Avrupa Gündemi Bülteni (5-19 Eylül 2024)
Avrupa Parlamentosu seçimlerinden sonra nihayet geçtiğimiz günlerde Avrupa Komisyonu son halini aldı, ancak son adıma gelene kadar bir hayli çetrefilli olaylar yaşandı. Aynı zamanda Eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin Komisyon’un isteği ile yazdığı rapor Avrupa Birliği’nin gündemine oturdu.
Avrupa Birliği’nin Demir Leydisi: Ursula von der Leyen
Avrupa Parlamentosu seçimlerinin üstünden üç aydan fazla süre geçmiş olmasına rağmen geçtiğimiz günlere kadar Avrupa Komisyonu’nun üyeleri hâlâ tam olarak belirlenebilmiş değildi. Bunun nedeni Komisyonun sadece başkanının değil, “komiserler heyeti”nin de seçilmesinin gerekliliğiydi. Daha önceden Komisyon başkanının nasıl seçildiğini anlatmıştım, benzer bir prosedür komiserler için de geçerli.
Avrupa Komisyonu’nun belirlenmesi sürecinde komisyon başkanı olan Ursula von der Leyen zaten Almanya’nın komisyon üyesi olarak seçildiği için Almanya hariç diğer 26 üye ülke komiser öneriyor, bu liste Avrupa Birliği Liderler Zirvesi tarafından onaylanıyor. Avrupa Parlamentosu, adayları oy vererek seçiyor ve en son yine Avrupa Birliği Liderler Zirvesi tarafından komiserler onaylanıyor. 26 komiser ve başkanın olduğu bu yapıya komiserler heyeti deniyor.
Her komiserin ise farklı bir politika alanı ve portföyü oluyor. Sağlık, genişleme, göç gibi alanların olduğu dosyalar 26 komiser arasında dağıtılıyor ve her komiser adayı kendi vizyonunu Avrupa Parlamentosu üyeleri önünde anlatıyor. Draghi’nin de bahsettiği bu bürokrasi tuzağının ışığında gelelim yeni komiserler heyetinin sarsıntılı başlamasına sebebiyet veren unsurlara…
Öncelikle Ursula von der Leyen’in Komisyonda cinsiyet eşitliğini sağlamaya çalışma çabaları pek sonuç vermedi. Geçtiğimiz günlerde açıklanan Komisyonda, von der Leyen da dahil olmak üzere 11 kadın komiser var. 2019-2024 Komisyonunda ise, yine kendisi de dahil, 12 kadın komiser vardı ki bu 11 kadın komiserli heyet, von der Leyen’ın üye ülkelere baskı yapmış olmasına rağmen ortaya çıkan bir tablo.
Politico’nun kaynaklarına göre von der Leyen, aday gösterme sırasında Malta gibi AB üyesi küçük ülkelere kadın aday göstermeleri konusunda baskı yapmış, gönderdikleri erkek adayları kadın adaylar ile değiştirmelerini söylemişti. Ancak von der Leyen’ın baskıları işe yaramamış olacak ki Malta’nın aday gösterdiği komiser Glenn Micallef, 2024-2029 komiserler heyetinde Kuşaklararası Eşitlik, Gençlik, Kültür ve Spor alanına bakan komiser oldu.
Açık Mektup Atışmaları
Olaylar cinsiyet eşitliği ile de bitmedi ve komiser seçimleri daha da çetrefilli bir hal aldı. Bretton’un yazdığı açık mektup gündem olurken, ilk yazdığı açık mektuba bakıp ondan sonra günümüze gelelim istiyorum.
2019-2024 komisyonunda İç Pazar alanına bakan Fransız komiser Thierry Breton, bültende de daha önce konu olarak ele aldığım İngiltere’de çıkan protestolar ve sosyal medyadan yayılan dezenformasyon hakkında X’in sahibi Elon Musk’a X’ten açık bir mektup yollamıştı.
Mektubunda Breton, X’in 300 milyon kullanıcısının üçte birinin Avrupa Birliği’nde yaşadığını ve bu yüzden X’in AB hukukuna uymasının hukuki bir zorunluluk olduğunu söylemişti. İngiltere protestoları ile ilgili zararlı içerikler konusunda Musk’ın önlemler almasını istemiş ve Dijital Hizmetler Yasası’nın ihlal edilmesinin tespiti halinde ise geçici önlemler alacaklarını belirtmişti.
