Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Yerel Seçimler ve Güçlü Bir Muhalefet İmkânı
    Yazılar

    Yerel Seçimler ve Güçlü Bir Muhalefet İmkânı

    Adem Yılmaz18 Ağustos 20237 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    AK Parti, Türk siyasetinde seçim başarısının anomalisi haline gelirken başta CHP olmak üzere muhalefet partileri, başarısızlıktan başarı çıkarmaya eğilimli yapılarıyla bu anomalinin kurucu unsurları haline geldiler.

    Muhalefet yapma biçimi, siyasal projeksiyonları ve aktörleriyle birlikte kamuoyunu ikna edip şekillendirme potansiyeli iktidarı alternatifsiz kılmaktan öteye geçemeyen bir muhalefet, kendisini yavaş yavaş feshetmekten öte bir varlık ortaya koyamaz. Elde sadece, kamuoyunu ikna etmekten uzak, muhatabı bile olmayan söylemler kalır.

    Bununla birlikte, başarısızlıktan başarı çıkarma eğilimi CHP’nin bizatihi özsel niteliği haline geldi, getirildi. Öyle ki bu eğilim, İstanbul ve Ankara belediyelerini kazanma başarısının bile yetkin bir şekilde değerlendirilememesine yol açarak CHP’nin olası bir seçim başarısıyla baş edebilme kapasitesinin yetersizliğini de gözler önüne serdi.

    2022’nin yaz aylarında iktidar partisinden hoşnutsuzluğun ulaştığı yüzde 60’lara varan potansiyeli seçim sonuçlarına yansıtamıyorsanız, bu duruma yol açan siyasal akıl ve performans, daha doğrusu alışkanlığa dönmüş siyasal ezberler sorgulanmalıdır.

    Keza, yaşanan başarısızlık süreçlerinde gereken önlemler alınamadığı, eleştirel bir yenilenmeye gidilemediği için güçlü bir iktidar alternatifi olma potansiyeli giderek eridi; başarısızlık, muhalefet açısından kalıtsal bir hal kazandı.

    Bu bağlamda, 2024 yerel seçimlerine bir adım daha yaklaşırken seçimden mutlak başarısızlıkla çıkmış iki siyasal partinin, CHP ve İYİ Parti’nin mevcut konumlarını ve bu konumun güçlü, iktidar alternatifi bir muhalefet olma adına neler söylediğini ele almak yerinde olacaktır.

    CHP: Başarısızlığın Başarı Öyküleriyle Yetinmek

    İktidar alternatifi olmak, kamuoyunu şekillendirme potansiyeline sahip olmayı gerektirir. Eğer bir alternatif olma iddianız varsa bu potansiyel, sizin asli unsurunuz, temel göreviniz olmalıdır.

    Kamuoyunu şekillendirme potansiyelini mümkün olan en etkin şekilde açığa çıkarmanın koşulu ise asıl konuya, yani seçimlerin psikolojisine ve karakterine dair doğru bir kavrayış geliştirmektir.

    CHP’nin her şeyden önce seçim karakterini anlama konusunda zafiyeti söz konusuydu. Bu zafiyet, “aramızda kalsın, kazanıyoruz” fantezisiyle gizlendi.

    Yirmi yıllık bir başarı anomalisinin yarattığı sosyoloji ve toplumsal tahayyül ile bizatihi iktidarın -her ne kadar yorgun olsa da- yirmi yıllık deneyimi, gerek söylemsel düzeyde gerekse atılan adımlarda muhalefet tarafından kolaylıkla göz ardı edildi.

    Bu göz ardı edişin en önemli göstergesi; ekonomik sorunların durdurulamaz artışı ve ardından yaşadığımız deprem felâketinin, iktidarı tıpkı 1999 depreminin etkisi gibi kesin bir şekilde yenilgiye götürdüğüne dair analizlerin ortalığı kaplamasıdır.

    Mitsel niteliğe sahip olan, başka bir deyişle bir varsayımı doğallaştırarak doğrulamak üzere yapılan böylesi analojik analizler ve bu analizleri referans alan seçim yaklaşımı, muhalefetin söylemlerine, seçim stratejilerine ve aday belirleme sürecine doğrudan etki etti.

    Oysa seçimler, analojik analizlerin doğrulamalarına sığınılmakla yetinilen, siyasal ve toplumsal kültürü teşkil eden olgu ve kavramların tartışmaya açıldığı uğraklar değildir. Seçmenler, özellikle de uzun süren iktidarlar karşısındaki kararsızlıkları konusunda, temel siyasal kavramlarını, görme ve duyma biçimlerini sorgulamaya açan söylemlerden rahatsızlık duyarlar. Üstelik söz konusu seçmen profili, muhalefetin yıllardır aldığı oy oranının üzerine çıkması için desteğine ihtiyaç duyulan muhafazakâr milliyetçi bir çizgiden oluşuyorsa bu rahatsızlık olasılığı her adımda göz önünde bulundurulmalıdır.

