Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Invincible
    Yazılar

    Invincible

    İlhan Archy12 Mayıs 20217 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Ne kadar çok süper kahraman filmi çekiliyor son zamanlarda değil mi? Soykırımcı bir titandan (triggerlanmayın hemen gündeme laf etmiyorum, Thanos’tan bahsediyorum), bir tirandan, dünyanın yok oluşundan bizi ortalama 100 dakika içerisinde kurtarıyorlar ve filmin sonunda herkes mutlu mesut hayatına devam ediyor. Keşke bizleri de sefaletten, yolsuzluktan ve insan hakları ihlallerinden koruyabilecek bir süper kahramanımız olsaydı. Adı ne olsaydı? Hmmm… Böyle bir kahramana ÖZGÜRLÜK ismini yakıştırabilirdim ama bildiğiniz üzere bu gibi şeyler sadece filmlerde veya dizilerde olur. O yüzden gerçek hayata dair fazla ümitlenmenizi tavsiye etmem. O kadar çok süper kahraman varsa da bunlara gerçek yaşantımızda yer olacak değil elbette.

    Marvel Cinematic Universe furyası ile başlayan bu kahramanlar ve kurtarma hikayeleri gitgide daha fazla yer kaplamaya başlıyor hayatımızda. Artık filmlerin bittiği ve kalan kısımlarda hayal gücümüzü kullandığımız günler geride kaldı. Şunu anladık ki bu hikayeler bitmiyor, para kazandırdığı sürece de bitecek gibi görünmüyor açıkçası. İlk başlarda beni çok heyecanlandıran bu furya zamanla sinemaya ve onun temsil ettiği şeylere dair komple bir erozyona yol açmaya başladığından beri pek heyecanlısı değilim açıkçası. Tüm filmler bir açıdan birbirine benzemeye başladılar ve izledikten sonra akılda bir yer tutmuyorlar. Elbette sanat filmleri dolsun dört bir yanımız diye bir arayışım yok, blockbuster filmler sinemanın yakıtıdır. Her zaman vardılar ve hep olmaya devam edecekler. Ama keşke bu kadar birbirlerine benzemeselerdi diyorum.

    Tabii bu kadar gömdük ama çıkan eserlerin hepsi tek tip değil orasını da kabul etmek lazım. Misal Boys bence son zamanlarda süper kahraman ve gösteri dünyasına dair çok taze ve orijinal yaklaşımlar getirmişti. Spiderman: into the Spiderverse filmi aslında bu janrın komple nereden geldiğini muhteşem çizimler ve o dünyaya sadık bir anlatımla ekrana getirmişti ama tek tipleşme tam gaz devam ediyordu yine de.

    Bir süredir prime üzerinde trailerlarını ve bildirimlerini görüyordum Invincible’ın. Ne yalan söyleyeyim çok da meraklısı değildim. Artık süper kahraman filmleri arasında kendimi detoksa bırakıyorum ki sonrasında daralmadan rahat rahat o anlık eğlencemi alıp eseri bitirebileyim. Yoksa senede 6-7 film gerçekten seyir zevkimi ve sinemaya dair hayranlığımı bir daha geri gelmemek üzere bitirebilir diye korkuyorum.

    Aslında bu haftanın yazısı Invincible da olmayacaktı. Hadi hazır içimi dökmeye başlamışken bir dürüstlük daha yapayım. Bu haftaki hedefim Tom Clancy’s Without Remorse filmini izleyip yazmaktı. Birkaç güzel action setpiece harici çok sıkıcı çıkınca ani bir kararla Invincible’ı açtım hemen sonrasında. İlk bölüm başlarda Justice League America/ Teen Titans gibi olacak izlenimleri veriyordu. Bir süper kahramanın ergenlik çağında güçlerini keşfetme yolculuğuna çıkan kendisi gibi süper kahraman olan oğluna dair bir dizi olacak gibiydi. En fazla iki bölüm dayanırım diye düşünürken. İlk bölüm sonunda… Wow. Hiç beklemediğim bir şeyler oldu. Dizi bir anda Boys ve Spiderverse karışımı bir şeye dönüştü.

