıkan isimler ise dünyanın en zengin üç insanı olan Elon Musk, Amazon’un CEO’su Jeff Bezos ve Meta’nın CEO’su Mark Zuckerberg idi. Bu isimlerin yanında OpenAI’ın CEO’su Sam Altman, Google’ın CEO’su Sundar Pichai, Apple’ın CEO’su Tim Cook ve TikTok’un CEO Shou Zi Chew da gecenin öne çıkan isimlerindendi.
Fakat yemin töreninden iki gün sonra Trump’ın açıkladığı başka bir gelişme teknoloji dünyasında ve piyasalarda büyük bir etki yarattı. Trump; OpenAI, SoftBank, Oracle ve Birleşik Arap Emirlikleri merkezli MGX yatırım şirketinin dahil olduğu Stargate adında ortak bir girişimi duyurdu. Bu ortak girişim 2029 yılına kadar yapay zekâ teknolojilerinin altyapısına toplamda 500 milyar dolar kadar yatırım yapacak.
Yapay zekâ alanında Çin başta olmak üzere ABD’nin rakiplerini geride bırakacağı iddiasıyla duyurulan ortak girişimin Amerika’da 100 binden fazla istihdam yaratacağı da iddia ediliyor. Girişimin ilk ayağı olarak da Teksas’ta 20 tane veri merkezi inşa edilecek, ki bunların 10 tanesinin inşasına daha şimdiden başlandığı söyleniyor.
Basın açıklaması sırasında Trump’ın ardından konuşma yapan SoftBank’in CEO’su Masayoshi Son ve OpenAI’ın CEO’su Sam Altman eğer seçimleri Trump kazanmasaydı böyle bir projenin mümkün olamayacağını söylediler. Sam Altman ayrıca, ortak girişimin operasyonel taraflarıyla OpenAI’ın ilgileneceğini, finansal kısmının yürütülmesini ise çoğunlukla Japonya merkezli SoftBank şirketinin sağlayacağını belirtti.
Bu noktada SoftBank’e de göz atalım. Şirketin halen CEO’su olan Masayoshi Son tarafından 1981 yılında kurulan ve çoğunlukla teknoloji şirketlerine yatırım yapan SoftBank, aslında yazılım sektörüne ve teknoloji konularında yayın yapan dergilere yatırım yapan küçük bir Japon şirketiydi. Fakat 2000 yılında SoftBank o zamanlar daha yeni kurulmuş küçük bir şirket olan Alibaba’ya yatırım yapmıştı ve Alibaba bir e-ticaret devine dönüşmesiyle birlikte SoftBank de sahip olduğu hisseler üstünden ciddi derecede kâr elde etti.
Daha sonrasında telekomünikasyon başta olmak üzere birçok sektöre yatırım yapan SoftBank, teknoloji alanındaki en büyük yatırım şirketlerinden birine dönüştü. 2016’da da İngiltere merkezli, merkezî işlem birimi (CPU) mimarisinde tekel statüsünde olan Arm Holdings şirketini satın alan SoftBank, yatırımlarının çapını iyice artırarak 2017 yılında Suudi Arabistan’ın Kamu Yatırım Fonu ile işbirliğine gitti. Bu işbirliği sayesinde, SoftBank Vision Fund adında ve çapı 150 milyar dolara varan bir girişim sermayesi fonu kurdu.
Vision Fund altında özellikle DoorDash ve 10x Genomics gibi startup’lara ve Nvidia, Apple gibi zaten güvenceli hisselere yaptığı yatırımlarla çok büyük kârlar elde eden SoftBank’ın portfolyosu bir hayli dalgalı. Sanal ve fiziksel açık ofis hizmeti sağlayan WeWork şirketine 6,5 milyar dolar yatırım yapan SoftBank, WeWork’ün 2023’te iflas etmesi nedeniyle yaptığı yatırımın neredeyse hepsini kaybetti.
Stargate girişiminin finansal tarafında teknoloji sektöründe yatırımlarıyla bilinen SoftBank gibi bir şirketin olması ilk bakışta güven veriyor gibi gözükse de SoftBank’e dair çoğu analiz, CEO Masayoshi Son’un şirketi “tek adam” anlayışıyla yönettiğini vurguluyor. 2000’deki dot-com balonunda Masayoshi Son 60 milyar dolardan fazla para kaybederek tarihte en fazla para kaybeden insan olmuştu ki kendisinin rekoru 2022’de Tesla hisselerinin ciddi değer kaybetmesi nedeniyle 200 milyar dolar kaybeden Elon Musk tarafından geçildi.
