Altüst: Yeni Teknolojiler ve Değişen Endüstriler Bülteni (22 Ekim – 4 Kasım 2024)
Otomotiv sektörü başta olmak üzere Almanya ekonomisi zor bir süreçten geçiyor. Eylül ayındaki Altüst bülteninde dünyanın en büyük ikinci araba üreticisi olan Volkswagen’in 87 yıllık tarihinde Almanya’da ilk defa fabrika kapatmayı düşündüğünü yazmıştım. Aradan geçen sürede Volkswagen’in gerçekten de fabrika kapatacağına dair haberler medyaya düştü fakat fabrika kapatma kararı halen kesin değil.
Volkswagen yönetimi fabrika kapatma kararından tamamıyla vazgeçmese de ciddi bir maaş kesintisi yaparak finansal krizden kurtulmak istiyor. Fakat hem Almanya’daki örgütlü işçi gücü, toplu sözleşme ve grev gücünü kullanarak haklarını korumak istiyor hem de Çin piyasasındaki sıkıntılar Alman otomotiv endüstrisinin geleceği için pek de olumlu bir tablo çizmiyor.
Alman Ekonomisinin Çin’e Alternatif Arayışı
Almanya ve genel olarak Avrupa Birliği ekonomik olarak pek de iç açıcı olmayan bir yıl geçirdi. IMF’nin Küresel Ekonomik Görünüm raporuna göre Alman ekonomisinin bu yıl büyüme tahmini %0,2’den %0,0’a düşürülmüştü ki Alman ekonomisi 2022’den beri stagnasyon içerisinde. Alman ekonomisi bu ay gelen verilerle birlikte resesyondan son anda kurtuldu, çünkü ekonomi %0,2’lik büyüme kaydetti. Fakat güçlü Alman ekonomisi söylemi ve düzenli maaş artışları beklentisi artık yerini, halihazırda var olan işlerin elde tutulması mücadelesine bırakmış gibi gözüküyor.
Hem Alman şirketleri hem de Scholz hükümeti, ekonomik durgunluktan çıkış için çareler arıyorlar. Yüksek enerji ücretleri, zayıflayan küresel talep, net-sıfır ekonomisine geçişte yaşanan zorluklar ve Çinli şirketlerin gittikçe artan rekabet gücü karşısında Almanya’nın imalat sanayi ve ihracat odaklı ekonomisi zor zamanlar yaşıyor.
“Almanya bir endüstri ülkesidir” diyen Şansölye Scholz, yeni bir ekonomik model ve sıkıntı yaşayan endüstrilere daha fazla devlet desteğiyle krizden çıkış yolu arıyor. Fakat hükümet koalisyonunda yer alan liberal Hür Demokratik Partili (FDP) Federal Maliye Bakanı Christian Lindner, devlet borçlanmasını artırmaya yönelik teşebbüsleri engellemek için elinden gelen her şeyi yapıyor.
Alman ekonomisinin itici gücü olan otomotiv endüstrisinin uzun zamandır ana pazarlarından biri Çin’di. Örneğin, Volkswagen’in Çin piyasasına satışları son yıllarda ciddi oranda düşüş gösteriyor. Öte yandan Avrupa Birliği geçtiğimiz ay Almanya ve Macaristan’ın yüksek sesli itirazlarına rağmen Çin’den gelen elektrikli araçlara uygulanan gümrük vergilerini artırma kararı aldı. AB’nin kararına göre Çinli elektrikli araç şirketleri Çin hükümetinden destek aldıkları oranda daha fazla gümrük vergisine tabi olacaklar. Markadan markaya değişiklik gösterse de Çinli elektrik araç şirketlerine %20 ila %35 arasında fazladan gümrük vergisi uygulanacak.
Alman şirketleri, Çinli markalar karşısında zorlansalar da büyüklüğü dolayısıyla Çin piyasası hayati önem arz ediyor ve Alman otomotiv şirketleri, AB’nin uyguladığı yüksek gümrük vergilerine Çin hükümetinin de Avrupalı markalara uygulanan gümrük vergilerini artırarak cevap vermesi ihtimalinden korkuyorlar.
