Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » İttifaklara Yeşil Çarpan Etkisi
    Forum

    İttifaklara Yeşil Çarpan Etkisi

    Koray Doğan Urbarlı3 Eylül 20216 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    Elimizde neredeyse herkesin tüm ayrıntılarına hâkim olduğunu sandığı, fakat aynı anda da yepyeni bir tarafı ortaya çıkan; tahmin edilemez ve yazılı kurallara uymayan bir sistemimiz var. Koalisyonlardan uzak kalmak için geçildiği söylenen bu sistemin bizi getirdiği yer enteresan. Türkiye şu anda muhataplarının altına imza attığı bir protokolü olmayan, böylece kamuoyunun sınırlarını asla tam olarak bilemediği iki kişilik bir koalisyon yönetimiyle idare edilmeye çalışılıyor. Partiler koalisyonunu “eski Türkiye’de” kaldı. Artık geçer akçe kişiler koalisyonu. Türk tipi başkanlık sisteminin belki de siyasete kattığı en önemli “yenilik!” bu oldu. Recep Tayyip Erdoğan ile Devlet Bahçeli koalisyon yapıyor. Arada araya Doğu Perinçek giriyor. Partisi başka ittifakta olsa da Oğuzhan Asiltürk bu koalisyona girmeye çalışıyor vb. Yerel seçimlerde liderler bir yöne bakıyor, taban tamamen başka bir yöne oy veriyor. Yeni bir sistem getireceğiz iddiasıyla çıkılan yolda tamamen bir sistemsizliğe ulaşma hali. Aslında bu AKP’nin yönetim anlayışının her problemde ulaştığı bir sonuç. Sistemsizlik ve yönetememe!

    Bu sistemsizlik ve bazı zamanlarda bilinçli olarak tercih edilen belirsizlik haline sebep olan yapının matematiksel formülü de belli: %50+1! Derdimiz tasamız %50’yi bulmak. Diğer bir oy zaten başa geçireceğimiz kişinin oyu olacak. Elbette bir de TBMM’de çoğunluğu bulma hadisesi var. İstikrarı yekparelikte, mutlaklıkta arayan bu sistemin belki de tek başarısı bu arayışında tam tersi istikamette bir hedefe ulaşması oldu. Bu iki çoğunluk için artık herkes herkese muhtaç durumda. Anketlerde oy oranları daha düşük partiler ya da benim de eş sözcülüğünü yaptığım Yeşiller Partisi gibi “fikri kendisinden büyük” partilerin artık siyasette önemi ve yeri daha fazla. Bu yüzden şunun şurasında 10 sene önce bu oy oranına sahip bir parti için “Gitti kendi partisini kurdu ama yazık etti kendine. Şunun şurasında alabildiği oy %2!” denirken; şu anda o %2 oyun değeri çok yüksek. Uğruna müzeler camiye dönebilir; İstanbul Sözleşmesi’nden çıkılabilir.

    Buradan ulaşmak istediğim kavrama gelebiliriz. Çarpan etkisi. Ya da siyasette çarpan etkisi. Çarpan etkisi aslında bir ekonomi kavramı. Basit bir Google aramasıyla karşımıza çıkan tanımı şu: Çarpan etkisi, basitçe bağımsız yatırımlarda meydana gelen bir artış ya da azalışın ulusal gelirde meydana getirdiği etkiye denmektedir. Bu kavramın özünde, her bağımsız yatırımın bir harcama ve gelir yaratımına yol açarak ekonomik aktivitede farklı yollardan bir artışa neden olması, bir katma değer yaratması olgusu vardır.

