Daktilo 1984Daktilo 1984
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • E-Bültene Abone Ol
    Facebook Twitter Instagram Telegram
    Twitter Facebook YouTube Instagram WhatsApp
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Destek Ol Abone Ol
    • İZLE
      • Çavuşesku’nun Termometresi
      • Varsayılan Ekonomi
      • 2’li Görüş
      • İki Savaş Bir Yazar
      • Yakın Tarih
      • Mayhoş Muhabbetler
      • Tümünü Gör
    • OKU
      • Yazılar
      • Röportajlar
      • Çeviriler
      • Asterisk2050
      • Yazarlar
    • DİNLE
      • Çerçeve
      • Zedcast
      • Tuhaf Zamanların İzinde
      • SenSensizsin
      • Tümünü Gör
    • D84 FYI
      • Hariçten Gazel
      • Avrupa Gündemi
      • ABD Gündemi
      • Altüst
    • D84 INTELLIGENCE
      • Kitap Yorum
      • Göç Sorunu
      • Başkanlık Sistemi Projesi
      • Devlet Kapasitesi Liberteryenizmi
      • Herkes için Siyaset Bilimi
      • Yapay Zeka
    Daktilo 1984Daktilo 1984
    Anasayfa » Görevden Uzaklaştırma Kararlarının Değerlendirilmesi – Şimdi Ne Olacak?
    Forum

    Görevden Uzaklaştırma Kararlarının Değerlendirilmesi – Şimdi Ne Olacak?

    Ali Gül21 Ağustos 20199 dk Okuma Süresi
    Paylaş
    Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp

    [voiserPlayer]

    İçişleri Bakanlığı 19.08.2019 tarihinde yayınladığı basın açıklamasıyla Diyarbakır, Van ve Mardin Büyükşehir Belediye Başkanlarının görevden uzaklaştırıldığını, yerlerine bu şehirlerin valilerinin atandığını duyurdu. Kamuoyundan ve birçok önemli siyasetçi tarafından bu kararın hukuki ve demokratik niteliği eleştirilse de bakanlık kayyum atamalarının hukuki bir dayanağı olduğunu savunmakta ısrar etti. Bu yazıda İçişleri Bakanlığı tarafından yapılan işlemin kendisinin ve dayanağının ne olduğu, hukuki olup olmadığı ve bundan sonraki süreçte hangi gelişmelerin yaşanabileceği ele alınacaktır.

    Görevden Uzaklaştırma Kararı – Görevden Düşürülme Kararı Farkı

    Belediye başkanının görevden uzaklaştırılması ile belediye başkanlığının düşürülmesi birbirinden tamamen farklı kavramlardır. Görevden uzaklaştırma, İçişleri Bakanı tarafından yapılan bir idari tasarruftur. Görevden düşürülme ise nihai olarak Danıştay tarafından verilen bir mahkeme kararıdır.

    Görevden uzaklaştırma, hukukumuza 12 Eylül Anayasası ile girmiştir. 1921, 1924 ve 1961 Anayasalarının hiçbirinde görevden uzaklaştırma müessesesi yoktur. Bu anlamda görevden uzaklaştırmanın 12 Eylül Rejimi’nin çocuğu olduğunu söylemek mümkündür. Bu müesseseyi düzenleyen Anayasa’nın 127.maddesindeki ilgili bölüm şu şekildedir;

    “Görevleri ile ilgili bir suç sebebi ile hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan mahalli idare organları veya bu organların üyelerini, İçişleri Bakanı, geçici bir tedbir olarak, kesin hükme kadar uzaklaştırabilir”

