Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
      • Kitap Yorum
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • ABD Gündemi
      • Avrupa Gündemi
    • daktilo2
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Türkiye’de Basın Özgürlüğü: Kamusal Alan Üzerinde Yargının Ağır Baskısı
    Yazılar

    Türkiye’de Basın Özgürlüğü: Kamusal Alan Üzerinde Yargının Ağır Baskısı

    Gürkan Özturan26 Eylül 20254 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Medya Özgürlüğü Acil Müdahale (MFRR), 2025’in ilk yarısını mercek altına alan son Medya Özgürlüğü İzleme Raporu’nu yayımladı. Yeni raporun bulgularına göre Türkiye bölümünde öne çıkan sonuçlar oldukça kaygı verici: Ocak-Haziran döneminde ülkede 64 ihlal kaydedildi ve bu olaylardan en az 157 medya çalışanı ve kuruluşu doğrudan etkilendi. Tarihsel açıdan bakıldığında, bunun birbirinden bağımsız vakalar değil, iktidarın ifade hürriyeti alanını giderek daraltmak için yargı, medya düzenleyici ve güvenlik organlarını araçsallaştırdığı sistematik bir strateji olduğu görülüyor.

    İmamoğlu’nun Tutuklanmasının Getirdikleri

    İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanı Ekrem İmamoğlu, Mart 2025’te CHP ön seçiminde 15 milyondan fazla seçmenin oyunu alarak Cumhurbaşkanı adayı gösterildi. Ancak adaylık sürecinde önce adaylık için zorunlu bir koşul olan üniversite diploması iptal edildi, ardından da yolsuzluk ve terör bağlantısı suçlamalarıyla tutuklandı. İmamoğlu’nun şahsi konumunun ötesinde bu adım, yargıdan polise, medya düzenleyicisinden dijital mecralara kadar uzanan geniş çaplı bir baskı kampanyasının tetikleyicisi oldu.

    Tutuklama sonrası düzenlenen eylemleri izleyen gazeteciler doğrudan hedef alındı. Sadece bir haftada Mapping Media Freedom veritabanına 19 ihlal bildirildi. Bunların çoğu, gösterileri takip ederken polisin orantısız şiddeti sonucunda meydana geldi. Gazetecilerin kendilerini basın olarak açıkça tanıtması ise herhangi bir koruma sağlamadı; uzun süredir süregeldiği gibi polis, medya mensuplarını da eylem kalabalığının bir parçası olarak görmeye devam etti ve haberciler yaşananlara “tanıklıkları” nedeniyle adeta cezalandırıldı.

    Baş Fail Olarak Mahkemeler

    Yılın ilk yarısında Türkiye’deki ihlallerin neredeyse yarısı yargı kaynaklı olarak kayda geçti. Mahkemelerden beklenmesi gereken ifade hürriyeti ve medya özgürlüğünü korumasıyken, Türkiye’de tam tersi bir uygulama yapılıyor; gazetecilere yönelik ihlallerin en yaygın hali yargı eliyle gerçekleşiyor.

    Bu yüzde 48,4’lük orana bakıldığında soruşturmalar, mahkumiyet kararları, hapis ve ertelenmiş cezalar ön planda görünüyor. Özellikle son yıllarda artan adli kontrol ve ev hapsi kararları, yargı baskısının çeşitlenerek yaygınlaştığını da gösteriyor.

    2025 ortası itibarıyla 17 gazetecinin cezaevinde olduğu, çok daha fazlasının ise süregelen davalarla karşı karşıya olduğu raporda belirtiliyor. Hakaret, terör örgütü üyeliği gibi muğlak ithamlarla yürütülen bu süreçlerde yargı artık sadece yasa uygulayıcısı değil, toplumsal tartışmalara girmeden önce eleştirel sesleri tırpanlayan bir “siyasi eşik bekçisi” rolüne bürünmüş durumda görünüyor.

    Haberi Polis ve RTÜK Aracılığıyla Kontrol Etmek

    İhlallerin üçte biri de polis ve güvenlik güçlerinden kaynaklı olarak öne çıkıyor raporda. Bu da Türkiye’deki medya ortamını medeni bir tartışma alanından çok bir “çatışma sahası”na çeviriyor. Özellikle önemli olayları takip eden gazetecilerin hedef alınması, sadece bireysel sesleri değil, bütün haber merkezlerini susturmaya yönelik caydırıcı bir etki yaratıyor.

