Hariçten Gazel Haftalık Dış Haberler Bülteni (9-15 Nisan 2024)
13 Nisan’ı 14 Nisan’a bağlayan gece tüm dünya gündemini sarsan ve İran’ın kendi topraklarından 300’den fazla İHA ve füze ile doğrudan İsrail’i hedef aldığı bir saldırı yaşandı.
Bu saldırılar birçoklarına göre danışıklı dövüş ya da dostlar alışverişte görsün kabilinden saldırılardı. Ancak kanaatimce durum ne komplo teorilerinin yansıttığı gibi İran’ın İsrail ve Netanyahu hükümetine el uzatması, ne de yalnızca göstermelik bir hamleydi.
Yine de saldırı öncesi, felaket tellallarının ve tık alma sevdalısı internet sayfalarının yansıttığının aksine 3. Dünya Savaşı başlatacak büyüklükte bir saldırıya şahit olmadığımız gibi İran’ın son derece kontrollü ve iyi hesap edilmiş bir saldırı planıyla ortaya çıktığını gördük.
Bu yazıda son dönemde iyice alevlenen İran-İsrail gerilimine dair en çok merak edilen dört soruya cevap vererek İran’ın İsrail’e düzenlediği saldırının ne anlama geldiğini anlatmaya çalışacağım.
İran Neden İsrail’e Saldırı Düzenledi?
İsrail Mart ayının sonunda İran’ın Şam konsolosluğuna bir saldırı düzenlemiş ve bu saldırıda Devrim Muhafızları Ordusu komutanlarından Tuğgeneral Muhammed Rıza Zahidi, bir diğer general, 5 İranlı ve 6 Suriyeli kişi öldürülmüştü.
İran bu saldırının ardından İsrail’e karşılık vereceğini açıklamış ve İsrail’in bu saldırıyı Şam’daki İran konsolosluğunda gerçekleştirmesinin kendi topraklarına bir saldırı olması nedeniyle bir misilleme yaparak uluslararası hukuktan kaynaklanan hakkını kullanacağının altını çizmişti.
Son iki haftadır İran’ın İsrail’e bir saldırı yapacağı konuşuluyor ve ülkeler arasında bu konuda diplomasi kanalları çalışıyordu. Ancak birçok uzman İran’ın kendi topraklarından doğrudan İsraili hedef alacağını tahmin etmiyordu.
İran bu saldırı tehdidini hafta sonu yaptığı İHA ve füzeler ile gerçekleştirdi ve ilk kez İsrail topraklarına, doğrudan kendi topraklarından fitili ateşlenen bir saldırıyı hayata geçirmiş oldu.
İran İsrail’e Nasıl Saldırdı?
Cumartesi gecesi İsrail’de hava saldırısı alarmı verildi. Bölge sakinlerine sığınak aramaları çağrısında bulunulurken hava savunma sistemlerinin devreye girmesiyle patlama sesleri birçok yerden duyuldu.
Ülkenin çeşitli yerlerinde gece gökyüzünü aydınlatan müdahaleler yapıldı ve İran’ın gönderdiği çok sayıda insansız hava aracı ve füze İsrail topraklarına ulaşamadan İsrail ve müttefikleri tarafından düşürüldü. En az bir balistik füzenin de atmosferin dışında vurulduğu düşünülüyor.
İran, Irak, Suriye ve Yemen’den ateşlenen ve İsrail, ABD, İngiltere ve Ürdün tarafından düşürülen İHA ve füzeler ile birlikte en az dokuz ülke İran’ın bu operasyonuna saldırı ve savunma anlamında dahil oldu.
İran saldırısında insansız hava araçları, seyir füzeleri ve balistik füzeler kullanıldı. İsrail’in Askeri Sözcüsü Tuğamiral Daniel Hagari televizyonda yaptığı açıklamada, saldırının 170 insansız hava aracı ve hiçbiri İsrail topraklarına girmeyen 30 seyir füzesi ve az bir kısmı İsrail’e ulaşan en az 110 balistik füze içerdiğini söyledi. Bu rakamlar bağımsız kaynaklarca henüz doğrulanmadı.
ABD Savunma Bakanlığı, ABD güçlerinin İran, Irak, Suriye ve Yemen’den fırlatılan düzinelerce füze ve insansız hava aracını önlediğini açıkladı.
Lübnan’daki İran destekli Hizbullah grubu da İsrail’in Suriye’den ilhak ettiği işgal altındaki Golan Tepeleri’nde yer alan bir İsrail askeri üssüne iki roket fırlattığını açıkladı.
Gönderilen İHA ve füzelerin çoğu nispeten uzaktan geldiği için İsrail bunları durdurmak üzere F-35 hayalet avcı uçaklarını gönderebildi. IDF, İran tarafından gönderilen 30 seyir füzesinden 25’inin ülke dışında vurulduğunu söyledi.
Bu ilk savunma hattını aşan her bir İHA ve füze için İsrail, 7 Ekim’den bu yana yürürlükte olan üç kademeli füze savunma sistemlerini kullandı.
