Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Tek Adam Rejimi Deprem Felaketinin Mimarı Oldu
    Yazılar

    Tek Adam Rejimi Deprem Felaketinin Mimarı Oldu

    Doğukan Yıldız18 Mart 20235 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    50 bine yakın insanımızın hayatını kaybettiği 6 Şubat Kahramanmaraş deprem felaketinin iç ve dış sonuçları daha net anlaşılmaya başlandı. Depremin yıkıcı etkisiyle travmatize olan ülkede, uzun yıllar depremin ekonomik, sosyal, psikolojik ve siyasal etkilerinin devam edeceği öngörülüyor. Depremin yarattığı dayanılmaz acıyı, dayanışma ve birlik duygusuyla hafifletmeye çalışan toplumun ortaya koyduğu feraset, Türkiye’deki kutuplaşma ortamını kısa bir süre de olsa yumuşattı. Ancak yıkımın her açıdan mimarı olan iktidarın Türkiye’yi 20 yılın sonunda getirdiği nokta, süreç içerisinde yaşanılan bir takım somut olaylarla açığa çıktı ve iktidarın ortaya koyduğu güçlü devlet anlatısının maskesi düşmüş oldu.

    Türkiye’de devletin organizasyon kabiliyetindeki kurumsallaşmayı yok eden tek adam sistemi, deprem felaketinin ardından yeterli aksiyonun alınamamasının bir tezahürü olarak ortaya çıkmış ve devletin afet bölgesine ilk üç gün ulaşamamasına neden olmuştu. Nitekim kamuoyunun en çok tartıştığı unsurlardan biri, devletin kolluk güçlerinin depremin ilk anında afet bölgesindeki çalışmalara yeterli sayıda katılmaması oldu. Kimsenin anlam veremediği bu durum, kimilerince daha sonra Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın kişisel ihtiraslarıyla ilişkilendirildi. Türkiye’deki güç dengeleri arasındaki çatışmayı açığa çıkaran deprem felaketinde hem İçişleri Bakanı, hem de Savunma Bakanı depremin ilk anında müdahale için hazır olduklarını ve talimat beklediklerini açıklamışlardı.

    Afeti Yönetemiyorsan Algıyı Yönet!

    Türkiye’de kurum ve kuruluşlardaki çürümenin ayyuka çıktığı Cumhurbaşkanlığı Hükümet Sistemi’nde, insanlarımız deprem sonrası tüm çıplaklığıyla aynı zamanda bir ahlaki çöküşe de tanık oldu. Deprem felaketi karşısında ciddi bir acziyet gösteren iktidarın İletişim Başkanlığı üzerinden algıyı yönetme konusundaki seferberlik hali, rejimin makyavelist zihinsel arka planını açığa vurdu. Depremin “Asrın Felaketi” olarak lansmanının yapılması, insanların yaşadığı acının “kader planı” çerçevesinde açıklanması, dinin istismarının çarpıcı örnekleri oldu. Dahası, Türkiye’de rejimin ruhunun temel karakteristik özelliği olan Batı karşıtlığı, deprem felaketinde dahi bir takım sosyal medya hesaplarından senkronize bir şekilde devam etti. Türkiye’nin ABD tarafından işgal edileceği veya depremin ABD savaş gemisi tarafından HAARP teknolojisi kullanılarak tetiklendiği şeklindeki komplo teorileri, rejimin medya aparatları tarafından yıkımın ardındaki gerçekleri örtmek için kullanıldı. Ancak iktidarın “Türk’ün Türk’ten başka dostu yoktur” söylemiyle devamlı suni bir şekilde arttırdığı Batı karşıtlığı, Türkiye’nin kurumsal olarak parçası olduğu Batı İttifakından gelen güçlü yardım ve dayanışmayla anlamsızlaştı.

    İktidarın deprem felaketi sonrası giriştiği gerçekleri makyajlama ve halktan gizleme çabaları, sosyal medya aracılığıyla muhalif kamuoyu tarafından çürütüldü ve ortaya birçok yeni skandal çıktı. Deprem felaketi sonrası insanlarımızın iyice yolsuzluğa batmış rejime güvenmeyip bağışlarını Ahbap başta olmak üzere birtakım derneklere yapmış olması, iktidarda ciddi bir paniğe yol açmış ve organize edilen bağış şovu, Türkiye’deki rejimi tüm derinlikleriyle ortaya çıkarmıştı. Büyük ölçüde devletin kurum ve kuruluşlarının imkanlarıyla yapılan bağış şovu, tarihimizin en utanç verici anlarından biri olarak anılacak. Ayrıca çürümenin bir başka boyutu olan ve insanlara “bu kadar da vicdansızlık olmaz” dedirten Kızılay’ın çadır skandalı, iktidarın uzun yıllardır saklamaya çalıştığı Kızılay rezilliklerinin doruğa çıktığı bir an olarak hafızalara kazındı.

