Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Soylu’nun İstifa Süreci ve Siyasi Geleceği
    Yazılar

    Soylu’nun İstifa Süreci ve Siyasi Geleceği

    Nezih Onur Kuru27 Nisan 20207 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    10 Nisan’da alınan sokağa çıkma kısıtlaması kararının ardından yaşanan kargaşa iç siyasette çalkantıya yol açtı. Soylu’nun istifasının Cumhur İttifakı seçmeninde yarattığı üzüntü, bakanın bir siyasi olarak liderlik potansiyelini gündeme taşıdı. Bahçeli’nin Soylu’nun görevinde kalması konusunda ısrar etmesiyle birlikte daha önceden de dile getirilen MHP-Soylu ilişkileri tekrar konuşulmaya başlandı. Bu ihtimalleri değerlendirmek için yaşanan gelişmelerin yanı sıra AK Parti, MHP ve Soylu’nun ayrı ayrı aktörler olarak incelenmesi gerekiyor.

    10 Nisan Cuma gecesi yaşanan kargaşanın sorumlusunun kim olduğu önemli bir tartışma konusu. Soylu ilk hedef olsa da bu gece yaşananlar tekrar incelendiğinde sorumluluğun sadece Soylu’ya yüklenmesinin doğru olmadığı anlaşılabilir. Karar, İçişleri Bakanlığı genelgesiyle kamuoyuna duyurulsa da nüfusun %78’ini etkileyen bu genelgenin başkanlık sisteminde Cumhurbaşkanı’nın onayı önceden alınmadan hazırlanamayacağı açık. Nitekim Erdoğan’ın da sokağa çıkma yasağına karşı olduğu kamuoyunda bilinen bir husus. Öte yandan Soylu başkanlığında kararın alındığı toplantı henüz bitmeden genelgenin televizyonlara aktarılması da yönetimde Soylu’yu zorda bırakacak bir hamle yapıldığını düşündürüyor.

    Olay sonrasında hem muhalefet hem de bazı AK Partililer Soylu’yu açıktan eleştirmeye başladı. Soylu kararda Cumhurbaşkanlığı’nın dahli olduğunu dile getirse de Ahmet Hakan’a vermiş olduğu ve 12 Nisan Pazar günü yayınlanan demeçte “Zamanlaması açısından alınan karar, bakanlığımıza ait bir karardır. Bir kez daha söylüyorum: Eleştirileri de aldım kabul ettim. Hakaretleri de kabul ettim.”  ifadeleri yer aldı. Böylece Soylu hem sorumluluğu tek başına almadı hem de AK Parti döneminde pek görülmeyen istifa etme davranışının erdemini kazanmış oldu.

    İstifa sürecinden önce AK Parti destekçileri içinde Albayrak ailesinin sahip olduğu Turkuvaz Medya’ya yakın gruplar Koronavirüs krizinin faturasını Soylu’ya kesmek istese de, Soylu Erdoğan’a sadakatini sunduğu istifa metninde kendine bir siyasi alan açmış oldu. Buna karşılık Bahçeli’nin de baskısıyla Erdoğan parti içi çevrelere rağmen sahadaki en başarılı askeri olan Soylu’nun istifasını kabul etmedi. Soylu’nun başarısını araştırma verileri de ortaya koyuyor. Metropoll Araştırma’nın verilerine göre Cumhur İttifakı tabanında Erdoğan haricinde lider olarak öne çıkan en önemli isim Soylu. Fakat Soylu bir oyun kurucu olarak AK Parti’den ayrılmak istediği takdirde Gül ve Davutoğlu’na karşı yapılan kara propagandaya maruz kalabileceği unutulmamalı. Bununla beraber Soylu’nun Gül ve Davutoğlu gibi AK Parti dışında beraber hareket edebileceği siyasetçi ve medya çevresi mevcut görünmüyor.

    Süleyman Soylu’nun siyasal kariyerine bakıldığında merkez sağ siyasetçilerinde görülen pragmatizm göze çarpıyor. İslami veya milliyetçi siyasilerden farklı olarak Soylu cemaat, tarikat bağları veya ideolojik bir çevrenin desteğine dayanmak yerine 1987’den bu yana parti hiyerarşisinde kendi çabasıyla yükselen bir merkez sağ siyasetçisi profili çiziyor. Zamanın ruhuna göre hareket eden Soylu Demokrat Parti (DP) başkanlığı döneminde Erdoğan’ı hedef alsa da 2010 referandumu kampanyasında Evet blokuna destek vermişti. 

