Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » AB’nin Türkiye Amnezisi: Adaylık Unutulmak İstenen Bir Kabus
    Yazılar

    AB’nin Türkiye Amnezisi: Adaylık Unutulmak İstenen Bir Kabus

    Barçın Yinanç31 Ekim 20226 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Avrupa Birliği, Türkiye’nin üyelik müzakerelerini hafızasından silmek istediği kötü bir kabus olarak görüyor. Demokrasiye dönüş olması durumunda ne olacağına dair zihni bir hazırlık içinde değiller.

    Muhalefet partilerinin dış politika sorumluları 24 Ekim haftası Brüksel’de yaptıkları temaslarda, Avrupa Birliği’nin korkularının farkındalığıyla mesajlarını verme yoluna gittiler. 

    CHP, İYİ Parti, HDP, Deva Partisi ve Gelecek Partisi’nin temsilcileri konuşmalarında genelde şu ortak mesajı verdiler: “AB üyelik hedefinden vazgeçmeyiz, ama üyeliğin bugünden yarına olmayacağının da farkındayız. Zaten öncelikle içeride atmamız gereken demokrasi adımları var; katılım süreci hemen canlanmayabilir, zaten bu adımları üyelik için değil kendimiz için atacağız.” 

    Aralarından bir tanesi, şu anda Avrupa Komisyonu’nun düzinelerce sayfa tutan ülke raporuna dikkat çekerek, “Biz iktidara geldikten sonra bu rapor bir kaç sayfadan oluşacak” dedi ve o zaman ne yapacaksınız demeye getirdi.

    “Demokrasiye dönüp kriterleri yerine getirmeye başlarsanız tabii ki sevinçle katılım sürecini canlandırırız” demediler muhatapları. Gözlerini kaçırıp, havaya bakmayı tercih ettiler.

    Aslında muhalefetin seçimleri kazanacağına dair şüpheleri var. Muhalefetin böyle bir potansiyeli olsa da “seçimler demokratik şartlarda gerçekleşecek mi” diye sordular. “AK Parti ve lideri kaybederse, gidecek mi ki” diye üstelediler.

    Genişlemeden Bahsetmeyen Genişleme Komiseri

    Muhalefet partilerinin temsilcileri bir Alman vakfının davetiyle Avrupa Komisyonu ve Avrupa Parlamentosu’nu turlarken Oliver Varhelyi, AB’nin genişlemeden sorumlu komiseri, İstanbul yolundaydı.

    Türkiye’ye gelmese ismini hatırlamayacaktım. 

    Bunu, 30 küsur yıl AB ilişkilerini takip etmiş bir gazeteci olarak söylüyorum.

    Kabul, mesleki deformasyon elbet var. Ancak bu isim hafızamda yer etmemişse, demek ki genişleme komiseriyle ilgili çok az haber/yorum yapmışım. Bunun da nedeni, muhteremin Türkiye’yle ilgili habere vesile olacak herhangi bir faaliyette bulunmamış olması.

    2019’da genişleme ve komşuluk politikalarından sorumlu komiser görevini üstlenen Macar diplomat, şimdiye kadar Türkiye’ye iki kere geldi. (Ne demek, “üç kere geldim” diye de itiraz etmiş, transit geçtiği İstanbul seyahatini de ziyaretten sayarak.)

    Üstelik son gelişinde ekonomiden, göç sorunundan konuştu da; bir tek genişlemeden, yani Türkiye’nin adaylık sürecinden bahsetmedi.

    Zira, AB artık Türkiye’nin adaylığı konusunda tam bir amnezi, yani hafıza kaybı yaşıyor. Daha doğrusu hafıza kaybı yaşar gibi yapıyor.

    Ağıza Alınmak İstenmeyen Adaylık Statüsü

    Adaylık kağıt üstünde kaldı, söylemden tamamen düşmüş durumda. 