Ayrıca ABD, İngiliz ve Ürdün güçleri de İran’dan atılan İHA ve füzelerin havada imha edilmesine katkı verdi. ABD istihbarat paylaşımı ile de İsrail’i destekledi. Dolayısıyla İran saldırısı, birkaç füze istisna olmak üzere, İsrail topraklarına ulaşamadan önlenmiş oldu.
İran Bu Saldırı ile Ne Elde Etti?
Hagari İran’ın saldırısı sonucunda hava savunma sistemlerinden kaçan balistik füzelerden birkaçının savunmayı geçip İsrail topraklarına isabet ettiğini söyledi.
Bunlardan biri İsrail’in güneyindeki Negev çölünde bulunan Nevatim hava kuvvetleri üssünü hafifçe vurdu. Hagari üssün hâlâ çalışır durumda olduğunu belirtti.
İki ABD’li yetkili ise beş balistik füzenin hava savunma sistemlerinden kaçarak İsrail topraklarına düştüğünü söyledi. Yetkililer ayrıca, İran’ın öncelikli hedefinin ülkenin F-35 savaş uçaklarının konuşlandığı üs olduğunu belirttiler.
İran’ın resmi haber ajansı ise saldırının hava üssüne “ağır darbeler” indirdiğini iddia etti. İran bu saldırıyı özellikle iç kamuoyuna bir zafer olarak sunuyor. İsrail tarafı da İran’ın saldırısının topraklarına ulaşmadan engellendiğini vurgulayarak tabir caizse karizmasını çizdirmediğini anlatmaya çalışıyor.
Ancak neresinden bakarsak bakalım İran’ın bu saldırısı İsrail ve İran’ın diğer rakipleri için bir gözdağı niteliği taşıyor. Zira İran’ın, İsrail’e çokça zarar vererek daha büyük bir savaşın fitilini ateşlemek istememesi nedeniyle yaptığı sınırlı ve kontrollü saldırısından çok daha büyüğünü yapacak potansiyeli var.
Öte yandan, İsrail ise bir karşı misilleme yapma opsiyonunu masada tutuyor. İsrail’in aşırı sağ kesimi, İran’a karşılık vermezlerse İsrail’in bölgedeki caydırıcılığının zarar göreceğini ve bölgedeki İran destekli grupların cesaretleneceğini düşünüyor.
Ancak ABD, İsrail’in İran’a karşı saldırı yapması durumunda İsrail’e destek vermeyeceğini belirtti. Orta Doğu’daki diğer ülkeler ve Avrupa ülkeleri de bölgede çatışmaların tırmanmasını ve büyük bir savaşın çıkmasını istemiyor.
Geldiğimiz noktada İsrail, Gazze Savaşı ve müttefiklerin baskısı nedeniyle İran’a ciddi bir misillemede bulunamaz ise İran rejimi bu saldırıdan umduğu amaçlara ulaşmış olarak çıkacaktır diyebiliriz.
Bundan Sonra Neler Olabilir?
İsrailli yetkililerin açıklamalarına bakılırsa İsrail ordusu, İran’a karşılık vermeye hazırlanıyor. İranlı yetkililer ise İsrail’in karşılık vermesi durumunda çok daha büyük bir misilleme yapacaklarını ve bölgedeki ABD üslerini de vuracaklarını ifade ediyorlar.
Ancak Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Nasır Kanani, İran’ın saldırılarının sınırlı bir meşru müdafaa eylemi olduğunu ve Batılı ülkelerin Tahran’ın itidalli tutumunu takdir etmeleri gerektiğini de söyledi.
Pazar günü yapılan BM Güvenlik Konseyi’nin acil toplantısında Genel Sekreter Antonio Guterres, bölge savaşın eşiğindeyken her iki tarafa da “yatıştırma ve gerilimi azaltma” çağrısında bulundu.
Pazar günü video konferans yoluyla bir araya gelen G7 liderleri de itidal çağrısında bulundu. Ancak İran’ın saldırılarını da kınadılar.
Bu durumda en olası senaryo İsrail’in çok ciddi olmayan bir karşı saldırıda bulunması olabilir. Zaten İran’ın desteklediği güçler ile İsrail ordusu arasında Orta Doğu’nun çeşitli yerlerinde çatışmalar sürüyor.
Lübnan’ın güneyinde Hizbullah, Yemen’de Husiler ve İran destekli birçok devlet altı aktör İsrail ile düşük yoğunluklu bir çatışmayı -özellikle Suriye iç savaşının başından bu yana- sürdürüyor. İsrail İran’ın bu vekil güçlerine yapacağı saldırılarla da zevahiri kurtarmak isteyebilir.
İsrail’in karşılık olarak İran topraklarını vurması gibi kötü bir senaryoda ise olacakları tahmin etmek çok güç. Orta Doğu her an ateşlenebilecek fitillerle dolu ve bu fitillerin birçoğu Hamas’ın İsrail’e saldırısı ile başlayan ve artık bir soykırıma dönüşen Gazze Savaşı ile her zamankinden daha çok ateşlenmeye yakın. İran’ın İsrail’e saldırısı ise zemini çok daha kayganlaştırdı.