    Yani görevi ile ilgili bir suç sebebiyle hakkında soruşturma veya kovuşturma açılan belediye başkanı, İçişleri Bakanı tarafından “geçici bir tedbir olarak” görevinden uzaklaştırılabilir. Bu uzaklaştırma, kişinin hakkında kesin hüküm verilinceye kadardır ve bir tedbirdir. Bu hususların üzerinde aşağıda daha ayrıntılı olarak durulacaktır. Görevden düşürülme ise kesin bir karardır, görevinden düşürülen belediye başkanı, belediye başkanlığı sıfatını kaybeder. Örneğin Recep Tayyip Erdoğan hakkında halkı kin ve düşmanlığa açıkça tahrik etme suçundan Diyarbakır Devlet Güvenlik Mahkemesi’nin verdiği mahkumiyet kararı nedeniyle Erdoğan’ın belediye başkanlığı düşürülmüştür. Hukuk devleti ilkelerine tamamen aykırı olan bu karar bile, bir yargılamanın neticesinde ve Erdoğan’ın suçlu bulunarak ceza alması ile mümkün olmuştur. Erdoğan, kendisi hakkındaki mahkeme kararı kesinleşinceye kadar görevini yürütmüştür. Bunun nedeni, hukuk devletinin vazgeçilmez bir ilkesi olan masumiyet karinesidir. Masumiyet karinesi Anayasa’nın 38.maddesinde kendine yer bulmuştur ve tüm kişi ve kurumları bağlamaktadır; Suçluluğu hükmen sabit oluncaya kadar, kimse suçlu sayılamaz. Öte yandan, görevden uzaklaştırmada ise ilgili kişi hakkında soruşturma veya dava açılması yeterlidir.

    Görevden Uzaklaştırma Kararları Niçin Hukuksuzdur?

    • Görevden Uzaklaştırma Kararları Masumiyet Karinesine Aykırıdır

    Kendisine bir Anayasa hükmünde yer bulsa ve bir tedbir olarak belirlense de görevden uzaklaştırma müessesesi, modern hukuk devletinin en temel ilkelerinden birisi olan masumiyet karinesine aykırıdır. Bir kişi hakkında soruşturma veya dava açılması, o kişinin suçlu olduğunu göstermez. Adil bir şekilde yargılandıktan sonra suçlu olduğu kesinleşinceye kadar herkes masumdur. Bir hususta Anayasa’da “yapılabilir” şeklinde bir hüküm bulunması, bu hususu hukuka aykırı olmaktan kurtarmaz. Eğer söz konusu müessese modern hukuk devletinin temel ilkelerine, Anayasa’nın ruhuna ve diğer maddelerine aykırı ise bu müessesenin hukuksuz olduğu açıktır.

    Görevinden uzaklaştırılan belediye başkanları hakkında verilmiş bir mahkumiyet kararı yoktur. Yani bu kişiler Anayasa uyarınca halen masumdurlar. Bu kişiler hakkında yapılan soruşturma ve yargılama faaliyetleri sonunda, bu kişilerin tamamen suçsuz çıkması halinde halkın elinden alınan iradesini kim nasıl geri getirebilecektir?

    • Görevden Uzaklaştırma Kararları Ölçüsüzdür

    Ölçülülük ilkesi, modern hukuk devletinin en temel ilkelerinden birisidir. Bu ilkeye göre idarenin davranış ve hareketlerinde kullandığı imkan ve araçlar, davranış ile elde edilmek istenen sonuç ile uyumlu ve ölçülü olmalıdır. Ölçülülük ilkesi yürütme erkinin kendi kafasına göre işlemler yapmasının önüne geçebilmek için vardır. Bu ilkenin üç unsuru bulunmaktadır; Elverişlilik, gereklilik, orantılılık.

    Elverişlilik, idare tarafından yapılan bir işlemin ulaşılmak istenen amaç için elverişli olmasını sağlar. Örneğin idare tarafından terör örgütü IŞİD ile mücadele edilmesi ve bu örgüt üyelerinin tespit edilmesi amacıyla ülkedeki tüm camii çay ocaklarına giren ve çıkan kişilerin bilgilerinin tutulması ve İçişleri Bakanlığı ile paylaşılması kararlaştırılsa, söz konusu karar elverişlilik unsuru nedeniyle hukuka aykırı olacaktır. Zira alınan kararla tesis edilecek işlem, terör örgütüyle mücadele edilmesi veya bu örgüte mensup kişilerin tespit edilmesi için elverişli olmayacaktır.