    2009 yerel seçimlerinde %5’e yaklaşan DP, AK Parti’nin %47’den %39’a gerilemesiyle birlikte sağda bir alternatif olarak yükselme belirtisi göstermişti. Fakat, 2010 referandumundan %58’lik zaferle çıkan AK Parti bir yandan yargı erkindeki etkisini artırırken, 2011 seçimlerinde %50’ye ulaşarak yasama ve yürütme gücünü tazeledi. AK Parti’nin bürokrasi, medya ve ekonomide de etki alanını genişlettiği bu şartlarda DP’nin artık şansı kalmamıştı ve Soylu 2012’de partisini bırakarak AK Parti’ye katıldı.

    7 Şubat 2012’de yaşanan MİT krizi, 17-25 Aralık süreci ve Çözüm sürecinin bitişiyle birlikte iktidarda milliyetçilere alan açıldı. 15 Temmuz 2016 başarısız darbe girişimi ve 2017 Cumhurbaşkanlığı referandumuyla birlikte MHP muhalefetten ayrılarak Erdoğan’ın yanına geçti ve Cumhur İttifakı içinde iktidarın fiili ortağı oldu. İslami bir referansı olmadığı için Bahçeli’nin güvenini kazanabilen Soylu yine zamanın ruhuna uyum sağladı ve bu milliyetçi dönemde İçişleri Bakanı olma statüsüne erişti. Terörle mücadelede ve muhalefete karşı şahin söylemleri ve çizdiği kararlı profil Soylu’ya popülarite kazandırdı. Soylu’nun bu popülaritesini PKK ve diğer terör örgütlerini bitiren bakan olarak taçlandırmak istediğini söylemek mümkün.

    Bu çerçevede İslami gelenekten gelmeyen Soylu’nun milliyetçi söylemiyle birlikte  MHP desteğiyle bakanlığını sürdürdüğü ve Bahçeli’nin mirasçısı olabileceği görüşü dile getirilmeye başlandı. “Ulusal güvenliğin risk altında” olduğu bu dönemde terörle mücadelede etkin olan ve MHP ile aynı söylemde bulunan bir siyasetçinin adının MHP ile anılması şaşırtıcı değil. Fakat bu görüş MHP’nin iç dinamiklerini hiçe sayan yüzeysel bir fikir gibi görünüyor.

    Bahçeli’yle birlikte MHP 1990’lardan 2010’lara kadar hem milliyetçi sağ hem de merkez sağa hitap eden bir parti hüviyeti kazanarak oy oranı %18’e ulaşan bir partiye dönüşmüştü. Bu dönüşüm parti içi siyasete de yansımış, merkez sağdan gelen Meral Akşener gibi siyasetçiler ön plana çıkabilmişti. Fakat MHP lideri olmak için parti örgütünün adayı kendinden görmesi ve ülkücü kimliğiyle öne çıkmasının gerekliliği Akşener’in partiden ayrılmasıyla sonuçlanan süreçte kendini göstermişti.

    Akşener’in ülkücü geçmişine rağmen DYP’de siyaset yapması parti teşkilatıyla organik bir bağ kurarak lider olmasına engel olmuştu. Soylu’nun ülkücü gelenekle hiçbir resmi bağının olmadığı biliniyor. Ayrıca Akşener yükselirken henüz MHP- İYİ Parti ayrılığı yaşanmadığı için MHP halen daha heterojen bir görüntü çiziyordu. Buna karşılık İYİ Parti’nin kurulmasından sonra MHP 1990’lar öncesinde olduğu gibi ideolojik olarak sağ uca yerleşti ve parti örgütünde ülkücüler hakimiyeti tamamen elde etti. 

    Artık MHP mevcut durumda AK Parti gibi kitle partisi olmayı önemseyen bir parti değil. 2018 seçimlerinde Bahçeli’nin çok az sayıda miting yapmasına rağmen MHP’nin 6 milyon oy alarak geçerli oyların %11’ine ulaşması da bunu destekliyor. Bu nedenle MHP Bahçeli sonrasında partiye dışarıdan gelen bir isimden ziyade parti örgütünün birlikteliğini sürdürebilecek ülkücü bir isim arayışında olabilir. Partinin bekasını ve iç birliğini sağlamak, partinin oy desteğini genişletebilecek Soylu gibi dışarıdan bir ismin katkısından daha önemli. 