    Aslında sadece Türkiye’yle sınırlı bir refleks dersek haksızlık etmiş oluruz. AB ciddi anlamda genişleme yorgunu. 27’li formatta yola devam etmenin zorluklarını hergün yaşıyor. Ukrayna savaşı öncesinde Balkanlara bile bırakın kapıyı açmayı, neredeyse kapıyı örter gibi bile yaptı. Rusya Ukrayna’ya saldırmasa, Ukrayna da tepki olarak AB’ye “hızlı üyelik” başvurusu yapmasa, genişleme meselesi daha bir süre uykuya yatırılacaktı. Genişleme portföyünün Macar bir diplomata teslim edilmesi boşuna değil.

    Komisyonun web sitesinde Varhelyi’nin sorumlulukları arasında “kilit bir ortak” olarak Türkiye ile yakından çalışmak sayılıyor. 

    Buna da şükür denilebilir; bir ara ortaklıktan, “rakip”, hatta “hasım” kategorisine doğru bir gidişat vardı ki Yunanlılar ve Rumları bir yana bırakırsak, başta Fransa olmak üzere Türkiye’yi böyle görmeye meyilli ülkeler de var.

    Almanya Başbakanı Olaf Scholz yakınlarda genişlemeden ne kadar yana olduğunu söylerken, Balkanlar dedi, Moldova dedi, Ukrayna dedi –ki Ukrayna’nın üyeliği daha çok su kaldırır- bir Türkiye’den bahsetmedi. Dikkatinizi çekerim; bu unutkanlık Türkiye’nin üyeliğine karşı olduğunu bildiğimiz Hristiyan Demokratların liderinden değil, geçmişte kriterleri yerine getirmesi durumunda üyeliğe ehil olduğunu savunan Sosyal Demokratların liderinden geldi. 

    Avrupa Komisyonu Başkanı Ursula Von der Leyen 14 Eylül’de gerçekleşirdiği yıllık konuşmasında Batı Balkanlar, Ukrayna, Moldova ve Gürcistan’ı AB ailesinden sayarken, bilin bakalım kimden bir kere bile bahsetme gereği duymadı. Bildiniz, Türkiye…

    Adaylık sürecini şimdilik unutmaları belki de lehimize; çünkü mevcut duruma bakıp, “Kopenhag kriterlerini yeterince –bu vurguya dikkat- karşıladığınız için katılım görüşmelerini başlatmıştık, mevcut halde siyasi kriterlerde başaşağı gidiyorsunuz” deyip üyelik müzakerelerini resmen askıya da alabilirlerdi.

    Resmen değilse de fiilen askıya aldılar. Aslında bu da önemli ve Türkiye’nin lehine bir durum. Zira resmen askıya alsalar; askıdan geri döndürmek için deveye hendek atlatmak gerekecek, Fransa sinir yapacak, Almanya homurdanacak, zaten Yunanistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi hayatta olmaz diyecek vs vs vs.

    Hani neredeyse resmen askıya almayarak amiyane tabir ile bize kıyak geçiyorlar bile denebilir.

    Adaylıkla İlgili Hafıza Kaybının Kalıcı Olması İsteniyor

    Genişleme söyleminde, yani lafta bile olsa, Türkiye’nin artık aday ülke olarak adının anılmaması adaylıkla ilgili hafıza kaybının aslında kalıcı olmasının istenmesiyle alakalı.

    “Türkiye’yle işimize gelen, çıkarımıza olan alanlarda iş birliği yapalım ama mümkünse üyelik sürecini unutalım gitsin; sanki hiç müzakereler başlamamış gibi yapalım” havasındalar.

    Varhelyi Türkiye’ye geldiğinde iş dünyasının temsilcileriyle buluştu, Ticaret Bakanı ile görüştü, İçişleri Bakanı ile sınırda temaslarda bulundu.

    Varhelyi’den TBB Başkanının Tutuklamasına Yorum Yok

    Varhelyi’nin temasları sürerken Türk Tabibler Birliği Başkanı sırf PKK’ya karşı kimyasal silah kullanım iddialarının araştırılması gerektiği yönündeki açıklaması nedeniyle tutuklandı. 

    Birisi çıksa Varhelyi’ye, “Bu arada bizim şu adaylık meselesi” dese, o da “Tam temaslarda bulunduğum gün açık hak ihlali yapıp sonra da bana ‘biz adayız’ diye hatırlatmada bulunmak pek bir çelişkili” diye cevap verse, söyleyecek bir şey bulamazdık herhalde. 