    Peki, siyasette nasıl olacak bu çarpan etkisi? Aslında o da basit. Önce ne olmadığına bakalım: Mutlak güç iddiasıyla yola çıkan Recep Tayyip Erdoğan’ın birkaç yüz bin oy için koalisyonunu genişletmek zorunda olması bir çarpan etkisi değil. Bu düz bir toplama işlemi. Fakat konuyu biraz daha düşüncelere ve elbette Yeşiller’e getirdiğimizde neyin ne olduğu daha net ortaya çıkıyor. Çünkü düz toplama ve çıkarmayla yapılan oy hesaplarının tutmadığını yukarıda da belirttiğim gibi İstanbul Büyükşehir Belediyesi seçimlerinde gördük. Bu yüzden oy hesaplarını bir kenara bırakalım ve fikirlerin Türkiye’nin içinde bulunduğu siyasi ortamda yaratabileceği çarpan etkisine bakalım.

    2021 yılının başından beri Türkiye’de yüksek siyaset(!) kendi gündemiyle ilerlemeye çalışsa da bir başka gündem her zaman kendisini dayattı. 128 milyar dolar sorusu ve göçmenlerle ilgili yaşananları istisna olarak kabul edersek hayatın gündemi yüksek siyasetin gündemine hep galip geldi. Ekonomik kriz zaten halkın sürekli gündemi ve şu anda ittifakların başını çeken partilerin net bir çözüm getiremediğini görüyoruz. AKP-MHP Koalisyonu zaten ipin ucunu bırakmış durumda. Karşı ittifakın da en büyük iddiası “yönetim değişince işlerin düzeleceği!” Bu elbette kısmen doğru. Ankara Büyükşehir Belediye Başkanlığı’ndan istifa ettirilen Melih Gökçek yerine yine bir AKP’li geçmesine rağmen şehirde işler biraz düzelmişti. Yani çok kötü bir yönetim gittiği anda bir iyileşme oluyor. Ya da Berat Albayrak’ın istifa ettiği ve koltuğun boş kaldığı günlerdeki ufak ekonomik iyileşmeyi hatırlayın. Boş koltuğun performansını mumla arıyoruz şu anda. Yani bu doğru evet ama yeterli mi? Değil. Ekonomik olarak yeni bir hikâye anlatmak, yeni bir hikâyeyle başarıya ulaşmak gerekiyor. Buna bizim yanıtımız belli mesela: Yeşil Yeni Düzen! Adil bir yeşil dönüşüm. Ayrıntıları şimdinin konusu değil ama hem ekonomiyi hem de gezegeni kurtarmak için atmamız gereken bir adım diyerek özetleyebilirim.

    Başka ne vardı gündemimizde? Şehirlerde, özellikle İstanbul’da kuraklık! Marmara Denizi’nin ölümü ve müsilaj! Orman yangınları! Seller! Tarım alanlarının neredeyse hepsinde yaşanan kuraklık! Artık pek de itibarı kalmayan TV ana haberlerinin ilk birkaç haberi geçtikten sonra başlayan halkın gündemi. Gördük ki bunlara karşı da AKP-MHP Koalisyonu’nun ne bir çaresi var ne de konuyu düzgün şekilde okuyabiliyorlar. Hatta öyle ki bunların nedenini bile anlamaktan uzak durumdalar. Çünkü meseleye bütün açılardan bakamıyorlar.  Zaten Türkiye’de müsilajı, selleri, kuraklığı önlemek için atılması gereken adımlar AKP’nin varlığına ters. Ontolojik bir uyuşmazlık yaşıyor AKP ve yapılması gerekenler.

    Peki, muhalefet? Muhalefet içinde olduğumuz bu büyük krizin yavaş yavaş farkına varıyor. Politikalarına eklemeye başlıyor. İyi Parti Genel Başkanı Meral Akşener bir grup toplantısına Paris İklim Anlaşması ile başlıyor. CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu partisinin hazırladığı İkinci Yüzyıla Çağrı Beyannamesi’nde olan “Ekosistem hakkı”nın altını çiziyor. HDP’nin her zaman bu konuda bir sözü oluyor. Olumlu mu? Olumlu! Yeterli mi? Değil. Fakat bir taraftan da ekolojik kaygıların, çevre temelli gelecek kaygılarının tabanda yaygınlaştığını görüyoruz. Özellikle müsilaj ve orman yangınları sonrasında kamuoyunu kaplayan ruh halinin unutulacak gibi olmadığını düşünüyorum. Bu talep ve bu fikri arz nasıl kavuşturulacak?

