Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Kuru Otlar Üstüne
    Yazılar

    Kuru Otlar Üstüne

    İlhan Archy14 Ekim 20235 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Bir süredir ara verdiğim (daha doğrusu devam ettiremediğim) yazılarıma vesile olur diye Nuri Bilge Ceylan’ın filmine gitmemin üzerinden neredeyse dokuz gün geçti. Sinemadan çıktıktan hemen sonra o duygu yoğunluğu ile klavyenin başına geçmek istemedim. Biraz içimde demlenmesini istedim. O zaman hesabım, birkaç gün sonra kafamda kalanlar ile filme dair fikrimi yazmaktı. Ama çeşitli işler güçler ve tembellikler araya girdi, olamadı.

    Girizgahı geride bıraktığımıza göre ufaktan başlayalım. Ama müsaadenizle filme geçmeden önce, daha film gelmeden kopan gümbürtüye dair birkaç söz etmek istiyorum. Daha filmin ismi duyurulduğu günden beri “Yine mi taşra?” sorusu ve “taşra övücülüğü” etrafında çeşitlendirilebilecek iki tip eleştiriye denk geldim. Bence temelsiz olan bu itirazlar hakkında diyeceklerim ise aşağıdaki gibidir:

    1. Öncelikle, bir filmin anlatım dili ve neyi anlattığı, olayların geçtiği yerden daha önemlidir ki Kuru Otlar Üstüne özelinde düşünürsek bu fenomen daha fazla öne çıkıyor açıkçası. Arka plan ve çekimlerin yapıldığı lokasyonlar önemsizdir demiyorum, ama bazen bunlar abartılıyor gibi geliyor bana. Mesela, ben kimsenin Martin Scorsese veya Woody Allen’ın filmlerinin çoğunlukla New York’ta geçmesinden şikayet ettiğini görmedim. Bazı yönetmenler kendi dillerine uygun gördükleri yerlere sadıktır ve bunda bir sorun yoktur.
    2. Nuri Bilge Ceylan filmlerinde taşra övücülüğünden şikâyet etmek için sanki onun eserlerini hiç izlememiş olmak gerekiyor gibi geliyor bana. Çoğunlukla hikâyesini anlattığı yerlerin boğuculuğunu ve tiplemelerin iki yüzlülüğünü yansıtan yönetmenin belki de en son yaptığı şeydir bu. Genelde başrol karakterleri, sıkışıp kaldıkları o taşranın mahkûmu gibi görülebilecek insanlardır.

    Şimdi filmimize gelirsek, evet film yine taşrada geçiyor ve evet yine göze çarpan bir kırsal yaşam övme çabası yok. Buraya kadar her şey tamam gibi. Nuri Bilge Ceylan yine ustalığını konuşturmuş. Görüntüler, kompozisyonlar vs. kesinlikle göz dolduran cinsten. Bazı (özellikle kapalı alanlarda geçen) sahnelerde cut’lar arası (Türkçesinden emin olamadım) çekim sürekliliklerini aksatan şeyler gördüm. Ama bu gibi şeyler o kadar seyir zevkini baltalayan şeyler olmadığı için bana önemsiz göründü. İç mekanlar her detayı ile gerçekçi geliyor ve inandırıcılığı pekiştiriyor. Geniş alanlarda ise bana, sanki kadraj dışında sürekli bir şeyler oluyormuş gibi bir his verdi. Anlayacağınız filmin görsel dilinden bir şikâyetim yok.

    Zaten Nuri Bilge Ceylan filmlerinden çekim kalitesi düşük bir eser beklemiyorduk; o tarafta sınıfı geçmiş. AMA sevgili yönetmenimizin kariyerinin erken dönemlerinden beri sürekli eleştirildiği akıcılık, replikler, hikâye anlatımı ve oyunculuk gibi hususlarda, yine kişisel zevklerinize göre sevip/nefret edebileceğiniz unsurlar var.  

    Şimdi müsaadenizle filmin içeriğini biraz didikleyelim. Film özet olarak Erzurum’da öğretmenlik yapan karakterler ve etrafındaki isimlerin başından geçenleri anlatıyor, ama belki de Nuri Bilge Ceylan’ın kariyerinin en rahatsız edici tiplemeleri var bu filmde. Sinema çıkışı hemen filmi yazmayı istememe sebeplerimden birisi de buydu. Acaba karakterler ve onların yansıttıkları, beni o kadar huzursuz etti de o yüzden mi filmi sevemedim diye düşündüm bir an. Ama hayır, filmin temel anlatısında göze çarpan bazı ayrıntılar da var.

    Filmde Nuri Bilge Ceylan’ın beni rahatsız eden politik olarak belirgin bir tavrı var. Sanki utangaç bir şekilde çaktırmadan mevcut politik iktidarın dümen suyuna girermiş gibi bir havası var. Bu tamamen benim çıkarımım da olabilir, ama bazı ayrıntılar buna işaret ediyor gibime geldi. Çok fazla spoiler vermeden söyleyeyim, filmin belli başlı yerlerine sinen “şefkatli ve anlayışlı” devlet diskuruna omuz veren bazı olaylar mevcut.

