Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Hariçten Gazel Dış Haberler Bülteni (4-10 Ekim)
    Bültenler

    Hariçten Gazel Dış Haberler Bülteni (4-10 Ekim)

    Bahadır Çelebi11 Ekim 20216 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Tayvan Çin Gerilimi Artarak Sürüyor

    [voiserPlayer]

    Geçen hafta Çin’in Tayvan adası yakınlarında gerçekleştirdiği ve bugüne kadar o bölgede yapılan en büyük hava operasyonu sonrasında, iki ülke arasındaki gerginlik, yapılan açıklamalarla bu hafta artarak devam etti. Çin Devlet Başkanı Xi Jinping’in, Tayvan adası ile Çin anakarasının yeniden birleşmesinin artık gerçekleşmesi gerektiğini söylemesi ve Çin halkının ayrılıkçılığa karşı görkemli bir geleneği olduğunu vurgulaması, Çin’in Tayvan’ı kendine bağlaması konusunda kararlığını ortaya koydu.

    Çin Tayvan’ı, Hong Kong örneğinde de olduğu gibi belli bir özerkliğe sahip bir eyalet olarak kendine bağlamak istiyor. Çin yönetimi, bir ülke iki sistem olarak anılan bu formülle Çin Halk Cumhuriyeti’nin kuruluşuna dayanan Tayvan problemini gerekirse silah kullanarak çözmekten kaçınmayacağını da ima eden açıklamalar yapıyor. Buna karşın Tayvan ise bağımsız kalmaktan dolayı memnun ve Batı ile ticari ilişkilerini daha da geliştirmenin yollarını arıyor. Xi Jinping’in bu tehditkar açıklamasına karşı Tayvan yönetimi, adanın geleceğinin Tayvan halkının ellerinde olduğunu belirterek cevap verdi. Bu cevap Tayvan’ın resmi bağımsızlığını halkoyuna dayanarak ilan etme niyetine işaret ediyor.

    Bazı Batılı ülkeler Çin’in son dönemde Tayvan’a karşı artan tehditkar tutumunu eleştirirken, ABD Başkanı Biden ise Xi Jinpin’in Tayvan Anlaşması’na uymayı taahhüt ettiğini söyledi. Tayvan Anlaşması, ABD’nin resmiyette Tayvan’ı bağımsız bir ülke olarak tanımamasına rağmen, Tayvan yönetimiyle birçok ilişki geliştirmesi ve Tayvan’a silah satmasına imkan tanıyor. Bu hafta ayrıca ABD Ulusal Güvenlik Danışmanı Jake Sullivan, ABD’nin Tayvan Boğazı’nda barışı ve istikrarı baltalayabilecek herhangi bir eylem konusunda ayağa kalkacağını ve sesini yükselteceğini belirtti.[1]

    Tayvan Savunma Bakanı son dönemde iki ülke arasındaki gerilimi son 40 yılın en derin krizi olarak nitelemiş ve Çin’in 2025 yılına kadar adayı tamamen işgal etme niyetinde olduğunu söylemişti. Ancak tarihte ilişkilerin daha da gerildiği ve ABD’nin bu gerilime dahil olduğu olaylar da yaşanmıştı. 1996 yılında III. Tayvan Boğazı Füze Krizi olarak bilinen olayda Çin, füze denemeleri yapmak suretiyle Tayvan’daki seçimlere müdahil olmak istemiş, bunun üzerine ABD ise bu bölgeye Çin’i caydırmak amacıyla savaş uçakları göndermişti. Tayvan’ın halihazırda 300 bin civarında aktif askerden oluşan bir ordusu bulunuyor. Uzun yıllara dayanan Çin-Tayvan gerilimi, uluslararası ilişkiler kitaplarındaki en ünlü uluslararası çatışmalar konularının başında geliyor. Önümüzdeki dönemde bu sorun, son dönemde yoğunluğu artan ABD ve Çin arasındaki çok boyutlu mücadelenin bir parçası olarak daha sık şekilde gündemi meşgul edeceğe benziyor.

    Afganistan’da Kanlı İntihar Saldırısı

    Afganistan’ın Kunduz kentinde geçtiğimiz Cuma günü Cuma namazı sırasında bir camiye düzenlenen intihar saldırısında en az 50 kişi öldü, 100’den fazla kişi ise yaralandı. Yetkililer, bu saldırının ABD güçlerinin Ağustos ayında Afganistan’dan ayrılmasından bu yana en ölümcül saldırı olduğunu belirtiyorlar. Kanlı saldırıyı IŞİD üstlendi. Kunduz kentindeki Said Abad camisinin Afganistan’da azınlık olan Şii Müslümanlar tarafından kullanıldığı ve IŞİD’in geçmişte Afganistan’da birçok kez Şii nüfusa saldırılar düzenlediği biliniyor.

