Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Kitap Yorum: Minima Moralia, Theodor W. Adorno
    Yazılar

    Kitap Yorum: Minima Moralia, Theodor W. Adorno

    Adem Yılmaz31 Ağustos 20246 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    1944 ve 1947 yıllarında, yani savaş sonrası dönemde kaleme alınan, 1951’de de yayımlanan Minima Moralia, Frankfurt Okulu’nun simge düşünürlerinden Theodor W. Adorno’nun mültecilik tecrübesinin ışığında modern kapitalist toplumları derinlemesine ele alan, kapsamı fragmandan denemeye farklılık gösteren, her biri ironik ve alaycı başlığa sahip 153 bölümden oluşuyor. Kitabın bu parçalı yapısı Hegelci bütünlük hırsına, kurgusal sistemlere yönelik, onların yırtıcı ve hayatları sakatlayan gülünçlüğünü ifşa eden niteliğine gönderme yapıyor.

    Karşıt kutupları iç uyuma mecbur şekilde hikâye eden bütünlük kurgularından, terliğin tasarımının eğilmeye yönelik nefreti işaret etmesine; yazarın metninde kurduğu eve rağmen yazılarında dahi nefes alamaz kılınmasından, Schiller’ın dil tavrına; cinsellikten zarif kişiliklere; sosyalizmin “onurlu davranış biçimi” olan dayanışmanın faşizmden kaptığı hastalığa kadar Minima Moralia, Adorno’nun edebi ve kuramsal kudretinin somutlaştığı şaheseridir.

    Aynı şekilde teknolojinin insanları daimi bir dakikliğe itmesine, düşünceden uzaklaştırmasına, herkesi ve her ânı iş olarak görmenin yol açtığı nezaketsizliğe de vurgu yapılan eser; hem geçtiğimiz yüzyılın hem de çağımızın insanlarını, edebi ve kuramsal derinliğinde bir tür yüzleşmeye çağırıyor. Bu yüzleşmenin odak noktasında ise kendisini hâlâ özne olarak görüp duyan modern insanın, esasında nesnel anlamda özerkliğini, yani birey olma koşullarını yitirmesi yer alıyor:

    “Özne hâlâ kendi özerkliğinden emindir, ama toplama kamplarının özneye açıkça gösterdiği hiçleşme şimdi öznellik biçiminin kendisini de etkisi altına almaya başlamıştır.”[1]

    Kendini evinde hissedememenin gölgesi altında modern kapitalist toplumun her boyutunu gözleme tabi tutan bu yapıt, kabul edilebilir olanın ötesinde kalmaya çalışan ve salt bu çabası nedeniyle “sakatlanan” bir yaşamın tanıklığı olarak da ele alınabilir. İltica etmek zorunda kaldığı ABD’nin tüketim odaklı kapitalizminin toplama kampı felâketini dahi maskeleyen işleyişini, ruhlara ve zihinlere hükmedişini fragmanlarıyla ince ince dokuyarak ortaya koyan Adorno, bu başyapıtını tüketim alanına dönüşen yaşamın karmaşasında unutulmuş, kendisinin deyimiyle “düşünsel ihmale, veciz keyfiliklere ve sonunda unutuluşa terk edilmiş” bir doğru yaşam öğretisi ile ilişkilendiriyor. Bu öğretiyi oluşturan saptamalar ve gözlemler toplumun, bireyin deneyiminden çok şey öğrenebileceği fikri temelinde yükseliyor. Bu fikrin arka planı ise bireyi, kendi yazgısının bir uzantısı, tümüyle kendisinin bir ürünü kılarak tasfiye eden kapitalist toplumsal ve tarihsel işleyişin insan türünü “ikame edilebilir” bir varlık kılmasına dayanmaktadır:

    “Herkesin, bütün işlevleriyle her insanın yerine, toplumun hazır bekleyen bir yedeği de vardır ve zaten bu yedek de kendi işini ve yerini işgal etmiş biri olarak, bir ölü adayı olarak görüyordur onu”.[2]

