Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Yurtdışına Göç ve Akp İktidarı
    Yazılar

    Yurtdışına Göç ve Akp İktidarı

    Haşim Özpolat14 Şubat 20245 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Kıvanç Tatlıtuğ oğlu Kurt Efe’nin ilkokul eğitimi için Londra’ya yerleşmeye karar vermiş. Daha önce de Korel-Ergenç çifti benzer bir karar almıştı. İlkokul eğitimini Londra’da almış birinin artık Türkiye’ye dönme ihtimali pek yok. Özetle çocuklarını İngiltere’de, Amerika’da yaşasın diye yetiştirecekler; bu çocuklar aldıkları iyi eğitimlerle İngiltere’ye, Amerika’ya faydalı olacaklar.

    Avrupa’da siyasi partilerin toplumsal temellerini açıklayan önemli tezlerden bir tanesi, bu partilerin derin tarihi toplumsal bölünmelerin yansıması olduğu argümanıdır. Lipset ve Rokkan, 19. yüzyılın sonlarına doğru Batı Avrupa’da oluşan toplumsal yarıkların katılaştığını ve bugün var olan siyasi partilerin her bir yarığın temsilcisi olarak ortaya çıktığını savunurlar.

    Bu toplumsal bölünme teorisi literatürünün büyümesiyle beraber şu dört toplumsal bölünmenin Avrupa’daki başlıca siyasi partilerin temeli olduğu görüşü önemli ölçüde kabul gördü: Sermaye-İşçi, Kilise-Devlet, Şehirli–Köylü, Merkez-Çevre (Türkiye entelijansiyasını takip edenler bu sonuncuya pek aşinadır).

    Bugün hâlâ bu geleneksel siyasi yarıklar üzerine tartışmalar yapılıyor olmasına rağmen güncel politikada çok daha yeni ve çeşitli sosyal ayrışmalar ortaya çıkmaya başladı. Literatürde özellikle üç farklı dönüşümün yeni toplumsal yarıkların oluşumunda etkili olduğu yazılıp çiziliyor.

    Bu dönüşümlerden ilki olan materyalist ve post-materyalist ayrımı, dünyaya dair “acil ihtiyaçların” varlığı hususunda zorluk yaşamayarak büyüyen 2. Dünya Savaşı sonrası nesillerin, kendilerini ifade etmek gibi daha soyut şeyleri talep etmesi ile başladı (yeni nesillerin kimlik siyaseti etrafında şekillenmesi vb). Ancak bu dönüşüm toplumun tamamanı kapsamadığı ve zaman içinde kademeli olarak birçok değişim yaşandığı için güvenlik, barınma, gıda gibi daha temel ihtiyaçlara vurgu yapan metaryalist nesiller ile post-materyalist nesiller arasında da bir ayrışma ortaya çıktı.

    İkinci ayrılma ise küreselleşme sürecinin kazananları ile kaybedenleri arasında ortaya çıktı. Bu ayrımın kazanan tarafında iyi eğitimli, kalifiye, çok dilli ve “dünya vatandaşı” bireyler yer alırken kaybedenler tarafında daha az eğitimli, geleneksel sektörlerde çalışan ve kendisini ulus sınırları içerisinde anlamlandıran (anlamlandırabilen veya anlamlandırmak zorunda olan) kitleler bulunmaktadır.

    Sonuncu ayrım ise Yeşil-Alternatif-Liberal ve Geleneksel-Otoriteryen-Milliyetçi ayrımıdır. Özellikle Avrupa Entegrasyonu ve kıta içi göçlerin de artmasıyla ortaya çıkan bu ayrışmanın bir tarafında iyi para kazanabilen ve istediği ülkede kendisine iş bulabilen eğitimli ve uzman kişiler duruyorken yarığın diğer tarafında bu sürecin dezavantajlısı konumundaki kalifiye olmayan, düşük eğitimli kimseler duruyor. Bu çatışma kendi kültürel tabakalaşmasını da ortaya çıkarmaktadır. Bir yanda liberal ve evrenselci değerleri savunan kitlelere karşı diğer yanda ulusalcı, entegrasyon karşıtı tezleri savunan bloklar ortaya çıkmaktadır. Düşük eğitimli ve özellikle işçi sınıfına mensup Avrupalıların yeni sağ partilere kaymasının ana nedeni budur.

    Geleneksel anlamda çıkarları sosyal demokrat partilerle örtüşen bu kitle daha az milliyetçi iken hem Avrupa’nın kendi içinde hem de dışardan Avrupa’ya doğru yaşanan yoğun göçler nedeniyle işleri, kirada oturdukları evleri, tüketim ürünleri ve güvenlikleri tehlikeye girdiği için kendi çıkarlarını anti-küreselleşmeci, ulusalcı yeni sağ partilerde görerek o tarafa kayıyorlar. Geleneksel sınıf ayrışması dönüşerek sağ partilerin işçi sınıflarını sol partilerden kopardığı yeni bir siyasal vasat ortaya çıkarmaktadır.