    Şimdi illa güzel süper kahraman filmlerinde kan gövdeyi götürecek diye bir şey yok. Misal bakın MCU’ya 24 filmde şiddet, ölüm, kan vs. bunları minimum seviyede tutarak ilerlediler. Çoğunlukla vasatın üstünde filmler çıkardılar. Kimse de çıkıp “aga bu kadar dayak sonrası adamların suratında çizik bile göremiyoruz, bunda bir gariplik yok mu?” demedi. Yani o şekilde kotarmak mümkün. İlaveten böyle vahşetengiz sahnelerin de çok hayranı sayılmam. Out of context kullanıldığı zaman fena halde anlatımı baltalar bence bu tip işler. Ama Invincible ilk bölüm sonunda öyle sert bir viraj aldı ki kim olsa merakı uyanırdı.

    Şimdi üç paragraf süper kahraman filmlerine gömdük ama biraz çizgi romanları da ıskalamamak lazım. Çizgi Roman aslında bizim bildiğimiz Marvel ve DC comics ürünlerinden çok daha geniş bir evren aslında. Bu iki büyük yayınevi haricinde ıssız bir evren var bizim bilmediğimiz ama mainstream çizgi romanlar bile başlı başına uzman olması çok imkânsız bir alan olduğu için kalanlarına zaman ayırmak o kadar kolay değil. Mainstream çizgi roman dünyasına gelirsek, Marvel ve DC özelinde konuşuyorum, karakterler kötü adamlar, hikayeler çok sık birbirine benzeşmeye başlıyor. Hayal gücü denen şey sınırsız olsa dahi karakterler genelde birbirinin laciverdi. Her Marvel karakterine benzeyen bir adet DC karakteri bulabilirsiniz. İki taraf da birbirinden sıklıkla “esinleniyor” zaten, o konuda sıkıntı çekmeyeceğinize bizzat garanti verebilirim. Invincible ilk bölümü (başlarda) tam da beni bu sebeple benzer hislere gark ederken ilk bölüm sonundaki hayretim de yine aynı kaynaktan gelmekte.

    Yani artık türün yabancısı değilsiniz. 2-3 ayda bir farklı varyasyonlarla karşımıza çıkan bir janr bu süper kahraman filmleri. Ben çoğunluğunu en memur hislerle izlemeye devam ederken nedir bu Invincible’ı diğerlerinden ayıran? Tek makul açıklama şu sorunun cevabında gizli: “Çizgi roman uyarlaması filmlerden ve hatta hatta genel olarak çizgi romanlardan beklentiniz nedir?” Benimkileri yazayım müsaadenizle siz düşünürken.

    1. Çizilen evren içinde inandırıcılık (yani kâinatın dört bir yanında tehlikelerle mücadele etse dahi bize sunulan portre tatmin edici olmalı)
    2. Karakterlerin hikayesinde varoluşuna anlam katabilecek düzgün bir villain olmalı.
    3. Kahramanımız çeşitli badireleri atlatırken bizi o heyecana dahil edebilmeli. Yani komple yenilmez olmamalı, o tehdidi ve tehlikeleri hissedebilmeliyiz.
    4. Kendini tekrar etmemeli. Tamam orijinal villain ve tehlikeler yaratmak o kadar kolay değil ama anlatımın merkezinde olan şahıs sürekli yürüyen, ilerleyen bir dünyaya sahip olmalı.

    Bu yukarıda saydıklarım benim için ilk dört olmazsa olmaz kriter elbette başkaları da var ama bunlar en önemlileri. Yazının gidişatından Invincible’ı övmeye girizgâh hazırladığımı zaten tahmin etmişsinizdir ama peki bu dizi yukarıda saydığım kriterlerin ne kadarını karşılıyor? Sayalım:

