Siyaset içerisinde doğuyoruz, büyüyoruz ve hayatımızı ikame etmeye çalışıyoruz. Hayatımızın her alanında etkili bir şekilde rol oynayan siyaset içerisinde yer edinmek vatandaşlık görevimizdir.
Siyasete başlamama neden olan temel sebep, gerek ekonomik gerek sosyolojik olarak gün geçtikçe zorlaşan hayat koşullarımızda farkındalık içinde daha eşit ve daha yaşanılabilir bir toplum hayali kurmamdır. Yirmi yılı aşkın süredir icra ettiğim mesleğim, esnaflığım sayesinde kendi halkım ile iç içe geçmişliğim, bu sorunlarla daha doğrudan karşı karşıya bıraktı beni.
Öncelikle küçük kitleleri tanıyıp edindiğim birikimim ile ulusal anlamda daha geniş bir kitleye hitap edebilmek ve kişisel çıkarlardan uzakta yalnızca toplum için hizmet edebilmek tek isteğimdir.
Ben 1976 doğumlu bir köy kadını olarak siyasetin en aktif olduğu dönemlerden biri olan “sağ-sol döneminde” hayata geldim. Yakın çevrem ve tüm toplum olarak kutuplaştığımız zor günlerde gençlik yıllarımı yaşadım. Görüp geçirdiğimiz bu zor günlerde muhakeme yeteneğimi geliştirip doğruyu yanlışı ayırt edebildim ve bunlarla hayatıma yön verdim; doğru bildiğim şeylerin hep arkasından gittim.
Kişisel hayat hikayem siyasete girişimi etkiledi. Gördüğümüz ve bildiğimiz yanlışların tekerrür etmemesini sağlamak, kendi hayat hikayemden yola çıkarak bana siyasi bir motivasyon kazandırdı.
Liseden sonra ailemin ekonomik nedenlerinden ötürü üniversite seçeneğim olmadan hayata atılmak durumunda kaldım. Nakış, dikiş ve benzeri kurslar alarak bileğime altın bileziklerimi taktım. Köyden Adana’ya taşındım. Sıfırdan hiç bilmediğim bir yerde güçlü bir kadın olarak ayaklarımın üzerinde durdum ve canımı dişime takarak çalıştım. Hâlâ da çalışmaktayım.
Kiminin ablası oldum, kiminin teyzesi. Gördüğüm her soruna elimden gelenin fazlasıyla yardımcı oldum, olmaya çalıştım. Sağlığım yerinde oldukça çalışmak, başta kendim olmak üzere mahallemi daha ileriye taşımak benim için büyük bir keyiftir.
Daha adil, daha müreffeh, sosyo-kültürel açıdan daha iyi bir toplum, siyasetteki somut amaçlarımdan yalnızca birkaçıdır. Siyasetim de muhtarlığım da sadece toplumumuz, geleceğimiz ve hizmet içindir.
Yerel seçimler gibi önemli bir seçimde kadın adaylarımız çok üzücü ki tüm adaylar içinde %2’lik bir dilime sahiptir. Benim için bir gururdur bu küçücük dilimin içerisinde yer almak.
Seyhan Belediyesi’nin ilk kadın adayı gibi ben de Yeşilevler Mahallesi ilk kadın muhtar adayıyım. Elbette ki bu yolda soyut ve somut onlarca zorlukla karşılaştım. Normal hayatta yaşadığımız onca zorluk yetmezmiş gibi siyasi hayatta da ataerkil sistemin zorlukları, zorbalıkları ile karşı karşıya kaldım. Onlarca, yüzlerce, binlerce kadın arkadaşım gibi… Ama yaşanılan zorluklar bize yalnızca güç verir.
Günü geldi hevesimizi kırmaya çalıştılar. Bırakın destek olmayı önümüze engeller koymayı denediler. Biz yan yana olmasak da binlerce kadın arkadaşımla omuz omuzayız ve her dayanışmamız çok özel. Türkiye siyasetinde başta kadınlar olmak üzere bizlere ve gençlerimize yol açılmalıdır ki toplum kendini yenileyebilsin, ileriye gidebilsin. Çünkü toplumun buna ihtiyacı var.
Son derece yetersiz olsa da %20,1 gibi küçük bir dilim olarak kadınlarımız mecliste bizi temsil etmektedir. Biz vardık, varız ve var olacağız; önümüze koyulan her engele rağmen. Günlük hayatta karşımıza çıkan birçok sorun gibi Türkiye siyasetinin asıl gündemi olması gereken refah, liyakat, adalet, sağlık ve ekonomi temel sorun alanlarımızdır.
Elimizi taşın altına koyma vakti geldi. Daha güzel günlerimiz için ben ve yanımda olan sevdiklerimle hep beraber adım atacağız. Daima ileriye…