Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Son Dönem Türkiye-Yunanistan İlişkileri
    Forum

    Son Dönem Türkiye-Yunanistan İlişkileri

    Mehmet Baran Kılıç26 Haziran 20227 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Türkiye ile Yunanistan arasındaki ilişkiler her zaman inişli çıkışlı oldu. Köklü tarihe sahip ilişkilerdeki havaya genelde, tarafların birbirine karşı duyduğu güvensizlik hâkimdi. İki ülke arasında 19. yüzyıldaki hadiselerden Kurtuluş Savaşı’na, Kıbrıs Barış Harekatı’ndan Kardak Krizi’ne kadar çeşitli meseleler yaşandı. İki komşu arasındaki ilişkiler son dönemde de oldukça hareketli. Yıllardır gündemi meşgul eden ve hala çözüme kavuşamamış konular var. Tarafların son günlerde yaptığı açıklamalar da hem bu konuların tekrar gündeme gelmesine hem de gerginliğin artmasına neden oldu.

    Ben de bu vesileyle Türkiye-Yunanistan ilişkilerinin son dönemini anlatacağım. İlk olarak taraflar arasındaki ilişkilerde gündem olan ana konuları yazacağım. Sonrasında son birkaç haftada ülke liderlerinin verdiği demeçlere değineceğim. Yazının sonunda da mevzunun nereye varabileceğine dair görüşleri derleyeceğim.

    Ege Adalarının Silahlandırılması

    Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, 9 Haziran 2022’de Twitter üzerinden ve Efes-2022 askeri tatbikatı sırasında yaptığı açıklamalarla Yunanistan’ın Ege Adalarını silahlandırdığını dile getirdi (1). Erdoğan, uluslararası antlaşmalara göre adaların, silahlardan arındırılmış gayri askeri bir statüde olduğunu ve Türkiye’nin uluslararası antlaşmalardan doğan haklarını kullanmaktan geri kalmayacağını söyledi.

    Ege Adalarının statüleri, Lozan Barış Antlaşması ve 1947’de imzalanan Paris Barış Antlaşması ile belirlendi. Bu metinlere göre adalar silahsızlandırılmalıydı. Yunanistan bu şartlara 1960’lı yıllarda Kıbrıs’ta çıkan çatışmalara kadar sadık kaldı. Ancak Atina yönetimi, 1974 yılında Türkiye’nin yaptığı Kıbrıs Barış Harekatı’ndan sonra Türkiye’ye yakın tüm adalara asker yığmaya başladı (2). Ege Adalarının statüsü de bu yıllardan beri zaman zaman Türkiye-Yunanistan ilişkilerinde gündem olan konulardan birini oluşturuyor. 2020 yılından beri de bu konu gündeme daha sık geliyor.

    Kıta Sahanlığı

    Ege ile ilgili diğer bir konu kıta sahanlığı sorunudur. Yunanistan ile Türkiye, Ege’de altışar mil karasuları sınırına sahip bulunuyor. Yunanistan, sahip olduğu adalar sayesinde Ege denizinde Türkiye’den daha fazla alana sahip ve bu fırsatı kullanarak kıta sahanlığını 12 mile çıkarmaya çalışıyor.

    Yunanistan, kıta sahanlığını 12 mile çıkarmak için resmi bir girişimde bulunmuş olmasa da bu konudaki hakkını saklı tuttuğunu beyan etti. 1990’lardan beri de bu konu gündemde. Hatta 1995’te Türkiye Büyük Millet Meclisi, Yunanistan’ın böyle bir girişimde bulunmasının savaş sebebi olacağını dile getirdi (3). Son yıllarda da bu konu ikili ilişkilerde sıklıkla gündeme geliyor. Özellikle, daha sonra anlatacağım Doğu Akdeniz sorununda da kıta sahanlığı mevzusu oldukça fazla tartışma yarattı.

