Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
      • Kitap Yorum
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • ABD Gündemi
      • Avrupa Gündemi
    • daktilo2
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Demokrasinin Soykütüğü: İdeoloji, Sistem ve Kriz
    daktilo2 Yazılar

    Demokrasinin Soykütüğü: İdeoloji, Sistem ve Kriz

    Armağan Öztürk26 Ekim 20255 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Demokrasinin itibarı ve gücünün sarsıldığı bir çağda yaşıyoruz. Bu sonuç bir ölçüde de ironik. Çünkü son bir asırda liberal demokrasiyi gerçek demokrasi olarak görmeyen faşizm ve sosyalizm gibi akımlar cazibelerini yitirdi.

    Bir zamanlar önemli liderler ve o liderleri destekleyen devasa kitleler demokrasiyi bir tür diktatörlük rejimi olarak görürlerdi. Faşistlere göre demokrasi kurumsallaşmış bir diktatörlük yönetimiydi. Halkın yönetme yetkisini kalıcı ve geri dönüşü olmayacak bir şekilde üstün bir insana devri asıl demokratik devrimdi.

    Sosyalistler de liberal demokrasiyi eleştiriyordu. Çünkü liberal demokrasi bir burjuva demokrasisiydi. Tüm halk değil, sadece burjuvaların özgür olduğu bu yapı, kapitalizm koşullarında herkesi kendi gerçek özgürlüğüne yabancılaştırıyordu. Bu bakış açısı nedeniyle Sovyetlerin varlığını koruduğu 70 yıl boyunca doğuda ve batıda yazılan pek çok siyaset bilimi kitabında demokrasiler “burjuva demokrasileri” ve “halk demokrasileri” diye ikiye ayrıldı.

    Bugün itibariyle ise liberal demokrasilerin faşist ve sosyalist eleştirileri güncel siyaset biliminin değil, siyasi tarihin ve (veya) siyasi düşünceler tarihinin konusu. Yine de bu hatırlatma liberal demokrasiye yönelik popülist başkaldırının demokrasi tarihi bakımından eşsiz bir olay olmadığını ortaya koyması bakımından önemlidir.

    Dün faşistler ve sosyalistler, bugün ise sol ve sağ popülistler liberal demokratik tahayyülü yeterince özgürlükçü, eşitlikçi ve demokratik bulmadılar. Bu bağlamda her demokrasi tartışması, bir “demokrasinin ideolojik soykütüğü” tartışmasıdır. Liberalizm-demokrasi birlikteliğindeki sorunlar; sosyalist, faşist ve popülist demokrasi anlayışları ile milliyetçiliğin demokrasiye olan katkısı; ideoloji-demokrasi ilişkisi bakımından ayrıca ele alınması muhtemel konu başlıklarına karşılık gelmektedir.   

    Demokrasi tartışmasını bu yönetim biçiminin iç mimarisi bağlamında da ele almak mümkün şüphesiz ki. Bilindiği üzere halk iktidarının oligarşi ve tiranlığa dönüşme eğiliminde olduğunu temellendiren kadim bir cumhuriyetçi şüphe vardır. Olgularla da desteklenen bu kaygı, daha sonra liberal siyaset felsefesi tarafından devralınmıştır. Kuvvetler ayrılığı, temel hak ve özgürlükleri listeleyen bildirgeler ve değiştirilmesi zor anayasalar aracılığıyla devletin keyfi iktidarının sınırlanması liberal demokrasinin hukuk-politik ajandasında ağırlıklı bir yere sahiptir.

    Bugünün dünyasında klasik denge-fren mekanizmalarının ne ölçüde işlevsel olduğu ayrıca soruşturmalıdır. Dahası liberal demokrasilerde insan haklarıyla halk egemenliği arasında yapısal bir gerilim olduğu tezi sıklıkla dile getirilmiştir. Pek çok popülist akım ve aktör demokrasilerin halktan uzaklaştığını iddia etmekte ve halk egemenliği adına liberal demokrasiler için kapsamlı bir düzeltme talep etmektedir. Bu bağlamda demokratik idarelerin sosyal reform ve sosyal devlet yolunda attığı adımları, eşitlikle özgürlük arasında bir gerilim olarak okumak da mümkündür.   

    Temsili demokrasideki temsil kurum ve prosedürleri de genel bir demokrasi tartışmasının muhtemel başlıkları arasında yer almaktadır. Bu bağlamda hükümet sistemleri, seçim sistemleri ve siyasi partilere ayrı ayrı değinmek gerekir. Demokratik rejimlerin iç siyasal dönüşümleri bakımından genel kanı, yürütmenin yasama karşısında güçlendiği şeklindedir. Bu eğilime paralel bir şekilde başkanlık sistemi parlamenter sisteme göre daha popüler hale gelmiştir.

    Türkiye’nin de yakın dönemde bir sistem değişikliği yaptığı, muhalefetin şiddetli karşı çıkışlarına rağmen parlamenter sistemi terk ettiği bilinmektedir. Türkiye’deki mevcut demokrasi tartışmasının bu bağlamda, yani bir sistemler arası karşılaştırma perspektifi içinde ele alınması yararlı olabilir. Yasamanın önemsizleşmesi ve başlıca temsil aktörünün başkan haline gelmesi, Türkiye’de ve dünyada seçim sistemleri ve siyasi partilere olan ilgiyi azaltmıştır.

