[voiserPlayer]
Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (5-11 Eylül 2023)
9-10 Eylül 2023 tarihlerinde G20 Dönem Başkanı Hindistan’ın başkentinde gerçekleştirilen 18. G20 Zirvesi, ortak bir mutabakatın imzalanması ve Hindistan Başbakanı Modi’nin önderliğinde Hindistan’ın diplomatik bir şovuna dönüşmesi ile dünya gündeminde yankı uyandırdı. Zirvede neler konuşuldu ve bu zirvenin mevcut konjonktürde küresel siyaset açısından önemi nedir? Birlikte kısa bir tur yapalım.
G20 Nedir ve Neden Önemlidir?
G-20 ülkeleri dünyanın en büyük yirmi ekonomisinden oluşuyor. Ancak örneğin İspanya, dünyanın en büyük yirmi ekonomisi arasında yer alsa da G20’de yer almıyor. Bu yönüyle G20 ağırlıklı olarak ekonomik bir birlik mahiyetinde kurulmuş olsa da küresel siyasetin adil bir şekilde temsil edilmesini de üye belirlemede bir kriter olarak kullanıyor. Nitekim, Arjantin ve Güney Afrika ilk yirmi ekonomi arasında yer almamasına rağmen bölgesinin önemli güçleri olması bakımından bu birlikte temsil ediliyor. Dolayısıyla, G20 üyeliğinde tek kriter ekonomik büyüklük değil.
1999 yılında kurulan G20, 1997 yılında Asya Ekonomik Krizi’nin ardından büyük ülkelerin maliye bakanları ve merkez bankaları başkanlarını bir araya getirerek özellikle gelişmekte olan ekonomilere destek vermek ve küresel finansal sistemin sağlıklı bir şekilde sürdürülmesini sağlamak amacıyla kurulmuştu.
2007 ve 2008 yıllarında yaşanan küresel ekonomik kriz ile birlikte devlet ve hükümet başkanlarının da senede bir kez toplanması kararının alınmasıyla G20, uluslararası ekonomik işbirliğinin sürdürülmesi açısından dünyanın en önemli uluslararası organizasyonlarından birine dönüştü.
Hâlihazırda küresel gayrı safi milli hasılanın yaklaşık yüzde 85’ini, küresel ticaretin yüzde 75’inden fazlasını ve dünya nüfusunun yaklaşık 3’te 2’sini temsil eden ülkelerin hepsinin üye olarak yer aldığı G20, her yıl bir ülkenin başkanlık ettiği bir yönetim anlayışı içerisinde küresel ekonomik sorunları konuşmak için bir araya geliyor. Zirveye katılan liderler, toplantılar kapsamında ikili görüşmeler yapma fırsatı da elde etmiş oluyor.
Dolayısıyla G20, zamanla Batı’nın liderlik ettiği küresel ekonomik sistemin devamı açısından önem taşıyan bir uluslararası organizasyona dönüştü. Elbette Çin ve Rusya önderliğinde ABD ve müttefiklerine yönelik meydan okumanın izlerini de bu toplantılardan takip etmek mümkün. Hele ki geçtiğimiz ay BRICS toplantısında altı yeni üyeyle büyüyen BRICS karşısında Batılı ülkelerin Hindistan gibi çok önemli bir bölgesel ve ekonomik güce sahip bir ülkede boy göstermeleri bu seneki toplantı için oldukça anlamlıydı.
18. G20 Zirvesi’ne Kimler Katıldı, Kimler Katılmadı?
Rusya lideri Vladimir Putin geçtiğimiz ayki BRICS toplantısı ve geçen sene Endonezya’nın başkenti Bali’de gerçekleşen G20 Zirvesi’nde olduğu gibi yine bu uluslararası toplantıya da katılmadı. Putin’in uluslararası toplantılara katılmamasında Uluslararası Ceza Mahkemesi’nin Putin’in Ukrayna’da savaş suçu işlemesiyle nedeniyle tutuklama kararı çıkartmasının da etkisi bulunuyor.
Rusya, Uluslararası Ceza Mahkemesi’ne taraf olan 123 ülkeden biri değil. Ancak, Putin’in mahkemeye taraf olan ülkelere ziyarette bulunması, tutuklanma kararı gereği ciddi diplomatik krizlere neden olabilir. O nedenle bu G20 Zirvesi’nde de Putin yönetimini, Dışişleri Bakanı Sergei Lavrov temsil etti. Çin Lideri Şi Cinping de ilk defa G20 liderler zirvesine katılmadı. Zirvede Çin’i Başbakan Li Çiang temsil etti.
Çin ve Rusya’nın liderler düzeyinde bu toplantıya katılmaması, Batı dünyasına bir mesaj niteliği de taşıyor. Geçtiğimiz ay Güney Afrika’nın başkenti Johannesburg’ta düzenlenen BRICS Zirvesi’ne katılan Şi Cinping’in G20’ye katılmaması, Çin’in küresel siyasette BRICS’i ön plana çıkarmak isteyen yaklaşımının bir göstergesi.
Kimi yorumcular ise Çin ve Hindistan arasında yaşanan sınır gerginliklerinin Şi Cinping’in toplantılara katılmamasının bir diğer nedeni olduğunu iddia ediyor ki Hindistan’ın BRICS üyesi olması ve Çin’in BRICS birliğine çok önem veriyor olması bu ihtimali pek gerçekçi kılmıyor.
