Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Portrait of a Lady on Fire
    Yazılar

    Portrait of a Lady on Fire

    İlhan Archy30 Aralık 20194 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    2019 kısır başlamıştı. Birbiri ardına gösterime giren filmler sadece vasat olmakla kalmıyordu, aynı zamanda derinden sinemanın ruhunu ıskalıyorlardı. Bunun sebeplerinden birisi elbette sinemalarımızın yıl içinde çıkan yasayla komaya sokulmasıydı. Zaten eskiden de blockbuster türünden olmayan, çoğunlukla altyazılı, filmlerin gösterime girmesi ve vizyonda tatmin edici bir süre kalabilmesi nadir görülen olaylardan sayılırdı, artık artan maliyetler yüzünden daha da imkansız bir hal almıştı. Aslında gişeye oynayan filmlerle bir alıp veremediğim yok. Onlar sinemanın heyecanlı, iddialı yanını ortaya koyuyorlar. Yeni fikirlerin denendiği veya eski fikirlerin yeniden değerlendirildiği işler olarak sinema tercihlerim de çoğunlukla o yönde.

    Kendi açımdan sinema sevgim güzel bir hikayenin ehil sanatçılar tarafından anlatımına dair arayıştandır diyebilirim. Sinema sadece bu değildir elbette ama benim için en öne çıkan özelliğidir. İnsanlar ki tarih boyunca mağara duvarlarında, bir şamanın hikayesinde, halk şarkılarında, romanlarda, tiyatroda, müzikte… Yapılan çoğu sanatsal faaliyetin özünde bu anlatım olmalı diye düşünüyorum. Biraz da sanat filmleriyle bu yüzden aram çok iyi değil gibi. Yani kesinlikle nefret etmiyorum onu biliyorum ama bazen aşırı ağdalıya kaçan tarzları, iyi bir fikri yakaladıktan sonra dahi sürekli kendi içlerinde bir kısır döngüye kapılmaları derken heba etmeleri çok yorucu.

    2019’un son günleri neyse ki hem gişe hem de sanat filmleri açısından sıkıcı başlayan yılı telafi edecek kadar iyi geçiyor. Gerek streaming media tarafında olsun gerek beyazperdede birbiri ardı sıra kaliteli, dolu, bir şeyleri anlatmayı dert edinmiş yapımlar peşi sıra gösterime giriyor. Portrait of a Lady on Fire bu zincirin son, belki de en iyi, halkası.

    94/100, güçlü bir hikaye, iyi oyunculuklar, kusursuza yakın bir anlatım

    Peki, bu filmi iyi yapan ne? İnsanların birbirlerini tanımasına dair çıktıkları yolculuğun ta kendisi. Filmin başında Marianne’in Heloise’nin eskizlerini yere bırakıp onlara bakması. Resmi ortaya çıkarma sürecindeki çektiği yaratıcılık açmazları. Her fırça darbesinde farklı bir ruh hali yakalamış hissiyatını size verebilmesi…. Bunlar yabancı bir insanın iç dünyasını keşfetmenin en sade anlatımı bence. Birbirlerini tanıyıp yakınlaştıkça ortaya çıkan eserin çarpıcılığı ve güzelliği sizi yakalıyor. Filmin başında stüdyoda öğrencilerin ismini sorduğu resme Marianne “Yanan Bir Kadının Portresi” diye cevap veriyor ama o resim portre değil. Portre o resmin arkasında olanlar, ama ortada yanan bir kadın gerçeği var. Evet tam anlamıyla bir kadın hikayesi bu, onda şüphe yok. Evlilik, aile kurmak, ebeveynlerle baskıcı ilişkilerden kaçış yollarını arayış var ama satır aralarına erkekler sinmiş. Heloise’nin yüzünü görmediği, hakkında hiçbir şey bilmediği müstakbel kocası, Sophie’nin özel durumu, Marianne’nin meslek hayatında karşılaştığı kısıtlamalar… Erkeklerin dünyasında kadınların arayışlarının farklı farklı yüzleri karşınıza çıkıyor. Bir yandan da sanatsal yaratım sürecinin aslında ne kadar çok farklı katmanları olduğunu keşfe çıkıyoruz. Bakış açısı, eserin (canlı veya cansız) kendisini yansıtmasının önemi, doğru koşulların önemi ve maharetin kıymeti. Bizim son halini gördüğümüz eserlerin ortaya çıkmasının aslında ne gibi badirelerden geçtiğine dair bilgiler veriyor film. Sadece resim sanatı da değil söz konusu, sinemaya dair paralellikler çıkarmak da mümkün çoğu yerde. Ve elbette aşk… Nesilden nesile geçen yaklaşım ve beklenti farkları. Yakıcı tutkuların ve realitenin kesişim noktası. Değişen sosyal çevre sonrası arayışların neticeleri. Mutlu olsan dahi bazı şeyleri kabullenmek zorunda olmak… Portrait of a Lady on Fire yukarıda saydığım alt metinleri ekran süresi boyunca doyurucu, hatta doyurucu demek de bir understatement olabilir, nefes kesici bir şekilde size anlatıyor.