    İşte burada kavramımıza geri dönüyoruz. Siyasette çarpan etkisine. Yeşiller Partisi üç temel krize yanıt vermek üzere yola çıktı. Ekolojik kriz, ekonomik kriz ve sosyal kriz. Birbirine bağlı, birbirini tetikleyen ve aynı anda çözülmediğinde de kurtulamayacağımız üç kriz. Başta da söylediğim gibi Yeşiller Partisi’nin şu anda fikri kendisinden büyük durumda. Fikri ile parti büyüklüğünün yakınlaştığı zamanlarda ne olduğunu Avrupa’daki ülkelere bakarak görebiliyoruz. Avrupa’da böyle de, Türkiye’de ne olacak? Olması gereken şu: Eğer derdimiz iki pusulada çoğunluk elde etmekse ve bunu herhangi bir zamanda değil büyük krizlerin ortasında kendimize dert edinmişsen o zaman Yeşiller Partisi’nin de masada bulunması gerek. Parti kurulduğunda gelen bir soru vardı. Seçime girmek için ittifaklara ihtiyacınız var mı? Bu sorunun yanıtının evet olduğunda bir kuşku yok. Fakat yanıt eksik. Yeşiller Partisi’nin ittifaklara ihtiyacı olduğu kadar ittifakların da Yeşiller Partisi’ne ihtiyacı var. Bu yanıtı verdiğimizde müsilaj, kuraklık dalgası, seller ya da iklim krizi temelli orman yangınları ortada yoktu. Yani şimdi o zamandan da daha çok ihtiyaç var.

    Kamuoyunda giderek artan bir duyarlılığa yanıt vermek için Yeşiller Partisi’ne ihtiyaç var ve Yeşiller’in çarpan etkisi, fikirlerinin çarpan etkisi olduğu da çok açık. Ekonomide de, insan-doğa ilişkisinde de, moda tabirle Z Kuşağı’nın geleceğe dönük olarak yaşadığı umutsuzlukta da yanıtlar yeşil politikada mevcut. Geleceğe umutla bakmak için sebepler Yeşiller’de mevcut. Siyasete uzak duran insanları sandığa çekebilecek hassasiyetlere yönelik politikalar da Yeşiller’de mevcut.

    Sözün özü, 10 yıl önce bir renk olarak siyasette olan Yeşiller Partisi, küremizin geldiği durum, Türkiye’deki siyasetin aldığı bu kendine özgü hâl ile önemli bir noktaya geldi. Parti’ye İçişleri Bakanlığı tarafından çıkartılmaya çalışılan engelleri de bu açıdan okumak mümkün. Fakat hiçbir engel aşılmaz değil. Siyaset yapmak için, sözü her düzeyde dile getirmek için araçlar var. İttifaklar da bunlardan biri ve yine Yeşil fikriyat günümüzde bir toplama değil bir çarpma işlemi işlevi görecektir.

    Fotoğraf: Maxim Tolchinskiy

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikSPQRCAST #10 | Galyalılar Roma’yı Yağmalıyor
    Sonraki İçerik İklim Krizi Ekonomik Dönüşüm ve Sanat | Güncel Sanat ve Mahbupları #5

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    Turkey and Israel: Intense Geopolitical Rivalry from the Mediterranean to Central Asia

    8 Mayıs 2025 D84 INTELLIGENCE Reza Talebi

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Yazılar Oytun Meçik

    Dünya Gündemi: İsrail Gazze’yi Kalıcı Şekilde İşgale Hazırlanıyor

    6 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}