    Gereklilik unsuru, idare tarafından yapılan bir işlemin ulaşılmak istenen amaç için gerekli olup olmadığı, bu amaca ulaşmakta bireysel haklara daha az zarar verecek başka bir araç bulunup bulunmadığı ile ilgilidir. Örneğin idare tarafından terör örgütü IŞİD’e karşı güvenlik önlemi almak amacıyla yurt genelinde çarşaf ve peçe kullanımının yasaklanması söz konusu olursa bu işlem gereklilik unsuruna takılacak ve hukuka aykırı olacaktır. Zira ulaşılmak istenen amaca istihbarat faaliyetleriyle ve pek çok başka önlemle ulaşabilmek mümkündür.

    Orantılılık, idarenin başvurduğu araçla ulaşılmak istenen amacın arasında makul bir orantı bulunmasını ifade etmektedir. Yukarıda verilen iki örnek burada da geçerlidir. İçişleri Bakanlığı tarafından verilen görevden uzaklaştırma kararı, işte bu ölçülülük ilkesine ve dolayısıyla hukuka aykırıdır. Zira bu karar hem elverişlilik hem gereklilik hem de orantılılık unsurlarına aykırıdır. Görevden uzaklaştırma kararı, bir tedbirdir. Böyle bir tedbir uygulanmasındaki amaç, belediye başkanının görevde olması halinde soruşturmanın ve kovuşturmanın güvenliği ve kamu esenliği yönünden ciddi sakıncaların ortaya çıkmasını önlemektir.

    Belediye başkanlarının görevde kalması halinde bahse konu soruşturmaların ve kovuşturmaların güvenliği açısından ne gibi bir sakıncanın ortaya çıkacağı belli değildir. Mardin Belediye Başkanı Ahmet Türk dışında, Van Belediye Başkanı ile Diyarbakır Belediye Başkanı hakkında açılan soruşturma ve kovuşturmaların tamamı “Terör örgütü propagandası yapmak” veya “Terör örgütüne üye olmak” suçlamalarından kaynaklanmaktadır. Ahmet Türk hakkındaki soruşturma ve kovuşturmalarda ise bunların yanında “Terör Örgütüne İsteyerek Yardım Etmek” ve “Görevi Kötüye Kullanma” suçlamaları yer almaktadır. Yani Diyarbakır ve Van belediye başkanları hakkında terör örgütüne yardım etme suçlaması dahi yoktur. Bir kişinin terör örgütü propagandası yaptığı iddia ediliyorsa, söz konusu kişinin yapmış ve bitirmiş olduğu davranışlarına yönelik soruşturma başlatılır. Delilleri hızlıca toplanabilecek böyle bir suçlama halinde, kişinin belediye başkanı olmasının soruşturma ve kovuşturmanın güvenliği açısından hiçbir etkisi yoktur. Aynı şey, terör örgütü üyeliği suçlaması için de geçerlidir. Bir kişinin belediye başkanı olup olmamasının, bu soruşturma ve kovuşturmaların güvenliğiyle hiçbir ilgisi yoktur. Haliyle söz konusu işlem, ulaşılmak istenen amaç için elverişli değildir.

    İdare tarafından söz konusu kişilerin belediye kaynaklarını terör örgütlerine tahsis ettikleri iddia edilmektedir. Diyarbakır ve Van belediye başkanları hakkında bu konuda bir soruşturma veya kovuşturma bulunmadığını da eklemek gerekmektedir. Bu kişiler hakkında böyle bir soruşturma ve kovuşturma bulunuyor olsa bile, bu kişilerin belediye kaynaklarını terör örgütlerine tahsis etmelerini görevden uzaklaştırmayla engellemek hem gereklilik ilkesine hem de orantılılık ilkesine aykırıdır. Zira belediyeler, Sayıştay denetimine tabidirler. Belediyelerin faaliyetlerini ve ayırdıkları kaynakları ne şekilde dağıttıklarını her an kontrol etmek mümkündür. Belediyelerin iddia edildiği gibi terör örgütlerine kaynak tahsis etmesini belediyelerin faaliyetlerini kontrol ederek, gerektiği noktada belediyenin yaptığı işleme karşı tedbir kararı alarak, belediyenin kaynak ayırdığı iddia konusu şirketlere kayyım atayarak ve malvarlıklarına el koyarak ve benzer onlarca araçla engellemek mümkündür. Bunlar gibi onlarca önlem alınabilecek iken, yüz binlerce insanın oy vererek seçtiği bu kişiler hakkında görevden uzaklaştırma kararı verilmesi gereksiz ve orantısızdır. 