    1. Dünyamızda geçen, başka bir gezegenden gelen süper kahramanın henüz 17 yaşında olan ve süper güçlerinin ortaya çıkmasını bekleyen ve bunlar yetmezmiş gibi hayatının pek çok alanında bilinmezlerle sınanılacak bir gencin hikayesi anlatılan. Paralele bir evrende, böyle bir dünyanın var olduğuna inanmamanız için hiçbir sebebiniz yok. Diyaloglar ve karakterlerin oluşması ikna edici, ilk kriter için onay verebiliriz.
    2. Bu bir çizgi roman uyarlaması. Elbette cheesy tehlikeler olmalı. Hem çizgi roman doğasını pekiştirecek hem de esas tehlike ortaya çıktığında onun önemini daha fazla kavramamıza yardım edecek bir şekilde bize sunulmalı. Ama Invincible’da çıtır çerez niyetine ortada dolanan kötü adamlar bile hikâye ile bütünleşirken bazı ilginç anlarda kimi kötüler diğerlerinden daha fazla öne çıkıyor. Hele ki esas kötü adamımız sahne aldığında da… Yalan söylemeyeyim dağ taş titriyor. Villain’den yana yıldızlı pekiyi veriyoruz.
    3. Badire atlatmak da laf mı? Ekranda görünen herkes iyi veya kötü ortadaki kaostan kendine düşen payı alıyor. Öyle görsel olarak yumuşatılmamış şekilde üstelik. Kan gövdeyi götürüyor. Esas kahramanımız ve yan karakterlerin hangisinin kurtulabileceğinden veya ne bedeller ödeyeceğinden asla emin olamıyorsunuz. “Tehlike=> Seyirci Beklentisi=> Sonuç” döngüsü çok iyi kurulmuş yani 3. kriterde de sınıfı rahatça geçiyor.
    4. 8 bölümlük bir macera olsa da bize anlatılan, hikâyenin bazı ögeleri tekrar tekrar karşımıza çıksa dahi asla tekrar gibi hissettirmiyor. Bir anlatının çeşitli yansımalarını görür gibi hissediyoruz ve bu gayet iyi geliyor. Düzgün bir şekilde kurulmuş karakterlerin hayatlarındaki gelişmeleri görüp ona göre hisleniyoruz. Yani bu kriterden de sınıfı geçiyor.

    Bu kriterleri geçmesi de tek başına yetmez mi diyorsunuz. Çok rahat akan, göz yormayan, ehil sanatçıların elinden çıkmış olan güzel çizimleri var. Bazı kalabalık sahnelerde veya karakterlere yakın plan odaklanıldığı nadir anlarda kötü görünse de göze, genelde çok iyiler. Her an ele yüze bulaştırılabilecek bir konu işlense de asla tuzaklara düşmeyen ve tatmin edici bir şekilde finalini yapan eğlenceli, duygusal ve gerilimli bir hikâyesi var. Yetenekli oyunculardan oluşan geniş bir seslendirme kadrosu var. Son olarak sahnelerle uyumlu her yelpazeden güzel bir soundtrack var. Bir süredir yazılarımı okuyorsanız ve azıcık dahi yorumlarıma güveniyorsanız bu çizgi diziyi asla kaçırmamalısınız. Sizin için aşağıda twitter viral zincir tweetleşmesini de canlandırayım hatta.

    Son söz:

    ++ Biraz eğlenceli bir dizi izleyeyim diyorum ama güzelini bulana kadar canım çıkıyor. Bu kadar zor olmamalı ya!

    — Hele çizgi roman uyarlamaları konusunda durum felaket! Birbirinin aynı şeyleri izleyip duruyoruz resmen!!

    ** Bulursanız bana da söyleyin kızlar, bu kısırlıkta izlenebilecek düzgün bir şey bulamıyorum!

    // Güzel çizgi roman uygulaması konusunda Prime’da Invincible üzerine tanımam. Omniman’in bağımlısı oldum!!

    Kültür Sanat
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikKübra Uzun ile ‘Koli Kanonu’ ve ‘ALAN’larımız!
    Sonraki İçerik Demokratikleşme Sorumluluk Paylaşımıdır

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Salih Yasun
    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Transformation of the Sovereign in Liberal Democracy and Criticism of Liberalism from Schmitt’s Perspective

    16 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Deniz Nas

    Küçük Partilerin Oy Oranını Hesaplamak Neden Zordur?

    15 Mayıs 2025 Yazılar Salih Yasun

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}