Şansölye Scholz da Çin piyasasına olan bu bağımlılığı azaltmak adına Hindistan piyasasına açılmayı hedefliyor. Almanya’nın Hindistan’daki yatırımları, Çin’deki yatırımlarının %20’si kadar olsa da Scholz hükümeti hızlı adımlar atıp Hindistan ile serbest ticaret anlaşması imzalayarak Alman ekonomisinde Çin piyasasının payını azaltmayı istiyor.
Volkswagen de içerisinde bulunduğu finansal krizi aşmak için üretiminin bir kısmını Hindistan’a kaydırarak halihazırda Hindistan’da var olan fabrikalarını ve üretim kapasitesini büyütmeyi planlıyor. Alman ekonomisinin içerisinde bulunduğu durumu daha iyi anlayabilmek için aylardır konuşulan Volkswagen krizine, şirketin Almanya’da fabrika kapatıp kapatmayacağına gelin bir göz atalım.
Volkswagen (Şimdilik) Almanya’da Fabrika Kapatmayabilir
Hatırlarsak geçtiğimiz Eylül ayında Altüst bülteninde Volkswagen’deki kötü ekonomik gidişten, şirket yönetiminin maliyetleri kısma arayışından ve tarihinde ilk defa Almanya’da fabrika kapatmayı değerlendirdiğinden bahsetmiştim. Ekim ayının sonunda da Almanya’nın ve Avrupa’nın en büyük işçi sendikası IG Metall ve şirket yönetimi, krizi aşmak için görüşmelere başlamıştı.
Alman otomotiv endüstrisi, içten yanmalı motorlu araçlardan elektrikli araçlara geçiş aşamasında. Fakat Almanya’daki otomotiv endüstrisinin büyüklüğü ve önemi, geçişin bir hayli sancılı olmasına sebep oluyor. Almanya’da bir milyona yakın kişinin çalıştığı otomotiv endüstrisindeki bu geçiş sırasında 2035’e kadar 186 bin kişinin işten çıkarılabileceği tahmin ediliyor. Dolayısıyla Almanya’nın en büyük otomotiv markası Volkswagen de bu geçiş sırasında sıkıntılar yaşıyor.
Volkswagen’in yönetim merkezi Almanya’nın Wolfsburg şehrinde bulunuyor. Buradaki Volkswagen fabrikası hem şirketin ilk fabrikası hem de Teksas’taki Tesla Gigafactory 5 inşa edilene kadar dünyanın en büyük fabrikasıydı. Yılda bir milyona yakın arabanın üretildiği ve 60 binden fazla kişinin çalıştığı fabrika, Wolfsburg’taki en büyük işveren. Zira şehrin iş gücünün yarısı Volkswagen’de çalışıyor.
Volkswagen’in Almanya’da ama özellikle Wolfsburg özelinde öyle önemli bir etkisi var ki Volkswagen işçilerinin kurduğu bir futbol takımı olan ve Bundesliga’da mücadele eden VfL Wolfsburg takımının hem sahibi Volkswagen Grubu hem de takımın stadyumunun ismi Volkswagen Arena. İşçi temsilcileri ve şirket yönetimi arasında yapılan ve şirketin geleceğinin belirleneceği görüşmeler de bu Volkswagen Arena’da yapılıyor.
Ekim ayının sonunda Volkswagen’deki işçi temsilcileri, şirket yönetiminin Almanya’da en az üç fabrika kapatmayı planladığını medyaya duyurdu. Bu haber, Türkiye de dahil olmak üzere Almanya dışındaki birçok ülkede de şok etkisi yarattı. Volkswagen’deki işçi temsilcileri, şirket yönetimi 30 Ekim’deki görüşmede fabrika kapatmayı seçenekler arasından çıkarmazsa greve gideceklerini açıkladı.
