Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (23-29 Nisan 2024)
Hamas’ın 7 Ekim 2023’te İsrail’de yaklaşık 1.200 kişinin ölümüne yol açan saldırısı ve bu saldırının ardından bugüne kadar 34.000’den fazla Filistinlinin ölümüne neden olan İsrail misillemesiyle birlikte Amerikan üniversitelerinde tüm dünya gündemine bomba gibi düşen büyük bir protesto hareketi başladı.
Gazze’deki savaşa karşı düzenlenen protestolar şu anda ABD’de birçoğu saygın üniversiteler olmak üzere onlarca üniversite kampüsünde heyecanlı anlar yaşanmasına neden oluyor. Nitekim 7 Ekim’den bu yana birçok ABD üniversitesinde irili ufaklı eylemler gerçekleşiyordu. Ancak bu sefer daha organize, kararlı ve geniş çaplı eylemlerle karşı karşıyayız.
Öğrenciler neden kampüslerde çadırlar kuruyor ve baskılara rağmen kampüsten ayrılmayı niçin reddediyorlar? Protestolar nasıl başladı ve yaygınlaştı? Öğrencilerin beklentileri ve talepleri neler? Bu yazıda bu soruları cevaplandırmaya çalışacağım.
ABD Üniversitelerinde Gerçekleşen Gazze Protestolarının Arka Planı
İsrail’in Gazze’ye yönelik bir katliama dönüşen ve soykırım olarak nitelenen sivillere yönelik umarsız saldırıları, son aylarda birçok ülkede kamuoylarını, Gazze’ye destek ve bağımsız bir Filistin devleti kurulması yönünde talepleri dillendirmeye sevk etmişti.
Geçen sürede birçok ülkeden gelen tepkiler, Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi’nin acil ateşkes kararı ve Güney Afrika’nın Uluslararası Adalet Divanı’nda İsrail’i soykırım suçlamasıyla dava etmesi de Netanyahu hükümetini durduramadı.
İsrail’e Hamas’ın saldırıları olduğu dönemde koşulsuz destek veren ABD ve diğer Batılı müttefikler zaman içerisinde yaşanan sivil kıyımı, korkunç boyutlardaki insani kriz ve kendi kamuoylarından gelen baskılar nedeniyle İsrail’e verdikleri desteği sorgulamak zorunda kaldılar.
Ancak Biden hükümeti, her ne kadar Netanyahu hükümetini siviller konusunda sık sık uyarsa da, İsrail’in yaptığı bu katliamı destekleme hususunda çok büyük bir geri adım atmadı.
Devam eden süreç dünya kamuoyunda Gazze konusundaki hassasiyeti arttırdı ve birçok ülkede Gazze konusunda İsrail’i protesto eden gösterilere şahit olduk. ABD üniversiteleri ise tarihi birçok örneği de hatırlatacak şekilde çok daha büyük bir etkiye sahip protesto eylemleri ile konuyu daha ciddi şekilde dünya gündemine getirdi.
ABD üniversitelerinde sonbahardan bu yana çeşitli protestolar zaten oluyordu. Aralık ayında kampüslerindeki protestolarda gerçekleştiği öne sürülen antisemitist söylemlere yeterince karşılık verememeleri nedeniyle yapılan baskılar sonucu istifa etmek zorunda kalan Harvard Üniversitesi Rektörü Claudine Gay ve Pennsylvania Üniversitesi Rektörü Liz Magill, ABD’de fikir ve ifade hürriyeti tartışmalarını da beraberinde getirmişti.
Zaman içerisinde büyüyen tepkiler 17 Nisan’da Columbia Üniversitesi kampüsünde çadırlar kurarak İsrail’in Gazze saldırısını protesto eden öğrencilerin polis baskınıyla dağıtılması sonrasında çığ gibi büyüdü. New York polisi bu baskında 100’den fazla öğrenciyi kelepçeleyerek göz altına aldı.
Bu olay 1960’larda ABD üniversitelerinde gerçekleşen Vietnam Savaşı protestolarından bu yana Columbia üniversitesi kampüsünde yaşanan ilk toplu göz altı vakası olarak kayıtlara geçti ve tüm ABD üniversitelerinde büyük bir infiale neden oldu.
Geldiğimiz noktada onlarca üniversiteye yayılan ve aralarında üniversite hocalarının da yer aldığı binlerce insanın göz altına alındığı bir sosyal harekete evrilen protestolarda yüzlerce insan tutuklandı.
Öğrencilerin Talepleri Neler?
Öğrencilerin temel ve en somut talebi, üniversitelerinin İsrail’e yardım ve destek veren şirketler ve diğer kurumlarla olan finansal ve akademik bağlarını kesmeleri. Bu talep İsrail’e destek veren şirketlerin hisselerinin satılmasından, İsrail yanlısı bağışçılarla ilişkilerin kesilmesine kadar oldukça geniş bir listeyi de beraberinde getiriyor.
Üniversitelerin Yahudi lobilerine ve İsrail’e yakın birçok bağışçı kurum ve bireyden bağış aldıkları bilinen bir gerçek. Zaten Amerika’daki Yahudi lobisi gücünü biraz da üniversiteler üzerindeki bu geniş etkinliğinden alıyor. Bu nedenle üniversite merkezli protesto hareketi Netanyahu hükümeti ve Amerikalı İsrail destekçisi kurumları oldukça rahatsız ediyor.
Öğrencilerin talepleri İsrail’e silah ve mühimmat veren şirketlerle de bağların kesilmesini içeriyor. Ancak Biden hükümeti, İsrail’e 26 milyar dolarlık askeri yardım içeren bir paketi kongreden geçtiğimiz hafta geçirmişti.
