Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Öcalan’ın Serbest Kalma İhtimali: Umut Hakkı Nedir?
    Yazılar

    Öcalan’ın Serbest Kalma İhtimali: Umut Hakkı Nedir?

    Afra Teren Gürlüler24 Ekim 20245 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    22 Ekim 2024 tarihinde MHP başkanı Devlet Bahçeli’nin grup toplantısında yaptığı şaşırtıcı konuşma ile umut hakkı kavramı konuşulmaya başlandı. PKK lideri Öcalan’ın serbest kalabilmesi için “umut hakkı” doğmasından bahsedildi. Peki nedir bu umut hakkı ve neden bunu konuşuyoruz?

    Umut hakkı kavramı ilk defa İtalya’da ve Almanya’da Anayasa Mahkemelerinin kararlarında karşımıza çıktı ve kökleri 1970’lere dayanıyor. Yani ülkemizde yeni gündem olsa da kökleri çok eski.

    Bu hakkın kökeninde, “bir kişinin ömrünün sonuna kadar hapiste kalacak olmasının idamdan pek de farkı yok” argümanı yer alıyor. Müebbet hapis cezasının mahkumda manevi bir yok oluşa neden olduğu ve umut hakkının bu manevi yok oluşa karşı kişilerin rehabilite edilip topluma kazandırılması gerektiği sonucuna varılıyor.

    Bu noktada umut hakkı konusuna devam etmeden önce infaz sistemimizle ilgili nedense pek dile gelmeyen bir husustan da bahsetmek istiyorum. İnfaz sistemimiz nedeniyle, son zamanlarda yaşanan olaylardan da anladığımız üzere, çok fazla suçlu aramızda geziyor. Ancak halihazırda hapiste cezasını çekmekte olanlar için bir de rehabilitasyon sistemi var. bu rehabilitasyon süreci ülkemizde pek uygulanmıyor. 10 yıl hapiste kalan biri dışarı çıktığında, topluma adapte olma ihtimali olmaksızın salıveriliyor.

    Umut hakkı da doğrudan doğruya “şu kadar süre doldu, tamam çıkabilirsiniz” demek değil. Bir gün çıkabilme “umududur” sadece.  Yani birazdan açıklayacağım üzere umut hakkı, belli süreyi aşan mahkumların salınması, şartlı tahliye edilmesi anlamına gelmiyor.

    Umut hakkının ortaya çıkması 1970’lere dayanıyor. Peki normatif olarak biz bu hakkı nerede gördük? Bu hak, Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’nin (AİHM) çeşitli kararları ile karşımıza çıktı. Bu konuda Kafkaris v. Kıbrıs kararında mahkemenin yorumlarına bakmakta fayda var.

    Bu kararda atıf yapılan Bakanlar Komitesi raporuna göre: “Bir kişinin salınma umudu olmaksızın ömür boyu hapsedilmesi insanlık dışıdır. Topluma zararı/zarar verme riski kalmamış bir kişiyi ömür boyu hapiste tutmayı tercih eden bir suç önleme politikası, mahkumlara muameleye ilişkin modern prensiplerle ve suçluların topluma geri adaptasyonu fikri ile örtüşmemektedir. Hiç kimse salıverilme umudundan mahrum bırakılmamalıdır. Kişinin bu şansa erişip erişemeyeceği ise kişisel incelemelere dayanmalıdır.”

    Bu rapor ve tespitlere dayalı olarak AİHM’in pek çok kararında benzer tespitler olduğunu görüyoruz ve hatta doğrudan doğruya Öcalan’a ilişkin 2014 yılında da benzer tespitler ile karşılaşıyoruz. PKK terör örgütünün elebaşı olan ve 1999 yılından beri hükümlü olan Öcalan’ın 2014 yılında başvurusu karşısında alınan kararda, edebi atıflara yer vermek suretiyle (Dante’nin cehennem alogarisinin hapishanelerde gerçekleştirilemeyeceği belirtilmiştir) umut hakkının kendisi için de geçerli olması gerektiği belirtilmiştir.

    Öcalan ile ilgili AİHM etkisiyle hukuki bir düzenleme yapılması aslında hukukçular tarafından beklenebilir bir gelişmeydi. Ancak elbette bu hukuki durumun siyasi gündem ile paralel olarak gelmesi gerekiyordu. Umut hakkına ilişkin bir kanuni düzenlemenin nasıl olacağı konusunda da AİHM yol gösterici olabilir, ancak AİHM içtihatlarında bu hususta tam bir tutarlılık da yok.

