[voiserPlayer]
Ekonomos Haftalık Ekonomi ve Finans Bülteni (29 Ağustos – 4 Eylül)
GSYH 2022 yılı ikinci çeyrekte zincirlenmiş hacim endeksine göre bir önceki yılın aynı çeyreğine oranla yüzde 7,6 arttı. İlk çeyreğin daha önce yüzde 7,3 olarak açıklanan büyümesi yüzde 7,5’e revize edildi. Bir önceki yıla göre zincirlenmiş hacim endeksi olarak; finans ve sigorta faaliyetleri yüzde 26,6; hizmet faaliyetleri yüzde 18,1 ve mesleki, idari ve destek hizmet faaliyetleri yüzde 11,0 artarak büyümeyi yukarı çeken sektörler oldular. Son bir yıldaki GSYH 827.7 milyar dolar olurken kişi başına gelir 9.763 dolar oldu. Önceki bir yıldaki GSYH 767.8 milyar dolar, kişi başına gelir ise 9.169 dolar idi. Aslında dolar bazlı kişi başı milli gelir artmış gözüküyor. Ama büyümenin niteliği bu kişi başı gelirdeki artışı gölgeliyor.
Ekonomideki bu yüksek büyüme oranı piyasalarda, hane halklarında ve hatta iktidar cenahında herhangi bir heyecan yaratmadı. Heyecan yaratmamasının temel sebebi ise gelir eşitsizliğinin yüksek olması. Gelir eşitsizliğinin yüksek olduğu yerde yüksek büyümeden yararlanan kesim nüfusa göre çok küçük kalıyor. Halkın büyük çoğunluğunun bu ekonomik büyümeden faydalanmaması ve bilakis alım gücünün düşüşü bu heyecansızlığın en büyük nedeni. TÜİK verilerine göre işgücü ödemelerinin cari fiyatlarla gayrisafi katma değer içindeki payı 2022 yılının ikinci çeyreğinde yüzde 25.4 oldu. Halbuki 2021 yılı ikinci çeyreğinde bu oran yüzde 32,6 iken 2020 yılında bu oran yüzde 36.8 idi. Dolayısıyla işgücünün ekonomik pastadan aldığı pay her geçen gün daha kötüye gidiyor. Bu durum da ekonomik büyüme oranlarının Türkiye’deki ekonomik durumun genelini anlatmaktan oldukça uzak olduğunu göstermektedir.
Orta Vadeli Program Açıklandı
2023-2025 yılları arasını kapsayan üç yıllık Orta Vadeli Program Resmi Gazete’de yayımlanan Cumhurbaşkanlığı kararıyla onaylandı. Programda ihracat odaklı büyüme hedefine vurgu yapılırken, 2022 yılı için ekonomik büyümenin yüzde 5 olacağı tahmin ediliyor. Yılın ilk iki çeyreğinde büyüme oranının yüzde 7,6 olduğu düşünüldüğünde yılın ikinci yarısında ekonomik büyümede biraz yavaşlama bekleniyor. Gelecek üç yıl için ise ekonomik büyümenin ortalamada yüzde 5.3 olması hedefleniyor.
Enflasyon tarafında 2022 yılı için daha önce yüzde 9,8 olarak belirlenen enflasyon tahmini ise yüzde 65’e yükseltildi. 2023 yılı için enflasyon beklentisi yüzde 24,9 olurken 2024 yılı oranı ise yüzde 13,8 olarak güncellendi. 2025 yılında ise enflasyon beklentisi tek hanelere düşerek yüzde 9.9 oldu. Böylelikle seçimlere yüksek bir enflasyon ile gidilmesi iktidar tarafınca da kabul görmüş görünüyor. Enflasyonun tek hanelere düşmesi için ise 2025 yılını beklememiz gerekiyor, eğer iktidarın enflasyon hedefi tutarsa.
