[voiserPlayer]
23 Haziran seçimleri YSK kararının oylamaya sunulduğu bir referandum hükmünde. Bu nedenle Binali Yıldırım’ın oy potansiyelini hesaplarken başlangıç noktamız referandum sonuçları olacak. Mahalle bazlı oy geçişi analiziyle 2017 referandumunda oy kullanan seçmenlerin 2019 oy tercihlerini inceleyeceğiz. Böylece seçmen gruplarını Evet ve Hayır oy tercihleri ile yerel seçim tercihlerini karşılaştırarak kategorize edeceğiz. Bu kategorilere göre seçmenlerin 23 Haziran oy tercihlerine yönelik temel varsayımlarımızı belirleyeceğiz (Örneğin: Referandumda Hayır oyu kullanıp, 31 Mart’ta Yıldırım’a oy verenlerin YSK kararının etkisiyle İmamoğlu’na yönelmesi). Sonrasında bu varsayımlardan hareketle ekonomik oy verme modelinin belirlediği güven aralıkları içinde Binali Yıldırım’ın alabileceği potansiyel oy sayısını değerlendireceğiz.
Referandum – 31 Mart Oy Geçişleri
2017 referandumunda İstanbul’da Evet oyu 4 milyon 475 bin. 31 Mart’ta Evetçilerin yaklaşık 4 milyon 75 bini Binali Yıldırım’a yönelirken, sadece 20 bin seçmen İmamoğlu’nu tercih etmiş. Diğer partilere giden 55 bin Evetçi mevcut. 325 bin seçmenin ise 2017 referandumunda Evet oyu kullanmasına rağmen 31 Mart’ta sandığa gitmediği tahmin ediliyor.
Bunun yanında Binali Yıldırım’ın oy sayısı 4 milyon 75 bin Evetçi ile sınırlı değil. Toplam 4 milyon 156 bin oya ulaşan Yıldırım tahminen 55 bin Hayırcının desteğini almış. Hayır oyu kullanan AK Parti ve MHP’lilerle birlikte, CHP belediyelerinin yönettiği ilçelerdeki bazı muhaliflerin aday ve hizmetleri beğenmediğinden ötürü Yıldırım’a yöneldiği düşünülüyor. Ayrıca referandumda oy kullanmayan 24 bin seçmenin desteği söz konusu.
Binali Yıldırım’ın 23 Haziran’da alabileceği oy sayısı aralığını hesaplarken, Hayırcı seçmenin referandum tercihlerine paralel olarak Yıldırım’ı tercih etmeyebileceğini düşünmek gerekiyor. Buna göre Yıldırım’a 23 Haziran’da tekrar oy vermesi muhtemel seçmen sayısı 55 bin azalıyor ve 4 milyon 100 bine geriliyor.
Yıldırım’ın 4 milyon 100 bin seçmenle başladığı yarışta oyunu ne kadar artırabileceğini öngörmek için, 31 Mart’ta sandığa gitmeyen yaklaşık 325 bin Evetçinin muhtemel tercihlerini değerlendirmek şart. Bunun için ekonomik oy verme modeline başvuracağız. 2007-2019 aylık anket verileri, ekonomik göstergeler ve siyasal kırılmaları değerlendiren bu model Cumhur İttifakı’nın oy oranını tahmin ediyor.
Modelde 2007-2019 arasındaki genel seçim anket ortalamaları kullanıldığı için hesapladığımız seçmen sayısı genel seçim oy tercihlerini yansıtıyor. Bu yazıda mevcut durumda halen AK Partili veya MHP’ye oy vermesi beklenen seçmenlerin doğrudan potansiyel Yıldırım destekçileri olmasını bekliyoruz. Dolayısıyla olası bir genel seçimde halen AK Parti veya MHP’yi destekleyecek seçmenler arasında, İmamoğlu ve diğer adaylara yönelme ihtimali bulunma ihtimaline yönelik değerlendirmeyi gelecek yazıya bırakıyoruz.
