Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Erdoğan’ın Hikâyesi Hazır, Peki Ya İmamoğlu’nun?
    Yazılar

    Erdoğan’ın Hikâyesi Hazır, Peki Ya İmamoğlu’nun?

    Onur Alp Yılmaz28 Ocak 20254 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    BUPAR Araştırma olarak yaptığımız Gündem Türkiye’de önemli bulgulara rastladık. Bilindiği üzere, Suriye iç savaşı başladığı günden beri Ak Parti’nin ısrarla sürdürdüğü ve kendi içinde tutarlı bir çizgide ilerleyen Suriye politikası, Türkiye’ye pek çok açıdan ağır bedeller ödetti. Bu uzun ve maliyetli süreç, sonunda “fetih” söylemleri ve sembollerle bezeli bir rejim değişikliği stratejisine evrildi. Bu yaklaşım, en azından iktidarın kendi seçmen kitlesi nezdinde, iktidarın yükünü hafifletmiş gibi görünüyor.

    “Ak Parti’nin Suriye politikasını doğru buluyor musunuz?” sorusuna Ak Parti seçmeninin %74,2’si, MHP seçmeninin ise %63,2’si olumlu yanıt verirken, CHP, HDP ve İYİP seçmeninin de yaklaşık onda biri bu soruya evet yanıtını vermiştir. Bütün seçmenlerin %37,6’sı iktidarın Suriye politikasını doğru bulurken, %47,7’si ise bu politikanın yanlış olduğunu belirtmiştir.

    Buna karşın CHP’nin Suriye politikasını bütün seçmenlerin içinde doğru bulanların oranı %37,8 iken yanlış bulanların oranı ise %44,7’dir. Her ne kadar toplumun yaklaşık %35’i Suriye’de yaşananların Erdoğan’ı haklı çıkardığını ifade etse de toplumun büyük çoğunluğu Suriyelilerin dönüşüyle ilgili Erdoğan’ın değil, Özgür Özel’in söylemlerini benimsemekte ve desteklemektedir. Cumhurbaşkanı Erdoğan’ın Suriyeliler için söylediği “İsteyen Suriyeli kardeşlerimiz kalabilir, başımızın üstünde yeri var” açıklamasını doğru bulanların oranı %27,3’te kalırken, CHP lideri Özel’in “O senin başının üstünde oturmuyor, bizim açlarımızın aşının üstünde oturuyor” açıklamasını doğru bulanların oranı ise %55,9 olmuştur.

    İktidar, Suriye konusunda oy oranının üstünde bir destek sağlamayı başarsa da bu alanda yaşanan gelişmeler toplumun ekonomik kaygılarını geri plana itmekte başarılı olamamış gibi görünüyor. Nitekim seçmenler hâlâ ülkenin en önemli sorunu sorulduğunda ekonomiyle ilgili başlıkları öne çıkartıyorlar. Ancak şu açık ki, Suriye’de yaşanan gelişmeler iktidarın “yönetebilirlik” algısını muhalefete kıyasla güçlendirdi. Bu durum ise CHP’nin önde gittiği senaryoyu kırılganlaştırıyor. İktidarın seçim öncesinde kamu harcamalarını arttırıp maaşları yükselteceği düşünülürse bu kırılganlık daha net anlaşılabilir.

    Nitekim henüz bu gerçekleşmemesine rağmen 2025’in ekonomik açıdan daha iyi olacağını düşünenlerin oranı az da olsa artmıştır. Özellikle iktidar tabanında gözlenen anlamlı artış, Suriye’de yaşananların iktidar tabanında her alandaki optimizmi yükselttiği anlamına gelebilir.