    Yönetmen: Kendi yazdığı senaryoyu ekrana aktarmakta çok titizlenmiş ve başarılı olmuş. Oyuncu idaresi, çekimlerin netliği mükemmel. Tek bir boş kare bile çekmemiş ki kurgucu bile çok fazla kafa karışıklığına düşmemiştir nasıl yerleştirsem kareleri diye. Karakterlerin iç dünyasını ve dış dünyadaki yerlerini çok iyi yakalamış.

    Senaryo: Filmin yönetmeni aynı zamanda senaryoyu da yazmış bu onu filmin arkasındaki en büyük yaratıcı güç yapmış. Popülist yaklaşımlara itibar etmemiş, gerektiğinde filmin çatısını oluşturan gerçeklikle çelişmesine izin vermeden konuların akışını salmış. Farklı yan hikayeleri birleştirme ve neticede bağlama şekli başarılı.

    Oyunculuk: Çok kısıtlı bir cast ile çekilmiş film. Figürasyonun göründüğü birkaç sahneyi saymazsak filmin önemli kısmı 3 karakter etrafında dönüyor. Aslında anlatılan Marianne ve Heloise’nin hikayesi olsa da Sophie’nin de çok önemi var ve hepsi filmin mükemmeliyetine benliklerini adamış gibiler. Hasretlerini, arzularını, iç dünyalarını bir kelime bile etmeden bu kadar iyi anlatabilmeleri takdire şayan.

    Sinematografi/ Diğer: Merkezine resim yapma eylemini alan bir film için dahi çok iyi görsellikler. Çevrenin ve dekorasyonun oyunculuk ve hikaye ile uyumu mükemmele yakın. Oyuncuların çekimleri kafanızda soru işareti bırakmayacak kadar iyi ama çok sayıda acaba uyandıracak kadar derin. Filmin adının geldiği sahne ise gerçekten çok eğlenceli şahsi favorim olarak o öne çıkıyor diyebilirim.

    Kurgu: Aslında çok bildik bir hikaye. Mutsuzluğa mahkum bir aşk var elimizde. Ama kimi yerlerde ileri geri gidişler oluyor ve bunlar filmin akışını kesinlikle bozmuyor. Aktarımlar konusunda bu flashback ve flashforward sahneleri filmi hem monotonluktan kurtarıyor hem de anlatıma dair perspektifinizi genişletiyor.

    Son söz: Senenin (benim izlediğim kadarıyla) açık ara en iyisi. Sanatsal arayışı olan seyirciler kadar popüler film izleyicisini de yakalayabilecek dolu, keyifli ve hüzünlü yanları uzun süre aklınızdan çıkmayacak bir eser. Türkiye’deki sinemaları şayet biliyorsam bu film en geç bir hafta içinde gösterimden kalkacaktır. Muhakkak izlemek için bir fırsat yaratın derim.

    Kültür Sanat
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikİlk hedefimiz: Çocuklarımızın Türkiye’den kurtulması…
    Sonraki İçerik Radyo Daktilo – Yerli Araba Üretmek Önemli mi?

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}