Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Venezuela Krizi ve Son Yaşanan Gelişmeler
    Forum

    Venezuela Krizi ve Son Yaşanan Gelişmeler

    İmdat Öner6 Mayıs 20198 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Venezuela’da bir süredir devam eden iç karışıklık, son yaşanan gelişmelerle birlikte yeniden alevlendi. 2014 yılında protestolar nedeniyle tutuklanan ve ev hapsinde tutulan muhalif Leopoldo Lopez, ordudaki muhalefet yanlısı grubun desteğiyle serbest kalması, muhalif kesimde yeni bir umut ışığı doğurdu. Lopez, kendisini başkan ilan eden Juan Guaido ile birlikte, meşruiyeti tartışmalı Başkan Nicolas Maduro’yu görevden almak için yeni bir aşamaya geçildiğini duyurup, orduyu darbeye destek vermeye çağırdı. Gün içerisinde Maduro yanlısı ordu mensuplarıyla Guaido’yu destekleyen askerler arasında çatışmalar yaşandı. Ancak muhalefet, ordudan beklediği desteği alamadı ve söz konusu girişim bir anlamda başarısızlıkla sonuçlandı.

    30 Nisan sabahı ülkede gerçekleşen askeri ayaklanma aslında Guaido’nun kendini başkan ilan ettiği Ocak ayından bu yana beklenen bir hadiseydi. Guaido’nun son açıklamalarından, bu sürecin ilerleyen günlerde de devam edeceği anlaşılıyor.

    Son yaşanan gelişmelerin ardından ortaya atılan iddialardan birisi, aslında ilerleyen günlerde üst rütbeli askerlerin de katılacağı ciddi bir darbe girişiminin beklendiği, ancak Guaido’nun tutuklanma riskinin ortaya çıkması üzerine, muhalefetin askeri ayaklanmayı erkene aldığı, bunun üzerine darbeye katılması beklenen üst rütbelilerin de bu girişimden vazgeçtiği seklinde. Yine ABD Dışişleri Bakanı Pompeo da, Maduro’nun günün erken saatlerinde Küba’ya kaçma hazırlıkları yaptığını, ancak Rusya’dan gelen telefon üzerine bu fikrinden vazgeçtiğini ifade etti.

    Bu iddiaların gerçek mi yoksa sadece Maduro ve yönetimini baskı altına almak için yürütülen propagandanın bir parçası mı bunu henüz bilemiyoruz.

    Venezuela’da Darbe mi oldu?

    Sabahın erken saatlerinden itibaren birçok medya ve haber kurulusu gelişmeleri, Venezuela’da darbe girişimi olarak duyurdu. Venezuela muhalefeti ve ABD, bu tanımlamaya itiraz ederek, bunun bir darbe girişimi değil, “Özgürlük Operasyonu” olduğunu ifade ettiler. Bu sorunun cevabı olaya hangi perspektiften bakıldığına bağlı olarak değişmektedir. Bu perspektifi anlayabilmek için de ülkede son birkaç yılda yaşanan gelişmeleri bilmek gerekiyor.

    Venezuela’da bu noktaya nasıl gelindiğini kısaca özetlemek gerekirse:

    Hugo Chavez 2013 yılında hayata veda ederken geriye, yönetimin tek kişinin elinde toplandığı, hükûmeti denetleyen bürokratik tüm kurum ve kuruluşların siyasi iktidarın denetimine girdiği, muhalefetin eşit şartlarda yarışma imkânlarının ellerinden alındığı bir rejim bıraktı. Bu rejimin başına da kabiliyetleri ve karizması uzun yıllar sorgulanan Maduro gibi bir isim geçti.

    2014’ten bu yana giderek şiddetlenen ekonomik kriz, ülke içinde artan istikrarsızlık, insan hakları ihlalleri, yolsuzluk vb. sorunlar nedeniyle halk desteği hızla eriyen Maduro, iktidarda kalabilmek için otoriterleşmeyi tercih etti. Koalisyon halinde hareket eden muhalefet 2015’te Ulusal Meclis’te 2/3 çoğunluk kazanmasının ardından, Maduro’yu görevden almak için Anayasal çerçevede birçok yol denedi. Ancak iktidarın kontrolü altına giren Anayasa Mahkemesi, Yüksek Secim Kurulu vb. önemli kurumlar, muhalefetin bütün girişimlerini sonuçsuz bıraktı. Bu kurumlar muhalefetin, Anayasa’da öngörülen Başkanı görevden alma vasıtalarını kullanmasına müsaade etmiş olsaydı, bugün Venezuela’da yaşanan siyasi kriz hiç yaşanmayacaktı.

