[voiserPlayer]
Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (20-26 Eylül)
Dünya gündemi son dönemde maalesef oldukça olumsuz bir tablo sunuyor. Ukrayna’da sıkışan Putin’in seferberlik ilan etmesi ve nükleer kartını bu sefer daha ciddi biçimde masaya koyması, İran’da Mahsa Amini’nin öldürülmesi sonrası yaşanan protestolar ve İran rejiminin bu protestolara gösterdiği orantısız şiddet, dünya ekonomilerinin resesyona doğru gidiyor olması, Avrupa’da enerji krizinin kış aylarına girerken daha fazla endişe ve korku yaratması ve son olarak İtalya’da seçimleri aşırı sağcı Giorgia Meloni’nin kazanması, dünya siyasetinin ortaya koyduğu bu karamsarlık tablosunu özetliyor. Ancak bu hafta bunca gündem arasında Avrupa Birliği açısından oldukça dramatik sonuçlara gebe İtalya seçimlerini ele alacağım.
İtalya’da Kritik Erken Seçim
İtalya Avrupa Birliği’nin en büyük 3. ekonomisi. Nüfusu 60 milyona yakın olan İtalya, Avrupa Ekonomik Topluluğu ve sonrasında Avrupa Birliği’nin kurucu üyelerinden. Fransa ve Almanya ile birlikte birliğin en büyük ve önemli üç parçasından biri. Dolayısıyla bu ülkede yaşanan siyasi gelişmeler önce Avrupa Birliği ve sonra Batı Bloğu açısından oldukça önemli.
Avrupa’da özellikle son on yılda yükselen aşırı sağ ve popülist siyaset, İtalya’da seçimleri Giorgia Meloni’nin kazanmasıyla bir büyük kaleye daha sahip oldu. Macaristan, Polonya ve Slovakya gibi AB ülkelerinden sonra aşırı sağ ve popülist iktidarlar zincirine eklenen son halka olan İtalya, 2. Dünya Savaşı’ndan bu yana ilk defa aşırı sağ bir iktidar bloğu tarafından yönetilmeye hazırlanıyor.
2018’den bu yana üç koalisyon hükümeti kurulan ve ciddi bir siyasi kriz içinde bulunan ülkede, 25 Eylül Pazar günü yapılan seçimler oldukça kritikti. Faşit Mussolini rejimine sempatisi ve yer yer nefret söylemine varan ateşli konuşmalarıyla tanınan İtalya’nın Kardeşleri Birliği (Fdl) lideri Giorgia Meloni, ülkenin içinde bulunduğu siyasi krizin yarattığı boşluktan yükselmeyi başardı.
Giorgia Meloni Kimdir?
45 yaşındaki Giorgia Meloni eski bir gazeteci. Henüz 15 yaşındayken İtalyan Sosyalist Hareketi’nin (MSI) gençlik kanadı olan Gençlik Cephesi’ne katıldı. 1996’da Ulusal Birliğin gençlik hareketinin lideri oldu. 2006 yılında ilk defa İtalya temsilciler meclisine seçilerek milletvekili oldu. Berlusconi’nin partisi Forza İtalia’nın 4. hükümeti döneminde 31 yaşında gençlik bakanlığı yaptı ve savaş sonrası dönemde bakanlık yapan en genç isim oldu. 2012 yılında aşırı sağ eğilimlere sahip İtalya’nın Kardeşleri Partisi’ni kurdu. Aynı zamanda Avrupa Muhafazakarlar ve Reformcular Partisi’nin liderliğini sürdürüyor.
Meloni, Mussoli’nin faşist partisinin “tanrı, vatan, aile” sloganlarını kullanıyor. Avrupa’da yükselen aşırı sağ partilerin, göçmen, mülteci, Müslüman, LGBTİ ve kürtaj karşıtlığını paylaşıyor. Avrupa Birliği’ni gerçek sorunlarla ilgilenmeyen, elit bir kurum olarak görüyor. Ve her başarılı popülist lider gibi hararetli nutuklar atmak ve milliyetçi duygulara hitap etmek konusunda bir uzman. Özellikle İtalya’nın nüfusunu korumak üzerinde duruyor. İtalyan ailelere çok çocuk yapmayı tavsiye ediyor. Tüm bunların yanı sıra kadın ve anne kimliğini sıklıkla vurguluyor ve güçlü bir kadın lider imajı çiziyor.
Meloni’nin partisi 2018 seçimlerinde diğer sağ partilerle ittifak kurmayarak yüzde 4.4 oy alabilmişti. Geçen sürede Avrupa’nın zayıf karnı Müslüman nüfus ve göçmenler gibi sorunları sık sık gündeme getirmesiyle güçlenmeye başladı. Elbette aşırı sağ ve popülizmin genel yükselişinin de ekmeğini yedi. Mevcut ekonomik ve sosyal sorunlara çare üretemeyen zayıf koalisyon hükümetleri döneminde ortaya çıkan boşluğu, radikal söylemleri ve liderlik karizmasıyla doldurmasını iyi bildi.
Meloni bir ilke imza atarak İtalya’da seçilen ilk kadın başbakan olacak. Ancak ironiye bakın ki liderliğini ve seçim başarısını biraz da kadın bedeni üzerinden yaptığı siyasete borçlu. Kürtaj ve aile konularındaki söylemleri feminist kadın örgütlerini ve insan hakları örgütlerini endişelendiriyor. Bir aşı karşıtı olması ve kızına Covid-19 aşısı yaptırmaması ise Meloni’nin zihin dünyasına dair bize çok şey söylüyor. Meloni son yıllarda sıklıkla tartıştığımız popülist liderler tanımına tam anlamıyla uyuyor. Popülizmin yöntemleriyle aşırı sağın söylemlerini şahsında başarılı bir şekilde birleştiriyor.