Musk ise Breton’u ciddiye almadığını gösteren bir görsel paylaşarak alaya almıştı. Bunu yazmamın sebebi ise geçtiğimiz günlerde Breton yine başka bir açık mektup ile gündem oldu. Breton X’te paylaştığı mektupta kendisini Fransa Cumhurbaşkanı Emmanuel Macron’un komisyon için aday gösterdiğini, fakat von der Leyen’in kişisel nedenler yüzünden Macron’dan Breton’un adaylığını geri çekip başka birini aday göstermesini, bunun karşılığında ise Komisyonda Fransa’ya daha “etkili” bir alan, portfolyo, verileceğini teklif ettiğini iddia etti.
Bu yüzden de Breton komiserlik pozisyonundan istifa ettiğini ve kendisi yerine başka birinin aday gösterileceğini açıkladı. Von der Leyen ise Breton’un istifasını kabul edip bu zaman kadar verdiği hizmetten dolayı kendisini kutladı. Görünen o ki von der Leyen kendisine ısmarlama bir komisyon kurmaya çalışmış. Ancak biz sadece başarısız olduğu alanları görebildik, başarılı olduğu yerler ise henüz tam bilinmiyor.
Breton’un istifasına da Musk’dan tepki gecikmedi. Musk, Breton’un istifası paylaşımına Fransızca “Bon Voyage” yani iyi yolculuklar yazdı. Breton ise bunun altında kalmayarak “Mars’a biletin kaldıysa orada da uygulayacağım regülasyonlar var” diyerek cevap verdi.
Draghi Raporu
En nihayetinde bütün komiserlerde karar kılındı ve von der Leyen yeni komiserler heyetinin önceliklerini, misyon ve vizyonunu açıkladığı bir basın açıklaması yaparak 2024-2029 dönemi komiserlerini tanıttı. Bu basın açıklamasında Draghi raporunun da önemli bir yeri vardı; çünkü von der Leyen, bütün komiserler heyetinin rekabetçilik üzerine çalışacağının özellikle altını çiziyordu. Peki nedir bu herkesin konuştuğu Draghi raporu?
Eski Avrupa Merkez Bankası Başkanı Mario Draghi’nin yazdığı “Avrupa Rekabetçiliğinin Geleceği” isimli rapor, değişen dünyada Avrupa Birliği’nin diğer ülkeler ile ekonomik anlamda nasıl rekabet edebileceğini ve bu zamana kadar hangi alanlarda eksik kaldığını ele alıyor.
Draghi’ye göre hareket edilmesi gereken üç alan var: Birincisi, ABD ve Çin ile Avrupa arasında oluşan inovasyon açığı olduğunu, yeni teknolojiler kullanan yeni firmaların Avrupa’dan çıkmadığını ve bunun önüne geçilmesi gerektiğini söylüyor. Bu sorunları çözmenin yolu da üniversiteleri ve araştırma enstitülerini güçlendirmek. Draghi aynı zamanda bazen ayak bağı olan regülasyonların inovasyona ket vurmamasını sağlamayı da öneriyor.
İkinci alan da karbonsuzlaştırma için ortak bir plan. Draghi, Avrupa’nın elinde temiz enerji sektörü özelinde önemli bir fırsat olduğunu ancak bu fırsatı Çin gibi diğer ülkelere kaptırmadan önce acil bir şekilde değerlendirmesi gerektiğini söylüyor. Bunun yolunun da öncelikle enerji fiyatlarını düşürmekten geçtiğini belirtiyor.
Üçüncü ve son alan ise güvenliği artırmak ve bağımlılığı azaltmak. Draghi’ye göre stratejik olarak önem arz eden sektörlerde AB içi üretim artırılmalı. Burada savunma konusunda da Avrupa’nın ortak bir planı olması ve savunma sektöründe üye ülkeler arası işbirliğinin artması gerektiğinin de altını çiziyor.
Ancak belki de Draghi’nin Avrupa Parlamentosu önünde yaptığı sunum ve konuşmasındaki en önemli kısım şu cümlesi olabilir: “Entegrasyon, geriye kalan tek umudumuz.” Zira bütün bir raporun ana fikri de bu: Tüm üye ülkelerin birbiri ile bütünlüklü ve uyumlu bir şekilde çalışmasının gerekliliği.