    İktidardaki Taliban’a şiddetle karşı çıkan IŞİD’in Afgan bölgesel kolu olan IŞİD Horasan (IŞİD-H), son dönemde, büyük ölçüde ülkenin doğusunda olmak üzere, çok sayıda bombalama eylemi gerçekleştirdi. Sünni aşırılık yanlıları tarafından sapkın olarak görülen Şiiler, Afganistan’da hem Taliban hem de IŞİD tarafından tekfir edilmiş durumda. Birleşmiş Milletler, Cuma günkü bombalamanın dini bir kurumu hedef alan bu hafta üçüncü ölümcül saldırı olduğunu ve bu son saldırının rahatsız edici bir şiddet modelinin bir parçası olduğunu belirtti. BM, bir önceki Pazar günü başkent Kabil’de bir cami yakınında çok sayıda kişinin ölümüne neden olan bombalı saldırıya ve Çarşamba günü doğudaki Khost kentinde bir medreseye düzenlenen saldırıya da açıklamasında yer verdi. IŞİD, Afganistan’da Taliban’ın kurmaya ve yerleştirmeye çalıştığı siyasi düzene karşı, en büyük güvenlik tehdidi olarak ön plana çıkmış durumda. IŞİD’in bu eylemleri, ülkede şiddetin daha da yaygınlaşması ve büyük bir insani krize dönüşmesi konusundaki korkuları artırıyor.

    Afganistan’da bu şiddet eylemleri sürerken 9-10 Ekim tarihlerinde ABD ve Taliban yetkilileri Katar’ın Doha kentinde görüşmeler gerçekleştirdi. Bu temaslar, ABD’nin Afganistan’dan Ağustos ayında çekilmesinden bu yana Taliban liderleriyle ABD’li yetkililerin ilk yüz yüze görüşmesi oldu. ABD yönetimi ve Taliban bu görüşmeler ile ilişkilerinde yeni bir sayfa açmayı umuyor. Görüşmeler sırasında Taliban yönetimi ABD’ye; Afganistan merkez bankası rezervlerine yönelik yasağın kaldırılması, insani yardım, aşı tedariki gibi taleplerini iletti. ABD Dışişleri Bakanlığı’ndan bir sözcü Cuma akşamı yaptığı açıklamada Doha görüşmelerinin Taliban’ı Afganistan’ın resmi liderleri olarak tanımak veya meşrulaştırmakla ilgili olmadığını, ABD’nin ulusal çıkarlarına ilişkin pragmatik görüşmelerin devamı olduğunu söyledi.[2] Sözcü ayrıca, önceliğin Afganların, ABD vatandaşlarının ve diğer yabancı uyrukluların Afganistan’dan güvenli bir şekilde ayrılmaya devam etmesi ve başka bir hedefin de Taliban’ı kadınlar da dahil olmak üzere tüm Afganların haklarına saygı duymaya ve kapsayıcı bir hükümet kurmaya teşvik etmek olduğunu sözlerine ekledi.

    ABD’nin çekilmesinden bu yana Taliban yönetiminin hala ülkenin sorunlarına acil çözümler getirecek, meşru ve etkin bir hükümet kuramadığı ortada. Şu anki geçici hükümet bunca ekonomik ve insani problemin yanı sıra artan şiddet eylemleriyle nasıl başa çıkacağına dair de fazla umut vermiyor. Ayrıca, Taliban’ın Şii Hazara toplumuna karşı şiddet uyguladığına ve en az 11 eski hükümet görevlisi Hazaralı’yı öldürdüğüne dair geçen hafta yayınlanan Amnesty International raporu da, son dönemde uluslararası toplumun eleştiri oklarının Taliban yönetimine dönmesine neden oldu. Korkulan o ki Afgan halkını, yeni döneme geçiş sürecinde son derece sıkıntılı bir gelecek bekliyor. 

