Altüst: Yeni Teknolojiler ve Değişen Endüstriler Bülteni (9-22 Eylül 2024)
Yapay zekâ devrimi nedeniyle çiplere global talep hiç olmadığı kadar artmışken çip endüstrisi üzerinden global bir jeopolitik mücadele her geçen gün daha da sertleşiyor.
ABD ve Çin birbiri ardına çeşitli gümrük vergileri kararları alarak üretim ve tedarik zincirlerini kendileri için daha güvenli hale getirmeye çalışıyorlar.
Altüst’ün bu sayısında ise çip üretiminde kullanılan makineleri üreten Hollandalı ASML şirketinin merkezinde olduğu, teknoloji üzerinden yürütülen bir jeopolitik mücadeleye göz atacağız.
Öte yandan, dünyanın en büyük teknoloji şirketlerinden biri olan Samsung’un finansal durumu pek iyiye gitmiyor. Ayrıca Samsung’un Hindistan’daki bir fabrikasında yaşanan büyük çaplı grev hem Samsung’un global üretim ağını hem de Hindistan ekonomisini etkileme potansiyeline sahip.
ABD-Çin Arasındaki Çip Savaşları ve Hollanda’nın Kritik Rolü
ABD ve Çin arasında teknolojik mücadele alevlenmeye devam ediyor. ABD; Çin’den, elektrikli araçlar başta olmak üzere, gelen ürünlere uygulanan gümrük vergilerini ciddi oranlarda artırmıştı. Çin ise özellikle yarı iletken çipler ve lityum bataryaların üretiminde kullanılan kritik minerallerin ihracatını kısıtlamıştı.
Bu teknoloji savaşının en önemli kısmını ise tabii ki çipler ve özellikle en ileri teknoloji çipleri üreten makineler oluşturuyor. Çip üreten makineler denilince akla ilk gelmesi gereken isim Eindhoven, Hollanda merkezli Advanced Semiconductor Materials Lithography (ASML) şirketi.
Çiplerin üretiminde fotolitografi makineleri kullanılıyor ve en basit haliyle anlatırsak şu anda piyasada yaygın olarak kullanılan iki tür fotolitografi makinesi var: Aşırı ultraviyole ışın (EUV) makineleri ve derin ultraviyole ışın (DUV) makineleri.
Daha geniş ve daha az kompleks çiplerin üretilmesinde kullanılan ve daha eski teknoloji olarak sınıflandırabileceğimiz DUV makineleri sektörün temelini oluşturuyor. Intel, Canon, Nikon, ASML gibi birçok firma farklı kalitelerde DUV makineleri üretebiliyor. Fakat 2010’lu yılların başında ASML çok daha küçük ve kompleks çiplerin üretilebilmesini mümkün kılan EUV makineleri ile sektörde bir kırılım yarattı. Çip üretiminde kullanılan litografi makinelerinin en büyük tedarikçisi olan ASML, EUV makinelerini üretebilen dünyadaki tek şirket.
ASML, çip sektöründe bu kadar önemli bir yere sahip olduğu için jeopolitik mücadelelerin de merkezinde yer alıyor. 2018’de Trump hükümeti ASML’in Çin’e satış yapmasını engellemeye çalışmıştı. 2023’ün sonunda ise Biden hükümeti, yarı iletken çiplerin ve çip üretiminde kullanılan cihazların özellikle en yeni modellerinin Çin’e ihraç edilmesini ulusal güvenlik nedeniyle kısıtlama kararı almıştı. ASML cihazlarının içerisinde ABD üretimi parçaların da olduğunu belirterek ASML cihazlarının da Çin’e ihracatını yasaklamıştı.
En küçük ve en kompleks yarı iletken çiplerin üretiminde kullanılan ASML’nin son teknoloji EUV litografi cihazlarının Çin’e ihracatı, zaten ABD tarafından hep baskılanıyor ve Çinli üreticiler bu en son teknolojiye erişemiyorlardı. ABD’nin bu kararın ardından Hollanda hükümeti de Ocak 2024’te ASML’nin EUV cihazlarından bir düşük kademede yer alan DUV litografi makinelerinin en yeni iki modelinin Çin’e ihraç edilebilmesini hükümet onayına bağlayıp Hollanda’nın tutumunu da ABD ile aynı noktaya getirmişti.