    2018’e gelindiğinde, oyunun kurallarını istediği gibi yazıp çizen ve hayatta kalabilmek için her türlü kanunsuz kararı alabilecek bir iktidar vardı karşımızda. Muhalefet, Maduro yanlısı secim kurulu tarafından tamamen iktidarın lehine olacak şekilde düzenlenecek bir seçime girmeyi reddetti. Bugün şahit olduğumuz kriz de işte tam bu noktada başladı. Muhalefetin yansıra birçok ülke, Maduro’nun Mayıs ayında düzenlediği ve kazandığı Başkanlık seçimlerini tanımadı. 2019’un hemen başında Ulusal Meclis Başkanı seçilen Guaido, 23 Ocak tarihinde Anayasanın 233’üncü maddesine dayanarak kendisini Geçici Devlet Başkanı olduğunu duyurdu.

    Kendisini başkan ilan ve ciddi bir halk desteğine sahip Guaido, yaklaşık 50’den fazla ülke tarafından tanınmasına rağmen, içeride ordu ve diğer önemli kurumlardan beklediği desteği alamadı. Günün sonunda Maduro, meşruiyeti olmayan ama gücü elinde bulunduran lider olarak kabul edilirken, Guaido ise tam tersine meşruiyeti olup ülkeyi idare edebilecek güç ve otoriteye sahip olmayan lider olarak tanımlanmaya başlandı.

    Guaido’nun kendisini başkan ilan etmesi ve bunun anayasal dayanakları tartışılmaya devam ederken, Maduro ülke içerisinde ve uluslararası arenada ciddi bir meşruiyet sorunuyla karşı karşıya. Elliden fazla ülke, Maduro’yu meşru lider olarak tanımıyor. Muhalefete göre, ülkede anayasal bir kriz yaşanıyor ve Maduro Başkanlık koltuğunu hukuksuz bir şekilde gaspediyor. Bu çerçevede muhalefet, ordu mensuplarının, ülkede anayasal ve demokratik düzeni yeniden tesis etmek amacıyla “Geçici Başkan” Guaido liderliğinde Maduro’ya karşı ayaklanmasının darbe olarak adlandırılamayacağını ifade ediyor.

    Öte yandan, Türkiye’nin de içinde bulunduğu bir başka grup, Maduro yönetiminin, seçimle (niteliği önemli değil) işbaşına gelen “meşru” bir iktidar olduğunu ve bu iktidarı indirmeye yönelik her türlü girişimin darbe olduğunu iddia etmektedir. Bu gruptakiler de, Guaido’nun ABD tarafından seçilen bir piyon olduğunu, ABD’nin 2002’de Chavez’e karşı gerçekleştirdiği darbenin bir benzerini tekrarladığını düşünüyor.

    Venezuela Krizinde Kilit Aktörler Kimler?

    Venezuela’da ordu, hiç şüphesiz şu an en önemli aktör konumunda. Ordunun nihai tutumu, hem ülkenin hem de Maduro yönetiminin geleceğini belirleyecek. Bunun idrakinde olan muhalefet ve ABD yönetimi de, taraf değiştirmesi için orduya çeşitli vesilelerle açık ve kapalı mesajlar iletti. Bugüne kadar bazı bölünmeler olsa da silahlı kuvvetlerdeki istenen tutum değişikliği bir türlü gerçekleşmedi.

    Peki içeriden ve dışarıdan bu kadar yoğun baskıya rağmen Venezuela ordusu neden hala meşruiyeti tartışmalı Maduro’nun arkasında duruyor?