    Toplumsal hayata sabitlenmiş kavramlar ve yirmi yıllık iktidarın içeriklerini güçlü bir şekilde oluşturduğu olgular üzerinden yapılan propagandalar, hafızası güçlü bu kavram ve olgular bağlamında negatif bir etki yaratmak dışında bir işe yaramaz, keza yaramadı da.  

    Bütün bu saptamalar, muhalefetin seçim stratejisinin ve seçimin önemine dair kavrayışının ne denli yetersiz olduğunu göstermekle birlikte, iktidar karşısında ilk defa derin tereddütleri olan seçmenlerin olduğu bir sürecin açık bir başarısızlıkla sonuçlanması nedeniyle de derin bir güven krizine yol açtı.

    CHP’nin mevcut yönetimi, bu güven krizini de açık başarısızlıktan başarı örnekleri çıkararak atlatma peşinde. Önceki seçim başarısızlıklarında olduğu gibi özeleştirel bir yenilenmeye kendini bırakmayı bir kenara itti.

    Bunu yapmalarındaki ana sebep ise seçmen tabanının kendisine mecbur olduğuna dair gerçekliğe sığınmaları. Nitekim bu mecburiyet olgusunu açık bir şekilde deklare de ediyorlar.

    Sorun şu ki “mecbur” olduğunu düşündüğünüz bir kesimi ikna etmek için bir kaygı da duymazsınız. Başka bir deyişle bu, kendi seçmen kitlenizi bile şekillendirmek gibi bir potansiyelden yoksun olduğunuzu gösterir.

    Yıllardır yaşanan seçim başarısızlıklarıyla ağır yaralar almamış gibi seçim öncesi yaratılan ideolojik fantezinin yol açtığı politik travmaları “mecburiyet” penceresinden okumak ve onların üzerini “mecburiyet” hissi ile örtmek, CHP açısından sadece yerel seçimler üzerinde değil, partinin niteliği üzerinde de etki yaratacaktır.

    Keza güçlü bir iktidar alternatifi olma potansiyeline sahip bir siyasal parti, Sigmund Neumann’ın ortaya koyduğu sınıflandırmada “bütünleştirici” bir niteliğe sahip olmalıdır. Bütünleştirici partiler, proaktif siyasal stratejiler geliştirerek kitlelerin kaygılarına yanıt olmakla birlikte onları seferber etme potansiyelini de açığa vurur.

    Dolayısıyla sadece kendi seçmen tabanlarının oyunu güvence altına almakla yetinmez ya da onların “mecburiyeti” üzerinden kendine konforlu bir siyasal konum atfetmez.

    CHP gerek seçim öncesi gerekse sonrası izlediği strateji ile bu konforlu konumun varsayımıyla hareket etmeyi sürdürüyor. Nitekim Kemal Kılıçdaroğlu yönetiminin başarısızlıklardan oluşan seçim mirası, 14-28 Mayıs bozgunuyla birlikte CHP’yi “bütünleştirici” bir parti olmaktan çıkarıp kendi seçmen tabanının sağladığı oyu güvence altına alan bir temsil partisine dönüştürmekte.

    Neumann’ın vurguladığı üzere temsil partileri, esas görevlerini kendi seçmen tabanını ve onun kaygılarını yansıtmak olarak görürler; tabanını şekillendirmek ve genişletmek değil.

    CHP, içinde bocaladığı başarısızlıktan başarı çıkarma davranışı ile giderek bir temsil partisine dönüşüyor. Dahası, temsil ettiği kitleyi de kendisine mecbur olarak kodlayarak onların kaygılarının politik takipçisi olma hüviyetine de ciddi zararlar veriyor.

    İYİ Parti: Aksiyolojik Krizi Aşamamak

    İYİ Parti, Altılı Masa sürecine olan inancı ile kendi politik failliğini güçlendirme eğilimindeydi. Fakat Altılı Masa, bir yıllık serüvenine bakıldığında, söylemsel olarak İYİ Parti’nin paralelinde hareket etse de pratikte Kılıçdaroğlu’nun adaylığını meşrulaştırma dışında bir anlama sahip değildi.

    CHP’li isimlerin bu yöndeki açıklamaları gibi semptomlar Altılı Masa’nın söylemlerinin aksine “ne olduğunu” ortaya koysa da İYİ Parti, söz konusu mekanizmaya olan inancını Mart ayının başlarına dek muhafaza etti. Bu açıdan sürecin en çok yara alan faillerinden biri, İYİ Parti oldu.

