Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (3-9 Eylül 2024)
Dünya gündemi ABD seçimlerine kilitlendi. Öte yandan, Ukrayna ve Gazze’de savaş sürüyor. Ancak tüm bu gündemlerin arasında küresel siyaset açısından oldukça önemli bulduğum bir toplantı gerçekleşti: Çin-Afrika İşbirliği Forumu’nun 9. Zirvesi. Bu yazıda bu toplantının detaylarına bakacağız.
Çin-Afrika İşbirliği Forumu Nedir?
Çin-Afrika İşbirliği Forumu (Forum on China–Africa Cooperation – FOCAC) 10 Ekim 2000 tarihinde kurulmuş, Çin ve Afrika ülkeleri arasında çok taraflı bir koordinasyon mekanizmasıdır.
Çin ekonomisinin büyümeye başladığı yıllarda, Çin’in kendi topraklarının çevresinin dışında kurduğu ilk bölgesel örgütlerden biri olan FOCAC, 2018 yılından bu yana Kuşak ve Yol Girişimi’nin de bir parçası olarak görülüyor.
Tayvan’ı resmi olarak tanıyan bir Afrika ülkesi olan Esvatini Krallığı hariç tüm Afrika ülkelerini içeren bu forum, Çin’in ticari bağlantılarını kullanarak kara kıtada ekonomik bir güç olmaya başlamasının da önemli simgelerinden biri.
Üç yılda bir toplanan bu forum, 2021 yılındaki toplantılarını Kovid pandemisi nedeniyle çevrimiçi olarak gerçekleştirmiş, bu nedenle de son toplantılar biraz sönük geçmişti.
4-6 Eylül tarihinde Pekin’de gerçekleştirilen zirve ise oldukça renkliydi. Afrika’dan 25 lider ve toplamda 50 ülkenin temsilcilerinin yer aldığı toplantılarda Şi Cinping yönetimi, Çin’in Afrika’daki altyapı yatırımlarına karşı yöneltilen eleştirilere bir cevap vermek ve Afrika halkının daha çok istifade edebileceği yatırımlara odaklanmak politikasını ortaya koydu.
Çin’in Afrika’da Yaptığı Yatırımlar
Çin lideri Şi Cinping, ülkesini gelişmekte olan dünyanın savunucusu ve Batı’yı daha yoksul ulusların sesine kulak vermeye zorlayabilecek bir ülke olarak gösteriyor. Ayrıca Küresel Güney’in savunucusu ve Batı’nın küresel emperyalizminin yıkıcılığına karşı güven veren bir ortak olarak Çin’i pazarlıyor.
Perşembe günü düzenlenen toplantıda yaptığı konuşmada Şi Cinping Batı’ya şu sözlerle yüklendi: “Modernleşme tüm ülkelerin vazgeçilmez hakkıdır. Ancak Batı’nın bu konudaki yaklaşımı gelişmekte olan ülkelere büyük acılar çektirmiştir.” Peki, Çin’in tüm bu imaj çalışması ne derece doğruları yansıtıyor?
Öncelikle altını çizmek gerekir ki Afrika’nın en büyük ticaret ortağı olan Çin; kıtadaki bakır, altın, lityum, uranyum ve nadir toprak mineralleri gibi geniş doğal kaynaklara sanayi ve teknoloji üretimini sürdürmek için ciddi şekilde ihtiyaç duyuyor.
Çin, Afrika’ya ise bunun karşılığında büyük altyapı yatırımları yaparak kıtanın kalkınmasını sağlamayı vadediyor. Bu altyapı yatırımlarının bir kısmını da gerçekleştirdi. Son 20 yılda Çinli firmalar Afrika’da 100 tane liman inşa etti. Boru hatları ve diğer altyapı yatırımları da yapıldı.
Ancak vadedilen tüm yatırımlar yapılamadığı gibi Afrika ülkeleri, fizibilite çalışmaları yeterince yapılmamış, şartlı muğlak kredi anlaşmaları ile düzenlenmiş bu yatırımlar nedeniyle Çin’e ciddi şekilde borçlandılar. Batılı ülkeler de bu bağlamda Çin’i, yatırım yaptığı ülkeleri borçlandırarak kontrolü altına almakla suçluyor.