    Hâlihazırda Venezuela ordusu, kendi içerisinde farklı hiziplere bölünmüş vaziyette. Ordunun özellikle üst kademesi Maduro’nun yanında yer alırken, alt ve orta kademedekiler açıktan ifşa etmese bile ağırlıklı olarak Guaido’yu desteklemekte. Yaşanan son gelişmeler üzerine, yaklaşık binden fazla Guaido taraftarı asker ordudan ayrılarak Kolombiya ve Brezilya’ya sığındı.

    Ordunun, içeride yaşanan kopmalar ve dışarıdan baskılara rağmen hala Maduro’nun yanında yer almasının en temel nedeni, geçmişten bu yana hükümet tarafından sistemli bir şekilde orduya sağlanan rant düzenidir. Rejimi konsolide ederek bütün gücü elinde toplayan ve kendisi de ordu mensubu olan Hugo Chavez, orduyu büyük ölçüde Bolivarcı ideoloji ile şekillendirdi. Ordu mensuplarının üst rütbelere atanmasında en önemli kriter Chavez ve Bolivarci devrime sadakat oldu. Tabi bu süreçte, yeterli sadakati gösteremeyen ordu mensupları da ordudan tasfiye edildi.

    Chavez, petrol ve diğer önemli gelir kaynaklarıyla kendisine sadık üst düzey generalleri ve emekli ordu mensuplarını rant düzenine dahil etti. Chavez’in ardından seçilen Maduro da üst rütbeli generalleri, petrol şirketi, ulusal gıda dağıtım merkezi, gümrükler, madenlerden sorumlu kurum gibi ülkedeki kritik kurumların başına geçirerek, iktidar yanında yer alması için orduya teşvikler vermeye devam etti. Devrime ve lidere sadik rütbeliler çeşitli Bakanlıklara ve Valiliklere de atanmak suretiyle siyasete de dahil edildi. Tabiatıyla, askeri yetkililerin atandığı kurumlar giderek yozlaştı ve uzun vadede birer rant kapısı haline dönüştü. Çeşitli kadrolara atanan devrime sadık üst düzey rütbeliler, yüksek maaş ve önemli ayrıcalıklar elde ederken, alt ve orta düzeydeki askerse, giderek şiddetlenen ekonomik krizle Maduro’ya olan bağlılığını tamamen yitirdi.  

    Üst rütbelileri Maduro’dan yana saf tutmaya iten bir başka önemli faktör ise, bu yetkililerin uyuşturucu trafiği, büyük çaplı yolsuzluk ve zimmetine yüklü miktarda para geçirme gibi kendilerini rejimin değişmesi halinde ciddi hapis cezalarıyla yargılanmalarına sebep olacak suçlara karışmış olmaları. Rejime sadık bu grup, Maduro’nun görevden alınmasının ardından rantlarını kaybedeceklerinin ve ciddi hapis cezalarıyla karşı karşıya kalacaklarının farkında. Her ne kadar Guaido, kendisine destek vermeleri halinde bu suçlarını affedeceğini duyursa da üst kademedekilerin önemli bir bölümü bu af teklifinden şüphe etmektedir. Sonuç olarak, ordudaki değişim, üst rütbelilerin kendi geleceklerini garantiye almaları ve kendilerini güvende hissetmeleriyle mümkün olacak.

    Ülkedeki iç dinamiklerden bir diğeri ise “Chavista” diye adlandırılan Chavez tarafından oluşturulan ideolojik hareketin mensupları. Bolivarcı Devrimin mimarı olan Chavez’e olan derin inançlarından ve Venezuela muhalefetine olan güvensizliklerinden dolayı “Chavista”lar, ekonomik kiriz ve istikrarsızlığa rağmen hala Maduro’ya destek vermekte. Bu grup içerisinde, Chavez tarafından geçmişte kurulan devrimi korumakla görevli radikal milis gruplar da yer almakta. Maduro, muhalefet tarafından organize edilen her protestoya, Chavistalardan oluşan bir grup ile karşılık vermekte.

