[voiserPlayer]
Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (6-12 Şubat 2024)
Geçtiğimiz hafta dünya gündeminde İsrail’in Gazze’nin en güneyinde, Mısır sınırında yer alan Refah kentine yaptığı operasyon ve Trump’ın ABD’nin NATO içindeki müttefiklerini endişelendiren açıklamaları vardı.
İsrail Refah’a Saldırıyor
İsrail Başbakanı Binyamin Netanyahu, İsrail ordusunun Gazze’nin güneyindeki Refah kentine kara harekâtı başlatacağını, ancak bu harekâtın Gazze’de barınan bir milyondan fazla insanı başka bir yere taşıma planı olmadan yapılmayacağını söyledi. İsrail ordusu bugün yaptığı açıklamada Refah’a bir “saldırı dalgası” düzenlediğini ve İsrail güvenlik güçlerinin burada tutulan iki rehineyi kurtardığını söyledi.
Netanyahu Pazar günü, “This Week With George Stephanopoulos” programına verdiği mülakatta “Refah’a hiçbir koşulda girmememiz gerektiğini söyleyenler aslında ‘Savaşı kaybedelim’ diyorlar” açıklamasında bulundu.
Başkan Biden da Netanyahu’yu arayarak Gazze’nin güneyine yapılacak bir kara harekatının oradaki insanları koruyacak bir plan olmadan gerçekleştirilmemesi gerektiği konusunda İsrail hükümetini uyardı.
Ancak Biden’ın son dönemde sık sık yaptığı bu uyarılar, İsrail ordusunun Gazzeli sivillerin hayatını kaybetmesine neden olan umarsız saldırılarını yavaşlatmışa benzemiyor.
Gazze sağlık bakanlığına göre İsrail saldırıları Refah kentinde onlarca Filistinliyi öldürürken İsrail özel harekât güçleri ise bu kentte tutulan iki rehineyi kurtardı. Her ikisi de İsrail ve Arjantin çifte vatandaşı olan 60 yaşındaki Fernando Simon Marman ve 70 yaşındaki Louis Har adlı rehinelerin sağlık durumlarının iyi olduğu belirtildi.
İki rehinenin kurtarılması 7 Ekim’de gerçekleşen Hamas saldırıları sırasında kaçırılan 100’den fazla kişinin akıbetinin ulusal bir mesele haline geldiği İsrail toplumunda sevinçle karşılandı. Ancak rehinelerin kurtarıldığı baskın, Refah’a akın eden ve o bölgede sıkışan bir milyondan fazla Filistinli için korku ve panik anlamına geliyor.
İsrail Başbakanı Benjamin Netanyahu ayrıca, İsrail kara kuvvetlerinin Hamas güçlerini ve karargahlarını ortadan kaldırmak için Refah’a girmeye hazırlandığını söyledi. İsrail’in Refah’a karadan müdahalede bulunması ve Hamas güçleri ile İsrail güçleri arasında yaşanacak çatışmalar, artık dayanılmaz boyutlara ulaşmış insani krizin daha da artacağı endişesi yaratıyor.
Refah’ta yapılan operasyon ve karadan daha büyük bir müdahale ihtimali, Netanyahu’nun ABD ve diğer müttefiklerden gelen birçok eleştiriye rağmen Güney Gazze’de saldırıları sürdürme kararlılığını gösteriyor.
Refah’ta İsrail saldırılarının artması ise sınırın öte tarafındaki Mısır’ı endişelendiriyor. Mısır hükümeti İsrail’in Refah’a karadan operasyon düzenlemesinin kabul edilemez olduğunu açıkladı. Mısır hükümeti, Refah’ın Gazze’de kalan son güvenli bölge olması ve 1.4 milyon insanın bu şehirde sıkışıp kalması nedeniyle tüm uluslararası güçlerin Refah’ın kara operasyonuyla hedef alınmasının engellenmesi için birleşmeleri gerektiğinin de altını çizdi.
Şu an Refah’ta yaşayan pek çok mülteci savaşın başlamasından bu yana defalarca yerlerinden edildi. Refah’a düzenlenecek bir kara operasyonu savaşın başından bu yana korkulan göç akınını da başlatabilir. Zira Gazze’de yaşayan Filistinlilerin şehir içinde gidebilecekleri başka bir yer kalmadı.
ABD’nin, Mısır’ın ve diğer Orta Doğu ülkelerinin büyük bir göç akımı yaşanması ve Gazze’de yaşayan nüfusun yerinden edilmesi konusunda oldukça hassas olduğu biliniyor. Bu nedenle Netanyahu Refah’a yapılacak büyük bir operasyonda çok daha şiddetli bir uluslararası baskıyla karşılaşabilir.