    Kıbrıs Sorunu

    Kıbrıs sorunu Türkiye’nin kuruluşundan beri gündemde. 1960’lı yıllarda adada çıkan çatışmalar, Türklerin katledilmesi ve 1974 Barış Harekatı’ndan sonra ipler iyice gerildi. AKP iktidara geldiğinde de Batı ile ilişkilerini güçlendirmek için Annan Planı’nı desteklemişti. Bu plana göre Kıbrıs’ta Türk ve Rum kesimleri birleşerek federatif bir devlet oluşturacaktı. Yani, adada tek bir devlet olacaktı. 2004’te yapılan referandumda Türk kesimi bu planı kabul etse de Rum kesimi kabul etmediği için Anna Planı hayata geçirilemedi.

    2010’lu yıllarda Türk ve Rum kesimleri iyi ilişkiler geliştirmeye çalıştılar. Diyalog kanallarını açık tuttular ve sürekli temas halindeydiler. 2020 yılında dönemin Kıbrıs Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı’nın Türkiye karşıtı açıklamaları, Türkiye ile Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin arasının açılmasına neden oldu. 2020’nin ilerleyen aylarında da Türkiye’nin desteklediği Ersin Tatar, Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyeti’nin cumhurbaşkanı seçildi. Kısa bir süre sonra Kıbrıs müzakerelerindeki en büyük konulardan biri olan ve kapalı tutulmasına karar verilen Kapalı Maraş’ın küçük bir bölümü açıldı (4). 2021’in Temmuz ayında da Erdoğan, Kapalı Maraş’ın yüzde 3,5’lik kısmının daha açılacağını duyurdu (5). Bu karar, Türkiye ile Güney Kıbrıs Rum Cumhuriyeti ve Yunanistan arasındaki ilişkilerin gerilmesine neden oldu.

    Doğu Akdeniz

    Yunanistan; İsrail, Filistin, Güney Kıbrıs Rum Kesimi, Mısır, Lübnan ve Ürdün ile Doğu Akdeniz’de çeşitli ittifaklar kurmaya çalıştı. İttifakların amacı, 2000’li yıllardan beri bölgede keşfedilen doğal gaz kaynaklarının çıkarılması ve Avrupa’ya aktarılmasına yönelikti. Yunanistan, Girit ve Rodos gibi adalarının kıta sahanlıklarını burada kullanmaya çalışıyordu. Türkiye ise bu hamlelere sert bir şekilde karşı çıktı. Libya’da Hafter hükümetiyle anlaşma imzaladı ve Doğu Akdeniz’deki Münhasır Ekonomik Bölgeleri kendisi tanımlamaya girişti.

    Türkiye sondaj gemilerini Doğu Akdeniz’e gönderdi ve kaynak arama çalışmalarına başladı. İsmini bir zamanlar sıkça duyduğumuz NAVTEX ilanları da bu kriz sayesinde kamuoyunda yerini aldı. NAVTEX ilanları da gerginliği artıran başka bir etken oldu.

    Türkiye, Yunanistan’ın kıta sahanlığını bu şekilde kullanmasına karşı. Ankara, bu tutumun kendisinin Doğu Akdeniz’de saf dışı bırakılması için yapıldığını dile getiriyor. Erdoğan da 9 Haziran’da yaptığı açıklamalarla Yunanistan’a ait Meis Adası’nı örnek gösterdi. Yunanistan’ın Meis Adası için 40 bin kilometrelik deniz yetki alanı istemesini eleştirdi. Yunanistan ise bu taleplerini uluslararası hukuka dayandırıyor.

    Türkiye’nin sondaj gemilerinden Oruç Reis, Meis Adası’nın yakınlarında NAVTEX ilan etmişti. Ayrıca, Türkiye ve Yunanistan savaş gemilerini Doğu Akdeniz’e göndermişti. Yunanistan “Oruç Reis, Yunan kıta sahanlığına temas ederse bundan Türkiye sorumlu olur” açıklamasını yapmıştı (6).
    Almanya arabulucu ülke olarak araya girmeye çalıştı ve müzakere masasında sorunlara çözüm önerileri getirildi. Ancak bu girişimler de sonuçsuz kaldı. 2019-2020 yıllarında en hararetli dönemlerini yaşayan Doğu Akdeniz krizi çözülemeyen bir mesele olarak Türkiye-Yunanistan ilişkilerindeki önemini koruyor.