    • Soruşturma ve Kovuşturmalar Belediye Başkanlarının Görevleriyle İlgili Suçlardan Kaynaklanmamaktadır

    Görevden uzaklaştırma kararı ancak belediye başkanı hakkında açılan soruşturma ve kovuşturmaların belediye başkanının göreviyle ilgili bir suçtan kaynaklanması halinde verilebilir. Burada kastedilen görevle ilgili suçun net bir tanımı yoktur. Danıştay içtihatları, benzer diğer mevzuatlar ve doktrine göre ise bu suçlar evrakta sahtecilik, görevi kötüye kullanma, rüşvet, irtikap, zimmete para geçirme gibi suçlardır.

    Diyarbakır ve Van belediye başkanları hakkında açılan soruşturma ve kovuşturmalar, terör örgütüne üye olma veya terör örgütü propagandası yapma suçlamalarını içermektedir. Bu suçların, belediye başkanının göreviyle hiçbir ilgisi yoktur. Bu suçların terör suçları olması, onları belediye başkanlığı göreviyle ilgili suçlar haline getirmez.

    Diyarbakır Belediye Başkanı Adnan Selçuk Mızraklı ve Van Belediye Başkanı Bedia Özgökçe Ertan, 31 Mart 2019 yerel seçimlerini kazanarak mazbatalarını almışlar ve göreve başlamışlardır. İçişleri Bakanlığı’nın görevden uzaklaştırma kararına dayanak gösterdiği kovuşturmalardan Adnan Selçuk Mızraklı hakkındaki kovuşturma 2017 tarihli, Bedia Özgökçe Ertan hakkındaki kovuşturma ise 2016 tarihlidir. Bu iki kişi hakkındaki diğer dayanakların tamamı soruşturmadır. Yani ortada bir dava yoktur. Bu soruşturmaların da bazıları 2016 ve 2018 tarihlidir. Dolayısıyla bahsedilen bu dayanaklar, kişilerin belediye başkanı olmasından önce işlediği iddia edilen suçlara ilişkindir. Bu nedenle belediye başkanının göreviyle hiçbir ilgileri olamaz.

    Şimdi Ne Olacak?

    Büyükşehir Belediye Başkanının görevden uzaklaştırılması halinde ne olacağı, 5393 sayılı Belediye Kanunu’nun 45. ve 46.maddelerinde düzenlenmiştir. Bu kanunun yürürlüğe girdiği 13.07.2005 tarihinden 15.08.2016 tarihine kadar bu hükümlerde hiçbir değişiklik yapılmamıştır.

    Maddelerin eski haline göre bir belediye başkanı görevden uzaklaştırılırsa, vali tarafından belediye meclisi 10 gün içerisinde toplanır. Toplanan meclis, belediye başkan vekilini gizli oyla seçer. Seçilen başkan vekili, görevden uzaklaştırılan belediye başkanı görevine dönünceye kadar görev yapar. (Madde 45)

    Eğer herhangi bir nedenle belediye başkan vekili seçimi yapılamazsa, seçim yapılana kadar İçişleri Bakanı tarafından bir başkan vekili görevlendirilir. (Madde 46)

    15.08.2016 tarihinde kararlaştırılan 674 sayılı OHAL KHK’sı, 45.maddeye bir ekleme yapmıştır. Bu eklemeye göre eğer belediye başkanı terör veya terör örgütlerine yardım ve yataklık suçları sebebiyle görevden uzaklaştırılırsa, bu durumda belediye meclisi toplanarak başkan vekili seçmemekte, doğrudan 46.madde uyarınca İçişleri Bakanı tarafından “atama” yapılmaktadır. Yine bu eklemeye göre, bu belediyelerde başkanın çağrısı olmadan meclis toplanamayacaktır.

    Yani 12 Eylül rejiminin getirdiği görevden uzaklaştırma söz konusu olduğunda, OHAL KHK’sı rejimi ile getirilen düzenleme uyarınca belediye meclisinin belediye başkan vekili seçme yetkisi elinden alınmıştır.