Trump’ın Çıkışı NATO Müttefiklerini Telaşlandırdı
Donald Trump geçtiğimiz hafta sonu yaptığı açıklamada, başkan olduğu dönemde NATO müttefiklerine, askeri ittifaka borçlu olduklarını iddia ettiği parayı ödemeyen ülkelere “ne isterlerse yapmaları” için Rusya’yı “teşvik edeceğini” söyledi.
Trump’ın Güney Carolina’daki bir seçim kampanyası mitinginde yaptığı bu açıklama, NATO’yu bir ittifaktan ziyade, müttefik ülkelere karşı kullanılacak bir şantaj aracı olarak gördüğünü tekrar gösterdi.
Trump başkanlık döneminde de NATO ile ilgili benzer açıklamalar yapmıştı. Trump’ın başkan olma ihtimalinin tekrar ufukta belirdiği bu dönemde, savunma yatırımlarını NATO kapsamında arttıran Avrupa ülkelerinin bu açıklamalardan oldukça rahatsız olduğunu tahmin etmek güç değil.
Trump uzun zamandır ABD’nin NATO’dan ayrılması çağrısında bulunuyor ve Amerika’nın yabancı müttefiklerine verdiği desteği sorguluyor. Ancak hem Demokrat hem de Cumhuriyetçi ulusal güvenlik uzmanları Trump’ın bu tür düşüncelerinin ittifakların ABD dış politikasındaki önemini anlamamak olarak değerlendiriyorlar.
Trump’ın hafta sonu sarf ettiği sözler özellikle kışkırtıcıydı. Çünkü bundan önce hiçbir Amerikan başkanı -hatta Beyaz Saray’ı yeniden ele geçirmek isteyen Trump’ın kendisi bile- bir düşman ülkeyi hangi koşulda olursa olsun Amerikan müttefiklerine saldırması için kışkırtacağını söylememişti.
Trump’ın açıklamalarına inanacak olursak 2024 sonbaharında yapılacak başkanlık seçimlerinin olası bir Trump zaferiyle sonuçlanması, küresel dünya düzeninde köklü değişikliklere neden olabilir.
Elbette Trump’ın kazanması Ukrayna için bir felaket ve Putin için ise bir zafer olacaktır. NATO’nun Ukrayna Savaşı’ndan bu yana yeni üyelerle büyümesi ve savunma alanında yeni yatırım ve projelerle çok daha aktif bir ittifaka dönüşmesi süreci Trump ile kesintiye uğrayacaktır. Bu nedenle Trump’ın ABD dış politikasına dair yaptığı açıklamalar özellikle dikkatle takip ediliyor.
Öte yandan, Trump’ın ABD’yi NATO’dan çıkartmak gibi gerçekçi olmayan projeleri gerçekleştirmesi pek mümkün görünmese de bir dönem daha başkanlık koltuğuna oturacak Trump’ın ABD müttefikleri açısından endişe yaratması son derece anlaşılır.
Trump’ın NATO’ya dair endişe yaratan eleştirilerinin haklı bir tarafı da var. NATO’ya üye müttefik ülkelerin bir kısmı, gayrisafi yurt içi hasılalarının yüzde 2’si kadar savunma harcaması yapma vaatlerini tutmuyor. Trump bu nedenle ABD’nin NATO’nun finansal yükünü fazlasıyla üstlenmesini eleştiriyor.
2023 yılı itibarıyla NATO’ya üye ülkelerin sadece 11’i bu vaatlerini gerçekleştiriyor. ABD ve Birleşik Krallık’ın ardından NATO’nun en büyük ülkeleri arasında yer alan Türkiye, Almanya, Fransa, İtalya ve İspanya da gayri safi milli hasılalarının yüzde 2’sini savunmaya ayırmayarak NATO’ya taahhütlerini yerine getirmeyen ülkeler arasında.
ABD seçim kampanyası sırasında Trump’ın yapacağı kışkırtıcı açıklamaların daha pek çok tartışmaya neden olacağını söylemek kahinlik olmaz. ABD seçimleri genelde iç politika sorunları tartışmaları üzerinden yürüse de bu seçimde dış politika konuları da ABD kamuoyunda kendine yer buluyor. Bakalım Trump’ın yeni açıklamaları dünya gündeminde ne tür yeni tartışmaları beraberinde getirecek.