Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Tokluktan Ölmek…
    Forum

    Tokluktan Ölmek…

    Pınar Tremblay1 Aralık 20194 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Baş döndürücü bir hızla değişen bir dünyada hala değişmeyen şeyler var. Mesela bitmeyen “batının teknolojisini alacağız kültürümüzü koruyacağız” söylemi. Peki, bunu ne kadar başarabildik? Organik hoşafla başlayabiliriz. Organik hoşafın ithal tohumlarından falan bahsetmeyeceğim, kaçımız her gün taze hoşaf yiyoruz? Hatta hoşafı da bırakalım, organik ve taze ürünlerle yerli ve milli sebze meyve ile, sağlıklı beslenebiliyoruz? Eldeki verilere bakılınca nüfusumuzun gitgide daha tehlikeli yaşadığını söylemek mümkün.[1] Her 3 kişiden birisinin tehlikeli kiloda (obez) olduğu, 8 kişiden birisinde şeker hastalığının olduğunu görüyoruz. Daha da korkunç veri 2000’den 2010’a kadar yapılan araştırmalar aşırı kilolu olanlarımızın %50 arttığını gösteriyor. Bu rakamın 2010’dan beri iyileşmediği hatta çok genç yaştakilere de yayıldığını ne yazık ki hepimiz biliyoruz.

    Çünkü biz batının kültürünü aldık… Evet, batının artık uzaklaşmaya çalıştığı şey bizde halen norm. Özellikle genç nesil (generation Z denilen 1990’ların sonunda doğanlar) artık “fast food” denilen hızlı yemeklerden uzaklaşmaya çalışıyor. Bu nedenle de ABD’de başlayan hızlı yemek zincirleri (McDonalds, Kentucky Fried Chicken, Burger King, Pizza Hut vb) hızla kâr kaybediyorlar. Ayakta kalabilmek için hepsi menülerine sebzeli, yeşil, sağlıklı seçenekler koymaya, ürünlerini bireyin isteklerine göre özelleştirmeye çalışıyorlar. Kolay, hızlı, ucuz ve bağımlılık yaratacak kadar tuz, şeker gibi tatları arttıran kimyasal maddelerle üretilmiş bu ürünleri satan kurumlar artık başka dünya marketlerine açılma çabalarını iyice hızlandırdılar.

    Ama yine de Avrupa’da, Asya’da, Ortadoğu’da farklı hızlı yemekler var. Mesela Türkiye’de simit saraylarıyla başlayan, etsiz çiğ köftecilerle devam eden ve  ucuz dönere uzanan bir hızlı yemek kültürü uzun süredir zincirleşiyor. Yani küçük işletmelerden ziyade monopoly haline gelmiş bir markanın makinada üretilen simitleri, çiğköfteleri, lahmacunları, köfteleri ve dönerleri sunuluyor.

    Sokak satıcıları ve ayak üstü yemek, hızla şehirleşen tüm ülkelerin en renkli görüntülerini oluşturmuştur yüzyıllardır. Tüm çocukluğu sokak satıcılarından asla bir şey alınmaması gerektiğini anlatan anne baba ile geçmiş birisi olarak benim “dirty food” [kirli yemek] merakımı anlayabilirsiniz belki. “O simitler bütün gün yağmur, çamur, toz altında kızım alıp yenilir mi hiç?” diyen annem elbette haklıydı. Ama bu benim sokak satıcılarına hayranlığımı hiç azaltmadı. Orhan Pamuk’un “Kafamda Bir Tuhaflık” kitabını okurken sokak satıcılarının ürünlerinin şehirle beraber nasıl değiştiğini görüyoruz. Şehri her gece adımlayan bozacı ya da gündüz nohutlu tavuklu pilav satan kişi sokağın nabzını da tutuyor aslında.

    Ne yazık ki benim bu turistik dirty food çılgınlığım pek çok kişi için günlük yaşam biçimi. Türkiye’nin ekonomik krizlerden en az etkilenen sektörlerine baktığınızda 2008’de de bugün de gördüğümüz şey “fast food chains” oluyor. Biz fast foodu arada bir, günü kurtarmak ya da nefsimizi o anlık kokuya dayanamayıp köreltmek için değil doymak için yiyoruz. Bu durum bir noktada ekonomik ve siyasi krizlerin daha kolay atlatılmasını sağlıyor. 2002’de kurulan Simit Sarayı kriz dönemlerinde pek çok kişiye hijyenik ve farklı çeşitlerde simit satmayı becerdi. Şimdi ise yerel etin altın değerinde olduğu ülkemizde her köşe başında ucuz döner satılıyor. Böylece et yemiş gibi oluyoruz belki de.

    Bu aslında kaygı verici bir durum. ABD’de bile artık popülaritesini yitiren hızlı ve ucuz gıda sektörünün olduğu gibi benimsenmesi halk sağlığı açısından birçok soruna gebe. ABD’de fast food’a ilgi hızla azalıyor. Bu Türkiye’de de yakında hissedilecek. O zaman nasıl kalkacağız krizlerin altından? Biraz ucuz, biraz lezzetli, en önemlisi de doyurucu ve hızlı olsun diye sarıldığımız yemekler bizi öldürüyor, sağlığımızı kötüleştiriyor. Doyarak ölüyoruz yani. Şakası yok termik santrallerden çıkan zehir nasıl sadece doğayı değil bizleri de öldürüyorsa, ağzımıza düşünmeden attığımız her lokma da öyle. Evet, krizlerden bir nebze de olsa hızlı yemek zincirleri sayesinde çıktık; doğru, açlıktan ölmedik hamdolsun. Peki, zararlı hızlı yemek zincirlerine gitmeyi reddeden bilinçli genç müşteriler nereye gidecek? Evet, hani şu arabada sigara içti diye 153 TL ceza yazdıklarınız….Bir yerde kopacak bu gerilim, içkiye, sigaraya, tiyatroya, güzel lokantalara para yetiştiremeyenler döner ve simite sınır koyduklarında bu siyasi rejim nerede bulacak kendisini?

    Fotoğraf: Jonathan Borba


    [1] https://t24.com.tr/haber/e-devlet-te-yeni-hizmet,818609

    Ekonomi
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikMidway
    Sonraki İçerik Neo-Liberalizm ve İtiraf Edilemeyen Günahlar

    Diğer İçerikler

    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    1 Mayis’ta, 10 Maddede Türkiye’de Emek

    1 Mayıs 2025 Burak Dalgın
    Yazılar

    Türkiye’de Medyanın Kurtuluşu: Geniş Bir İstişare Süreci ve Teknolojik Dönüşüm

    24 Nisan 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}