    Yıkımın Bilançosu

    Tabii geçmişte ülkemizde yaşanılan acı verici olaylar sonrası durumun vahametini anlamayan veya anlamak istemeyenlerin savunduğu, “olsa olsa bunlar devletimizi karalamak için yapılan kirli propagandalardır” zihniyeti ve “devlet ayrı, hükümet ayrı” bakış açısı tümüyle iflas etti. İktidarın ülkenin üstüne beton dökerek inşa ettiği “Yeni Türkiye” anlatısının, ülkemizin bir deprem ülkesi olduğu olgusu dışında son derece ciddiyetsiz bir şekilde oluşturulması, aslında “devlet aklı” kavramının içinin ne kadar boş olduğunu da gözler önüne sermiş oldu. Öyle ki, depremlerden en çok etkilenen 10 şehirde 1981-2000 yılında inşa edilen binaların oranı %26,1 olurken, 2001 ve sonrası inşa edilen binaların oranının ise %51,8 olduğu ortaya çıktı. Buna rağmen Cumhurbaşkanı Erdoğan tüm bu olguları reddetmiş ve binaların %98’nin 1999 öncesi inşa edildiğini iddia edebilmişti.

    Sonuç olarak 11 ilde incelenen 830 bin binanın %51’i az hasarlı, orta hasarlı, ağır hasarlı veya yıkılmış durumda. Son 22 yılda “Özel iletişim Vergisi” olarak toplanan vergi tutarı 38,4 milyar dolara ulaşırken, iktidarın çıkardığı imar aflarının tutarı ise 25 milyar TL’yi buluyor. Türkiye’de inşaat sektörüyle övünen iktidarın ülkenin kaynaklarını betona harcadığı 20 yıllık sürecin sonunda Dünya Bankası’nın ilk belirlemelerine göre depremin maliyetinin 34 Milyar doları aşması bekleniyor. İktisatçı Mahfi Eğilmez’in hazırladığı analize göre ise deprem sonrası konut yapımı için ihtiyaç duyulan finansman tutarının 45 milyar doları bulacağı, GSYH’a ise 25 milyar dolarlık bir etki yapacağı öngörülüyor. Türkiye’nin ihracat kaybı 7 milyar dolar olarak tahmin edilirken, devletin vergi kaybı ise 3 milyar dolar olarak hesaplanmış. Başka kaynaklarda 80 milyar dolar civarında maliyet hesaplamaları da yapıldı.

    Bundan Sonra Ne Olacak?

    Türkiye’nin yaşadığı siyasi kriz, deprem sonrası farklı iç ve dış dinamiklerle şekilleniyor. Önce seçimin ertelenmesi konuşulmuş, fakat ardından Cumhurbaşkanı Erdoğan kendi siyasi geleceği açısından seçimlerin 14 Mayıs’ta yapılmasını uygun görmüştü. Millet İttifakı deprem sürecinden kısa bir süre kopup kendi iç tartışmalarına odaklandı. Aday tartışmaları Millet İttifakını yıprattı. İYİ Parti lideri Meral Akşener kendi partisi içinden CHP lideri Kemal Kılıçdaroğlu’nun adaylığına yapılan itirazları yüksek bir perdeden kamuoyuna açıklayarak önce masadan kalktı, fakat daha sonra partisinin varoluşsal bir krize girdiğini görüp bir ara formülle geri döndü. Bu geri dönüşte toplumsal muhalefetin Millet İttifakının bir arada kalmasına yönelik baskısının da çok ciddi etkisi oldu. Nihayetinde Millet İttifakı’nı oluşturan partilerin genel başkanlarının ve Ankara ve İstanbul Büyükşehir Belediye Başkanlarının Cumhurbaşkanı Yardımcısı olduğu bir koalisyon protokolü ile Millet İttifakı’nın Cumhurbaşkanı Adayı olarak CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu’nun ismi açıkladı.

    İktidar, devletin tüm imkanlarını araçsallaştırarak depremin yaralarını hızlı bir şekilde sardığı görüntüsünü verip depremin orta ve uzun vadeli yakıcı etkilerini halka yansıtmamaya çalışarak seçimlere hazırlanıyor. Ancak Erdoğan liderliğinde oluşan ulusalcı, milliyetçi ve siyasal İslamcı koalisyon tamamen tükenmiş durumda. İktidar tüm stratejisini muhalefeti bölmek üzerine kurdu ve bunu, din ile milliyetçilik istismarı üzerine kurulu algı operasyonları üzerinden gerçekleştirmek istiyor.

    Türkiye’de hikayesini tamamlayan Erdoğan döneminden sonra yeni bir anlatı ile seçmenlerin karşısına çıkmak isteyen muhalefetin en önemli 3 aktörü olan CHP, HDP ve İYİP gibi partilerin iktidarın oyunlarına karşı zamanın ruhunu yakalaması ve seçimlerin kazanılması için gerekli mobilizasyonu “voltran” etkisiyle açığa çıkarması gerekiyor.

    Deprem felaketi sonrası psikolojik olarak da yıkılan ülkenin yeniden ayağa kalkması ve tarumar olmuş ekonominin yeniden normalleşmesi için Türkiye’nin ihtiyaç duyduğu kaynak Batı dünyasında. Türkiye’nin kurumsal olarak bağlı olduğu Batı ile ilişkilerini başta ABD ve AB olmak üzere yeniden düzenlemesi ve kendisini kademeli olarak demokrasi ve otokrasi ayrışmasının giderek perçinlendiği bir dünya düzeninde yeniden konumlandırması, en acil ihtiyaçlar olarak karşımıza çıkıyor.  

    Fotoğraf: Jens Aber

    Deprem Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikTürkiye’de Otoriter Rejimin Temellendirilmesi
    Sonraki İçerik Ekonomi Gündemi: SVB’den Sonra Credit Suisse Krizi de Çözüldü

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}