Eylül ayının başında ABD hükümeti bir adım daha atarak kuantum bilgisayarların da Çin’e ihracatını kısıtlama kararı aldı ve Hollanda hükümeti de hemen ertesi gün uyum sağlayarak orta kademede yer alan DUV litografi makinelerinin de Çin’e ihracatına kısıtlama getirdi. Fakat Çip Savaşı’ndaki gerginlik burada bitmedi. Çünkü 10 Eylül günü Hollanda hükümeti ASML’nin daha öncesinde Çin’e sattığı litografi cihazlarının yedek parçaları ve yazılım güncellemeleri için de ihracat kısıtlaması kararı aldı.
Çip üretiminde kullanılan makinelerin üretiminde fiilen tekel olan ASML’nin makinelerinin bundan sonra Çin’e ihraç edilebilmesi resmen imkânsız hale gelmiş durumda. 2023 yılında ASML makinelerinin toplam satışlarının yarısı, dünyanın en büyük çip üreticisi şirketi olan TSMC‘yi barındıran Tayvan’a yapılmıştı. Tayvan’ın ardından ise Güney Kore ve Çin, ASML’in en büyük müşterileriydi.
Ama 2024’te Çin, satın alımlarını çok ciddi oranda artırarak tüm ASML sistemlerinin yarısını satın alarak en büyük alıcı haline gelmişti. Bu yüzden ihracat kısıtlamaları hem Çin’in yarı iletken çip üretebilme kabiliyetlerine büyük bir darbe indirecek hem de ASML’yi en büyük pazarından edecek.
Çin ise litografi cihazlarında kendi üretimini sağlamaya çalışıyor. 2002 yılında kurulan Çinli Shanghai Micro Electronics Equipment (SMEE) şirketi, Çin pazarı için ASML’ye göre daha düşük kalite litografi makineleri üretiyordu. ASML’ye rakip olarak EUV makinelerinin üretimine yakın gelecekte başlayabilmeleri imkânsız gözüküyor. Ama en gelişmiş seviyedeki DUV makinelerini önümüzdeki yıl içerisinde yaygın bir şekilde satışa sunmayı planlıyorlar.
Çiplerde nanometre değeri ne kadar düşük olursa o kadar verimli ve yüksek performanslar elde ediliyor. Örneğin, bu hafta satışa sunulan iPhone 16’larda 3 nanometrelik Apple A18 çipleri bulunuyor. Fakat SMEE’nin en gelişmiş makinesi 28 nanometre çipler üretebilecek. Ama 28 nanometreleri üretebilen ASML makineleri 2011 yılında satışa sunulmuştu ve ASML makineleri şu anda 2 nanometre kadar küçüklükte çiplerin üretimini yapabiliyor.
Dolayısıyla çip üretimi konusunda Çin’in önünde ilerlemesi gereken çok yol var ve bu son gelişmelerin Çin’deki çip sektörünü nasıl etkileyeceğini takip etmeye devam edeceğiz.
Samsung’da İşler İyi Gitmiyor
Bir önceki Altüst bülteninde Alman otomotiv devi Volkswagen’in tasarruf tedbirleri kapsamında tarihinde ilk defa Almanya’da fabrika kapatmayı değerlendirdiğini yazmıştım. Bu bültende de Güney Koreli teknoloji devi Samsung’a göz atacağız.
Çünkü, dünyanın en büyük çip üreticilerinden biri olan Samsung, son yıllarda TSMC ve Nvidia gibi rakipleri karşısında rekabet etmekte zorlanıyor. Ayrıca şirketin önemli pazarlarından olan akıllı telefon pazarında Samsung halen sektör birincisi olsa da Apple ve Xiaomi pazar paylarını gittikçe artırıyorlar.
Samsung’un finansal durumuna baktığımız da ise şirketin gelir ve kârları 2010’dan 2020’ye çok ciddi bir artış göstermeden ilerlerken neredeyse her teknoloji firmasında gördüğümüz gibi pandemiyle beraber finansal tablonun çok daha iyi hale geldiğini görüyoruz. Fakat pandeminin ardından düşen satışlarla beraber Samsung’un gelirleri 2011’deki seviyeye gerilemiş ve işletme kârı neredeyse sıfıra yaklaşmış durumda.