    AK Parti ise Erdoğan’ın karizmasına dayalı bir şekilde siyasi hayatını sürdüren ve Erdoğan’ın çevresinin şekillendirdiği bir parti olmaya devam ediyor. Albayrak ailesinin sahibi olduğu Turkuvaz Medya dışında kalan hükümet yanlısı gazetecilerin Soylu’ya desteği ise kendi iç muhalefetlerini örtülü bir yolla yansıtması şeklinde değerlendirilebilir. Ayrıca Soylu’dan yana tavır alan bu gazetecilerin de tıpkı Posta Gazetesi’nde yazılarına son verilen Candaş Tolga Işık gibi işini kaybetme riski söz konusu. Son olarak seçmenlerin Soylu’ya teveccühünün Soylu’nun Erdoğan’a olan sadakati sayesinde ortaya çıktığını hatırlatmak gerekiyor. 

    Soylu’nun mevcut siyasi kariyeri Cumhur İttifakı liderlerine olan bağlılığına dayanıyor. İçişleri Bakanlığı görevi dahil Soylu’nun kendinden menkul bir kurumsal güce sahip olmadığını söylemek yanlış olmaz. Kısa vadede Soylu’nun geleceğini konuşmak gerekirse, Soylu şahin bir görüntü çizdiği için Cumhur İttifakı’nın konumlandığı milliyetçi-otoriter sağ dışında bir şansı yok. Erdoğan’ın karizmasına dayanan AK Parti varlığını sürdürmek için seçmen desteğine muhtaç ve AK Partili bir isim olarak Soylu’nun da geleceği Erdoğan siyasetteyken buna bağlı. Bu şartlarda Soylu’nun bir sonraki seçime kadar partiyi zayıflatacak bir hamlede bulunması pek mümkün gözükmüyor. Erdoğan ve çevresinin medya, ekonomi ve bürokraside hegemonik bir güce dönüşmesi de Soylu’nun gelecekte tek başına bu çevreye karşı meydan okumasını zorlaştıran faktörlerden.

    Özetle Soylu’nun bireysel siyasi yeteneklerine ve pragmatik ilişkilerine dayalı siyasi öyküsü Soylu’nun yakın gelecekte MHP veya AK Parti lideri olmasını sağlayacak bir kurumsal gücü olmadığı şeklinde de okunabilir. 2010’larda parti içi ayrılıkların yaşandığı MHP ve AK Parti’nin halihazırdaki teşkilat ve çekirdek seçmenlerinin en temel siyasi motivasyonu liderlere ve sağ ideolojiye sadakat. Soylu da bu süreçte Cumhur İttifakı’na sadık ve şahin bir milliyetçi profili çizdiği için ittifak tabanında sevildi. Soylu’nun mevcut siyasilere bayrak açması kendinden menkul bir siyasi desteği olmadığı için çok zor. 

    Sonuç olarak, Soylu’nun beklenmeyen istifası siyasetle ilgilenenlerin oldukça ilgisini çekti ve olası ihtimaller spekülatif de olsa dile getiriliyor. Fakat, ülkücü ve İslami bir geçmişi olmayan eski DP liderinin mevcut iktidarın karşısına çıkarak sadık profilini çöpe atması ve Cumhur İttifakı seçmeninin desteğini kazanması pek kuvvetli bir ihtimal değil. Soylu’nun Bahçeli’nin varisi olarak gösterilmesi de yukarıda bahsedildiği gibi MHP’de ülkücü olmayanları dışlayan parti içi mekanizmanın gücünü küçümseyen yüzeysel bir iddia. Soylu’nun AK Parti içindeki geleceği de Erdoğan’a sadakatine ve Erdoğan çevresinin onayına bağlı. Soylu’nun oyun kurucu bir lider olarak olarak siyasi hayatına devam edebilmesi ise ancak mevcut paradigmanın değişmesiyle mümkün.

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikTürkiye’de Devrim ve Karşı Devrim
    Sonraki İçerik Bir Metafor Olarak Kanalizasyon

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk
    Yazılar

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Salih Yasun
    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}