Büyük bir kriz yaratan bu görüşmenin sonucunda Volkswagen yönetimi, fabrika kapatma seçeneğini dile getirmeden işçilere %10’luk maaş kesintisi önerdi. Şirketin ayakta kalabilmesinin tek yolunun bu olduğunu söyleyen yönetim, şimdilik göreceli bir geri adım atmışa benziyor. Volkswagen’de 1993’teki benzer bir finansal krizde işçiler daha az maaş alarak dört günlük çalışma modelini kabul etmişlerdi. IG Metall sendikası da fabrika kapatmak yerine benzer bir çözüm yoluna gidilmesini destekleyebileceklerini açıklamıştı.
İşçi temsilcileri ise şirketteki problemlerin temel sebebinin kötü yönetim ve karar alma mekanizmalarında iş konseyleriyle uzlaşmaz bir tavır takınılması olduğunu belirtiyorlar. İşçi temsilcileri görüşmelerde ellerini yüksekten açtı. Şu an için temel talepleri Almanya’da hiçbir Volkswagen fabrikasının kapanmaması ve işçi ücretlerinin %7 artırılması, aksi takdirde ise Aralık ayından itibaren greve çıkmayı planlıyorlar.
İki taraf da 21 Kasım’da durumu gözden geçirmek ve karar vermek için tekrar görüşmek üzere anlaştı. Fakat tüm bunlar sürerken IG Metall, metal ve elektrik endüstrilerinde %7’lik maaş artışı için tüm Almanya’da uyarı niteliğinde kısa süreli bir grev kararı aldı. IG Metall’in, Volkswagen görüşmelerindeki merkezi rolünü de göz önüne alırsak olası bir fabrika kapatma kararında Almanya’da büyük çaplı bir grevin kesin olduğunu söyleyebiliriz.
Diğer Alman Otomotiv Markaları da Krizde
Volkswagen’in sıkıntıları burada da bitmiyor, çünkü lüks araçlarıyla dünyaca tanınan Porsche ve Audi markaları da aslında Volkswagen Grubu altında yer alan markalar. Porsche, Çin piyasasında bu yıl şirket karlılığının %41 düşmesi neticesinde Çin’deki satış ağında ciddi bir küçülmeye gitmeyi planlıyor.
Ayrıca 1948 yılından beri Belçika’nın başkenti Brüksel’de Volkswagen Grubu için üretim yapan ve 2000’lerin başından beridir de Audi üretimine geçen otomotiv fabrikası kapanmanın eşiğinde. Üç bin kişinin çalıştığı fabrika son yıllarda Audi’nin elektrikli modellerinin üretimine odaklanmıştı fakat Volkswagen’deki ciddi finansal sıkıntı nedeniyle eğer fabrika için ciddi bir alıcı ortaya çıkmazsa Audi’nin Brüksel fabrikası 2025’in Şubat ayında tamamen kapanacak.
Öte yandan, Almanya’da sıkıntı yaşayan tek otomotiv markası Volkswagen değil. Mercedes’in karlılığı da bu çeyrekte pandemiden beri en düşük düzeyde ve Mercedes kötü gidişatı durdurmak için üretim maliyetlerini düşürmeyi hedeflediğini duyurdu. Aynı Volkswagen’de olduğu gibi Mercedes’in de en önemli pazarı Çin. Fakat Çin ekonomisindeki yavaşlama ve elektrikli araçların daha uygun fiyatlarla piyasaya girmeleri gibi sebeplerle lüks araçlara olan talep gittikçe düşüyor. Lüks araçlarıyla öne çıkan Mercedes’in Çin’de satışları geçtiğimiz yıla göre %10, Almanya’da da %13 düşmüş durumda.
Alman otomotiv şirketleri Çin piyasasına o derece bağımlılar ki geçtiğimiz Eylül ayında Çin’de açıklanan büyük ölçekli ekonomik teşvik paketi, Mercedes’in finansal raporunda gelecekteki satışların artması için büyük bir finansal umut olarak yerini almış. Alman ekonomisinin Çin piyasasına yeni alternatifler oluşturma çabalarının sonuçlarını ve yeni teşvik paketinin Çin ekonomisinde yeni bir canlanma yaratarak Alman şirketlerine yeniden can suyu olup olamayacağını izleyip sizlere aktarmaya devam edeceğim.