    Kanun uyarınca İçişleri Bakanı tarafından atanan başkan vekili, belediye meclisinde “seçim yapılana kadar” görevlendirilecektir. Fakat belediye meclisi bu atanan kişinin çağrısı olmadan toplanamayacaktır. Yapılan değişiklik ile meclis toplansa dahi, seçim yapmak gibi bir zorunluluk bulunmamaktadır.

    Bu nedenle, şimdi ne olacak sorusunun cevabı daha önce yaşananlardan bir farklılık arz etmeyecektir. Seçilmişler yerine atanan kayyum valiler, bir sonraki seçim dönemine kadar başkan vekili sıfatıyla belediyeyi yönetmeye devam edeceklerdir.

    İçişleri Bakanlığı tarafından verilen görevden uzaklaştırma kararına karşı yargı yolu açıktır. Söz konusu karar bir idari işlemdir ve idari işlemin iptali davasına konu edilebilecektir. Türkiye’de yargının hali hazırdaki durumu ortadayken, böyle bir iptal davasının olumsuz sonuçlanacağı düşünülebilir. Ancak ne olursa olsun, bu hukuksuz ve anti-demokratik kararlara karşı yapılması gereken hukuk sınırları içerisinde mücadele etmektir. Halkların Demokratik Partisi ve hatta diğer partiler, olumsuz sonuçlanacağından emin olsalar dahi idari hukuk yolunu kullanmalıdırlar. Fiili durum ne kadar karamsar ve olumsuz olursa olsun, Türkiye Cumhuriyeti Devletinin bir hukuk devleti olduğu konusunda bu ilkeyi benimseyen her vatandaş ısrar etmek mecburiyetindedir. İdari hukuk yollarının yanında, şartları varsa Anayasa Mahkemesi ve AİHM başta olmak üzere ilgili tüm hukuki yollara başvurulmalıdır.

    Türkiye’nin bekası ve istikbali, şeffaf ve modern bir hukuk devleti olmasındadır. Hukuka aykırı ve keyfi yollarla halkın iradesinin gasp edilmesi, herkesten çok terör örgütlerine yarayacaktır.

    Siyaset
    Paylaş Twitter Facebook LinkedIn Email WhatsApp
    Önceki İçerikFaizleri İndirmek Tüm Sorunlarımızı Çözer mi?
    Sonraki İçerik Netflix’i ve Türkiye’yi Apolitikler mi Kurtaracak?

    Diğer İçerikler

    Videolar

    Parlamenter Sistem Nasıl Geri Gelecek? | Çavuşesku’nun Termometresi #252

    8 Mayıs 2025 Melis Konakçı, İlkan Dalkuç ve Burak Bilgehan Özpek
    Yazılar

    Savaşların Kazananı Olur Mu?

    7 Mayıs 2025 Oytun Meçik
    Yazılar

    Türkiye’de Serbest Gazeteciliğin Geleceği: Zorluklar ve Çözüm Yolları

    3 Mayıs 2025 Gökhan Korkmaz

    Yorumlar kapalı.

    Güncel İçerikler

    Yatırım mı Sömürü mü?: ABD ve Ukrayna Arasında Tartışmalı Maden Anlaşması

    14 Mayıs 2025 Yazılar Cem Özen

    Dünya Gündemi: Trump’ın Körfez Turu, ABD-Çin Ticaret Savaşlarında Geçici Ateşkes

    13 Mayıs 2025 Bültenler Bahadır Çelebi

    Abdülhamid ve Sherlock Holmes

    12 Mayıs 2025 Yazılar Umut Dağıstan

    ABD Gündemi: Trump’ın İlk 100 Günü, Sol Muhalefet Meydanlarda, Kamuda Tasfiyeler, Mineral Anlaşması

