Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Kurak Günler (2022)
    Yazılar

    Kurak Günler (2022)

    İlhan Archy14 Aralık 20225 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Türk sineması, dünya trendlerine paralel olarak zor dönemlerden geçiyor. Elbette genel sorunların yanı sıra lokal, yerli ve milli sorunlarımız da var kendi kendimize ürettiğimiz. 7-8 sene önce çoğu zaman Holywood filmlerini sollayan gişelere imza atan sinema endüstrimizin yerlerinde yeller esiyor. Ama tabii ki seyircinin öncelikli talepleri hâlâ yerli filmlerden yana. Bunun avantajını da sonuna dek kullanıyorlar. Yoksa bu sene her vizyona baktığımda yeni bir cin filmi görmemin başka bir açıklaması olamaz.

    Türk filmleri ve dizileri bizim bildiklerimizin dışında çeşitli vod platformlarında ve yabancı streaming izleyicilerinin nezdinde çok rağbet görüyor. Ben açıkçası bazılarına bakıyorum veya en azından kadroya bir göz atıyorum. Ne yalan diyeyim nasıl böyle geniş bir kitleye ulaşabiliyorlar pek anlam veremiyorum çoğunlukla. Muhtemelen yabancılar için çok daha farklı anlam ifade ediyor o işler. Demem o ki popüler film ve dizilerin durumları iyi, ama mesela biraz daha sofistike işler çoğunlukla bu kadar şanslı değil. Yani zaten kısıtlı bir kitleye ulaşıyorlar, ulaştıkları seyirciler de beş benzemez gibi sürekli birbiri ile didişiyor, gişe/gelir beklentileri genelde düşük oluyor.

    En basitinden “Bir Başkadır” dizisini hatırlayın. Millet birbirine girmişti. Beğenenler, beğenmeyenler, YAE travması tetiklenen, yerli içeriğe şans vermeyenler vs vs vs. Bir benzer kaosu Nuri Bilge Ceylan veya Zeki Demirkubuz filmlerinde yaşıyoruz. Yok kırsaldan başka film çekilecek yer yok muymuş? Yok Dostoyevski artık sıkmamış mıymış? Bu argümanları görünce otomatikman gözüm seğirmeye başlıyor ama hadi neyse. Demek istediğimi özetleyeyim: Yani genele hitap eden bir iş yapmıyorsanız hem maddi olarak bir risk altına giriyorsunuz hem de esas hitap ettiğiniz kitle her yerden eleştiriyor, bir tek eserden bahsetmeyi unutuyorlar. Bu da bu ülkenin laneti galiba, bilemiyorum.

    Neyse, bu defa işi seyirciye bırakmadan çok sevgili bir bakanlığımız halletmeye çalışıyor. Mevcut tartışmayı uzun uzadıya tekrar anlatmayacağım ama birkaç ay öncesinden boy veren bir tartışma Kurak Günler filminin vizyona girmesinden hemen önce alevlendi. Şarküterici yönetmene verdiği açık çeklerle meşhur bu bakanlığımız, bu defa “ahlâka mugayir” bazı sahneler yüzünden Kurak Günler filmine verdiği para desteğini faizi ile geri istiyordu. Ama Allah’tan ki bu defa seyirciler konsolide oldu ve görünen o ki filmi yedirmeyecekler. 12.12.2022 tarihinde yarısından fazlası dolu bir salonda, çıt çıkarmayan seyircilerle birlikte filmi izleme şansına eriştim. Filmle ilgili fikirlerime geçmeden yukarıda genel duruma dair düzgün bir özet vermeye çalıştım.

    Şimdi filme gelirsek… Film iyi. Yerli yapımlar arasında prodüksiyon kalitesi, oyunculukları, ses ve metin olarak pozitif ayrışıyor. Zaten gündemde olan kampanyalara ben de katılıyorum ve seyircilere bu filmi sinemada izlemelerini tavsiye ediyorum. Ama…. Ama film tam anlamıyla harika mı diye sorarsanız bazı sıkıntılar var, bunlara işaret etmek isterim.