    Göçmen Krizi

    Doğu Akdeniz’in en sıcak günlerinin yaşandığı sırada Türkiye, Meriç sınırındaki kapılarını göçmenlere açtığını duyurdu. Binlerce göçmen sınır kapılarına dayandı ve Yunan polisi ve askeriyle çatıştı. Türkiye, Yunanistan’ı “göçmenlere insanlık dışı muamele etmek” ve “Ege’deki göçmen botlarını batırmak” ile suçlarken Yunanistan ise Türkiye’yi “göçmenleri araç haline getirmek” ile suçladı.

    Son Dönemde Yapılan Açıklamalar

    Son bir ayda yaşanan gerginlikler Yunanistan Başbakanı Miçotakis’in Mayıs ayının ortasında ABD’ye gidip kongrede Türkiye karşıtı konuşma yapmasıyla başladı (7). Yunan Başbakan, Doğu Akdeniz’deki gelişmelerin dikkate alınarak Türkiye’ye F-16 satışının durdurulması gerektiğini söylerken Kıbrıs’taki sorunlar için Türkiye’yi suçladı. Miçotakis ayrıca, ismini zikretmeden Türkiye’nin Yunan hava sahasını ihlal ettiğini söyledi. Miçotakis’in konuşması ayakta alkışlandı.

    Bunun üzerine Erdoğan, 8-9 Haziran’da İzmir’de düzenlenen Efes-2022 tatbikatında ve Twitter üzerinden yaptığı açıklamalarla geri adım atmayacaklarının mesajını verdi ve Yunanistan’a sert tepki gösterdi. Sonrasında verilen demeçler gerginliği daha da artırdı. Örneğin, eski başbakanlardan ve ana muhalefet lideri Çipras, Erdoğan’ın tutumunu “aşırı milliyetçilik” olarak tanımlarken (8) Yunanistan Dışişleri Bakanı Türkiye’yi provokasyon yapmakla suçladı (9). Erdoğan da “Yunanistan başının çaresine baksın” dedi (10).

    Gerginliğin artmasının bir diğer sebebi de yukarıda zikrettiğim problemlerin çözüme kavuşmaması ve başka vesilelerle devamlı surette gündeme gelmesi. Aslında yeni ve farklı bir sorun yok. Çözülemeyen sorunlar sürekli gündeme geliyor ve gerginlik dönem dönem artıyor.

    İlişkiler Nereye Varır? Çatışma Riski Var mı?

    Çatışma, istenilecek en son şey. İki taraf da NATO üyesi. NATO üyelerinin kendi içinde çatışması, hele hele iki ülkedeki ekonomik kriz ve Rusya-Ukrayna Savaşı devam ederken bunun yaşanması, Türkiye ve Yunanistan başta olmak üzere tüm dünyanın kaçınacağı bir senaryo.

    Doğu Akdeniz sorununun en sıcak günlerinde savaş gemileri bölgeye gönderilmişti. Çatışma yaşanmamıştı ama ihtimal artmıştı. Günümüzdeki gerginlik ise şimdilik sadece söylemler üzerinden ilerliyor. Şu an çatışma riski az. Ancak, söylemlerin ve krizin nereye varacağı çatışma ihtimalini de değiştirecektir.

    Uzmanların yaptığı yorumlara göre iki ülke de seçim sürecinde olduğundan dolayı liderler bu söylemlerle kendi seçmenlerini konsolide etmeye çalışıyor. Bundan dolayı, karşılıklı atışmalar iç politikadaki amaçlar doğrultusunda bir süre devam edebilir. Seçim süreçleri bittikten sonra atışmalar sona erebilir ve gerginlik azalabilir ki Türk-Yunan ilişkilerinde yumuşuma dönemlerini de geçmişte gördük.

    Bir diğer ihtimal de Türkiye ile Yunanistan’ın müzakere masasına oturması. Taraflar problemlerini diplomasi yoluyla çözmeye çalışabilir. Ancak, geçtiğimiz yıllardaki tecrübelerimize baktığımızda da bu yolun kolay bir şekilde çözüm getirmediğini söyleyebiliriz.