    Öte yandan, kaba kuvvet tek yöntem de değil. RTÜK, eleştirel medya kuruluşlarını yayın lisanslarını iptal etme tehdidi savuruyor, yayın yasakları ve ekran karartma uygulamalarına sıklıkla başvurup ağır para cezaları uygulayarak baskı ortamını kurumsallaştırıyor. RTÜK’ün yayıncıların yalnızca iktidarın yaptığı resmi açıklamalara dayanmasını istemesi, bağımsız doğrulama ilkesine doğrudan bir müdahale ve haberciliği yapılamaz hale getiren bir baskı biçimi olarak ayrıca kayda geçiyor raporda.

    Daralan Dijital Alan

    İmamoğlu’nun tutuklanmasının hemen ardından sosyal medya mecralarına erişimin kısıtlanması, iktidarın kriz anlarında bilgi ve haber dolaşımını tamamen kontrol etme isteğini tekrar gözler önüne serdi. Polis doğrudan sokakta bilgi akışını engellemeye çalışırken, BTK ve diğer kurumlar dijital alanda aynı yönde kısıtlamalar getirerek bilgi akışını internet ortamında engellemeye çalıştı.

    Anaakım medyanın neredeyse tamamen hükümet kontrolünde olduğu bir ortamda sosyal medya, kalan tek çoğulcu kamusal alan durumundaydı. Ancak burada da resmi söylemler daha yaygın bir biçimde görünürlük edinmeye başlıyor. Bağımsız medya her ne kadar bu kanalları kullanarak çoğulcu bir medya ortamı sağlamaya yönelik adımlar atsa da, mecralardan kaynaklı algoritmik baskılar ve ülke içinde uygulanan teknik yavaşlatmalar bağımsız medyanın görünürlüğünü boğarak söylemsel üstünlüğü resmi açıklamalar tarafına yönlendiriyor.

    Demokrasiye Karşı Silah Olarak Yargı

    MFRR raporu, Türkiye’de uzun süredir gözlemlenen eğilimi net biçimde doğruluyor: Yargı, demokratik ilkeleri korumak yerine medya özgürlüğünün en büyük ihlalcisine dönüşmüş durumda. Bugün mahkemeler, polis ve düzenleyici kurumlar bağımsız gazeteciliğe karşı ortak bir cephe oluşturuyor. Bu durumda kamusal alanın çöküşü, toplumun tercih ve kararlarını dayandıracağı önemli bilgi ve haberlerden mahrum kalması anlamına gelebilir.

    Türkiye’nin deneyimi, özellikle yargı bağımsızlığının tehdit altında olduğu Avrupa ülkeleri için uyarıcı bir örnek teşkil ediyor. Medya özgürlüğü bir gecede ortadan kalkmaz; hakları savunmakla yükümlü kurumların içeriden dönüştürülmesiyle, iktidarın aracı haline gelmesiyle kademeli olarak erozyona uğradığı bir sürece yayılır. Türkiye’de bu dönüşüm neredeyse tamamlanmış görünüyor ve eğer engellenmezse kalıcı hale gelmesi işten bile değil.

    Tarih bize gösteriyor ki böylesi yapılar bir ülkede sağlamlaştığında, etkileri sınırlarını da aşar ve başka ülkelere ihraç edilir. Türkiye’deki bu çöküş, yalnızca Türkiye’yi değil çok daha geniş bir coğrafyayı da ilgilendirir.

    Hukuk M Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikRus Ruleti: Türkiye’de Etki Ajanlığı Yasası

    Diğer İçerikler

    D84 INTELLIGENCE

    Rus Ruleti: Türkiye’de Etki Ajanlığı Yasası

    24 Eylül 2025 Tarık Beyhan
    Videolar

    Sonu Gelmeyen Kurultay Davası | Çavuşesku’nun Termometresi #271

    23 Eylül 2025 Ekin Keleş, Burak Bilgehan Özpek ve İlkan Dalkuç
    daktilo2

    Ronaldinho veya Gizemsiz Devlet Teorisine Göre Erken Seçim Ne Zaman Olur?

    21 Eylül 2025 Alper Yağcı

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Türkiye’de Basın Özgürlüğü: Kamusal Alan Üzerinde Yargının Ağır Baskısı

    26 Eylül 2025 Yazılar Gürkan Özturan

    Rus Ruleti: Türkiye’de Etki Ajanlığı Yasası

    24 Eylül 2025 D84 INTELLIGENCE Tarık Beyhan

    Vakıf Üniversitelerine Kayyım Atanması: İstanbul Bilgi Üniversitesi Kararı ve Hukuki Çerçeve

    19 Eylül 2025 Yazılar Bekir Biçkin

    “Foreign Agent” Draft Bill in Turkey

    19 Eylül 2025 D84 INTELLIGENCE Gürkan Özturan

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Eylül 2025
    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • daktilo2
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}