    Bu olaylar devletin merkezinden uzak olan üst düzey görevlilerin görece esnek olabilmesi ile alakalı bir şeydir diyecektim. Ama bazı yerlerde filmin (arka planda usul usul artan) politik geriliminin “Eski Türkiye” kökenli olduğuna dair replikler gözüme çarptı. Tekrar ediyorum, bu benim çıkarımım da olabilir, zorlama da olabilir. Yine de bu durum, ilk gördüğüm andan sonra filmin kalanını izlerken hep aklımın bir kenarındaydı. Ve film, daha sonra gelişen olaylarla bunu unutmama izin vermedi diyebilirim.

    Tüm bu anlattıklarım, filmin sonuç bölümünde gerilimin zirve yaptığı Samet ve Nuray arasındaki o tartışma sahnesinde, Nuray’ın biraz daha radikal ve karikatür gibi yansıtılan politik duruşuna eklenince sanki yap-boz tamamlanıyor. En azından bana öyle geldi. Satır aralarına sinmiş bu devlet diskuru, açıkçası filmin son bir saatinde benim sabrımı oldukça tüketti. Zaten eski alışkanlıklarına geri dönen Nuri Bilge Ceylan, filmin anlatım olarak akıcılığını baltalamak için elinden geleni de yapmış. Filmin yeterince güçlü bir görsel dili varken Ceylan’ın, bazen kimi anların altını çizmek için özellikle ekstra çekimler kullanması ve ağdalı, uzun ve yorucu replikleri filmin bana geçmesini birazcık engelledi diyebilirim.

    Bu noktada, Kuru Otlar Üstüne filmini Kurak Günler ile kıyaslamak istiyorum. Kurak Günler geçtiğimiz sene ülke sinemasının en tartışmalı filmlerinden birisiydi hatırlarsınız. Esas gümbürtü her ne kadar “gay romans” üzerinden kopartılmış olsa da filmin çok bariz bir muhalif duruşu olması muhtemelen o kaosun önemli etmenlerinden birisiydi. Kuru Otlar Üstüne filmi ise tam tersine, belli belirsiz bir şekilde devlet politikasına ve apolitik duruşa omuz verirken kimi yerlerde TRT yardımının hakkını vermiş gibi geliyor. İtham etmek istemiyorum, ama kimi ufak anlatılar beni gereğinden fazla rahatsız etti ve bu, bana çok sık olan bir şey değildir. Genelinde bir filmi izlerken iyi olduğu taraflarını politik duruşumdan bağımsız yorumlamaya çalışırım, ama bu sefer bu ülkeden çıkan bir filmin dili beni hiç beklemediğim kadar yordu ve sıktı.

    Bir de replikler ve karakterler eklendi tüm bu sorunlu anlatının üzerine. Tiplemelere tayin edilmiş rollerin sıkıcılığı yetmezmiş gibi Erzurum kırsalında yaşanmasına ihtimal veremeyeceğimiz türden ağdalı konuşmalar, üstüne tuz biber oldu. Üstelik, Samet karakteri de çok yönden defo veriyor. Filmin çok derine girmekten kaçınan anlatımı da kafanızda soru işaretleri ile kalmanıza neden oluyor.

    Sakın yanlış anlaşılmasın! Samet rolünde Deniz Celiloğlu harikulade bir iş çıkartıyor. Bir yandan tiplemenin o sıkışmışlığını aktarıyor, öteki taraftan tekinsiz yanının bize tesir etmesini sağlıyor. Aynı durum Nuray karakterine hayat veren Merve Dizdar için de geçerli. Her ne kadar filmin ilk yarısında çok görünmese de yavaş yavaş büyüyerek unutulmaz bir oyunculuk tecrübesi yaşatıyor. Sağda solda “süresi az ama” diye yapılan itirazlara itibar etmeyin derim. Vücut dili, mimikleri, sesi vs. her yönüyle çok iyiydi.

    Son Söz: Nuri Bilge Ceylan bu filmi ile kendisine hesaplaşması gereken bir politik miras yüklüyor. İleride hesaplaşır mı hesaplaşmaz mı onu kendisi bilir. Belki muhalif olmamdan sebepli olarak bu eser beni rahatsız etse de sonuç olarak onun niteliğinden çok şey götürüyor diyemem.

    Kültür Sanat L1 Sinema
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikNo One Will Save You | SineKritik #94
    Sonraki İçerik İsrail-Hamas Savaşı: Dünya, Gelişmeleri Kaygıyla Takip Ediyor

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz
    Yazılar

    Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı, Ekrem İmamoğlu Başbakan Formülüne Dönüş mü?

    2 Mayıs 2025 Armağan Öztürk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}