    Yine de gözüme çarpan olumsuz şeylerden önce filmin iyi taraflarının hakkını vermek daha makul olacaktır. Filmin bir kere bir derdi var. Yönetmen, oyuncular ve hatta filmin çekildiği kamera bile günümüz Türkiye’sinden çok şikayetçi. Sözde gelişim masalları ile ülkenin altının oyulduğunun ve kamplaştırma yöntemleri ile seçim kazanmaya bel bağlamış bir iktidarın eleştirisini iyi bir şekilde yapıyor film. Kadraja giren her oyuncunun ülkedeki politik aktörlerde bir denkliği var. Hatta hiç görünmeyen, sadece ismi geçen karakterler dahi size bazı politik çağrışımlar yapacaktır eminim. Sadece bu göndermeleri gördükten sonra bile, filmin homo-erotik atmosferini geçtim, senaryonun bu haliyle hibe almasına dahi şaşırdım açıkçası. Film, son 10 yıl ülkeyi pençesine alan yolsuzluk ve hukuksuzluk düzenine karşı yüksek sesle ifade edilen itirazların bir özeti gibi.

    Bir de naçizane filmin sevdiğim yanı bana umut vermiş olması. Ülkeyi ve insanların haleti ruhiyesini özetlemesi bir yana, çok umutlu bir şekilde bağlıyor hikâyeyi. Yani sadece olanları anlatmıyor, aynı zamanda “ileride biz karşınıza çıkacağız, size kafa tutacağız” da demeye getiriyor. Eleştiri var, meydan okuma var, e daha ne lazım? Evet filmin homoseksüel tiplemeleri var. Sık sık bir hareket olmasa dahi homo-erotik bakışlar, duruşlar ve sessizlikler dikkatimizi çekiyor. Ama “openly gay” bir aşk/ ilişki anlatısı yok, onu söylemem lazım. Aslında birileri gündem olma/yaranma çabasına ötüp durmasa bakanlık pekâlâ kör gözünü çevirebilirmiş bu hususa. Görsellik açısından ise neredeyse rakipsiz. Son zamanlarda çekimleri olsun, ışık kalitesi olsun, bu seviyede bir iş çok hatırlamıyorum. Oyunculardan Selahattin Paşalı ve Erol Babaoğlu özellikle performansları ile bir adım öne çıkıyorlar. Hem konusu gereği karakterlere ekstra bir gerçekçilik katıyorlar hem de beraber göründükleri sahnelerde diğer oyuncuları domine ediyorlar adeta.

    Neyse övdük durduk, size de filme gitmenizi salık verdik, o halde filmin aksayan yanlarına girelim. Filmin inanılmaz bir tempo sorunu var. İnsanların acelesinin olmadığı bir kasaba atmosferine göre bile bazen fazla yavaş akıyor gibi geliyor. Bunlar da yetmezmiş gibi bazı yan hikayeleri filmin son otuz dakikasına sığdırmaya ve hepsine mini mini finaller yapmaya çalışmışlar. Ben esas hikâye ne zaman bitecek diye beklerken bu ufak uzatmalar, izleyici olarak biraz beni tüketti diyebilirim. Bazı diyaloglar da özellikle konu akışını bozuyor gibi geldi, ama kurgusal bir sorun mu yoksa senaryo ile mi alakalı emin olamadım.

    Son söz: Bu yazıya özel puanlama kullanmadım ama filmden memnun olduğum gerçeğini değiştirmez bu. Kim bilir belki bakanlığın parasını da toplarız ve bir gövde gösterisi de olur biz sinema seyircilerinden yana, belli mi olur? Sinema ve salonların; tekelci işletmelerin, yardakçı yapımcıların, toksik basının ve çifte standartlı bakanlık görevlilerinin insafına terk edilmeyecek denli önemli olduğunu düşünüyorum.

    Kültür Sanat L2 Sinema
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikSivil Toplumun Geleceği, Baskılara Karşı Motive Olmak
    Sonraki İçerik İmamoğlu’na Siyasi Yasak Kararı | Özel Yayın

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Salih Yasun
    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}