    Nobel Barış Ödülleri Bu Sene İki Gazeteciye Verildi

    Gazeteciler Maria Ressa ve Dmitry Muratov, Filipinler ve Rusya’da ifade özgürlüğünü savunmak için verdikleri mücadele nedeniyle Nobel Barış Ödülü’nü kazandılar. Oslo’da bulunan Nobel komitesi Ressa ve Muratov’u, ifade özgürlüğü için ayağa kalkan tüm gazetecilerin temsilcileri olarak nitelendirdi ve demokrasi ve kalıcı barışın ön koşulu olan ifade özgürlüğünü koruma çabaları nedeniyle ödüle layık görüldüklerini açıkladı. Son dönemde tüm dünyada birçok ülkede otoriterleşen hükümetler, özgürlük ve demokrasi karşıtı eylemleriyle anılıyorlar. Rusya ve Filipinler de bu konuda sıklıkla eleştirilen ülkelerden ikisi. Bu sene Nobel Barış Ödülü’nün tüm dünyada medya üzerindeki baskılara dikkat çekmek ve ifade özgürlüğü mücadelesine destek vermek için iki gazeteciye verilmesi, demokrasi adına cesurca duruş sergileyen medya mensuplarını cesaretlendirecek nitelikte.

    Maria Ressa 2012 yılında Rappler adında bir haber sitesini hayat geçirdi. 58 yaşındaki gazeteci Rappler’da, Rodrigo Duterte yönetimine birçok konuda eleştiriler yöneltti. Bu konular arasında Duterte yönetiminin, insan hakları ihlalleri, yolsuzlukları ve uyuşturucu ile popülist şekilde mücadele etmesi yer alıyor. Filipinler’de Duterte yönetimini bu şekilde eleştirebilen nadir gazetecilerden biri olan Maria Ressa, ülkesinde hakkında açılan birçok dava ile de mücadele ediyor. Maria Ressa bu ödül ile birlikte Nobel Barış Ödülünü kazanan 18. kadın ve ilk Filipinli oldu.[3]

    Ödülün diğer sahibi Dmitry Muratov ise Putin yönetimine ve Rus yönetici elitine karşı eleştirel tutumu ile bilinen Novoya Gazeta gazetesinin kurucusu ve editörü. Muratov uzun yıllardır Rusya’da ifade özgürlüğünü savunan Novoya Gazeta’da yanında çalışan birçok gazeteci ile birlikte Putin yönetiminin yolsuzlukları ve Çeçenya’daki insan hakları ihlalleri gibi konularda birçok habere imza attılar. Muratov ödülü kazanmasının ardından, bu ödülü tek başına hak etmediğini vurgulayarak Rusya’daki diğer cesur gazetecileri de anmış oldu. Uluslararası Gazetecileri Koruma Komitesi’nin iddiasına göre bugüne kadar Muratov’un gazetesinde çalışan 6 gazeteci öldürüldü. Bunun yanında, Muratov ve gazetesi birçok tehdit ve saldırıyla da mücadele ediyor.

    Bu sene ifade özgürlüğü gibi önemli bir konunun Nobel Barış Ödülleri ile gündeme gelmesi ve Nobel komitesi tarafından barışın sağlanmasının ancak ifade özgürlüğü ile mümkün olabileceğinin vurgulanması, demokrasi ve basın özgürlüğü mücadelesi açısından oldukça anlamlı bir gelişme oldu. Bağımsız gazeteciler birçok ülkede otoriter yönetimlerin en öncelikli hedefi haline geliyorlar. Davalar, bitmeyen soruşturmalar, medya linçleri, tehditler ve fiziksel saldırılar ile mücadele ederken, yalnızca doğruları söylemek bile otoriter yönetimlerin tepkisini çekmek için yeterli olabiliyor. Böylesine zor koşullarda demokrasi ve ifade özgürlüğü mücadelesi vermek ise Nobel Barış Ödülünü hak ediyor.    


    [1] https://www.bbc.com/news/world-us-canada-58837432

    [2] https://www.aljazeera.com/news/2021/10/9/us-taliban-to-hold-first-talks-since-afghanistan-withdrawal

    [3] https://www.nytimes.com/live/2021/10/08/world/nobel-prize

    Dünya Hariçten Gazel
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikSON DAKİKA | DOLAR 9 TL OLDU! Sırada Ne Var? | Günel ile Gündem
    Sonraki İçerik AUKUS Anlaşması ve Asya-Pasifik Jeopolitiğinin Geleceği

    Diğer İçerikler

    Bültenler

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi
    Yazılar

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Elif Menderes
    Videolar

    Küreselde ve Yerelde Kadınlar, Romanya-Polonya Seçimleri ve Trump’ın Ortadoğu Gezisi |2’li Görüş #41

    20 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi ve Melis Konakçı

    Leave A Reply

    Güncel İçerikler

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Krizler Çağında Umut Ekmek: Gençler Gıdanın Geleceğini Geri Alıyor

    26 Mayıs 2025 Yazılar Elif Menderes

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}