    Tüm bunlar birlikte düşünüldüğünde iktidarın CHP’li belediyelere saldırıları da iktidarın istediği sonucu üretebilir. Nitekim bu saldırının amacı da CHP’nin belediyeler üzerinden kazandığı “yönetebilir” algısını yıkmaktır. İktidar, CHP’nin belediyeler üzerinden tesis ettiği “yönetebilir” algısını yıkıp, bunu Erdoğan’ın şahsında tecessüm eden “Suriye Fatihi”, “İslam kardeşliğinin ve İslam dünyasının lideri” ve “Üçüncü Dünya Savaşı kapıdayken liderler arası diplomasiyi gerçekleştirebilecek tek lider” gibi güvenlik kaygıları ve “Sünni dünyanın liderliği” ile ikame ederek Erdoğan’ın yeni dönemine rıza üretmeye çalışacak.

    İşte bu noktada İmamoğlu açısından sürekli olarak “Hedefte ben varım!” demek seçmende beklenen etkiyi yaratmayabilir. Bu söylem, ortadaki kavganın elitler arası bir güç ikamesinden başka bir şey olmadığını seçmene hissettirebilir. Böyle hisseden seçmen, kendisi için en fazla imkânı tanıyana daha meyilli olabilir. İktidarın elindeki kamu gücü düşünüldüğünde bu konuda iktidarın elinin daha güçlü olduğunu ifade etmek mümkün. Dolayısıyla hikâyeyi kişiselleştirmektense İmamoğlu figürü özelinde bu hikâyeyi toplumsallaştırmak çok daha uygun bir seçenektir.

    Yani aslında, hedefin İmamoğlu’nun şahsında inşa edilen sosyal belediyecilik anlayışı olduğu ifade edilerek bu anlayışın vatandaşların daha müreffeh yaşayacağı ve gelir dağılımı adaletinin sağlanacağı bir iktidarın ön gösterimi olduğu vurgulanmalı. Böyle bir Türkiye’nin de bir avuç insanın milletin sırtından kurduğu şatafatlı haramzade hayata çomak soktuğu ifade edilmeli.

    Dolayısıyla gerçek hedefin İmamoğlu’nun şahsında halkın daha adil, daha eşit ve daha müreffeh yaşama kavgası olduğu ifade edilmeli. İmamoğlu figürü sindirilmiş, korkutulmuş, kaygılandırılmış toplum için bir “şövalye”ye dönüştürülecekse, ki toplumsal beklenti bu yönde, bu noktada insanlara uğruna mücadele edilecek bir dünya ve bunun için mücadele eden bir lider ortaya konmalı.

    Eğer ki bu başarılabilir, bu dava inşa edilip İmamoğlu’nun da adaylığı açıklanırsa artık Erdoğan, iktidara geldiği iddianın kendisiyle savaşan bir lidere dönüşecektir. Erdoğan bu durumda yine cüretkâr olmaya devam edecekse artık rakibine karşı cüretkâr olmak zorunda kalacaktır. Toplumu, onların daha iyi bir yaşama kavuşması için mücadele ettiğine inandıran bir İmamoğlu eğer var olursa Erdoğan’ın cüreti; sindirilmiş, korkutulmuş, kaygılandırılmış toplumu ayağa kaldıracak ve tüm bu duyguların yerini öfke alacaktır.

    İşte bu noktada artık iktidar mücadelesi toplumsallaşmış demektir. Bunun için ilk koşul İmamoğlu’nun bu meseleyi kendi şahsından çıkartıp toplumsal bir hikâye üretmesidir. “Ben hedefteyim” lafının arkasından gelen “Neden?” sorusuna, yukarıda ifade ettiğim gibi, toplumun ana aktör olduğu bir hikâye üretilmek zorunda. Unutmamak gerekir ki insanlar sizden sizin hikayenizi değil, onlar için neler yapacağınızı duymak isterler. Tıpkı Erdoğan’ın “Sizi iç ve dış tehditlerden korudum/koruyorum” hikayesi gibi…

    R1 Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikGeçmişten Bugüne Trump-NATO İlişkileri
    Sonraki İçerik Dünya Gündemi | ABD-Çin Yapay Zeka Savaşında Yeni Perde: DeepSeek-R1

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Cem Özen
    Yazılar

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Umut Dağıstan
    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}