    Bu grup içerisinde de ekonomik krizin şiddetlenmesine paralel olarak Maduro’ya olan öfkenin arttığı, hatta Maduro’nun parti içerisinden bir başka liderle değiştirilmesi konusunun gündeme geldiği biliniyor. Yine Guaido’nun geçiş hükûmetinde bu grubun üyelerine de yer verileceğini duyurması ve pazarlığa hazır olduğu mesajını vermesi de Chavistalar içinde yeni kırılmalara yol açtı. Bu grup içindeki gelişmeler de ülkede rejim değişikliğini tetikleyecek bir başka etken olacaktır.

    Sınır ötesine geçtiğimizde, hiç şüphesiz Amerika Venezuela krizinde en önemli aktörlerden birisi. Son yıllarda, Rusya ve Çin gibi revizyonist güçlerin “Amerika’nın arka bahçesi” olarak adlandırılan Latin Amerika’da etkisini arttırmasıyla birlikte ABD’nin, bölge üzerindeki nüfuzunu kısmen kaybetti. Böyle bir dönemde Venezuela krizi, bölgedeki nüfuzunu ve ağırlığını tekrar kazanmak isteyen Trump yönetimi için bulunmaz bir fırsata dönüştü. ABD yönetimi, Maduro yerine muhalefet lideri Guadio’yu geçici başkan olarak tanıyarak hem Venezuela’da bir rejim değişikliğine kapı araladı, hem de bölgede eriyen nüfuzunu yeniden kazanmayı amaçladı. Ancak, Cin, Rusya, Iran ve Türkiye gibi diğer aktörlerin de oyuna dahil olmasıyla birlikte, ABD’nin Venezuela üzerindeki stratejisi akamete uğradı.

    Özellikle Rusya’nın da Maduro’ya askeri ve lojistik destek sağlayarak topa girmesiyle birlikte, Venezuela’da bir vekalet savaşının başladığını söyleyebiliriz. Trump yönetiminin Rusya’yı ülkede devam eden krizden sorumlu tutması ve her açıklamasında Rusya’ya göndermede bulunması, bu argümanı doğruluyor. Yine ABD’li yetkililer, Monroe Doktrinini yeniden uygulamaya koyduğunu, bu bağlamda, diğer küresel aktörlerin sahadan çekilmesini beklediklerini çeşitli vesilelerle dile getirdi. Trump yönetiminin, Rusya’nın Venezuela’ya müdahalesine verdiği tepkide bu doktrini temel aldığı, Bati Yarımküreyi kendi arka bahçesi olarak değerlendirdiği açıkça görülüyor. Venezuela krizi uzadıkça, uluslararası aktörlerin Venezuela’daki müdahalesinin daha da artacağı ve ülkenin, ilerleyen günlerde Suriye gibi bir satranç tahtasına dönüşeceği aşikâr.

    Sonuç

    Bir zamanlar Latin Amerika’nın en kalkınmış ve refah seviyesi en ileride olan ülkeler arasında yer alan Venezuela, şu an kendisini Başkan kabul eden iki siyasi lider ve iki Meclis ile hem siyasi hem ekonomik hem de toplumsal bir krizle karşı karşıya. Yaşanan trajik sürecin ne tarafa doğru everileceğini önümüzdeki günler gösterecek, ancak şu aşamada statükonun bir sure daha devam edeceği anlaşılıyor. Orduda üst kademede bir tutum değişikliği olmadığı takdirde, halk ayaklanmaları ve protestolar ile Maduro’nun görevden alınamayacağı bir ölçüde netliğe kavuştu.

    Öte yandan, Maduro’nun darbe girişimi diye adlandırdığı kalkışmayla ilgili muhalefet lideri Guaido’yu tutuklayıp tutukla(ya)mayacağı, muhalefet liderinin tutuklanması halinde ABD’nin buna nasıl karşılık vereceği, yaklaşan ABD seçimlerinin Venezuela politikasında ne tür değişikliklere yol açacağı, buna hem içerideki ve dışarıdaki aktörlerin nasıl cevap vereceği konuları da ilerleyen günlerde cevap bekleyen sorular olarak karşımıza çıkacak.

    Dünya
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikEkonomi Yerel Seçimleri Nasıl Etkiledi?
    Sonraki İçerik Lâik Devlet, Seküler Siyaset

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Bültenler

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bahadır Çelebi
    Bültenler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Emrullah Özdemir

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}