Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Emperyalizmin Eksik Yorumu
    Yazılar

    Emperyalizmin Eksik Yorumu

    Kadir Serkan Selçuk15 Kasım 20244 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Türkiye Cumhuriyeti, emperyalizme karşı verilen uzun mücadelenin sonunda kuruldu. Dönemin başat gücü İngiliz İmparatorluğu’ydu. Fransız, İtalyan, Yunan gibi birçok farklı milletin askeri ülke topraklarını işgal etmiş durumda bulunmasına ve bunlara karşı başarılı savaşlar verilerek üstünlük sağlanmasına rağmen, savaşın başarıyla sonuçlandığı İngilizlerin İstanbul’dan ayrılmalarıyla netlik kazanmıştı.

    Ülke yabancı askerlerden arındırılmıştı ancak gündemde yeni devletin kuruluşunu kabul ettirmek amacıyla toplanacak olan Lozan Konferansı vardı. Lozan’daki görüşmeler, 1919-1922 yılları arasında yapılan savaşların diplomatik anlamda devamı olarak da görülebilirdi. Nitekim ancak, oldukça zorlu geçen ve verilen arayla birlikte uzun aylara yayılan görüşmelerin sonucunda cumhuriyetin kuruluşunun önü açılabildi. İngiliz temsilcisinin, “Şimdi istediğinizi aldınız ancak para istemek için nasıl olsa kapımıza geleceksiniz” şeklindeki tehdidi ise sonraki yıllarda yaşanacak ve günümüze kadar uzanacak gelişmelerin adeta habercisi gibiydi.

    Türkiye, kuruluşun da verdiği güç ve heyecanla belli bir süre bağımsızlığını korumayı ve sürdürmeyi başardı. İkinci Dünya Savaşı’nın zorlu şartlarında bile, izlenen denge politikasıyla savaşa girmemeyi ve bunun doğuracağı yıkıcı etkilerden uzak kalmayı sağlayabildi. Ancak savaş sonrasında Batı’da İngilizlerin yerine başat güç haline gelen ABD ile faşizmin yenilgiye uğratılmasında en büyük paya sahip olan SSCB arasında yapılan bölüşümün sonucunda neredeyse bütün Doğu Avrupa SSCB yörüngesine girerken, Türkiye’ye ABD’nin ileri karakol olma görevi düştü.

    Büyükelçi Münir Ertegün’ün cenazesinin ABD’den Missouri Zırhlısı’yla Türkiye’ye getirilmesiyle başlayan süreç, Marshall yardımları ve ardından yapılan borçlanmalarla devam etmiş, Kore’ye asker gönderilmesi ve nihayetinde NATO’ya girilmesiyle sonuca ulaşmıştı. Türkiye artık Soğuk Savaş’ta ABD’nin sadık bir müttefiki ve stratejik ortağıydı. Ülke içinde bu duruma karşı çıkan az sayıdaki aydın ise adeta şeytanlaştırılıyor, o günlerde küfür gibi kullanılan komünist damgasını yiyerek cezaevlerine atılıyordu.

    1952’de NATO’ya girilmesinin ardından gelen yıllar Türkiye’nin karanlık yıllarıdır. Darbeler, kontrgerilla faaliyetleri, katlanarak artan borçlanma, ABD’nin daima istediği güçleri iktidara taşıması bu dönemin en göz önündeki gelişmeleridir. Yer yer ileri karakolluktan ziyade bir ABD eyaleti gibi hareket edilen bu süreç, SSCB’nin tarihe karışmasıyla da son bulmamış, 11 Eylül saldırılarının ardından ortaya çıkan yeni tabloyla birlikte aynı sadakatle sürdürülmüştür.

    Bilindiği gibi 11 Eylül saldırılarının ardından başlayan bu dönemin Türkiye’deki ana aktörü AKP’dir. Başta ABD olmak üzere Batı ile son derece iyi ilişkiler içindeki AKP, bu güçlerin büyük desteğiyle iktidara gelerek uzun yıllar bu güçlerle sıcak ilişkilerini sürdürdü. Avrupa Birliği hedefi açıkça savunulurken, belli periyotlarda Beyaz Saray’da ABD başkanı ile yapılan görüşmelerle ülke içinde politikalar belirlendi. Kısacası Erdoğan ve ekibi, emperyalizme göbeğinden bağlı durumdaki Türkiye’yi bu kıskacın içine her geçen gün biraz daha fazla sokarak ilk yıllarında kendi iktidarını sağlamlaştırmayı başardı.