Yapay zekâ şirketleri başta olmak üzere Amerikan teknoloji şirketlerinin hisselerine yönelik büyük bir iyimserlik yaratan Stargate girişiminin yatırımları özel şirketler tarafından sağlanacak. Trump hükümeti ise başkanlık kararları, çeşitli regülasyon düzenlemeleriyle Stargate’e destek olmayı hedefliyor.
Ancak bazı endişeler de var. Zaman zaman büyük oynayarak bir o kadar büyük kazanan ama birçok başarısız startup yatırımı da yapmış olan SoftBank’in geçmişi ve Financial Times’ın ortaya çıkardığı üzere Stargate’in esasında OpenAI’ın ChatGPT’sinin kullanımına özel olacağı göz önüne alındığında, hem Stargate’in başarısı konusunda emin konuşmamak hem de Amerikan teknoloji sektöründe yeni yatırımlar doğuracağı iddiasına şüpheyle yaklaşmak gerekiyor.
Ayrıca, Financial Times‘ın haberine göre SoftBank, Stargate için gerekli olan paraya sahip değil ve ortak girişimin önümüzdeki 5 yıl boyunca nasıl yürütüleceğine dair net bir plan ortada yok. Dolayısıyla Stargate’in vaatleri büyük olsa da projeye dair somut bir plan ortaya konulabilmiş değil. OpenAI ile kişisel husumeti ve halen görülen bir davası olan Elon Musk da projenin gerçekleştirilmesi için gereken paranın SoftBank’te olmadığını söyledi. Öte yandan, SoftBank zaten OpenAI’ın en büyük yatırımcılarından birisi. Dolayısıyla Stargate projesinin duyurusunun hisselerde yarattığı iyimserlik ile beraber Stargate’in biraz da yolda şekillenecek bir proje olarak tasarlandığını söyleyebiliriz.
DeepSeek: Bir Haftada Tüm Dünyayı Sarsan Şirket
Stargate’in duyurulmasının Amerikan piyasalarında yarattığı iyimser hava çok uzun sürmedi. Çünkü 20 Ocak günü yayınlanan Çinli yapay zekâ uygulaması DeepSeek sadece bir hafta içerisinde AppStore’da ChatGPT’yi de geçerek en çok indirilen ücretsiz uygulama haline geldi. DeepSeek her ne kadar iyi bir yapay zekâ uygulaması ve chatbot olsa da bu kadar kısa süre içerisinde global bir fenomen haline gelmesinin temel nedeni, uzun süredir ABD ve Çin arasında devam eden teknoloji rekabetini gözler önüne sermesi.
ChatGPT’nin 2023’te çıkan GPT-4 versiyonu 100 milyon dolarlık bir maliyetle geliştirilmişti. DeepSeek’in ise sadece 6 milyon dolara geliştirildi söyleniyor. Yapılan testlere baktığımızda gerçekten de DeepSeek’in R1 modelinin ChatGPT’nin o1 modeline çok yakın sonuçlar verdiğini, hatta bazen o1’i geçtiğini görüyoruz. Yapay zekâ uygulamalarının chatbot kısmını, örneğin ChatGPT’yi ücretsiz bir şekilde, bazı kısıtlamalar dahilinde ve 24 saatte bir yenilenen komut sayısıyla kullanabiliyorsunuz. Dilerseniz daha güçlü modellere ve daha fazla komut sayısına sahip olabilmek için ücretli versiyonları da satın alabilirsiniz. Fakat yapay zekâ uygulamalarının gündelik kullanıcı tarafından pek bilinmeyen diğer bir yönü ise uygulama programlama arayüzü (API).
Geliştiriciler API sayesinde yapay zekâ uygulamalarını daha esnek bir şekilde kullanarak kendi uygulamalarına dahil edebiliyorlar ve kendi amaçları için kullanacakları ince ayar yapılmış (fine-tune) bir yapay zekâ modeli haline getirebiliyorlar. Ticari amaçlar ve başka yapay zekâ modelleri geliştirmek için kullanılan API kısmı kullanım başına ücretlendiriliyor. DeepSeek’in chatbot kısmının şu an itibariyle ücretli bir versiyonu bulunmuyor, fakat API ücretlendirmelerini karşılaştırdığımızda DeepSeek, en gelişmiş yapay zekâ uygulaması olan OpenAI o1 modelinin 10’da 1’i maliyetinde.
DeepSeek’in çok daha ucuza ve daha az donanım ihtiyacıyla geliştirilmiş olması ve piyasadaki en güçlü modelle aynı güçte olması 2022’den beri bir ralli halinde olan teknoloji şirketlerinin hisselerini de salladı. Yapay zekânın ve veri merkezlerinin her geçen daha da yüksek bilgisayar gücüne ihtiyaç duyması nedeniyle Nvidia, Microsoft, TSMC, OpenAI ve Google gibi şirketlerinin hisseleri önlenemez bir yükseliş halindeydi.