    Şüphesiz ki partileri birbirine benzeten siyasal sosyolojik koşullar, yani ideolojilerin ölümü, parti tartışmalarını göreli olarak geriletmiştir. Karşı karşıya gelen siyasi aktörler partilerden çok liderlere dönüşmüş, siyasi etkinlik lider özelinde bir performans sanatı veya halkla ilişkiler etkinliği gibi görülmeye başlamıştır. Tabii bu eğilimlerin geldiği yer bakımından bir genel değerlendirme yapılması da gerekir. Yasama organı, siyasi partiler, ideolojiler ve seçim sistemlerinin önemsizleştiği bir ortamda, temsili demokrasi ne kadar meşrudur sorusu yanıtlanmayı beklemektedir. 

    Toplumsal örgütleme biçiminden bağımsız bir şekilde rejim tartışması yapılamaz. Belli bir ülkedeki demokrasinin özel serüveni veya karşılaştırmalı bir içerikle tüm demokratik rejimleri bağlayacak genel değerlendirmelerde bulunmadan önce tarihsel sosyolojik bağlama atıfta bulunulması gerekir. Mesela Türkiye’de devletin güçlü, sivil toplum, bireycilik, yerellik, özel mülkiyet, özerk kapitalizm ve çoğulculuğun zayıf olduğu yönünde güçlü bir literatür vardır. Bu şartlar altında doğru soru Türkiye demokrasideki istikrarsızlığın konjonktürel nedenler, mesela iktidar partisinin uygulamalarından mı kaynaklandığı, yoksa demokrasiyi daha da demokratikleştirmek yönünde bazı yapısal engellerin olduğu mu şeklinde formüle edilebilir. Bu son hatırlatma bağlamında rahatlıkla denilebilir ki, demokrasi bir irade veya yönelim meselesi olduğu kadar koşullar, sınıflar, sosyo-ekonomik arka plan ve siyasi kültürle de ilgili bir içeriğe sahiptir.

    Son hatırlatmaya atıfla, Türkiye’deki demokrasi tartışmalarını da mercek altına almak yerinde olabilir. Bu bağlamda rejim otoriterleşiyor mu sorusuna verilen yanıtların kapsamlı bir analizi elzemdir. Muhalefetin seçim kazanmaması muhalif aktörlerin stratejileri, politik tercih ve beğeni düzeyleriyle ilgili bir mesele midir? Yoksa adil yarışma koşulları zamanla ortadan kalkmış ve iktidar lehine bir siyasal iklim mi oluşmuştur? Ülkedeki keskin kutuplaşma düzeyinin makul bir tartışma olanağını önemli ölçüde kısıtladığı ve Türk demokrasisini hakkaniyetli bir şekilde ele almayı zorlaştırdığı ise açıktır.  

    Son olarak demokrasinin geleceği üzerinde durmak yerinde olabilir. Bu bağlamda küresel bir demokrasinin koşul ve olanakları önemli tartışma başlıklarından birine karşılık gelir. Küresel kapitalizm gerçeği karşısında ulus devletler ve ulusal demokrasiler oldukça yerel kalmıştır. Siyasal modernleşme (demokrasi) ile ekonomik modernleşme (kapitalizm) arasındaki ölçek farkı; işsizlik, mültecilik, insan hakları ihlalleri ile çevre sorunlarını derinleştirmekte, tüm insanlığı ilgilendiren konularda farklı siyasi toplumların aynı anda karar almasını güçleştirmektedir. Demokrasinin restorasyonu meselesi; dijital demokrasi, müzakereci ve radikal demokrasi başlılarında çok sayıda eleştiri, öneri ve alternatif değerlendirme düzeyinin yeniden ele alınmasını gerektirmektedir.

    Sonuç olarak denilebilir ki demokrasi bir yurttaş performansı rejimidir. Bu rejimin işleyişi bakımından temel sorun ise yurttaş bireylerin katılımdan hızlıca uzaklaşması, hemen tüm demokratik pratiklerin politik bir boşluğa doğru irtifa kaybetmesidir.

    Fotoğraf: Elimende Inagella

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikRöportaj | Macaristan’da Otoriterleşme: Sivil alan giderek özerkliğini kaybediyor ve ulusal egemenlik adına eleştirel sesler susturuluyor
    Sonraki İçerik Kadınsılaşan Hayat ve Prenses Erkeklik

    Diğer İçerikler

    daktilo2 Röportajlar

    Ahmet Sözen: Kıbrıs meselesinde resmi müzakere sürecinin başlayabilmesi için dışsal dinamiklere de ihtiyaç var

    26 Ekim 2025 Gökhan Korkmaz
    daktilo2 Yazılar

    Bir İyi ve Kötü Haberimiz Var: Ekonomik Büyüme için Demokrasi İyi ama Şart Değil

    26 Ekim 2025 Alper Yağcı
    daktilo2 Yazılar

    2026 Bütçesine Bakış

    26 Ekim 2025 Burak Dalgın

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Ahmet Sözen: Kıbrıs meselesinde resmi müzakere sürecinin başlayabilmesi için dışsal dinamiklere de ihtiyaç var

    26 Ekim 2025 daktilo2 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Bir İyi ve Kötü Haberimiz Var: Ekonomik Büyüme için Demokrasi İyi ama Şart Değil

    26 Ekim 2025 daktilo2 Yazılar Alper Yağcı

    2026 Bütçesine Bakış

    26 Ekim 2025 daktilo2 Yazılar Burak Dalgın

    KKTC Seçimlerini Anlamak: Tufan Erhürman Neden Kazandı?

    26 Ekim 2025 daktilo2 Yazılar Sinem Arslan

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Ekim 2025
    • Eylül 2025
    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • daktilo2
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}