Kur tarafında 2022 yılı dolar/TL beklentisi 9,27’den 16,62’ye yükseltildi. 2023 beklentisi 21,52, 2024 beklentisi ise 24,62’ye çıkarıldı. 2025 yılı dolar kuru beklentisi 25,77 oldu. Son yıllardaki kur artışlarına bakıldığında burada da iyimser bir beklenti olduğu aşikar. Enflasyondaki beklenen artışa bakıldığında da Türk Lirası’ndaki değer kaybının enflasyondaki artışın gerisinde kalacağı tahmin edilmiş.
İşsizlik tarafında tahminler ise 2022 için yüzde 10,8, 2023 için yüzde 10,4, 2024 yılı için yüzde 9,9 ve 2025 için yüzde 9,6 olarak açıklandı. Bu tahminlerin de geçmişte açıklanan işsizlik oranlarına bakıldığında hayli iyimser olduğunu söylemek mümkün.
Orta Vadeli Program’da en dikkat çekici noktalardan birisi cari açığın önümüzdeki yıllarda da devam edeceğinin beklentisi. Hatırlayacak olursak Türkiye Cumhuriyet Merkez Bankası Başkanı Şahap Kavcıoğlu göreve geldiği dönemde politika faizini enflasyon oranının üzerinde tutacaklarını söylemiş fakat enflasyon oranı politika faizi oranına ulaştığında önce çekirdek enflasyonu takip ettiklerini söylemiş devamında da faiz kararları için cari açıktaki gelişmelere vurgu yapmıştı. Hükümet ise yeni ekonomik modeli açıklarken yeni modelin ihracattaki artışı ve devamında cari fazla vermeyi hedeflediğini ifade etmişti. Fakat 2022’de 47,3 milyar dolarlık bir cari açık bekleyen hükümet, 2023’te 22 milyar dolarlık, 2024’te 13,7 milyar dolarlık, 2025’te 10 milyar dolarlık cari açık bekliyor. Yani orta vadede yeni ekonomik model ile vaat edilen cari fazlanın verilmesi beklenmiyor.
Orta vadeli programda dikkat çekici bir diğer nokta ise bütçe performansına dair beklentiler. 2022 yılı için bütçe açığı 461 milyar TL olarak tahmin ediliyor. Halbuki yılın ilk 7 ayında bütçe açığı olmadığı gibi 29.5 milyar TL fazla verilmişti. Böylelikle ilk yedi aylık performansın aksine yılın geri kalanında kamu harcamalarının oldukça artacağının sinyali veriliyor. Yılın ilk yedi ayındaki bütçe performansının bir nedeni enflasyonist dönemde kamu gelirlerinin harcamalara göre önden hareket etmesi idi. Yılın geri kalanında harcamaların daha hızlı artması zaten kaçınılmazdı. Seçim öncesi yapılacak kamu harcamaları da bütçe beklentilerini etkileyen başka bir faktör olabilir.
Bir orta vadeli programda yapılan öngörüler, kredibilitesini programı hazırlayanlar ve geçmişteki tahminlerin gerçekleşmesinden alır. Hükümetin açıkladığı orta vadeli programdaki sadece enflasyon ve kur tahminine bakıldığında dahi büyük bir kredibilite problemi olduğu çok açık. Daha önceki programda 2022 yılı için yüzde 9,8 olarak belirlenen enflasyon tahminini yüzde 65’e yükselten, kur beklentisini ise 9,27’den 16,62’ye yükselten bir orta vadeli programın kredibilitesi de bu hedeflerin şaşmasıyla ters orantılı olacaktır. Bu faiz politikası ile enflasyonu tek haneye indirip yüksek ekonomik büyümenin sağlanması birbirileri ile çelişen beklentiler. O nedenle orta vadeli programlar uzun süredir geçmiş ile karşılaştırıldığında hedeflerle gerçekleşmelerin birbirlerinden oldukça uzak olduğu, bu nedenle sürekli revizyonların gerçekleştirildiği ve çelişkilerin sıklıkla görüldüğü programlar olarak orta duruyor.