Diğer 17 üye ülke ve AB’nin liderler bazında tam katılım sağladığı G20 Zirvesi, bu yıl “Tek Dünya, Tek Aile, Tek Gelecek” temasıyla toplandı. Hindistan bu temayla G20 Dönem Başkanlığı’nda Küresel Güney’in en önemli ülkelerinden biri olarak güçlü bir mesaj vermiş oldu.
Sürdürülebilir kalkınma, tüm ülkelerin adil ve eşitlikçi şekilde büyümesi ve gelişmekte olan ülkelere özellikle çevre ve sürdürülebilir ekonomi konusunda finansman aktarılması gibi başlıkların öne çıktığı zirve, Hindistan’ın küresel siyasette kendini konumlandırdığı bağımsız ve dengeli konum açısından da sembolik bir önem taşıyordu.
Zirveden Ne Sonuçlar Çıktı?
18. G20 Zirvesi’nden çıkan en önemli sonuçlardan biri Afrika Birliği’nin organizasyon olarak aynen Avrupa Birliği gibi G20’ye üye olmasının onaylanmasıydı. Bu karar ile Afrika Birliği, AB ile aynı statüde G20’nin daimi üyesi oldu. Küresel Güney’in bir başarısı ve Batı’nın uluslararası organizasyonlardaki ağırlığının azaltılması anlamında önemli olan bu adım, küresel güçlerin Afrika’ya daha fazla önem vermeye başladığını da gösteriyor.
Çin ve Rusya’nın Afrika’da etkinliğinin son dönemde oldukça arttığını da düşünürsek G20 üyesi Afrika Birliği’nin Batı ile ilişkilerini bu platform düzeyinde de sıkı tutma şansını elde etmiş olması önemli bir gelişme olarak kayda geçti.
Zirveden çıkan diğer çok önemli bir sonuç ise Hindistan’ı Orta Doğu üzerinden Avrupa’ya bağlayacak yeni bir ticaret koridorunun karara bağlanması oldu. Çin’in “Bir Kuşak, Bir Yol” projesine alternatif olarak ortaya çıkan bu proje, Hindistan’ı Orta Doğu’dan geçen tren hatları ve önemli limanlar üzerinden İsrail ile bağlayıp, İsrail’den ise Avrupa’ya Hindistan mallarının götürülmesini öngörüyor.
Bu kapsamda G20 Zirvesi’nde; Hindistan, Suudi Arabistan, Birleşik Arap Emirlikleri, Fransa, Almanya, İtalya, AB ve ABD’nin katılımıyla bir anlaşma imzalandı. “Hindistan-Orta Doğu-Avrupa Ekonomik Koridoru” olarak isimlendirilen bu proje ile bölge ülkelerinin ticaret hacimlerinin arttırılması ve G20 hedefleri doğrultusunda gelişmekte olan ülkelere destek verilmesi öngörülüyor. Çin ve ABD rekabetinin bu tip projeler ile Asya, Avrupa ve ABD arasındaki ekonomik ilişkileri arttırması, bölge ülkelerinin refahına yarayacak gibi görünüyor.
Rusya-Ukrayna Savaşı Gündemi
Elbette zirvede Rusya-Ukrayna Savaşı da gündeme geldi. Geçtiğimiz yıl Bali‘de düzenlenen G20 Zirvesi’nde ABD ve Avrupalı devletlerin bastırmasıyla Rusya’nın Ukrayna’yı işgaline karşı daha sert mesajlar içeren bir bildiri çıkmıştı.
Bu yıl ise Rusya’nın Ukrayna Savaşı konusunda daha yumuşak bir dille uyarıldığı anlaşılıyor ki ortak mutabakatla sonuç metninin yayınlanabilmesi de Hintli diplomatların bu konuda yazdıklarının herkes tarafından kabul edilmesi sayesinde mümkün olabildi.
Bu yılki sonuç bildirgesinde, ülkelerin toprak elde etmek amacıyla diğer ülkelere saldırması ve nükleer silah kullanmasının kabul edilemez olduğu vurgulandı. Ancak Ukrayna bu mesajdan tatmin olmayarak sonuç bildirgesinde Rusya aleyhine net bir mesaj çıkmamasını eleştirdi.
İklim değişikliği konusunda ise ciddi sonuçlar çıkmadı. Yalnızca ülkelerin kömür kullanımını aşamalı olarak azaltması konusunda bir karara varıldı. G20 ülkelerinin dünyanın aktif termik kömür santrallerinin yüzde 93’üne ev sahipliği yaptığı düşünüldüğünde, şayet uyulursa, bu kararın fena bir adım olmadığı söylenebilir.
Sonuç olarak Hindistan’ın özellikle Rusya-Ukrayna Savaşı konusunda tarafsız pozisyonunu koruması, BRICS çerçevesinde Çin ile ilişkilerini geliştirmesi, ama öte yandan Batı ile de yeni anlaşmalarla dış ilişkilerini çeşitlendirmesi, Yeni Delhi’de düzenlenen G20 Zirvesi’nin Hindistan açısından ciddi bir diplomatik başarı olduğunu gösteriyor.
ABD’nin Hindistan ile ilişkilerini yeni ekonomik koridor üzerinden geliştirmesi ve bu koridor için Orta Doğulu müttefiklerinden de destek görmesi ise Çin’e bir mesaj niteliğinde. Çin ve ABD arasında özellikle ekonomi alanında yaşanan rekabetin, dünya ekonomileri için daha fazla karşılıklı ekonomik bağımlılık ilişkileri geliştirerek ticaret hacimlerini arttırması, gelecekte bu iki büyük güç arasında yaşanabilecek silahlı bir çatışmanın zorlaştırılması açısından da oldukça önemli.