    Yine de Şebnem Korur Fincancı’nın tutuklanmasından Varhelyi’nin tek kelime etmemesi, bana göre “oryantalist” bir bakış açısını gösteriyor: “Siz kiiiim? Adaylık kiiim? Siz demokrasiyi falan bırakın bir yana, sınırları göçmenlere karşı nasıl koruyacaksınız onu konuşalım.” 

    AB’deki mantalite budur. Ama bunu değiştirmek de bize düşer.

    Avrupalılar ne kadar hatırlamak istemese de Türkiye’nin katılım müzakerelerinin başladığı 2005’in önce ve sonrasındaki bir kaç yıl benim hatırımdan çıkmıyor. Çoğunluğu müslüman bir ülkenin isterse süratle evrensel değerlere dayalı bir sistemin gerekli yasal altyapısını kurup gerçek anlamda uygulamaya da geçirebileceğini kısa bir süreliğine de olsa görmüştük. 

    AB’nin de unutmaya çalıştığı “kabus,” Türkiye’nin kriterleri yerine getirip üyelik için kapısına dayanması ihtimali. Zaten o dönem Türkiye’nin reform sürecinde katettiği mesafeyi görüp panik oldular ve Sarkozy-Merkel ikilisi sayesinde frene bastılar. O tarihten itibaren, özgüven kazanan ve üyelik sürecindeki performansından istediğini elde eden AK Parti iktidarı da frene basıp demokrasi vitesini geriye taktı.

    Yüzde 95, Türkiye Eurovizyon’a Katılsın İstiyor

    Şimdi ise muhalefet, demokratik geri gidişte frene basıp demokrasi vitesini ileri atacağı vaadinde bulunuyor. 

    Avrupalı muhataplarıma, “ya seçimleri kazanıp vaadlerini yerine getirirse ne yapacaksınız” diye sorduğumda, muhalefetin Brüksel’de geçen hafta tecrübe ettiği gibi, ıslık çalıp havaya bakma hali var.

    Seçimlerin akıbeti şüpheliyken Türkiye’nin “üyelik” kabusunu hatırlarına getirmek istemiyorlar.

    Türkiye’de ise yaşanan onca hayal kırıklığı, öfke ve AK Parti’nin bütün şeytanlaştırma çabalarına karşın, en kötü zamanlarda bile toplumun AB’ye üyelik arzusu yüzde 50’lerin altına inmedi. 

    Merkezi İstanbul’da olan Global Academy’nin geçenlerde yayınladığı kamuoyu araştırmasına göre katılımcıların yüzde 95’i Türkiye’nin Eurovizyon’a katılması gerektiğini söylemiş. Yani Ak Parti istediği kadar Avrupa ile kültürel kopuş için uğraşsın, istediği sonucu alamıyor.

    Türkiye’nin İkinci Yüzyılında Konumu

    Türk toplumu Cumhuriyet’in ilanıyla 99 yıl önce nerede durmak istediğine dair kararını verdi. Bu tercih toplumun tüm kesimlerince tam olarak içselleştirilmemiş olabilir ama ben yine de kök tuttuğunu düşünenlerdenim.

    Avrupa’nın gözünde önümüzdeki seçimler, bu tercih açısından bir sınav anlamı taşıyabilir.

    Seçim sonuçları ne olursa olsun Türk toplumunun demokrasi mücadelesi devam edecek. 

    Seçimler sonrasında AB’nin Türkiye’ye dönük hafıza kaybı kök mü salacak, yoksa değişmek zorunda mı kalacak, bunu göreceğiz.

    Fotoğraf: Markus Spiske 

    Dünya Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikKur Korumalı Mevduat’ta Kur Farkı Sıfıra İndi
    Sonraki İçerik TOGG Seçim Kazandırır mı? | Çavuşesku’nun Termometresi #131

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    D84 INTELLIGENCE

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 Reza Talebi
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Yazılar Gökhan Korkmaz

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}