Haziran 2019’da AK Parti ve MHP’ye oy vermeye devam eden seçmenlerin Erdoğan’a sadık olduğu kabulüyle referandumda Evet oyu kullanmış olduğunu ve toplam Evet oy sayısının Haziran 2019 Cumhur İttifakı oy sayısından fazla olduğunu varsayıyoruz. Bu nedenle, referandumda Evet oyu kullanmasına rağmen Yıldırım’a oy vermeyen 325 bin seçmenin tercihlerini değerlendirmek için, Cumhur İttifakı’nın Haziran 2019 seçmen sayısını hesapladıktan sonra bu oy sayısını toplam Evet sayısından çıkaracağız (4 milyon 475 bin). Böylece geriye kalan sayı 31 Mart’ta Yıldırım’a oy vermeyip, 23 Haziran’da desteklemesi muhtemel Evetçi seçmen sayısını gösterecek. Sandığa gitmeyen Evetçilerden gelecek desteği Binali Yıldırım’a tekrar oy vermesi beklenen 4 milyon 100 bin sayısına ekleyip Yıldırım’ın 23 Haziran oy sayısına ulaşacağız.
Bu hesaplamayı ekonomik oy verme modelinin Cumhur İttifakı için saptadığı güven aralığının minimum (4 milyon 246 bin) ve maksimum değerlerine (4 milyon 440 bin) göre iki ayrı senaryo için farklı başlıklarda gerçekleştireceğiz. Güven aralığının minimum değeri Cumhur İttifakı’nın ekonomi ve siyasi nedenlerden ötürü en çok oy kaybettiği senaryoya işaret ediyor. Maksimum değer ise Cumhur İttifakı’nın en az oy kaybettiği senaryo anlamına geliyor. İlk senaryoda ekonomik sorunlar partizan/ideolojik kimliğin önüne geçerken, ikinci senaryoda bu kimlikler ekonomik sorunların etkisini en aza indirgiyor.
Ekonominin En Çok Etkilediği Senaryo
Güven aralığı içinde ekonomik ve siyasi şartların en çok etkilediği senaryoda Cumhur İttifakı oy sayısı 4 milyon 639 binden 4 milyon 246 bine geriliyor. AK Parti seçmen sayısı 3 milyon 882 binden 3 milyon 330 bine gerilerken, MHP oyu AK Parti’den gelen oylarla 757 binden 925 bine yükseliyor.
Bu senaryoda ekonomik kötüleşme Cumhur İttifakı oy sayısını neredeyse 400 bin azaltıyor. Bu seçmenlerin yaklaşık 290 bini muhalefet partilerine yöneliyor. Bununla birlikte Cumhur İttifakı’ndan uzaklaşsa da başka partilere yönelmeyen 110 bin kararsız/tepkili seçmen olduğu görülüyor.
Referandumdaki Evet oyuyla kıyaslandığında (4,475 milyon), 4 milyon 246 bine gerileyen Cumhur İttifakı’nın böylece 229 binin Evetçinin oyunu kaybettiğini varsayabiliriz (Evet oyu sayısından mevcut Cumhur İttifakı oyunu çıkardığımızda: 4,475 milyon – 4,246 milyon). Buna göre Yıldırım’ın 31 Mart’ta sandığa gitmeyen 325 bin Evetçi arasında yaklaşık sadece 100 bin seçmenin desteğini alabildiği anlaşılıyor (31 Mart’ta oy kullanmayan Evetçilerden Haziran 2019’da muhalefet partilerine yönelen Evetçilerin sayısını çıkardığımızda: 325 bin – 229 bin).
Buna göre Yıldırım 4 milyon 100 binden başladığı seçimlerde (4 milyon 75 bin Evetçi, 25 bin referandumda oy kullanmayan seçmen), söz konusu 100 bin seçmenin desteğiyle oyunu 4 milyon 200 bine çıkarıyor.
Yıldırım, ekonomik oy verme modeline göre olası bir genel seçimde kararsızlığa düşen 110 bin Cumhur seçmeninden gelebilecek destekle bu sayıyı artırabiilr. 325 bin Evetçiden %31’lik destek alan Yıldırım, kararsız seçmen grubundan aynı oranda destek bulursa oy sayısını 34 bin artırarak 4 milyon 234 bine taşıyabilir.
Son olarak 31 Mart’ta Saadet ve diğer partileri tercih eden 55 bin Evetçi arasından oy gelmesi de muhtemel. Aynı oranı (%31) Saadet ve diğer parti seçmeni için de uyguladığımızda Yıldırım’ın hanesine 16 bin oy daha yazılıyor ve Yıldırım 4 milyon 250 bine ulaşıyor.
Toparlarsak, ekonominin en çok etkilediği koşullarda beklenen Binali Yıldırım oy aralığı 4 milyon 200 bin – 4 milyon 250 bin. Bu sayı kararsız Cumhur seçmeni ve 31 Mart’ta Saadet’e oy vermiş Evetçilerden gelebilecek oylarla kısıtlı bir şekilde artabilir.