    10 Mayıs 2025 Bültenler Emrullah Özdemir

    E-Bültene Abone Olun

    Güncel içeriklerden ilk siz haberdar olun




    Archives

    • Mayıs 2025
    • Nisan 2025
    • Mart 2025
    • Şubat 2025
    • Ocak 2025
    • Aralık 2024
    • Kasım 2024
    • Ekim 2024
    • Eylül 2024
    • Ağustos 2024
    • Temmuz 2024
    • Haziran 2024
    • Mayıs 2024
    • Nisan 2024
    • Mart 2024
    • Şubat 2024
    • Ocak 2024
    • Aralık 2023
    • Kasım 2023
    • Ekim 2023
    • Eylül 2023
    • Ağustos 2023
    • Temmuz 2023
    • Haziran 2023
    • Mayıs 2023
    • Nisan 2023
    • Mart 2023
    • Şubat 2023
    • Ocak 2023
    • Aralık 2022
    • Kasım 2022
    • Ekim 2022
    • Eylül 2022
    • Ağustos 2022
    • Temmuz 2022
    • Haziran 2022
    • Mayıs 2022
    • Nisan 2022
    • Mart 2022
    • Şubat 2022
    • Ocak 2022
    • Aralık 2021
    • Kasım 2021
    • Ekim 2021
    • Eylül 2021
    • Ağustos 2021
    • Temmuz 2021
    • Haziran 2021
    • Mayıs 2021
    • Nisan 2021
    • Mart 2021
    • Şubat 2021
    • Ocak 2021
    • Aralık 2020
    • Kasım 2020
    • Ekim 2020
    • Eylül 2020
    • Ağustos 2020
    • Temmuz 2020
    • Haziran 2020
    • Mayıs 2020
    • Nisan 2020
    • Mart 2020
    • Şubat 2020
    • Ocak 2020
    • Aralık 2019
    • Kasım 2019
    • Ekim 2019
    • Eylül 2019
    • Ağustos 2019
    • Temmuz 2019
    • Haziran 2019
    • Mayıs 2019
    • Nisan 2019
    • Mart 2019

    Categories

    • Asterisk2050
    • Bültenler
    • Çeviriler
    • D84 INTELLIGENCE
    • EN
    • Forum
    • Özetler
    • Podcast
    • Röportajlar
    • Uncategorized
    • Videolar
    • Yazılar
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    İçerik
    • Yazılar
    • Podcast
    • Forum
    • Röportajlar
    • Çeviriler
    • Özetler
    • Bültenler
    • D84 INTELLIGENCE
    Konular
    • Siyaset
    • Ekonomi
    • Dünya
    • Tarih
    • Kültür Sanat
    • Spor
    • Rapor
    • Gezi
    Sosyal Medya
    • Twitter
    • Facebook
    • Instagram
    • Youtube
    • LinkedIn
    • Apple Podcast
    • Spotify Podcast
    • Whatsapp Kanalı
    Kurumsal
    • Anasayfa
    • Hakkımızda
    • İletişim
    • Yazarlar
    • İçerik Sağlayıcılar
    • Yayın İlkeleri ve Yazım Kuralları
    © 2025 DAKTİLO1984
    • KVKK Politikası
    • Çerez Politikası
    • Aydınlatma Metni
    • Açık Rıza Beyanı

    Arama kelimesini girin ve Enter'a tıklayın. İptal etmek için Esc'ye tıklayın.

    Çerezler

    Sitemizde mevzuata uygun şekilde çerez kullanılmaktadır.

    Fonksiyonel Her zaman aktif
    Sitenin çalışması için ihtiyaç duyulan çerezlerdir
    Preferences
    The technical storage or access is necessary for the legitimate purpose of storing preferences that are not requested by the subscriber or user.
    İstatistik
    Daha iyi bir kullanıcı deneyimi sağlamak için kullanılan çerezlerdir The technical storage or access that is used exclusively for anonymous statistical purposes. Without a subpoena, voluntary compliance on the part of your Internet Service Provider, or additional records from a third party, information stored or retrieved for this purpose alone cannot usually be used to identify you.
    Pazarlama
    Size daha uygun içeriklerin iletilmesi için kullanılan çerezlerdir
    Seçenekleri yönet Hizmetleri yönetin {vendor_count} satıcılarını yönetin Bu amaçlar hakkında daha fazla bilgi edinin
    Seçenekler
    {title} {title} {title}