    Umut Hakkı konusu Bahçeli’nin konuşmasıyla gündeme geldiğinde, Sedat Ergin’in 2014 yılında Öcalan’ın AİHM kararı sonrası kaleme aldığı bir yazı tekrar gündeme geldi. Yazısında Ergin, yine AİHM’in bir kararına atıf yaparak 2024 yılında Öcalan için umut hakkının gündeme geleceğini yazmıştı.

    Bu konuda Ergin’e tam olarak katılmıyorum. Çünkü yazıda bahsi geçen Vinter ve Diğerleri v. Birleşik Krallık Kararı’nda 25 yıl süresi telaffuz edilmiş olsa dahi, bunun her suç ve her suçlu için bir yeniden inceleme süresi olarak doğrudan doğruya kabul edileceği anlamı çıkmaz. Nitekim kararda, 25 yıl süresinden bahsederken farklı ülkelerdeki değerlendirme süreleri ele alınmış ve Türkiye bakımından bu sürenin daha uzun olduğu da belirtilmiştir.

    Bu nedenle, bir yasal düzenleme olmaksızın 25 yılı otomatik olarak kabul edemeyiz. Yapılacak yasal düzenlemede de inceleme süresi bu karardaki süre ile kısıtlı olmak zorunda değil. Ayrıca tekrar altını çizmekte fayda var, böyle bir kanun “X” süreyi dolduran mahkumlar için doğrudan şartlı salınma hakkı yaratmaz; yalnızca yeniden değerlendirme imkanı yaratır.

    Umut hakkı sonucu salınma için dört koşulun varlığından bahsetmek gerekiyor. Öncelikle cezalandırmanın amaçları gerçekleşmiş olmalıdır; tahliye, kamu güvenliğine yönelik tehlike arz etmemelidir; süre ve karar da dahil usuli koşullar yerine getirilmelidir ve son olarak resosyalizasyon gerçekleşmelidir.

    Cezanın amacının gerçekleşmesi için mahkumun resosyalize olması gerekir. Resosyalizasyon ise kriminolojik tehlikelilik halinin, yani yeniden suç işleme olasılığının, tahliye durumunda, hapis kalmaya göre azalması tahminine dayanır. Yani bir tahmin söz konusu. Bu tahminin kriminoloji bilimine dayandığının altını çizmeliyiz. Ülkemizde kriminoloji bilimi yasama aşamalarında bile yeterince kullanılmıyor.

    Bu süre sonucunda umut vermemizin koşulu nedir? Topluma adaptasyon koşullarının yerine gelmiş olması. Peki sizce bu mümkün mü? Bizim mahkumlarımızın topluma adaptasyonu için gerçekleştirdiğimiz herhangi bir çalışma var mı? Şahsi kanaatimce yok. Hele ki bu derece büyük suçlardan mahkum olan kişilerin topluma 25 yıl sonra birden salındıkları bir dünyada topluma adapte olmaları mümkün mü? Bence hayır.

    Nitekim umut hakkı bakımından 2014 yılında alınan ihlal kararı sonrası bu konuda bir kanuni düzenleme yapılmamasının sebebi Öcalan’ın bundan yararlanması riskiydi. Ama şimdi Öcalan yararlanabilsin diye bir umut hakkından bahsediliyor. Ayrıca doğru şekilde yapılmaz ise pek çok mahkumun otomatik salınması sonucu ile karşılaşabiliriz.

    Umut hakkı insan hakları bağlamında teorik olarak mantıklı ve anlaşılabilirdir. Ayrıca AİHM ihlal kararları ışığında yerel hukukumuza uygun hale getirilmesi de ülkemizin faydasına olacaktır. Ancak uygulamadaki olası riskler bambaşka ve tehlikeli sonuçlara yol açabilir. İnfaz sistemimizdeki mevcut sorunlar da göz önüne alındığında ülkemizde ciddi bir suç artışı ile karşı karşıya kalabiliriz. Bu bilgiler ışığında umut hakkını değerlendirirsek daha sağlıklı sonuçlara varabiliriz diye düşünüyorum.  

    Hukuk L2
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikBahçeli Neden Öcalan Dedi? | Çavuşesku’nun Termometresi #222
    Sonraki İçerik Nvidia ve Çiplerin Jeopolitiği | Çerçeve S3 #47

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz
    Yazılar

    Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı, Ekrem İmamoğlu Başbakan Formülüne Dönüş mü?

    2 Mayıs 2025 Armağan Öztürk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}