    Tüm bunların yanında İYİ Parti, hâlâ kendi aksiyolojik karakteri hususunda tutarlı bir noktaya gelmiş değil. MHP gibi güçlü bir geleneğe sahip bir siyasi partiden ayrılarak kurulan İYİ Parti, ülkücülük ile olan bağı konusunda, daha doğru bir ifadeyle, bu bağı kendi aksiyolojik sıralamasında nereye konumlandıracağı hususunda kararsızlığı ile aldığı yaraları derinleştiriyor.

    Aslına bakarsanız MHP lideri Bahçeli’nin İYİ Partiye son çağrısı da biraz bu kararsızlığın farkında oluşun bir kanıtı. Keza CHP ile ittifak meselesini de kodlayacak olan nokta bu kararsızlık.

    İYİ Parti’nin şu iki husustan birinde karar kılması gerekiyor:

    1. Ülkücülük, partimizin birinci değeri. MHP ile bu konuda rekabet bizim asli siyasal çizgimizi oluşturuyor.
    • Merkez sağa yönelmek ve bütünleştirici bir parti olmak bizim birinci değerimiz. Ülkücülük bu değerlerimizin asli zemini.

    AK Parti’nin Millî Görüş çizgisinden, onu reddetmeden ondan fazlası olma anlamında kontrollü kopuşu ikinci seçeneğin bir örneği. Saadet Partisi’nin konumu ise tam olarak olmasa da ilk hususun bir göstergesidir.

    İYİ Parti, mevcut durumda ise her iki husustan oluşan bir karışıma kendini kaptırarak bunlardan ne biri ne diğer olma yolunda ilerliyor.

    CHP ve MHP ile olan ilişkilerindeki karmaşa da bir bakıma bu karışımın ve ağırlık noktasındaki kaymalarının bir neticesi.

    İkinci seçenekte karar kılınması ise CHP ile ittifakın önemsiz bir enstrümana dönüşmesi ve İYİ Parti’nin kendi deyimleriyle müstakil bir şekilde hareket etmesinin önünü açacaktır.

    Yerel Seçimler: Güçlü Bir Muhalefet İmkânı mı, Alternatifsizliğin İlanı mı?

    CHP giderek bir temsil partisine dönüşüp temsil etme iddiasında bulunduğu kitlelere mecburiyet penceresinden yaklaşıyor. İYİ Parti ise aksiyolojik duruşunu netleştirme hususunda acele etmiyor. Bu nedenle, yerel seçimler ciddi bir kırılma noktası olacak. Bu kırılma noktası iktidar alternatifi, güçlü bir muhalefetin doğuşu ile ilgili.

    Haliyle bu durumda kendisini ikincilleştiren siyasal düzen ve partilerin karşısında muhalif seçmenin vereceği karar, hayati bir öneme sahip. Muhalif seçmenin yerel seçimlerdeki kararını asli kılan husus, yaşanan bunca seçim başarısızlığının muhalif partilerde gerçek bir yenilenmeye yol açmaması elbette.

    Bana kalırsa güçlü bir muhalefetin doğuşu için başta CHP olmak üzere muhalefet partilerinin başarısızlıktan başarı çıkarmalarını bile engelleyecek derin bir çöküş gerekli.

    Bu çöküş, seçmen kitlesini “mecburiyet” üzerinden okuyan yaklaşımın da ödediği politik bedel olarak kayıtlara geçecektir.

    Türkiye’de güçlü, iktidar alternatifi bir muhalefetin, kamuoyunu şekillendirebilecek bütüncül bir siyasal aktörün doğuşu için bu bedelin ödenmesi gerekli. Yerel seçimler, bu bakımdan ciddi bir şans.

    Keza aksiyolojik krizlere kapılmış, seçmenini mecburiyet hissine âdeta hapsetmek isteyen muhalif siyasal stratejiler, tüm iktisadi ve siyasi krizler karşısında iktidarı onaylamaktan başka bir sonuca yol açmayacaktır.

    Fotoğraf: Clay Banks

    R1 Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikKitap Yorum: Muhafazakârlığın İki Yüzü, Fırat Mollaer
    Sonraki İçerik İmamoğlu’nun Yolu

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Türkiye’de İşgücü Piyasası: Perşembe’nin Gelişi Çarşamba’dan Belli midir?

    2 Haziran 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Kadir Serkan Selçuk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Türkiye’de İşgücü Piyasası: Perşembe’nin Gelişi Çarşamba’dan Belli midir?

    2 Haziran 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Yeni Anayasa Yeni Türkiye Demek Değil

    30 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Komünizmin Rıza Nur’u: Aclan Sayılgan

    28 Mayıs 2025 Yazılar Kadir Serkan Selçuk

    Dünya Gündemi: ABD-AB Gümrük Müzakereleri, Rusya’dan Ukrayna’ya Yeni Hava Saldırısı, Venezuela Seçimleri

    27 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}