[voiserPlayer]
Ekonomos Haftalık Ekonomi ve Finans Bülteni (26 Aralık 2022 – 1 Ocak 2023)
Cumhurbaşkanı Erdoğan 29 Aralık tarihinde yaptığı konuşmada EYT düzenlemesiyle yaklaşık 2,2 milyon vatandaşın emeklilik hakkı elde edeceğini ve bu düzenlemede yaş sınırının olmadığını açıkladı. Böylelikle 8 Eylül 1999 tarihi öncesi sigorta primi ödemeye başlayan vatandaşlar, kadınsa 20 yıl ve 5000 prim gününü, erkek ise 25 yıl ve 5000 gün prim süresini doldurduğunda emekli olabilecek. Yasanın çıkması ile Türkiye’nin bir numaralı gündemi EYT düzenlemesinden yararlanacak vatandaşlar oldu. Emeklilikten yararlanabilecek kişi sayısının iki milyonu geçmesi, birçok vatandaşın çok genç yaşta emekli olabilecek olması ve emeklilik sisteminin mevcut çalışanlarca fonlanması tartışmayı büyüten faktörler oldu.
Düzenlemeye dair 2019 yılında Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, “Tutturmuşlar erken emeklilik. İskandinav ülkelerinin hepsi bu sistemle battı. Ve bizim ülkenin başına da bu erken emekliliği dolayanlar maalesef bunun bedelini ödeyecekler ve ödediler. Neden erken emeklilik? Bırakalım ne zaman emekli olması gerekiyorsa o zaman olsun ve parasını da en güzel şekilde alsın. Bu hesap kötü hesaptır, şer bir hesaptır, zararlı bir hesaptır. Biz bunu politik hesaplarla yapmayız ve yapmayacağız da… Arkadaşlarıma söylüyorum: Beni bu yola asla teşvik etmeyin. Milletimin faydası neredeyse ona varım. Milletimin ve ülkemin zararına olan şeye asla yokum. Seçim kaybetsek de yokum…” açıklamasını yapmıştı.[1] Yaklaşık dört yıllık tartışmalar sonrası yine Cumhurbaşkanı Erdoğan döneminde bu düzenleme gerçekleşmiş oldu.
Düzenlemenin detaylarına bakıldığında 1999 yılında 18 yaşında sigorta primi ödemeye başlayan birisi kırk iki yaşında emekli olabilecek. Türkiye’de ortalama yaşam süresinin erkeklerde 78, kadınlarda 80 olduğu düşünüldüğünde düzenlemeden yararlanacak olanlar, ödedikleri prim süresinin çok daha fazlası bir süre boyunca emekli maaşı alabilecekler. Bir yandan da prim ödemeleri durmuş olacak ki bu aslında dünyanın gittiği yönün tam tersi bir yön. Dünyada emekli olma yaşı, yaşam sürelerinin artmasıyla birlikte yukarı çekilmek zorunda kalınıyor ve böylece daha uzun süre prim ödenirken daha az süre ödenen prime bağlı emeklilik ücreti alınıyor. Aksi takdirde sistem çalışmıyor ve genel bütçeden destek alınmak zorunda kalınıyor. Emeklilik sürelerinin uzaması yaşam süresi artışının kaçınılmaz bir sonucu. Dünyada yaşam süreleri her on yılda bir 2-3 yaş arasında artıyor. Bugün ne kadar gençseniz size göre daha yaşlı olanlardan daha fazla yaşama şansınız oluyor. Yaşam süresinin sürekli artması daha uzun süre çalışmayı ve emeklilik süresinin azaltılmasını zorunlu kılıyor.
Emeklilik düzenlemesinden ne kadar kişinin yararlanabileceğini tahmin etmek amacıyla dijital istihdam platformlarından Eleman.net tarafından yapılan ankete göre emeklilikte yaşa takılanların yüzde 71’i, “Emekli olduktan sonra çalışmaya devam edecek misiniz?” sorusuna Evet cevabını vermiş.[2] Ayrıca, “Emekli olan çalışanlarınızı isterlerse istihdam etmeye devam edecek misiniz?” sorusuna ise işveren firmalar yüzde 80 oranında “Evet” cevabını vermiş. Emeklilik başvurusu yapacak kişi sayısına göre de EYT’nin maliyeti belli olacak. Çalışma ve Sosyal Güvenlik Bakanı Vedat Bilgin’e göre EYT’nin maliyeti 100 milyar TL’yi aşacak. Reuters’ın iki ekonomiste yaptırdığı hesaplamaya göre ise EYT’lilerin tamamının emekli olması halinde tek seferlik tazminatların 300 milyar lira, kamuya yıllık maaş ödemelerinin yükü ise yaklaşık 150 milyar lira olacak. Bürümcekçi Araştırma ve Danışmanlık Kurucu Ortağı Haluk Bürümcekçi, 1,8 milyon kişinin emekli olması durumunda 150-180 milyar TL arasında bir maliyetin ortaya çıkacağını hesapladı.[3]
Türkiye’de emeklilik sistemi mevcut yapısı ile oldukça sık eleştirilere konu oluyordu. Sigorta kaydını 1999 öncesi yaptıranlar, 2000-2008 yılları arasında yaptıranlar ve 2008 sonrası yaptıranlar olmak üzere sigorta primi ödeyenler üç kategoriye ayrılıyor ve her bir dönem kaydına göre emeklilikte farklı gelir elde ediliyor. Sistemdeki kara delik nedeniyle zaman geçtikçe emeklilik maaşları da düşmekte. Üstelik sistem bazı vatandaşlar için çalışıp daha çok sigorta primi ödedikçe daha düşük emekli maaşı alabileceği şekilde kurgulanmış. EYT düzenlemesinin geçmesi neticesinde yeni durumda yaklaşık 1,5 vatandaşın ödeyeceği sigorta primi ancak bir emeklinin geçimini sağlayacak. Bu oran oldukça düşük bir oran ve emeklilik yükünün mevcut çalışanlara pek dağıtılamadığını ve böylece çalışanlara fazla yük bindiğini gösteriyor.
Türkiye nüfusu gittikçe de yaşlanan bir nüfus. 65 yaş ve üstünün 20-64 yaş arasındaki çalışma çağındaki nüfusa oranı bağımlılık oranı olarak kabul ediliyor ve bu oran her geçen gün artıyor. OECD verilerine göre 2022 yılı için bağımlılık oranı yüzde 16. Bu oran 2014 yılında yüzde 12,8 idi. Geleceğe dair yapılan projeksiyonlarda bağımlılık oranı 2050 yılı için yüzde 37, 2075 yılı için ise yüzde 54,8 olarak tahmin ediliyor.
[1] https://www.odatv4.com/guncel/erdogan-in-2019-daki-eyt-konusmasi-gundem-oldu-iskandinav-ulkeleri-bu-sistemle-batti-264435
[2] https://www.bloomberght.com/100-eyt-liden-71-i-emeklilikten-sonra-da-calismak-istiyor-2322177
[3] https://www.diken.com.tr/eyt-duzenlemesinin-2023teki-maliyeti-450-milyar-lira/