[voiserPlayer]
Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (19-25 Temmuz)
Rusya’nın Ukrayna’yı işgal girişiminin başından bu yana tam beş ay geçti. O dönemden bu yana değişmez gündemimiz olan Rusya-Ukrayna Savaşı’nı bu hafta gıda arzı güvenliği ve geçtiğimiz hafta imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması bağlamında değerlendireceğim.
Rusya ve Ukrayna dünyanın tahıl deposu ülkelerinin en başında geliyorlar. Ukrayna dünyadaki en büyük dördüncü tahıl ihracatçısı. Rusya ise tüm dünyaya rekor miktarda buğday ihraç ediyor. Temel besin maddesi olan tahılın dünyanın diğer bölgelerine sevkiyatı bu savaş nedeniyle sekteye uğradı. Özellikle de kırılgan ve az gelişmiş Afrika ülkelerinde gıda krizine yol açan bu savaş, gıda güvenliğini dünya gündeminin merkezine oturtmuş durumda. Afrika’nın tahıl ithalatının yüzde 40’ını Rusya ve Ukrayna’nın sağladığı düşünüldüğünde krizin boyutları daha iyi anlaşılabilir.
Rusya’nın Ukrayna’nın Karadeniz’e açılan kapısı olan Odesa limanı ve çevresini abluka altına alması, Karadeniz’de çok geniş bir donanma bulundurması ve Rus ordusunun Odesa’ya saldırılarda bulunması, tahıl sevkiyatını durdurmuştu. Ayrıca Karadeniz’e döşenen mayınlar da tahıl yüklü kargo gemilerinin Karadeniz’i kat ederek Boğazlardan geçip dünya pazarlarına açılmasının önünde engel teşkil ediyordu.
Tahıl Koridoru Anlaşması Nedir?
Bu sorunun çözümü ve küresel gıda krizinin hafifletilmesi için taraflar geçtiğimiz hafta 22 Temmuz 2022 tarihinde İstanbul’da bir araya geldiler. Ukrayna ile Rusya’yı işgal sonrası ilk kez bir anlaşmada buluşturan toplantıda, “Tahıl ve Yiyecek Maddelerinin Ukrayna Limanlarından Emniyetli Sevki Girişimi Belgesi” imzalandı. Birleşmiş Milletlerin gözetiminde ve Türkiye’nin ev sahipliğinde, 4 tarafın da imzaladığı belge, tahıl yüklü gemilerin Ukrayna limanlarından güvenli bir şekilde ayrılmalarını sağlamayı hedefliyor.
Aslında Rusya ve Ukrayna aynı belgeye imza atmadı. İkisinin de adı aynı olan farklı iki belgeye imza attılar. Bu durum da savaşan taraflar arasındaki gerginliği gözler önüne seriyor. İlk belge Milli Savunma Bakanı Hulusi Akar, Rusya Savunma Bakanı Sergey Şoygu ve BM Genel Sekreteri Guterres tarafından imzalanırken ikinci belge ise yine Akar, Guterres ve Ukrayna Altyapı Bakanı Oleksandr Kubrakov tarafından imzalandı.
Tahıl Koridoru Anlaşması Nasıl İşleyecek?
Anlaşma ilk etapta 120 gün uygulanacak. Ardından işler yolunda giderse tekrar imzalanacak. İstanbul’da kurulacak ve içinde Türk, Ukraynalı ve Rus yetkililerin yanı sıra BM çalışanlarının olacağı bir merkez tarafından, anlaşmaya uyulup uyulmadığının ve geçecek gemilerin uygunluğunun denetimi yapılacak.
Anlaşmanın en büyük hedefi mayın döşeli Odesa limanı çevresindeki bölgeden gemilerin güvenli bir koridordan geçmesini sağlamaktı. Bunu sağlamak için tahıl yüklü gemilere kılavuz gemiler eşlik edecek. Rusya’dan ise anlaşma kapsamında tahıl gemilerine saldırmayacağı ve ateşkes uygulayacağı garantisi alınmış oldu. Güvenli gıda koridoru meydana geldikten sonra Ukrayna, kendi kontrolünde olan Odessa, Pivdennyi ve Chornomorsk limanlarından ihracat yapabilecek. Bu anlaşma sayesinde Ukrayna ekonomisine ayda bir milyar dolar civarında bir ihracat geliri de sağlanmış olacak.
Bu anlaşma ABD ve AB’yi de oldukça memnun etti. Zira yükselen tahıl fiyatları tüm dünyada enflasyonun ve resesyon endişelerinin artması anlamına geliyor. AB ayrıca Ukrayna’nın tahıl ihracatını sağlamak için kara ve demir yolları ile Romanya’nın Constanta limanını kullanmak durumunda kalıyordu. Ancak bu yöntemle hem büyük miktarlarda tahıl taşınamıyordu hem çok zahmetli bir süreç işletilmek durumunda kalınıyordu hem de birçok teknik sorunun ortaya çıkabiliyordu. İstanbul’da imzalanan Tahıl Koridoru Anlaşması düzgün şekilde uygulanabilirse AB de bu yükten kurtulmuş olacak.
Rusya Anlaşmadan Bir Gün Sonra Odesa’ya Saldırı Düzenledi
Bu noktaya kadar anlaşma küresel siyasette memnuniyet uyandırmış gibi duruyor ve yakıcı bir soruna çözüm bulunabilmiş gibi görünüyordu. Ancak akıl almaz bir şekilde Rusya anlaşmadan bir gün sonra Odesa kentine füze saldırısında bulundu. Ukrayna makamları saldırıyı kınarken Rusya’yı Tahıl Koridoru Anlaşmasına uymamakla suçladı. Rus yetkililer ise bu saldırının tahıl sevkiyatı ile ilgili olmadığını, Ukrayna’nın askeri altyapısını hedef aldığını vurguladılar.