Fakat DeepSeek’in çıkışı, Amerikalı şirketler başta olmak üzere teknoloji şirketlerinin hisselerinin yapay zekâ çılgınlığı nedeniyle normalin çok üstünde değerlendiğini gösterdi. DeepSeek’in ardından en büyük darbe alanlardan biri Nvidia oldu. Çünkü yapay zekâ veri merkezleri için Nvidia piyasadaki talebe yetişemiyordu ve kısa bir süre içerisinde dünyanın en değerli şirketi haline gelmişti. DeepSeek’in yarattığı sarsıntı sonucunda yapay zekâyla ilişkili çip, elektrik ve altyapı şirketlerinin hisselerinde toplam 1 trilyon dolarlık bir kayıp yaşandı.
DeepSeek Nasıl Geliştirildi ve Başarısını Devam Ettirebilir mi?
Normalde Nvidia‘nın veri merkezleri için özel olarak geliştirdiği ve TSMC tarafından üretilen Ampere ve Hopper tipi çiplerin Çin’e satışı Amerika tarafından yasaklanmıştı. Fakat iddialara göre DeepSeek, 2023’ün sonunda Nvidia çiplerine yönelik ambargo iyice sıkılaşmadan önce bu çiplerden 50 bin adet satın almış.
DeepSeek teknoloji sektöründe çok büyük sarsıntı yaratmış olsa da DeepSeek ve benzeri Çinli şirketlerin başarılarını sürdürebilmeleri için donanımsal bağımlılıklarını da sürdürülebilir hale getirmeleri gerekiyor. Yeni Trump döneminde halihazırda Çin’e uygulanan yüksek teknoloji ambargolarının devam etmesini veya daha da sıkılaşmasını bekleyebiliriz. Bu noktada Çin’in Nvidia’ya alternatif olarak desteklediği ve Huawei‘nin bir iştiraki olan HiSilicon şirketinin, DeepSeek gibi yapay zekâ şirketlerine sürekli olarak yüksek teknoloji çipler sağlaması gerekiyor.
Fakat HiSilicon’un gelişmiş çipleri üretebilmesi için yüksek teknolojili litografi makinelerine ihtiyacı var. Piyasadaki en gelişmiş litografi makinelerini üretme konusunda ise Hollandalı ASML şirketi tekel durumunda ve 2024 itibariyle ASML‘nin Çin’e herhangi bir litografi makinesi satması Amerika tarafından yasaklandı.
Çin’in ASML’ye alternatifi ise Shanghai Micro Electronics Equipment (SMEE) adında bir şirket. SMEE orta kalitedeki litografi makinelerini üretebiliyor olsa da şu an hem veri merkezlerinde hem de son model telefonlar gibi son kullanıcı odaklı elektronik cihazlardaki çipleri üretebilecek kadar gelişmiş litografi makinelerini üretemiyor. Dolayısıyla DeepSeek’de gördüğümüz üzere Çin, yazılım konusunda büyük bir atılım yaptı. Fakat bu atılımını sürdürülebilir hale getirebilmesi için çip endüstrisindeki en zayıf halkası olan litografi makinesi üretimini acilen güçlendirmesi gerekiyor.
ASML’nin tekel durumuna gelmesi araştırma ve geliştirmeye harcanan büyük bütçeler sayesinde olabildi. ASML’nin teknolojik atılımı karşısında diğer litografi makinesi şirketlerinin büyük bir kısmı iflas etti, çip üreticileri de fiyatları 380 milyon dolara kadar çıkan son teknoloji litografi makinelerini ASML’den satın almayı ekonomik olarak daha mantıklı buldular. Fakat bu konuda artık bir darboğaz içerisinde olan Çin’in sıradaki büyük adımı litografi makineleri olacağa benziyor.
Normal koşullarda bu kadar pahalı bir litografi makinesi için araştırma ve geliştirme bütçesi ayırmak mantıklı olmayabilirdi. Fakat Amerika’nın getirdiği ambargoların ardından Çin’in bu alana devasa paralar ayırması için gereken motivasyon hiç olmadığı kadar güçlü hale geldi. DeepSeek’in yarattığı bu büyük sarsıntının ardından SMEE’nin ne yapacağını gerçekten çok merak ediyorum ve önümüzdeki bültenlerde bu konuyu Daktilo1984 okurları için incelemeye devam edeceğim.