    Türkiye ile Yunanistan arasında yeni bir sorun yok. Yıllardır hep aynı sorunlar var. Bu sorunlara çözüm getirilemiyor. Çözülemeyen sorunlar da belirli aralıklarla tekrar gündeme gelerek gerginliğin artmasına neden oluyor.

    Yukarıda iki ülke arasındaki temel problemleri anlattım. Şu an yaşananların temelinde de bu problemler yatıyor. Taraflar arasındaki gerginlik sürekli bu nedenlerden dolayı artıyor. Bir süre sonra ya araya başka şeyler giriyor ve bu problemler unutuluyor ya da müzakere masasına oturuluyor. Müzakerelerden hiçbir sonuç çıkmıyor, sorunlar unutuluyor ve yeni bir gerginlik tekrar ortaya çıkmak için bir gerekçe bekliyor. Türkiye-Yunanistan ilişkileri işte böylesine çözümsüz ve bir açmaza dönüşmüş kısır döngü içerisinde.

    İddia ediyorum ki Miçotakis, ABD Kongresi’nde Türkiye karşıtı konuşma yapmasaydı şu an gerginlik yaşanmayacaktı. Miçotakis o konuşmayı yaptığı için Türkiye doğal olarak tepki verdi. Karşılıklı söylemler genelde ilişkilerin gerilmesi için en büyük sebep oluyor. Bu nedenle, iki tarafın da birbirleri hakkında geliştirdikleri söylemlere dikkat etmeleri, bu iki komşu ülkenin daha yakın ilişkiler geliştirebilmesinin öncelikli şartı olarak ön plana çıkıyor.

    Kaynakça;

    1. https://twitter.com/RTErdogan/status/1534967385177870341?s=20&t=p974ZXdDZ_KUmZBLu2iHdQ
    2. https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-61760805
    3. https://rb.gy/3q2nzc
    4. https://www.bbc.com/turkce/haberler-dunya-54486939
    5. https://www.bbc.com/turkce/haberler-turkiye-57918758
    6. https://t24.com.tr/haber/9-soruda-dogu-akdeniz-krizi-hakkinda-her-sey-ne-oldu-ne-oluyor-ne-olacak,904888
    7. https://www.ntv.com.tr/dunya/micotakis-abd-kongresine-hitap-etti-turkiyeye-f-16-satmayin-imasi,oDCGaoL2TUmoccxob_DEew
    8. https://twitter.com/atsipras/status/1535000798106640392?s=20&t=PyOQkcpLjbp4nniY1TInmQ
    9. https://www.hurriyet.com.tr/dunya/yunan-bakandan-skandal-sozler-turkiyeyi-sucladi-42086930
    10. https://www.cumhuriyet.com.tr/siyaset/son-dakika-erdogandan-yunanistana-rest-basinin-caresine-baksin-1948346

    Fotoğraf: Patrick

    Dünya Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikMuhalefetin 5 Ç’si
    Sonraki İçerik Merkez Bankası Faiz Kararı: Son Çıkış Kaçtı

    Diğer İçerikler

    Röportajlar

    Fesih Kararı ve Türkiye’de Siyasetin Yönü | Burak Bilgehan Özpek Fesih Kararını Değerlendirdi

    19 Mayıs 2025 Daktilo1984
    Röportajlar

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz
    Yazılar

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Armağan Öztürk

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    19 Mayıs 1919: Bağımsızlık Ruhunun Uyanışı ve Türk Gençliğine Bırakılan Emanet

    19 Mayıs 2025 Yazılar Erdal Kesin

    Fesih Kararı ve Türkiye’de Siyasetin Yönü | Burak Bilgehan Özpek Fesih Kararını Değerlendirdi

    19 Mayıs 2025 Röportajlar Daktilo1984

    Türkiye’de Gazetecilik | TGS’den Basın Özgürlüğü Raporu: İlyas Coşkun ve Ülkü Şahin ile Söyleşi

    18 Mayıs 2025 Röportajlar Gökhan Korkmaz

    Post-PKK Düzeni ve Türk Siyasetinde Muhtemel Değişiklikler

    16 Mayıs 2025 Yazılar Armağan Öztürk

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}