İtalya Seçimlerinde Ne Oldu?
Pazar günü yapılan erken seçimlere sağcı partiler ittifak içerisinde girdi. İçişleri Eski Bakanı Matteo Salvini’nin Lega partisi ve eski Başbakan Silvio Berlusconi’nin Forza Italia partisi, Meloni’nin İtalya’nın Kardeşleri partisi ile seçim ittifakı yaptı. Bu birlik, resmi olmayan sonuçlara göre toplamda yüzde 44.3 oy aldı. Yüzde 26.2 gibi yüksek bir oyla ise merkez sağ ittifakın en büyük partisi İtalya’nın Kardeşleri oldu. Giorgia Meloni bu nedenle merkez sağ ittifakın başbakan adayı olarak ön plana çıktı. Zira bu birlik, içlerinde en çok oyu alan parti liderinin başbakan olacağını seçim öncesinde kararlaştırmıştı.
Sağ ittifak, aldığı 44.3 oyla Senatoda 114 ile 126 arasında, Temsilciler Meclisinde ise 232 ile 252 arasında sandalye kazandı. Bu sonuçla merkez sağ koalisyonu, parlamentonun iki kanadında da çoğunluğa sahip olarak ciddi bir başarı elde etti ve hükümeti rahatlıkla kuracak çoğunluğa sahip oldu.
İtalya’nın erken seçimlerinde solun en büyük iki partisi ittifak yapamadı. Enrico Letta liderliğindeki Demokratik Parti’nin öncülük ettiği sol ittifak 26.1 oy alabildi. Eski Başbakan Giuseppe Conte liderliğindeki 5 Yıldız Hareketi ise yüzde 15,3 oy aldı ve beklenenden daha yüksek bir oy oranına ulaştı. Ancak Letta ve Conte arasındaki uyuşmazlık nedeniyle bu iki partinin bir seçim ittifakı kuramaması, merkez-sağ ittifakını dolayısıyla da aşırı sağı kuvvetlendirdi.
İlk verilere göre seçime katılım oranı yüzde 63.9’da kaldı ki bu oran İtalya tarihindeki en düşük seçime katılım oranı. 2018 seçimlerinde seçime katılımın yüzde 74 olduğunu düşündüğümüzde bu ciddi bir düşüş. Bu düşük oran İtalya toplumunun son yıllarda yaşanan siyasi kriz döneminde, genel olarak tüm siyasi partilere beslediği umudun azaldığını gösteriyor. Katılım gösterenler ise marjinal söylemlere sahip bir liderle İtalya’nın düzlüğe çıkabileceğine inanmış görünüyor.
İtalya Seçimlerinin Sonuçları
Avrupa Birliği kurulduğundan bu yana en sıkıntılı günlerini yaşıyor. Enerji krizi ve Rusya-Ukrayna Savaşı gibi iki yakıcı gündemin yanı sıra bir de İtalya’da aşırı sağın iktidara gelmesi, birliği oldukça zorlayacaktır. Zira Meloni’nin koalisyon ortağı Berlusconi’nin Putin’e olan sempatisi biliniyor. Elbette Orban gibi bir müttefikleri de olacağından AB kurumlarında aşırı sağ artık çok daha fazla söz sahibi olacak ve AB gündemine özellikle göçmen karşıtlığı gibi sorunları daha sık getirecektir.
İktidara gelen radikal partiler her zaman göreve geldikten sonra merkeze yaklaşmışlardır. Zira bu seçimde Meloni, tıpkı Fransa seçimlerinde Marine Le Pen’in yaptığı gibi, bazı söylemlerini yumuşatarak daha merkeze geldiğini iddia etti. Ancak Mussoli’nin iyi bir lider olduğunu ve İtalya için iyi şeyler yaptığını söyleyebilmiş bir Meloni’nin, iktidarda yapabilecekleri de fazlasıyla endişe verici.
İtalya’da aşırı sağın iktidara gelmesi, tüm Avrupa’da aşırı sağ partiler ve popülist partiler için umut verici. Ancak Meloni’nin kuracağı hükümet, seçimdeki başarısını iktidarında sürdürebilecek mi şüpheliyim. Zira İtalya çok ciddi sorunlarla boğuşuyor. Almanya’dan sonra Rusya’dan en çok doğal gaz alan Avrupa ülkesi olan İtalya, diğer birçok Avrupa ülkesi gibi önümüzdeki kışı zor geçirecek. Avrupa Merkez Bankasının faiz artırımına gittiği ve tüm dünyada resesyon beklentilerinin ortaya çıktığı bir dönemde Meloni’nin başbakanlık yapacak olması, parlayan yıldızını aynı hızla söndürebilir.
İtalya bir Akdeniz ülkesi olması nedeniyle Orta Doğu ve Afrika’dan gelen göçmenlerin Avrupa’ya giriş kapılarından biri. Meloni, seçim kampanyasında sık sık vurgu yaptığı Müslüman Avrupalılar sorunuyla, söz verdiği ölçüde bir mücadele sergileyemezse, aşırı sağcı seçmenden aldığı desteği kaybedebilir. Sonuç olarak, birçok bakımdan İtalya’nın Kardeşleri iktidarı Avrupa Birliği ve İtalyan siyaseti için ciddi bir test olacak. 2. Dünya Savaşı’ndan sonra İtalya’da iktidara gelen ilk aşırı sağ partinin işi, en az Avrupa Birliği kadar zor görünüyor.