Ekonominin En Az Etkilediği Senaryo
Güven aralığı içinde ekonomik ve siyasi şartların seçmen davranışını en az etkilediği senaryoda Cumhur İttifakı oy sayısı 4 milyon 639 binden 4 milyon 440 bine geriliyor. AK Parti oyları 3 milyon 882 binden 3 milyon 590 bine düşerken, MHP’ye oy veren seçmen sayısı AK Parti’den kayan oylarla 757 binden 850 bine yükseliyor. Cumhur İttifakı’ndan uzaklaşan fakat herhangi bir muhalif partiye yönelmeyen seçmen sayısı ihmal edilebilir düzeyde: 10 bin.
Ekonomik kötüleşmeye rağmen Cumhur İttifakı’na oy vermeye devam eden 4 milyon 440 bin seçmenin tamamının referandumda Evet oyu kullandığını varsayıyoruz. Buna göre 4 milyon 475 bin Evetçiden 4 milyon 440 bini AK Parti ve MHP’yi desteklemeye devam ederken, sadece 35 bini artık Cumhur seçmeni değil.
Cumhur İttifakı’ndan uzaklaşan bu grubun 31 Mart’ta oy kullanmayan 325 bin Evetçi arasında bulunduğunu kabul ediyoruz. Böylece sandığa gitmeyen 325 bin Evetçi grubunda, 23 Haziran’da sadece 35 bin seçmenin Yıldırım’a oy vermeyeceği, geriye kalan 290 bin seçmenin Yıldırım’ı destekleyeceği sonucuna varıyoruz.
Ekonomi ve siyasal değişkenlerin en az etkili olduğu senaryoda Binali Yıldırım 31 Mart’ta sandığa gitmeyen 325 bin Evetçiden 290 bininin desteğiyle oyunu 4 milyon 100 binden 4 milyon 390 bine taşıyor.
Ayrıca 31 Mart’ta Saadet ve diğer adaylara yönelen 55 bin seçmen arasında CHP’ye negatif duygular besleyenler kerhen Yıldırım’a yönelebilirler. Bunun yanında referandumda Hayır oyu kullanmasına rağmen 31 Mart’ta Binali Yıldırım’a oy vermiş 55 bin seçmenin bu seçimde YSK kararının etkisiyle İmamoğlu’na yönelebileceğini varsaymıştık. Bu seçmenler arasında tekrar Yıldırım’a oy verecek olanlar bulunabilir. Fakat YSK kararının etkisiyle bu iki gruptan blok halinde destek gelmesi pek muhtemel değil.
Araştırmalara göre AK Parti ve MHP seçmenlerinin yaklaşık %25’i YSK kararından rahatsızlık duyuyor. Rahatsızlık duyanların Hayırcı Binali Yıldırım seçmeni ve Saadet ile diğer partilere yönelen seçmen gruplarında yoğunlaştığı düşünülebilir. Dolayısıyla bu seçmenden gelebilecek maksimum desteği %40 olarak düşünebiliriz (45 bin oy).
Son iki gruptan gelebilecek 45 bin oy hesaba katıldığında, Yıldırım için 4 milyon 390 bin – 4 milyon 435 bin oy aralığı öngörülüyor. Partizan kimliğin ekonominin olumsuz etkilerini en aza indirdiği senaryoda Yıldırım Evet oyu (4 milyon 475 bin) seviyesine yaklaşabiliyor.
Sonuç
Gerek uzun dönem, gerek kısa dönem ekonomi-oy verme ilişkisi çalışmalarında, ekonomideki iniş çıkışların iktidar partisinin oy sayısında dalgalanmalara yol açtığı sonucuna varılıyor. Bu dalgalanmalarla birlikte gelen iktidar partisi oy değişimini de partizan bağlılık ve ekonomik sorunlar arasındaki denge belirliyor.
Ekonomik sorunların partizan kimlik karşısında en ağır bastığı senaryoda Binali Yıldırım oyunu 4 milyon 250 bin seviyesine taşıyabilirken, bu sayı partizan kimliğin en güçlü olduğu senaryoda 4 milyon 470 bine kadar yükseliyor.
Ekrem İmamoğlu’nun oy potansiyelinin referandumdaki Hayır oyu kullanan seçmen (Saadet ve Vatan Partisi seçmenleri haricinde) olduğu düşünüldüğünde (4 milyon 600 bin), Yıldırım’ın kazanmak için ekonomik sorunların seçmen üzerindeki etkisini en aza indirgemesi gerekiyor. Bu ihtimal ise düşük görünüyor.