    Minima Moralia’yı okumaya kalkıştığınızda, bir noktadan sonra ona tahammül etmek istemeyebilirsiniz. Nitekim satırlar, onlara takılı kalmadığınız sürece akarken dayanılmaz bir kederin ruhunuza sindiğini, zihninize kasvet dumanlarının yayıldığını hissedebilirsiniz. Bunaltıcı ve yer yer bıkkınlık veren çıkışsızlık duyumunun, yanı başınızdaki bir koltuk ya da akıllı telefon kadar somutlaştığını görebilirsiniz. Fakat bunun sebebi büyük olasılıkla Adorno’nun fragmanlarda betimlediği ve bizi yüzleştirdiği kapitalist sistemin iliklerimize kadar işlemesi, psikolojimizi dahi belirlemesi ile ilgilidir. Adorno, gündelik deneyimlerden en üstün zevklere değin örneklendirdiği saptamalarında, bu belirlenmişliğin akıldışılığını gün yüzüne çıkarır:

    “Sistemin akıldışılığı, bireyin ekonomik yazgısı kadar asalak psikolojisinde de ifadesini buluyor.”[3]

    Tabii, eleştirel saptamalardan oluşan bu yüzleşme sürecini topyekûn bir keder şiiri ya da yaşadığımız dünyayı kınamakla yetinen, oturduğu yerden akıl veren yenik ve yerinden edilmiş bir mülteci aydının öfkeli feryadı olarak değerlendirmemek gerekir. Benzer biçimde, yitirdiği dünyanın acısını avutmak için nostaljiye sığınmış bir yaşamın öyküsü olarak görmemek de elzemdir. Sahte bir guru rolünü de ona atfetmemek gerekir çünkü Adorno’nun farklı bağlamlarda da dile getirdiği gibi modern kapitalist toplumda doğru yaşamın güvencesi yoktur. Bu güvencenin yokluğunda sistemin ürünü olmakla yetinmek ve bu yetinmenin gereği olan düşünmeye yönelik hınç makul bir maske edinse de durum budur. Adorno güvence yokluğunda kozmetik çözümler önermez. Tam aksine Minima Moralia; bireyselleşmeyi yutan ve kendini tüketim malzemesi kılan sahte aşkınlık ve çağrılara, hayatlarımızdaki insanları değiştirilebilir bir malzeme olarak görmemizi olağanlaştıran zamanın ruhuna, genelleşmiş yıkım ve acıların, yokluk ve yoksullukların ortasında bir mutluluk adacığı yaratılabileceğine, insanları suiistimal eden teselli edici uzlaşmalara bir karşı çıkış olarak ele alınmalıdır:

    “Makul insanların başkalarının davranışlarını makul bulmamakta birleştiği her durumda, çözülmeksizin ertelenmiş bir sorunun, acılı bir yara izinin bulunduğundan emin olabiliriz”.[4]

    Adorno, çözülmeksizin duran bu yara izlerinin hem toplumsal hem de bireysel düzeyde modern kapitalist toplumun işleyişinin asli unsuru olduğuna dikkat çekiyor. Dünyanın kapıldığı bu işleyişin bir sistemden ziyade “sistematikleştirilmiş dehşet” olduğunu belirten Adorno, genel ile tikel arasındaki uzlaşmazlığın, çözülmeksizin daima ertelenen sorunların asıl uzlaştırıcı öğe olarak tayin edildiğinin altını çiziyor. Sistematik dehşetin en önemli unsuru ise “makul” olanın ardında yatan kurgusallık ve onun göz ardı ettiği ertelenmiş sorunlara yönelik kayıtsızlıktır. Adorno bu kayıtsızlığı, çürümeye bırakmamızdansa onun ardındaki dehşetle yüzleşmemizi sağlayacak düşünsel bir havalandırmayı gündeme getiriyor. Çağrısı ise şişedeki mesaj misali, sistemin dehşetiyle özdeşleşmeye direnen bir bakışadır.

