Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    • Destek Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Akademisyen Siyasete Taraf Olmalı mı?
    Yazılar

    Akademisyen Siyasete Taraf Olmalı mı?

    Armağan Öztürk22 Ağustos 20253 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    Akademisyenin, toplumun ve siyasetin nabzına dair fikir beyan etmesi ne kadar yerinde bir tutumdur? Yoksa gündelik politikanın uzağında kalıp yalnızca akademik çalışmalarına yoğunlaşmak mı daha doğru olur? Peki, öğretim üyeleri siyasal ilgilerini hangi yollarla ifade edebilir? Parti üyeliği, ideolojik olarak yakın medyada yorumculuk yapmak gibi yollar meşru tercihler midir?

    Farz edelim ki siyasal alanda aktif bir akademisyensiniz. Dünya görüşünüzü, hatta siyasi parti bağlantınızı saklamadan düşüncelerinizi açıklıyorsunuz. Bu durum akademik tarafsızlığınızı gölgeler mi? Peki, öğrencileriniz ne düşünür? Örneğin, Marksist bir akademisyen farklı ideolojik eğilimdeki öğrencilerine ya da muhafazakar bir aydın inançlı ve inançsız takipçilerine aynı mesafede durmayı başarabilir mi? Bu arada aynı mesafede durmak zorunda mıyız? Taraflı olmanın akademik saygınlığı aşağı çektiğine yönelik yaygın kanaat doğru mu?

    Yanıtlaması hiç de kolay sorular değil. Kamusal hayatın şekillenmesinde entelektüelin rolünü önemseyen modernist çizgi bir hayli gerilese dahi hâlâ çok güçlü. Pek çok ideolojide, özellikle sosyalizm, liberalizm ve İslamcılıkta; bir dünya görüşüne sahip olmakla, hatta siyasi çizginizi açıklamakla akademik etkinlikler arasında koşutluk doğal görülmekte. Bu bakış açısına göre dünya görüşü olmayan bir akademisyenin bilimsel görüşü yeterince ciddi ve nitelikli olamaz. 

    Tabii post-modern bir çağda yaşadığımız için özgürlük, bilgi, üniversite ve entelektüel gibi kavramlar eski itibarlarını kaybetmiş durumda. Bauman’ın dediği gibi entelektüeller artık yasa koyucu değil, sadece yorumcu. Ayrıca Foucault da haksız sayılmaz. Özgürleşme hareketleri beraberlerinde kendi iktidarlarını yarattı. Bilginin olduğu her yerde iktidar var. Ne üniversite ne de entelektüel bu genel geçer gerçeğin çok da dışında değil. Sartre tipi aydınların veya bildiri yayınlayarak kamuoyuna hakikati açıklayan sosyalist elitlerin devri geçti artık.

    Modernizmin yerini postmodernizm aldı. Bu nedenle üniversite artık hakikatin, özgürlüğün ve siyasetin mekanı değildir dediğimizde yaşadığımız dönüşümün sadece bir yönünü açıklıyoruz yine de. Daha incelikli bir okumaya ihtiyacımız var. Öncelikle pozitivizm hegemonik konumunu kaybettiği için siyaset yapma kararını tarafsızlık üzerinden eleştiren hat artık o kadar da revaçta değil. Artık başka meselelere bakmak lazım. Mesela hesapçılığın ve gösteri toplumunun bilinçte yarattığı tahribat her şeyin önüne geçmiş durumda.   

    Mesela siyasi hayat hakkında konuşmamak için teoriye ve felsefe sığınmış düşünürler var. Oysa Platon’dan bugüne pek çok ünlü filozofun siyaset felsefesi klasiği olarak okutulan kitapları yaşadıkları çağı değerlendiren içeriklere sahip. Bu nedenle üyesi olduğu siyasi toplum hakkında kafa yormadan Machiavelli, Rousseau veya Schmitt çalıştığınızda sinizm batağına saplanmış oluyoruz.

    Melez kimlikler çağında sert ideolojilerin taşıyıcısı olmak kamusal inandırıcılığa zarar veriyor. İnsanlar kendilerine nutuk çeken akademisyenlerden hoşlanmıyor artık. Ama bilimle özgürlük arasındaki bağı tümüyle yadsıdığımızda yapılan iş retoriğe hapsolmakta. Burada kritik kavramlar yozlaşma ve ölçü galiba. Bilim yaparken özgürlüğü savunmak, özgürlüğü savunurken de kendimizi ve başkalarını kandırmamak için yaşadığımız toplumdaki yozlaşma derecesini iyi tahlil etmek gerekiyor. Ahlaki çürümüşlük her yeri kaplamışsa Sennett’in kullandığı anlamda bir “karakter aşınması” kaçınılmaz hale gelmekte. Bu karakter aşınmasının bizim alandaki sonucu, kitaplarını okuduğunuzda kendilerine hayran kaldığınız, ama yüz yüze vakit geçirdiğinizde hayal kırıklığına uğradığınız akademisyenlerin ve entelektüellerin düşünsel vasatı belirlediği toksik bir ortam.

    Zehir her türlü ilişkide kendini gösteriyor. Belki her durumda değil, ama sıklıkla kamuoyunda sesi çok duyulan tanınmış simaların savundukları değerlerle bağdaşmayan işlere bulaştıklarına tanıklık ediyoruz. Çünkü birkaç kişiliği aynı anda ve birlikte yaşayan akademisyenler var. Özgürlük ve liyakat kelimeleri çevresinde büyük nutuklar atıp kendi tez öğrencisinin emeğini sömüren öğretim üyelerine rastlamak içten bile değil. Sürekli dürüstlükten bahsedip sabahtan akşama kadar meslektaşları hakkında dedikodu yapan akademisyenlerin başat unsur olduğu bir akademi siyaset yapsa da yapmasa da boğazına kadar karanlığa batmış durumda.

    Bu gerçek karşısında başladığımız yere geri dönüp sorduğumuz soruları yeniden gözden geçirmemiz yerinde olabilir. Akademinin siyasete olan mesafesi kapanmıyor. Çünkü biz hakikate yaklaştıkça hakikat bizden uzaklaşmakta.

    Yazar: Robert Bye

    M Siyaset Sosyoloji
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikKitap Yorum: Genç Werther’in Acıları, Johann Wolfgang von Goethe

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Kitap Yorum: Genç Werther’in Acıları, Johann Wolfgang von Goethe

    22 Ağustos 2025 Özge Topuz Karadayı
    Yazılar

    Meclis Nasıl Daha Etkili Hale Getirilir?

    20 Ağustos 2025 Muhammet Ali Yunus
    Yazılar

    Kürtlerle Açık Konuşmak

    19 Ağustos 2025 Sait Mürsel Çeşitçioğlu

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Akademisyen Siyasete Taraf Olmalı mı?

    22 Ağustos 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    Kitap Yorum: Genç Werther’in Acıları, Johann Wolfgang von Goethe

    22 Ağustos 2025 Yazılar Özge Topuz Karadayı

    Meclis Nasıl Daha Etkili Hale Getirilir?

    20 Ağustos 2025 Yazılar Muhammet Ali Yunus

    Kürtlerle Açık Konuşmak

    19 Ağustos 2025 Yazılar Sait Mürsel Çeşitçioğlu

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Ağustos 2025
    • Temmuz 2025
    • Haziran 2025
    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}