    Peki tüm bunların Kıvanç Tatlıtuğ ile ne alakası var? Tüm Atatürkçülüğüne rağmen Kıvanç Tatlıtuğ’un ya da Halit Ergenç’in çocuklarını İngiltere toplumuna faydalı olmak üzere büyütmeleri; iyi eğitimli, Atatürkçü gençlerin hayatlarındaki ilk hedeflerinin Avrupa ya da Amerika’ya gitmek gerçeğini çarpıcı bir şekilde yansıtmasının dışında yalnızca magazinsel bir değere sahip. Üstelik, sosyal problemleri bireylerin tercihlerine indirgemek ve bireyleri yargılamak da anlamsız bir çaba.

    Yurtdışına gitmelerinin nedeni olarak (çok da haklı bir gerekçeyle) ülkenin içinde bulunduğu durum gösterilse de bunun esasında ikincil bir neden olduğunu düşünüyorum. Yani Akp on yıl önce iktidarı kaybetmiş olsaydı da bu süreç, daha yavaş olsa da, işleyecekti. Türkiye’de yaşananları kavramaya çalışırken sadece ülkenin kendi iç dinamiklerine bakmak, yaşananların ana nedenlerinin Türkiye’nin kendi içinde olduğunu düşündürse de, Türkiye de dünyayı sürükleyen dalgaların bir parçası olarak öyle ya da böyle dalganın kendisini götürdüğü yere doğru gidiyor.

    İyi eğitimli gençler, yazılımcılar, doktorlar, mühendisler (o ülkeleri Akp yönetmiyor olmasına rağmen) Polonya’dan, Yunanistan’dan, İtalya’dan, İspanya’dan; Almanya’ya, İngiltere’ye, Fransa’ya, Amerika’ya gidiyor.

    Uluslaşma sürecinde yereldeki bağların zayıfladığı ve insanların köylerden şehirlere akın ettiği sürecin daha büyüğünü yaşıyoruz. İnsanlar yine köylerden kentlere kaçıyorlar, kaçmaya da devam edecekler. Köydeki hayatı şehirdekinden daha iyi olsa bile yine şehre kaçmaya devam edecekler. Bu yüzden Türkiye’nin içinde bulunduğu kötü durum, yalnızca yurt dışına göçü hızlandırıcı bir etkiye sahip. Afrika’dan, Ortadoğu’dan, Orta Asya’dan insanlar Türkiye’ye akmaya devam edeceği gibi buradaki insanlar da Polonya’ya gitmeye çalışacaklar. Polonyalılar İspanya’ya, İspanyollar da İngiltere’ye Amerika’ya gidecekler.

    Uluslaşma süreci nasıl yerel bağları yüzyıllar içerisinde ulus kimliği içerisinde erittiyse küreselleşme de yavaş yavaş ulusal bağları çözüyor. Bu noktadan sonra ne olacağımızı bilmiyorum, çünkü uluslaşma sürecinin aksine, insanların içerisinde ortak bir kimlikte eriyecekleri bir zemin olmadığı gibi bunu sağlayacak mekanizmaları inşa edecek küresel bir devlet mekanizması da yok.

    Tıpkı uluslaşma süreci gibi bu yeni sürecin de ilk dönüşenleri iyi eğitim alan kesimler oldu. Küreselleşme sürecinin kazananları olarak bir ülkede mutlu olmadıklarında diğer bir ülkeye gitme ve gittikleri ülkede dünyaya kendisi gibi bakan insanlarla aynı zevkler aynı değerler etrafında ortaklık kurma imkanı elde ediyorlar. Buna karşılık ortak bir bağ içerisinde var olmak, bir kollektif yapıyı korumak ve onu daha iyi hale getirmek için sorumluluk alma ve fedakarlık yapma duygusu kayboluyor.

    Bu anlamda Atatürkçülük, yalnızca yeni nesiller için aileden miras kalan bir sosyal kimlikten ibaret.  Atatürkçülüğün asli hedefi olan kendi mutluluğu rağmına Türkiye için çalışma duygusunun artık diri olduğunu düşünmüyorum ve bunun asıl nedeni küresel değişimlerde yatıyor.

    Milliyetçilik ve İslamcılık yoksul halkta, yani bu dönüşümün kaybedenlerinde, hâlâ diri oldukları için bu iki görüşün idealleri uğruna sorumluluk alacak ve fedakarlık yapacak insanlar da mevcut. Ancak bu kitlelere kıyasla iyi eğitim imkanına sahip olan diğerleri, artık başka bir kimliğin ve yeni bir dünyanın parçası olarak yaşayacaklar.

    Türkiye 30 yıl önceki halinden, 40 yıl önceki halinden, 80 yıl önceki halinden çok daha iyi bir ekonomiye, çok daha eğitimli ve hatta daha laik bir topluma sahip olmasına rağmen kendisini Atatürkçü ya da milliyetçi olarak tanımlayanların hayalini yurtdışının süslüyor olmasının birincil nedeni Akp değil; insanların, tanımadığı fakat ait olduğunu hissettiği diğer insanlar için kendi hayatından fedakarlık yapma duygusunun yok olması.

    Dünya Göç Sorunu L1 Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikDünya Gündeminin Öne Çıkanları
    Sonraki İçerik Kaygılarımı Nasıl Aşarım? | SenSensizsin #7

    Diğer İçerikler

    Bültenler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Emrullah Özdemir
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}