    Öte yandan Minima Moralia, Adorno’nun kuramsal izleğinden bir demeti de eleştirel yörüngesine dâhil ediyor. Önümüze sürülen her haber ya da açıklamanın, her görüntü ya da düşüncenin kültür endüstrisi tarafından biçimlendirilmiş şekilde geldiğine, Aydınlanma’nın paketlenmiş sürümlerinin irrasyonaliteyi rasyonel kılan totaliter niteliğine değinirken felsefesinin temel nosyonlarından özdeş-olmama (non-identity) kitabın hem biçimsel hem de içerik anlamında karakterini betimliyor.

    Modern kapitalist toplumun kurgusal bütün iddiasına boyun eğmeyen, onun tarafından içerilemeyen; anlamında özdeş-olmama, değiştirilebilir olmama, uyum göstermeme potansiyelidir. Minima Moralia’nın son bölümünde betimlendiği üzere özdeş-olmama, kendisi dışında her şeyin kurgusal bir tekrar ya da teknik bir konu kaldığı kurtuluşun ışığını umut edebilmektir. Adorno’nun toplumsal olarak üretilip pekiştirildiğini söylediği aptallığın ne bir parçası olmak ne de onu küçümsemektir. Keza şeyin ve herkesin değiştirilebilir olduğu bir dünyada cılızlaşmış, ölmek üzere olan duyguların nesnel imajlara dönüşüp düşünmeyi dışlaması da aptallığın gücünün göstergesidir:

    “Gerileyici ilerleme karşısında akıllılık da aptallığa dönüşür”.[5]

    Son kertede Adorno’nun kategorize edilmesi güç başyapıtı Minima Moralia, her zerremize işlemiş, bizleri mahir şekilde kendi ürünü kılabilen tüketim odaklı toplumsal ve politik işleyiş karşısında imkânsız bir görevi gündeme getiriyor:

    “Şudur neredeyse imkânsız görev: Başkalarının iktidarının da kendi iktidarsızlığımızın da bizi aptallaştırmasına izin vermemek”.[6]

    Yirminci yüzyıl versiyonundan daha incelikli ve an be an işleyen dijital kapitalizmin bağrında Minima Moralia, mazoşist hıncın karamsar bir konçertosu olmaktan çok öte düşünsel bir sorumluluğun gerekliliğini ve ağırlığını, Adorno’nun felsefesinin yoğunlaştırılmış bir özetiyle birlikte satır satır ortaya koyan, bizi önemsizliğimizle yüzleşmeye çağıran bir başyapıt olma niteliğini korumaktadır.


    [1] Theodor W. Adorno, Minima Moralia, çev. O. Koçak, A. Doğukan, İstanbul: Metis Yayınları, 2014, s. 16.
    [2] Theodor W. Adorno, Minima Moralia, s. 242.
    [3] Theodor W. Adorno, Minima Moralia, s. 26.
    [4] Theodor W. Adorno, Minima Moralia, s. 96.
    [5] Theodor W. Adorno, Minima Moralia, s. 148.
    [6] Theodor W. Adorno, Minima Moralia, s. 96.

    Edebiyat Felsefe Kitap Kitap Yorum L2
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikFransa’da Kurulamayan Hükümet, Ukrayna ve Ortadoğu’da Yeni Cepheler | 2’li Görüş #8
    Sonraki İçerik Sadece Para Politikasıyla Ekonomi Yönetilebilir mi? | Özge Öner & Enes Özkan | S2#4

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz
    Yazılar

    Mansur Yavaş Cumhurbaşkanı, Ekrem İmamoğlu Başbakan Formülüne Dönüş mü?

    2 Mayıs 2025 Armağan Öztürk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}