Rusya bu saldırı ile, “tahıl sevkiyatı ayrı, savaş ayrı” mesajı vermek istemiş olabilir. Ya da tahıl koridoru anlaşmasının Rusya’nın Karadeniz’de Ukrayna’ya karşı yapacağı askeri operasyonları engellemediğini göstermek istemiş olabilir. Ancak Rusya’nın, niyeti ne olursa olsun, böylesine hassas dengelerin bulunduğu bir denklemde güvensizlik yaratması, savaşın ve savaşın yol açtığı problemlerin diplomatik yollarla çözülmesinin zorluğunu gözler önüne seriyor.
Özetle, BM Genel Sekreteri Guterres’in belirttiği gibi Karadeniz’de bir umut ışığı doğmuş olsa da dünyanın gıda güvenliğine her zamankinden daha çok ihtiyacı olduğu bu günlerde, insanlığa umut ışığından daha fazlası lazım. Putin yönetimi ise kendi çıkarı gereği umut ışıklarını karanlıkla boğarak, stratejisini baskı ve şiddet üzerine kurmakta oldukça mahir. Odesa saldırısı bunu tüm dünyaya tekrar göstermiş oldu.
Tahıl Koridoru Anlaşmasının Ekonomiye Etkileri
Anlaşmanın imzalanmasından hemen sonra uluslararası piyasalarda tahıl fiyatlarında bir gerileme görüldü. ABD’deki vadeli işlemler borsasında buğdayın fiyatı yüzde 5 azalışla Şubat’tan beri en düşük seviyeye düştü. Reuters’a göre ise mısırda da yüzde 1 düşüş görüldü.
Ancak Rusya’nın Odesa’ya füze saldırısında bulunmasının ardından tahıl fiyatları tekrar yükselişe geçerek kazançlarını geri verdi. Dolayısıyla anlaşmadan umulan fiyat gerilemesi henüz kalıcı şekilde gerçekleşmiş değil. Süreç çok kırılgan ve Rusya’nın tahıl koridorunu sabote etmek suretiyle kendisine pazarlık alanı yaratması işten bile değil.
En azından bu aşamada tahıl sevkiyatı başarılı oldukça fiyatların geri gelmesini bekleyebiliriz. Türk dış politikasının arabulucu gücünü göstererek Birleşmiş Milletleri de sürece dahil edip tarafları masaya oturtabilmesi, Erdoğan yönetimi açısından bir başarı. Ancak Erdoğan her zaman yaptığı gibi bu anlaşmadan beklentilerini oldukça yükseltmiş durumda. Örneğin Erdoğan, bu anlaşma ile gıda arzı güvenliği probleminin çözüldüğünü iddia ediyor ki gerçek bundan çok uzak.
Tahıl fiyatlarının kalıcı olarak düşmesi, güvenli bir sevkiyat sisteminin yerleştirilmesi ve tahılın hedef pazarlara istikrarlı bir şekilde ulaştırılmasının ardından gerçekleşebilir. Öte yandan bu anlaşmanın 120 gün geçerliliği olduğunu da unutmamak lazım. Rusya’nın bu 120 günde yapmayı planladığı hedeflerine ulaşamaması, anlaşmanın uzatılmasını engelleyebilir. Sonuç itibarıyla küresel ekonominin nefes aldığını söyleyebilmek güç. Savaşın gölgesi ekonomik aktivitenin üzerindeki olumsuz etkisini sürdürmeye devam ediyor.
Ukrayna Ordusu Herson Şehrinde İlerleme Sağladı
Yazımızı Rusya-Ukrayna Savaşı’ndaki son gelişme ile bitirelim. Ukraynalı bir yetkili Rusya’nın 3 Mart tarihinde işgal ettiği Herson kentini Eylül ayında geri alacaklarını belirtti. Ukrayna’nın güneyinde Kırım ile Mikolayiv bölgesi arasında yer alan Herson’un güneyinde operasyonlarını sürdüren Ukrayna ordusu kısmi ilerlemeler sağladı.
Batı’dan gelen uzun menzilli füzelerin Ukrayna ordusunun başarılı operasyonlarında etkili olduğu söyleniyor. Ukraynalı yetkililer artık savunmadan saldırıya geçtikleri iddiasındalar. Ancak bu durumun geçici mi olduğu yoksa Ukrayna ordusunun ilerlemesini hızlandırıp hızlandıramayacağı, Rusya’nın bu ilerlemeye karşı geliştireceği stratejiye de bağlı. Ukraynalı yetkili Rusya’nın Herson’da cephaneliğini vurduğunu ve bazı önemli köprüleri ele geçirdiklerini de ifade ediyor.
Ancak bu küçük gelişmeler savaşın gidişatında çok önemli roller oynayabilecek gelişmeler değil. Zira beş aydır savaşan tarafların bir ileri bir geri pozisyonlarını korumaya çalıştığını gözlemliyoruz. Batı’dan gelen son teknoloji ağır silahların rolünü ise azımsamamak lazım. Bu silahlar, eğer devamı gelirse, Rusları gerçekten büyük sıkıntıya sokabilir ki savaşın devamında en dikkat çekici husus bu olacaktır. Çünkü Ukrayna ordusu gelen silahları nasıl kullanacağını öğrenmeye başladı.