Dolayısıyla öğrencilerin talepleri ABD’nin kurulu düzeni içerisinde gerçekleştirilebilecekmiş gibi durmuyor. Talepleri kabul edilmeyen öğrenci organizasyonlarının ise protestoları genişletmesini beklemek sürpriz olmaz.
ABD Hükümeti ve Üniversite Yönetimleri Protestoları Nasıl Görüyor?
Hükümet ve üniversite yönetimlerinin çığ gibi büyüyen protestolar karşısında şaşkın olduğunu söylemek mümkün. Yöneticiler, protestolara sertlikle karşılık verilmesinin yeni protestoları ateşlediğini görmek durumunda kaldılar.
Öte yandan öğrenci protestolarının kampüs güvenliğine zarar verdiği, antisemitizm içeren söylemlerin yayılmasına sebep olduğu gibi gerekçelerle güvenliği özgürlüklere tercih eden bir bakış açısına sahip olduklarını söyleyebiliriz.
Kampüslerdeki Yahudi öğrencilerin eylemlerden korktuğunun da altını çizmek lazım. Elbette böylesine geniş protesto hareketlerinde, çoğunluğu barışçıl olsa da, antisemitist söylemlerin ve yer yer güvenlik zaafı yaratacak davranışların olması da normal kabul edilebilir. Ancak bu tip istisnaların barışçıl protestoları engellemek ve dahi eylemcileri tutuklamak gibi sert uygulamalara dönüşmesi ABD demokrasisini test eder bir hale gelmiş görünüyor ve şu ana kadar ABD demokrasisinin bu testi geçtiğini söylemek zor.
Bundan Sonra Neler Olabilir?
Biden hükümeti protestolar hakkında çok fazla konuşmuyor. Solcu demokratlar protestolara karşı gösterilen sertliği eleştirirken İsrail’e yakın olan politikacılar ise antisemitizm temasının altını çizerek kampüslerde buna izin verilemeyeceğini vurguluyor.
ABD üniversitelerinde önümüzdeki ay dersler sona erecek. Birçok üniversite güvenlik gerekçesiyle dersleri tatil ederek öğrenci ve personelleri evlerine gönderiyor. Öte yandan bazı üniversiteler ise güvenliği sağlayamayacakları gerekçesiyle mezuniyet törenlerini iptal ediyor.
ABD üniversitelerindeki protestolar başka ülkelerdeki üniversiteleri de etkilemiş görünüyor. Filistin yanlısı protestocular geçtiğimiz hafta Avustralya, Kanada, Fransa, İtalya ve İngiltere’deki üniversite kampüslerinde de bir araya geldi. ABD üniversitesindeki protestolar yaygınlaşırsa bu hareket dünya çapında bir üniversite hareketine de dönüşebilir.
Öğrencilerin taleplerinin üniversiteler tarafından kabul edilmesi, İsrail’i destekleyen şirketlerin gücü ve üniversiteler ile kuvvetli bağı düşünüldüğünde mümkün görünmüyor. Ancak protestocu öğrenci toplulukları tarihte başarılı olmuş bir örnekten de ilham alıyorlar.
ABD’de 1980’li yıllarda Güney Afrika’daki ırkçı apartheid rejimini protesto etmek için bir araya gelen öğrenci grupları, Güney Afrika ile iş yapan 150’den fazla okulun bu ilişkilerini sona erdirmeyi başarmıştı. Ayrıca 1960’larda yine üniversitelerde ateşlenen Vietnam Savaşı karşıtı eylemler de ABD politikalarına yansımıştı.
Tarihten meşruiyet kaynağı bulan, inatçı, uzun zamana yayılmış ve organize bir öğrenci hareketinin bazı üniversiteleri ve Biden hükümetini ortalığı yatıştırıcı bazı eylemlere itebilmesi de beklenebilir. En azından bu eylemlerin ABD kamuoyunda İsrail’e verilen desteğin daha da çok sorgulanmasına neden olacağını söyleyebiliriz.
Sosyal medyanın her türlü imkanından yararlanan öğrencilerin özellikle kampüslerde çadır kurma eylemleri üniversite yönetimlerini rahatsız ediyor. Birçok öğrenci okuldan atılmayı, disipline verilmeyi, göz altına alınmayı hatta tutuklanmayı göze alarak bu eylemlerde yer alıyor. Öğrenciler arasında Müslüman öğrenciler olduğu gibi birçok kimlik grubundan ve İsrail devletine karşı çıkan Yahudi gruplardan da protestolara katılım olduğu görülüyor.
ABD yönetimi ve İsrail destekçisi ABD’li şirket ve kurumlar büyük bir sınav ile karşı karşıya. Biden hükümetinin, Gazze’de bir ateşkese ulaşılacağına dair artan ümitleri sonuna kadar desteklemesi ve Netanyahu hükümetini Gazze’nin güneyinde bir milyondan fazla Gazzelinin sıkışıp kaldığı Refah’a bir operasyon düzenlemesini engellemeye çalışmasını bekleyebiliriz. Ancak her durumda ABD üniversitelerinde gerçekleşen bu protestoların Amerikan toplumsal hafızasında yer edineceğini şimdiden söylemek mümkün.
Son olarak, Gazze’de sağlanacak bir ateşkes öğrenci eylemlerinin sönümlenmesini de beraberinde getirebilir. Bu hafta Gazze Savaşı’nda bir ateşkes kararı alınmasına dair karineler belirmiş durumda. ABD hükümeti üniversite protestolarının bu ateşkes ile sona erebileceğini hesap ediyor olabilir. Kasım’da seçime gidecek Biden’ın başına daha fazla dert almaması için Gazze’de barışı sağlaması kendisi açısından elzem görünüyor.