Çin ile Afrika ülkeleri arasındaki ticaret hacmi 2000 yılında yaklaşık 14 milyar dolar iken bu rakam 2023’te 280 milyar dolara yükseldi ki bu çok ciddi bir ticaret hacmi demek. Ancak bu ticari ilişkiler Afrika ülkelerinin aleyhine işliyor ve bu ülkelerin cari açıklarının artmasına sebep oluyor.
Geçtiğimiz hafta yapılan 9. Zirve’de Çin’in Afrika ülkeleri nezdindeki bu kötü itibarını, Afrika’ya yapılacak yeni yatırımların kara kıtaya daha çok katma değer sağlayacak şekilde yapılacağı iddiası ile düzeltmeye çalıştığına şahit olduk.
Yeni ticari ilişkiler altyapı inşaatlarının yanı sıra Çin’in Afrika’dan daha çok maden ürünü ve gıda almasını, ayrıca eğitim ve yeşil enerji alanlarında yeni yatırımlar yapmasını içeriyor.
Şi Cinping, Afrika’da 30 temiz enerji projesini başlatmaya ve nükleer sektörde işbirliği yapmaya hazır olduğunu ilan etti. Bu projeler, güneş enerjisi panelleri, elektrikli araba ve elektrikli araba parçaları üretimini de kapsıyor.
Yeşil enerji alanında Afrika’da elektrik sıkıntısı yaşayan bölgelerin güneş panelleri ile güçlendirilmesi gibi somut ve kısa vadede işe yarar projeler de var ki Afrika’da birçok komünite için böyle projeler oldukça yarar sağlayacaktır.
Çin bu zirvede, Afrika’ya önümüzdeki üç yılda 50 milyar dolar civarında kredi vereceği sözünü de verdi. Tüm bu iyi niyet gösterilerinin ne kadar Afrika lehine gerçekleşeceğini ise ancak zaman gösterecek.
Genel Değerlendirme
Şi Cinping’in Afrika ülkeleri ile ilişkilerini daha da arttırması, Rusya’nın Ukrayna’daki savaşı ve Çin’in Tayvan’a yönelik saldırgan tutumu nedeniyle son yıllarda ABD ile yoğunlaşan büyük jeopolitik rekabetin bir parçası.
Ayrıca Afrika ile bağlarını giderek koparan ABD ve Avrupa’nın bıraktığı boşluktan faydalanmayı amaçlayan Çin, ekonomisi ile giderek büyük bir güç haline geldiği Afrika’da siyaseten de güçleniyor.
Afrika ülkeleri ise ödemeye çalıştıkları borçları ile Çin’e her geçen gün daha bağımlı hale geliyor. Nitekim bu toplantıda gündeme gelen Afrikalı ülkelerin borçlarının silinmesi talebi Çin tarafından reddedildi.
İşin diplomasi boyutu da önemli. Afrika ülkeleri, Rusya-ABD çatışmasının ortasında Çin’i daha güvenilir ve istikrarlı bir ortak olarak benimsiyor. Çünkü Batı ve Rusya arasındaki gerilimde Afrikalı ülkelerin taraf tutması kendileri için oldukça dezavantajlı. Dolayısıyla Çin, Afrika için çok önemli bir küresel aktör olarak ön plana çıkıyor. Ancak Çin ile ticaretlerini daha adil bir hale getirecek çözümleri de talep ederek bu ilişkiden daha kazançlı çıkmanın yollarını arıyorlar.
Çin bu zirvede, Afrika ülkeleri ile olan ilişkilerine dair eleştirilere cevap niteliğinde bazı projeler ürettiğini gösterdi. Tüm bu iyi niyet gösterilerinin yanı sıra somut projelerin de sunulduğu zirvenin sahaya yansıması nasıl olacak, bunu da ancak zaman gösterecek.