Dolayısıyla Samsung için finansal durum pek iyiye gitmiyor ve şirket bu durumu düzeltmek için radikal birkaç hamleye girişti. Samsung’un tüm dünyada 268 bin çalışanı bulunuyor ve bu sayının 147 bin kadarı Güney Kore dışındaki ülkelerde çalışıyor. Bu iş gücünün önemli bir kısmı üretim kısmında çalışsa da Samsung tasarrufa gitmek için Güney Kore dışındaki satış ve pazarlama departmanlarında %15’lik, idari personelde de %30’luk bir küçülmeye gidecek.
Güney Kore’nin tüm gayri safi yurtiçi hasılasının %22’sini Samsung’un gelirleri oluşturduğu için merkezi olan Güney Kore’de işçi çıkarması politik açıdan çok daha zor bir mesele, o nedenle Samsung ilk önce yurtdışında küçülmeye gitmeyi tercih ediyor.
Samsung’un Hindistan’daki Fabrikasında Büyük Grev
Samsung bu tasarruf kararlarını alırken şirketin Hindistan’daki bir fabrikasındaki grev de üretim kapasitesinde büyük bir sorun haline geldi. Hindistan’ın Chennai şehrindeki bu fabrika, Samsung’un Hindistan’daki yıllık 12 milyar dolarlık gelirinin üçte birinden fazlasını oluşturuyor. 9 Eylül’den beri grevde olan işçiler, kurdukları yeni sendikayı Samsung tanımadığı, toplu sözleşme ve maaş artışı sağlanmadığı sürece iş başı yapmayı reddediyorlar.
Hindistan hem Samsung’un en önemli pazarlarından biri hem de şirketin en önemli üretim ve araştırma merkezlerinden birisi. 2014’ten beri başbakan olan Narendra Modi’nin, doğrudan yabancı yatırımları Çin’den Hindistan’a ucuz iş gücü sayesinde çekerek altı yıl içerisinde elektronik üretimini üç katına, 500 milyar dolarlık bir sektöre dönüştürmek istediği bir dönemde yaşanan bu grev; ekonomik süper güç olma yolundaki Hindistan’ın sanayisini etkileme potansiyeline sahip.
Geçtiğimiz Ağustos ayındaki genel seçimlerde Narendra Modi’nin Bharatiya Janata Partisi’nin (BJP) de içerisinde olduğu Ulusal Demokratik İttifak (NDA) seçimleri kazanmıştı. Ama beklenenden büyük başarı gösteren muhalefetteki Hindistan Ulusal Kalkınma Kapsamlı İttifakı’nın (INDIA) da bir parçası olan Hindistan Komünist Partisi (Marksist), Samsung fabrikasındaki greve katılan sendikalara büyük destek veriyor.
Bu nedenle grevin başarıya ulaşıp ulaşmayacağı ve Hindistan’daki artan elektronik yatırımlarıyla beraber sendikaların bu fabrikalarda yaygınlaşabilmeleri hem Hindistan’ın sanayi politikalarını hem de uzun yıllardır süren Modi iktidarını etkileyebilir. Şimdiye kadar Hindistan polisi greve karşı sert müdahalelerde bulundu ve Samsung, grevi düzenleyenlere karşı dava açma yolunu tercih etti.
Grevin nasıl sonuçlanacağını takip etmek, Samsung’un geleceğini takip edebilmek için de önemli. Çünkü, 1938’de kurulan Samsung Grubu birçok sektörde faaliyetler yürütüyor. Samsung, elektronik üretiminin yanı sıra dünyanın ikinci en büyük gemi üreticisi ve dünyanın büyük inşaat şirketlerinden bir tanesi. Samsung Grubu tarihsel olarak sendika karşıtı bir tutum takınıyor ve sendikal faaliyetleri engellemeye çalışıyor.
2021 yılında Samsung’un CEO’su Lee Jae-yong piyasa manipülasyonu ve rüşvet suçlamalarıyla tutuklandıktan sonra şirket tarihinde ilk defa sendikalarla toplu sözleşme imzalanmıştı. Teknoloji devi Samsung’un düşen kârlılıkları ve sendikal talepler arasında yolunu nasıl bulacağını takip etmeye devam edeceğim.