    Erdoğan’ın gücünü pekiştirmesi ve istediği değişiklikleri yaptırarak ülkeyi yavaş yavaş tek adam rejimine sürüklemesiyle birlikte Batı’ya olan ihtiyacı azalınca, iktidar bu güçlere sırt çevirmeye başladı. Bu sırt çevirmenin amacı, ülkeyi emperyalizmin boyunduruğundan kurtarmaktan ziyade kendi gizli ajandasına dönüş yaparak ülkenin eksenini arzuladıkları yörüngeye doğru değiştirmekti. Yeni dönemde Avrupa Birliği hedefinden vazgeçildi. ABD ile ilişkiler zayıfladı. Ancak AKP iktidarı kesin ve sert dönüşümlere de cesaret edemiyor, örneğin NATO’dan çıkmayı tartışmak bir yana aklına bile getiremiyordu.

    Ülke içindeki dinci kökenli olsun sosyalist kökenli olsun birçok kesime cesaret veren ve ABD karşıtlıklarını açıkça dile getirmelerine yol açan bu yeni süreçte, Çin ve Rusya’yla yakınlaşılması ve bu ülkelerle ittifak kurulmasına yönelik öneriler de yüksek sesle konuşulmaya başlandı. Bu kesimlere göre Türkiye’nin çıkarları Asya’nın bu iki büyük gücüyle örtüşüyor, Türkiye’nin bağımsızlığına ise gölge düşürmüyordu.

    Oysa bu kesimlerin özellikle sosyalist olanlarının bir bölümü, Soğuk Savaş yıllarında sosyal emperyalist olduğu gerekçesiyle SSCB’ye karşı mitingler düzenlemiş, ABD karşıtlığının yanına Sovyet karşıtlığını da koymuştu. Aynı kişilerin SSCB yıkıldıktan neredeyse 35 yıl sonra o zamanlar haklılık payı da taşıyan bu görüşlerinden vazgeçerek Rusya’yla yakınlaşmayı savunmaları sayısız çelişkilerinden yalnızca biriydi. Çelişkinin sebebi ise Soğuk Savaş yıllarında Çin ile SSCB arasında büyük bir çatlak ve uzlaşmazlık varken, bugün Çin ile Rusya arasında sıcak ilişkilerin sağlanmış olmasıydı.

    Bugün ABD, Türkiye ve Ortadoğu için en büyük tehlikelerin başında gelmektedir. Ortadoğu’nun hemen her yanında yaşanan çatışmaların ana sebebi ABD emperyalizmi ve bu emperyalizmin tehlikeli amaçlarıdır. Fakat bunu net bir şekilde teşhis edip Çin-Rusya bloğunun emperyalist emellerini görmezden gelmek de doğru değildir.

    Başta Ortadoğu olmak üzere dünyanın birçok yerinde ABD ile Çin-Rusya ortaklığı arasında süren savaş, insanlığı her geçen gün biraz daha felakete yaklaştırmakta, sonu belirsiz bir kaosa sürüklemektedir. Yapılması gereken bu büyük savaş ortamında iki emperyalist blok arasında bir tercih yapmak değil, sonuna kadar barışı savunarak savaş istemeyen dünya halklarına alternatif sunabilmektir.

    Dünya R2 Tarih
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikVolkswagen Almanya’da Fabrika Kapatacak mı, Bahçeli, Trump | Çerçeve S3 #50
    Sonraki İçerik Ahlak Siyasetinin Kazananları

    Diğer İçerikler

    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Podcast

    İrlanda Tarihi II: Global Ekonominin Merkezindeki Ada | Çerçeve S3 #73

    6 Mayıs 2025 Serim Çetin, İlkan Dalkuç ve Mert Söyler

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}